Suudi Arabistan’ın başkenti Riyad'da düzenlenen, Müslüman alimlerin ve Müslüman azınlıkların yaşadığı ülkelerin temsilcilerinin yanı sıra dünyanın dört bir yanından din adamları ve aydınların katıldığı Dinlerin Takipçileri Arasında Ortak Değerler Forumu etkinlikleri dün din adamları arasında dinin, toplumların fikirlerinin şekillenmesindeki ve dinlerin takipçileri arasındaki manevi ilhamdaki etkisinden dolayı her medeniyette merkezi bir yeri olduğu konusunda fikir birliğinin oluşmasıyla sona erdi. Forum katılımcıları, dini öğretileri, bazı aşırılıkçıların yanlış uygulamalarıyla karıştırılması ve dinin manevi anlamından saptıran herhangi bir amaca hizmet için kullanılmaması gerektiğini vurguladılar.
Forum sonunda yayınlanan ortak bildiride, dünyanın ‘ciddi bir irade, güçlü bir kararlılık ve akıllıca önlemler’ yoluyla çatışmalara çözüm için uluslararası mekanizmaları harekete geçirmesi ihtiyacının daha arttığı vurgulandı. Kardeşlik toplantılarının, ortak fikirleri ifade etme ve çağdaş insanın yolunu düzeltmesine etkin bir şekilde katkıda bulunma konusunda bir fırsat olduğu belirtildi.
Her dinin veya mezhebin öğretilerinin, Yaratıcı'nın farklılıklardaki bilgeliği tarafından kapsanan insan çeşitliliğini temsil ettiği, dinin bazı kişilerin yanlış uygulamalarıyla karıştırılması ve manevi anlamından saptıran amaçlar için kullanılmaması gerektiği şeklinde anlaşılması ve ele alınması konusunda fikir birliğine varan katılımcılar, toplumların fikirlerinin şekillenmesindeki etkisi ve inananlara verdiği manevi ilhamı nedeniyle her medeniyette dinin merkezi bir yeri olduğunu vurguladılar.
Dün yayınlan ortak bildiride, katılımcılar arasında varılan uzlaşının ortak dini ilkelere, insani değerlerin ciddi ve dürüst bir ruhla somutlaştırılmasını isteyen uluslararası sözleşmelere, dini liderlere, sembollere ve varlıklara verilen görevin ve bunların halkların vicdanı üzerindeki derin etkisine dayandığı belirtildi.
Medeniyetler çatışması tezlerini kınayan katılımcılar, bu tezlerle liyakat ve ahlak olmadan dini, kültürel, siyasi ve ekonomik hegemonya dayatmaya çalışıldığını belirttiler. Katılımcılar ayrıca nefreti ve ırkçılığı şiddet, terör ve bölünmenin en büyük kışkırtıcıları olarak niteleyerek kınadılar.
Bildiride ayrıca, bu önemli insan inşasının ana çıkış noktası olarak herkesi birbirine bağlayan ortak değerlerin hatırlatılmasının önemi ile insanlığa tüm haklarıyla ‘dürüst, adil ve etkin’ bir şekilde hizmet etmek, dini ve kültürel özellikleri gözlemlemenin ve bunlar üzerinde herhangi bir dayatma olmamasının önemini vurgulamak amacıyla uluslararası bir ittifak kurulması tavsiyesinde bulunuldu.
Katılımcılar, sorumlu ulusal ve uluslararası kurumları, ilgili uluslararası ve ulusal yasalara saygı gösterilmesi, toplumun çekirdeğini temsil eden aile birliğinin korunması ve eğitimin kalitesine özen gösterilmesi çerçevesinde tüm özgürlükleri garanti altına alan tüm alanlarda ciddi bir şekilde çalışmaya çağırdılar.
Başta medya olmak üzere toplumlar üzerinde etkili olan çeşitli platformlara kendilerine emanet edilen ahlaki dürüstlüğü, kamuoyunu yönlendirmede en etkili unsur olarak görmeye çağıran katılımcılar, tüm ülkelere ve uluslararası topluma, ibadethanelerde yeterli düzeyde koruma sağlanması, ibadethanelere özgürce erişimin sağlanması, manevi rolünün korunmasının yanı sıra ibadethanelerin fikri ve siyasi çatışmalardan ve mezhepçi anlaşmazlıklardan uzak tutulması için mümkün olan her türlü çabayı gösterme çağrısında bulundular.
Dünyanın dört bir yanındaki dini kurumlara, ılımlı söylemleri teşvik etme ve nefreti körükleyen aşırılık yanlısı söylemleri reddetme, dini sembollerin ve kutsalların baltalanmasının suç sayma ve buna karşı ciddi girişimleri destekleme çağrısı da yapılan bildiride dinlerin takipçilerini hedef alan tüm aşırılıkçı, şiddet yanlısı ve terörist uygulamalar kınandı.
Ayrıca katılımcılar, dinlerin toplumlar üzerindeki etkisinin merkeziliğini ve ‘Ortak İnsani Değerler Ansiklopedisi’ adında uluslararası bir ansiklopedinin çıkarılmasını ele alan ‘Dinlerin Katılımcıları Arasında Köprülerin İnşası için Dini Diplomasi Forumu’ adlı uluslararası bir forumun başlatıldığını duyurdular. Katılımcılar Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu’ndan, insan kardeşliğinin meyve verdiği, değerlerin birleştiği bir nokta olarak dünya genelinde bir gün ilan etmesini istediler.
Dünya İslam Birliği’nin (Rabıta) Genel Sekreteri Dr. Muhammed el-İsa, herkesin kendi çıkarlarını arama hakkına sahip olduğunu, ancak bunun katılımcılar tarafından savunulan başta uluslararası sözleşmeler, antlaşmalar ve ilkeleri içeren dini ve insani değerlerle olması gerektiğini, dünyanın anlayış, işbirliği ve barıştan başka seçeneği olmadığını anlamasının önemini vurguladı.
‘Dini diplomasinin’ zor zamanlarda farkındalık yaratmayı amaçladığını belirten Dr. İsa, ‘aydınlanmış’ dini diplomasinin gücünün, samimi niyetlerle hem akıllara hem de kalplere hitap eden yumuşak güç olduğuna dikkati çekti. ‘Dini ve fikri alanda’ aktif ve etkili isimlerin katıldığı bu forumda, ortak bir manevi kavramla evrensel bir insan anayasası gibi bir Ortak İnsani Değerler Ansiklopedisi’nin ortaya koyulabilmesini umduğunu dile getiren Dr. İsa, ortak değerlerin tamamen tutarlı olduğunu, dini ve kültürel mahremiyeti korumanın önemiyle asla çelişmediğini vurguladı.
Emirlik Şeriat Fetvaları Konseyi Başkanı ve Müslüman Toplumlar İçin Barışı Teşvik Forumu Başkanı Şeyh Abdullah bin Bayh, bu forumun ortak dini eylem sürecinde yeni bir adımı temsil ettiğini belirtti.
Öte yandan Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) Fetva Konseyi Başkanı ve Müslüman Alimler Birliği Başkan Yardımcısı Şeyh Abdullah Bin Beyye, forumun ortak dini eylem sürecinde yeni bir adımı temsil ettiğini söyledi. Şeyh Bin Beyye, çeşitli dinlerin temsilcilerinin evrensel değerlerdeki ve barış, dayanışma ve adalet değerlerindeki fikir birliklerini somutlaştırmak için bir araya geldiklerini ve bunu pratik girişimlerle gerçekleştirmenin yollarını aradıklarını kaydetti.
Mısır Başmüftüsü Dr. Şevki Allam ise dinlerin takipçileri arasında herhangi bir düşmanlık yahut kin varsa, köprülerin inşa edilmesi ve bunların getirilerinden yararlanılmasının mümkün olmayacağını belirterek “Allah, bizi dünyayı inşa etmeye değil, bizi sevmeye ve istisnasız herkesin iyiliğini istemeye teşvik ediyor” ifadelerini kullandı.
İstanbul Rum Ortodoks Ekümenik Patriği I. Bartholomeos da ’barışa giden en iyi yolun samimi bir dini diyalog olduğunun’ altını çizdi. Medeniyetler arası ‘kaçınılmaz’ çatışma teorisini tamamen reddettiğini vurgulayan I. Bartholomeos, sürdürülebilir bir dünya için işbirliğinin şart olduğunu ve diğerlerine açılmanın kimliğimizi tehdit etmediğini, aksine daha da güçlendirdiğini belirtti. Dini mirasın, insanlık için bir ilham kaynağı olduğunu ve barışı sağlamak için büyük bir potansiyeli bulunduğunu ifade eden I. Bartholomeos, “Ortak bir geleceğimiz olduğundan ortak bir sorumluluğa ve ortak bir çabaya ihtiyacımız var” dedi. I. Bartholomeos, bugün dünyanın içinden geçmekte olduğu kritik süreç çerçevesinde adil bir barışın tesis edilmesini umduğunu da sözlerine ekledi.
Forumun katılımcılarından ABD Ulusal Evangelistler Birliği (NAE) Başkanı Walter Kim, “Burada barışı ve köprüleri inşa etmek için bir şans olan, geleceğe dair iyimserlik çağrısında bulunan tarihi bir fırsat yakaladık” şeklinde konuştu. Kim, koronavirüs (Kovid-19) salgını sırasında yaşanan krizden sonra dini toplulukların yoksulluğu sona erdirmek için ellerinden gelen her şeyi yapmaları gerektiğinin de altını çizdi.
Malezya Diyanet İşlerinden Sorumlu Devlet Bakanı Şeyh İdris Bin Ahmed, bir arada yaşama ve hoşgörüyü harekete geçirmenin önemini vurguladı.
Roma Başhahamı Ricardo di Segni, tüm dini liderlerin birbirini eğitmekle yükümlü olduğunu vurgulayarak, barışı yaymak için dinin rolünün olumlu olması gerektiğini söyledi.
Hindu Dini ve Hayırsever Vakıflar İdaresi Başkanı Lama Hamandeleshwar Swami Vadisan, “Bu forum, savaşların başarısız olduğu yerlerde başarılı olabilir. Bu yüzden, barışın ve İslam’ın savunucusu Şeyh Dr. Muhammed el-İsa tarafından yönetilen Rabıta tarafından düzenlenen bu forumun katılımcılarından biri olmaktan gurur duyuyorum” şeklinde konuştu.
Sri Lanka ve Japonya'da bir Budist yetkili olan Panajala Obatisa Therou, nefretin nefretle değil, sevgiyle yok edilebileceğini, bu yüzden tüm dinlerin sözlü ve fiziksel biçimleriyle her türlü şiddetten kaçınılması çağrısında bulunması gerektiğini söyledi.
Kafkas Müslümanları İdaresi Başkanı Allahşükür Paşazade ise saldırganlık ve şiddete yol açan kin içerikli söylemlerin günümüzde insanlık için bir tehdit haline geldiğini ifade etti. Paşazade, tehlikenin dinin siyasallaşmasında ve nefret söyleminde yattığının altını çizdi.
Vatikan Devlet Sekreteri (Başbakan) Kardinal Pietro Parolin, Dinlerin Takipçileri Arasındaki Ortak Değerler Forumu’nu ‘tarihi ve olumlu bir olay’ olarak nitelendirirken dinler arası gerçek diyalogun, farklılıkları göz ardı etmeden ortak noktalara odaklanan bir diyalog olduğuna işaret etti. Parolin, gençleri, onları aşırılığa iten nefret söyleminin etkisinden korumak gerektiğini vurguladı.
Dinlerin temsilcileri, dini ve mezhepsel özellikleri anlama konusunda uzlaştı
Dinlerin Takipçileri Arasında Ortak Değerler Forumu, ‘Dinlerin Takipçileri Arasında Köprülerin İnşası için Dini Diplomasi Forumu’ çalışmalarının Riyad’da başlatılmasıyla sona erdi
Dinlerin temsilcileri, dini ve mezhepsel özellikleri anlama konusunda uzlaştı
لم تشترك بعد
انشئ حساباً خاصاً بك لتحصل على أخبار مخصصة لك ولتتمتع بخاصية حفظ المقالات وتتلقى نشراتنا البريدية المتنوعة