Mısır su sorununa çözüm için diplomasi trafiğini arttırdı

Mısır, Arap ve Avrupa ülkelerinin Mısır’ın su haklarını desteklemesi için faaliyetlerini yoğunlaştırıyor

Mısır şehirlerinde su kanallarını geliştirmeye yönelik çalışmalardan bir kare (Mısır Sulama Bakanlığı)
Mısır şehirlerinde su kanallarını geliştirmeye yönelik çalışmalardan bir kare (Mısır Sulama Bakanlığı)
TT

Mısır su sorununa çözüm için diplomasi trafiğini arttırdı

Mısır şehirlerinde su kanallarını geliştirmeye yönelik çalışmalardan bir kare (Mısır Sulama Bakanlığı)
Mısır şehirlerinde su kanallarını geliştirmeye yönelik çalışmalardan bir kare (Mısır Sulama Bakanlığı)

Etiyopya’nın inşa ettiği Nahda (Hedasi) Barajı sebebiyle Mısır ve Etiyopya arasındaki ihtilaf devam ederken Arap ülkeleri ve Avrupa düzeyindeki faaliyetlerini yoğunlaştırdı. Mısır Başbakanı Mustafa Medbuli, 2015 yılında imzalanan İlkeler Bildirgesi Sözleşmesi de dahil olmak üzere uluslararası hukuk kapsamındaki taahhütlere uyulması gerektiğini vurguladı.
Mısır, Sudan ve Etiyopya, Nil’in ana kolu üzerinde inşa edilen barajın doldurulması ve işletilmesi konusunda anlaşmaya varılması umuduyla 10 yıldır aralıklı olarak, sonuç vermeyen müzakereler gerçekleştiriyor. Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi, Eylül ayı ortasında, üç ülkeyi makul bir süre içerisinde bağlayıcı bir anlaşmaya varmak amacıyla Afrika Birliği himayesinde, müzakerelerin yeniden başlatılmasını teşvik eden bir ‘başkanlık bildirisi’ yayınladı.
Geçtiğimiz günlerde Tunus’ta gerçekleştirilen Mısır-Tunus görüşmelerinde, Nahda Barajı dosyası özel bir yer kapladı. Tunus, “Tunus’un Nahda (Hedasi) Barajı dosyasındaki benimsediği tutum, Mısır’ın tutumu ile aynıdır” dedi. Tunus Başbakanı Necla Budin ülkesinin, Arap su güvenliğinin ayrılmaz bir parçası olması sebebiyle Mısır’ı ve Mısır’ın su güvenliğini desteklemeye yönelik sağlam tutumunu vurguladı. Aralık ayında Tunus, “Mısır, Sudan ve Etiyopya arasında, Nil Nehri sularının herhangi bir tarafın çıkarına zarar vermeyecek şekilde paylaşımı konusunda tatmin edici bir anlaşmaya varması için çaba sarf ettiğini” açıkladı.
Tunus Dışişleri Bakanı Osman el-Cerendi o zamandaki Etiyopyalı mevkidaşı Demeke Mekonnen ile yaptığı görüşmede, BM Güvenlik Konseyi’nin daimi olmayan bir Afrika üyesi olarak Tunus’un, Mısır, Sudan ve Etiyopya için üç taraf arasında, Nil sularının hiçbir tarafın menfaatini etkilemeyecek şekilde paylaşılması ve Nil’in bu ülkeler için hayati bir kaynak olması, gerilim ve anlaşmazlık sebebi olmaması konusunda, mutabakata dayalı ve tatmin edici bir çözüme ulaşması için elinden gelen her şeyi yaptığını söyledi.
Diğer yandan Etiyopya ise daha önce, Tunus’un BM Güvenlik Konseyi’ne bir karar taslağı sunmasının ardından eleştirilerde bulunmuş ve Addis Ababa’ya Nil’in aşağı havzadaki ülkelere zarar verecek tek taraflı önlemleri durdurma çağrısında bulunmuştu.
Bu bağlamda, Mısır Başbakanı dün akşam yaptığı açıklamalarda, Tunus ziyaretinin oturum aralarında, Tunus’un Arap su güvenliğinin ayrılmaz bir parçası olarak, Mısır’ın su güvenliğini desteklemesini ayrıca bölgesel ve uluslararası forumlarda ve BM Güvenlik Konseyi üyeliği sırasında Nahda Barajı konusunda Mısır’ı desteklemedeki aralıksız çabaları konusundaki tutumuna yönelik takdirlerini ilettiğini belirtti.
Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah es-Sisi daha önce, Mısır, Sudan ve Etiyopya arasında barajın doldurulması ve işletilmesine ilişkin kurallarla ilişkili olarak kapsamlı, adil ve yasal olarak bağlayıcı bir anlaşmaya varılmasının ve uluslararası toplumun bu yönde ilerlemesinin önemine dikkat çekmişti. Baraj konusu, Mısır Dışişleri Bakanı Samih Şukri ve Danimarkalı mevkidaşı Jeppe Kofod arasında Danimarka’da yapılan son görüşmelerde de önemli bir yer aldı. Görüşmede Kahire, Nahda Barajı konusundaki konumunun değişmeyeceğini vurguladı. Bu bağlamda, Kahire ve Hartum, Addis Ababa’dan, barajın öngörülen olumsuz etkilerini sınırlanmasını garanti eden bağlayıcı bir yasal anlaşma imzalanmadan önce, barajın dolum ve işletimi konusunda tek taraflı herhangi bir adım atmaktan kaçınmasını talep ediyor.
Bunun yanı sıra, Mısır Su Kaynakları ve Sulama Bakanı Muhammed Abdulati, “Sulama Bakanlığı birimleri, Cumhurbaşkanlığı’nın 9,90 milyar Mısır lirası değerindeki bir maliyetle, 20 şehirde başlattığı Onurlu Yaşam girişiminin ilk aşamasının 54 merkezinde, kanalların bakımı, sel tehlikelerine karşı koruma, Nil Nehri kıyılarının korunması ve güneş enerjisi ile yer altı kuyularının işletilmesine ilişkin 195 proje hayata geçiriliyor” dedi.
Mısırlı Bakan dün Onurlu Yaşam girişimi çerçevesinde yürütülen su projelerinin gözden geçirilmesi sırasında, bakanlığın en çok yardıma ihtiyacı olan topluluklar için kapsamlı bir kalkınma sağlamayı ve bir dizi hizmet ve kalkınma faaliyetinin uygulamaya konulması ile söz konusu alanlarda vatandaşların yükünü hafifletmeyi amaçlayan Cumhurbaşkanlığı girişimine, merkez konumda katıldığını belirtti. Bakan Onurlu Yaşam kapsamında geliştirme çalışmaları tamamlanan kanalların uzunluklarının yaklaşık 2058 km olduğunu ve 1892 km ye varan bir uzunlukta çalışmaların devam ettiğini ve geliştirme çalışmaları için hedef için belirlenen uzunluğun 3 bin 950 kilometre olduğunu belirtti.



Irak, sınır şeridi boyunca "entegre savunma ağı"nın tamamlandığını duyurdu

7.Sınır Tugayı'na bağlı 3. Alay, sınır şeridi boyunca güvenlik ve istikrarı sağlamak amacıyla sorumluluk alanındaki engebeli vadilerde denetim operasyonu yürütüyor (Irak Sınır Kuvvetleri Komutanlığı Facebook hesabı)
7.Sınır Tugayı'na bağlı 3. Alay, sınır şeridi boyunca güvenlik ve istikrarı sağlamak amacıyla sorumluluk alanındaki engebeli vadilerde denetim operasyonu yürütüyor (Irak Sınır Kuvvetleri Komutanlığı Facebook hesabı)
TT

Irak, sınır şeridi boyunca "entegre savunma ağı"nın tamamlandığını duyurdu

7.Sınır Tugayı'na bağlı 3. Alay, sınır şeridi boyunca güvenlik ve istikrarı sağlamak amacıyla sorumluluk alanındaki engebeli vadilerde denetim operasyonu yürütüyor (Irak Sınır Kuvvetleri Komutanlığı Facebook hesabı)
7.Sınır Tugayı'na bağlı 3. Alay, sınır şeridi boyunca güvenlik ve istikrarı sağlamak amacıyla sorumluluk alanındaki engebeli vadilerde denetim operasyonu yürütüyor (Irak Sınır Kuvvetleri Komutanlığı Facebook hesabı)

Irak Haber Ajansı'nda bugün yer alan habere göre Sınır Kuvvetleri Komutanlığı, tüm komşu ülkeler dahil olmak üzere Irak'ın bütün sınır şeridinde "entegre savunma ağı"nın tamamlandığını duyurdu.

Şarku’l Avsat’ın Ajans’tan aktardığına göre Komutanlık, “Suriye sınırında 618 kilometreden uzun tahkimat çalışmalarına 2022'de başladığını ve "Şu ana kadar beton güvenlik duvarının 350 kilometresinde çalışmaların tamamlandığını, sızma ve kaçakçılığı önlemek için kalan tüm boşlukların kapatılması çalışmalarının devam ettiğini" ifade etti.

7. Sınır Tugayı'na bağlı 3. Alay, sınır şeridi boyunca güvenlik ve istikrarı sağlamak amacıyla sorumluluk alanındaki engebeli vadilerde denetleme operasyonu yürütüyor (Irak Sınır Kuvvetleri Komutanlığı Facebook hesabı)7. Sınır Tugayı'na bağlı 3. Alay, sınır şeridi boyunca güvenlik ve istikrarı sağlamak amacıyla sorumluluk alanındaki engebeli vadilerde denetleme operasyonu yürütüyor (Irak Sınır Kuvvetleri Komutanlığı Facebook hesabı)

Sınır Kuvvetleri Komutanlığı, tahkimatların sadece beton duvarla sınırlı olmadığını, hendekler, dikenli teller, erken uyarı sistemleri, gece ve gündüz gözetleme kameraları gibi çok sayıda engelin bulunduğunu belirtti.

Komutanlık, tüm komşu ülkelerle sınırlarda sınır tahkimatlarının uygulandığını, ancak "her bölgedeki güvenlik tehditlerine bağlı olarak farklı derecelerde" uygulandığını vurguladı.


Güney Lübnan'da İsrail’in bir araca düzenlediği hava saldırısında bir genç hayatını kaybetti

İsrail'in Frun'a düzenlediği saldırının gerçekleştiği yerden bir görüntü, (X)
İsrail'in Frun'a düzenlediği saldırının gerçekleştiği yerden bir görüntü, (X)
TT

Güney Lübnan'da İsrail’in bir araca düzenlediği hava saldırısında bir genç hayatını kaybetti

İsrail'in Frun'a düzenlediği saldırının gerçekleştiği yerden bir görüntü, (X)
İsrail'in Frun'a düzenlediği saldırının gerçekleştiği yerden bir görüntü, (X)

İsrail ordusunun bugün Güney Lübnan'daki Zavtar el-Şarkiye'de düzenlediği saldırıda bir gencin öldürülmesiyle yeni bir gerilim yaşandı. UNIFIL ise sınırda devam eden gerginliğin ortasında Lübnan'ın egemenliğine saygı gösterilmesi çağrısını yineledi.

Ulusal Haber Ajansı'nın (NNA) haberine göre, İsrail'in Lübnan'ın güneyindeki Zavtar bölgesinde bir aracı hedef alan hava saldırısında bugün bir Lübnanlı genç hayatını kaybetti.

Ajans haberinde, "Genç Kamil Reda Karabaş, İsrail insansız hava aracının (İHA) Ayn el-Semahiye yolunda seyir halindeki aracına iki güdümlü füzeyle saldırması sonucu şehit oldu. Ambulans ekipleri olay yerine geldi" ifadelerini kullandı.

İsrail ordusu ayrıca Bint Cubeyl sektörüne bağlı Frun kasabasında bir Hizbullah mensubunu hedef alan hava saldırısı düzenlediğini duyurdu.

Ordu sözcüsü Avichay Adraee, X hesabından baskına ilişkin bir video yayınlayarak, hedefin "İsrail'e karşı terörist planlar yürüttüğünü" ve faaliyetlerinin "Lübnan ile varılan mutabakatların ihlali anlamına geldiğini" belirtti.

Adraee, ordunun Güney Lübnan'dan gelebilecek "her türlü tehdidi ortadan kaldırmaya" devam edeceğini ifade etti.

Lübnan Halk Sağlığı Acil Durum Operasyon Merkezi, dün yaptığı açıklamada, Frun kasabasında bir aracı hedef alan İsrail hava saldırısında bir vatandaşın hayatını kaybettiğini duyurdu.

UNIFIL: Lübnan'ın egemenliğine saygı gösterilmelidir

Bu arada, Lübnan'daki Birleşmiş Milletler Geçici Gücü (UNIFIL) Başkanı Diodato Abagnara, 1701 sayılı Kararın uygulanmasında ilerleme sağlanması için "Lübnan'ın egemenliğine, birliğine ve toprak bütünlüğüne tam saygı" gösterilmesinin gerekliliğini vurguladı.

"X" platformunda açıklama yapan Abagnara, Lübnan ordusunu destekleme taahhüdünü teyit ederek, orduyu güneyde "istikrarı sağlamada kilit ortak" olarak nitelendirdi. Ayrıca, Lübnan ordusunun bölgede yeniden konuşlandırılmasını, devlet otoritesinin genişletilmesinde hayati bir adım olarak değerlendirdi.

İsrail, Gazze'deki savaş sonrasında Hizbullah ile yaşanan çatışmanın ardından bir yıl önce varılan ateşkes anlaşmasına rağmen güney ve doğuda saldırılarını sürdürüyor. Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgiye göre ateşkes anlaşmasının amacının "partinin askeri kapasitesini yeniden inşa etmesini engellemek" olduğu belirtiliyor.


Irak'ın "Koordinasyon Çerçevesi" "bir lider değil, bir cumhurbaşkanı" istiyor

Iraklılar, 17 Kasım 2025'te Bağdat'taki bir kafede seçim sonuçlarını izlemek için toplandılar (AFP)
Iraklılar, 17 Kasım 2025'te Bağdat'taki bir kafede seçim sonuçlarını izlemek için toplandılar (AFP)
TT

Irak'ın "Koordinasyon Çerçevesi" "bir lider değil, bir cumhurbaşkanı" istiyor

Iraklılar, 17 Kasım 2025'te Bağdat'taki bir kafede seçim sonuçlarını izlemek için toplandılar (AFP)
Iraklılar, 17 Kasım 2025'te Bağdat'taki bir kafede seçim sonuçlarını izlemek için toplandılar (AFP)

11 Kasım 2025'te yapılan Irak parlamento seçimlerinden bir hafta sonra, "Koordinasyon Çerçevesi"ndeki 12 Şii parti lideri, başbakan adayı gösterme yetkisine sahip "en büyük blok" olduklarını belirten bildiriyi imzaladı. Görevden ayrılan Başbakan Muhammed es-Sudani'nin, ikinci bir dönem için göreve devam etme niyeti konusunda yaşanan anlaşmazlığın ardından imza töreninde hazır bulunması dikkat çekiciydi.

Şarku'l Avsat'ın kaynaklardan edindiği bilgiye göre, "koordinasyon çerçevesindeki üç önemli Şii lider, güçlü yetkilere ve tam desteğe sahip bir icra direktörü gibi birini bulma konusunda anlaştı, ancak bu pozisyonda siyasi bir lider istemiyorlar."

Kaynaklar, "Koordinasyon Çerçevesi"ndeki kilit liderlerin, bir sonraki aşamada pozisyonu yönetecek siyasi denklemi değerlendirmek üzere pozisyon için aday listelerinin incelenmesini geçici olarak durdurduğunu bildirdi ve "Es-Sudani'nin kısa listeye girdiğini, ancak farklı bir durumda olduğunu" vurguladı.

Eski Başbakan Nuri el-Maliki, Sudani'nin göreve dönmesine şiddetle karşı çıkıyor, ancak koalisyon içindeki sınırlı sayıda parti, "mevki için yeni kriterler kabul edilirse" itiraz etmeyecek. Şii bir lider, "koalisyon içindeki liderlerin son zamanlarda masada oturan ve önemli kararlar hakkında lider olarak oy kullanma hakkına sahip olan kişilerin sayısının artmasından duydukları hoşnutsuzluğu ve kızgınlığı dile getirdiklerini" belirtti.