Japonya: ABD askeri üsleri, Okinawa sakinlerini rahatsız ediyor

Japonya’da Çin ile artan gerginlik endişe veriyor

15 Mayıs’ta Tokyo’da bir Japon eylemci, ABD askeri üslerine karşı düzenlenen gösteri yakınında sloganlar attı (AFP)
15 Mayıs’ta Tokyo’da bir Japon eylemci, ABD askeri üslerine karşı düzenlenen gösteri yakınında sloganlar attı (AFP)
TT

Japonya: ABD askeri üsleri, Okinawa sakinlerini rahatsız ediyor

15 Mayıs’ta Tokyo’da bir Japon eylemci, ABD askeri üslerine karşı düzenlenen gösteri yakınında sloganlar attı (AFP)
15 Mayıs’ta Tokyo’da bir Japon eylemci, ABD askeri üslerine karşı düzenlenen gösteri yakınında sloganlar attı (AFP)

Japonya, bugün İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra ABD tarafından işgal edilen Okinawa Takımadaları’nın yeniden ele geçirilmesinin 50’nci yıldönümünü kutluyor. Ancak artan bölgesel gerilim zemini karşısında ABD askeri varlığına karşı oluşmuş kızgınlık hâlâ ön planda.
ABD’nin Japonya’yı işgali 1952’de sona erdi. Ancak Japonya’nın Nisan 1945’ten Haziran 1945’e kadar kanlı bir savaşa tanık olan Okinawa adalarını geri alması 20 yıl sürdü. 15 Mayıs’ta Japonya Başbakanı Fumio Kishida’nın katılımıyla düzenlenen resmi törenlerde, yerel halkın kendi topraklarında konuşlanmış ABD üslerine karşı uzun süredir devam eden öfkesi ve Çin’i de içeren bir askeri çatışma tehdidi belirgin şekilde yer aldı.
Japonya’daki 55 bin ABD askerinin çoğunluğu takımadalarda konuşlanırken bu ellinci yıldönüm, Okinawalılar ve ABD üslerinin ‘ağırlığını’ şiddetle eleştiren destekçilerinin gösterileriyle kutlandı. Okinawa Valisi Denny Tamaki, ‘büyük bir yükten’ bahsederken, Başbakan Kishida ise hükümetinin, bu gerçeği çok ciddiye aldığını ve yükü hafifletmek için her türlü çabayı göstermeye devam edeceğini dile getirdi.
Tokyo’da hükümet binasının önünde açlık grevinde olan Okinawalı 30 yaşındaki Jinichiro Motoyama, Fransız Haber Ajansı’na (AFP) yaptığı açıklamada “Bu yıldönümünü kutlayacak havamda değilim” dedi. Okinawa, Japonya’nın toplam arazi alanının yalnızca yüzde 0,6’sını oluşturuyor ve ülkedeki ABD askeri tesislerinin toplam alanının yüzde 70’ten fazlası Okinawa topraklarında bulunuyor.
Şarku’l Avsat’ın AFP’den aktardığı habere göre gürültü ve çevre kirliliği, helikopter kazaları ve 1995 yılında ABD askerleri tarafından 12 yaşındaki bir kızın maruz kaldığı tecavüz de dahil cinsel saldırılar gibi çeşitli olaylar nedeniyle kurallara yönelik memnuniyetsizlik arttı. Motoyama, “Yalnızca ABD üsleri sorunu Okinawa halkını memnun edecek şekilde çözüldüğünde kutlama yapabiliriz” dedi.
Halkın hoşnutsuzluğu, ‘dünyanın en tehlikeli üssü’ olarak tanımlanan Futenma Hava Üssü’nün nüfus yoğunluğunun yüksek olduğu Okinawa’daki mevcut konumundan kuzeydeki daha az yoğun nüfuslu Henoko bölgesine taşınması projesiyle daha da arttı. Birçok vatandaş, üssün Japonya’daki başka bir yere taşınmasını istiyordu. 2019’da bağlayıcı olmayan bir yerel referanduma katılanların yüzde yetmişinden fazlası, üssün Henoko’ya devredilmesine karşı oy kullandı.
Öte yandan bu ay devlet televizyonu tarafından yayınlanan anket, Japonların yüzde 80’inin Okinawa’daki ABD varlığına şüpheyle baktığını gösterdi.
Vatandaşların hoşnutsuzluğuna rağmen yeni üssün inşaatı devam ediyor. Hükümet, Japonya ile stratejik ittifakı çerçevesinde ABD’nin caydırıcı varlığının sürmesinin, Futenma sorununu için ‘tek olası çözüm’ olduğunu vurguladı.
Çin’in bölgedeki artan bölgesel emelleriyle ilgili endişeler, şüphesiz ABD Başkanı Joe Biden’ın bu ay Japonya’ya yapacağı ziyaretin gündeminde olacak. Biden, 15 Mayıs’ta yayınladığı bir mesajda Okinawa’nın tesliminin ABD- Japonya ilişkilerinde ‘bir dönemin sonu’ veya ‘başka bir dönemin başlangıcı’ gibi olduğunu söyledi. Biden, “İttifakımız hiç olmadığı kadar güçlü” dedi.
Kapsamlı bir Çin askeri faaliyeti, ABD’nin Okinawa’daki askeri varlığını daha stratejik hale getirerek, bölge sakinleri arasında olası bir çatışma korkusu uyandırıyor.
ABD askeri varlığının yıllık gelirinin sadece yüzde 5’ini oluşturduğu Okinawa, ulusal ortalamanın iki katından fazla, yani yüzde 30’a yakın çocuk yoksulluğu oranıyla Japonya’nın en yoksul bölgesi. Milletvekilleri, bazı askeri üslerin Okinawa’dan taşınmasının, örneğin daha fazla turist çekerek geliri artırabilecek faaliyetler için alan yaratacağını savunuyor.



İsrail'in Güney Lübnan'daki prefabrik evlere yönelik saldırıları, bölge sakinlerinin ‘geçici barınma’ imkânından mahrum kalmasına neden oluyor

Hadr Avade, Ramazan Bayramı gecesi İsrail tarafından hedef alınan prefabrik evinin enkazı önünde (Şarku’l Avsat)
Hadr Avade, Ramazan Bayramı gecesi İsrail tarafından hedef alınan prefabrik evinin enkazı önünde (Şarku’l Avsat)
TT

İsrail'in Güney Lübnan'daki prefabrik evlere yönelik saldırıları, bölge sakinlerinin ‘geçici barınma’ imkânından mahrum kalmasına neden oluyor

Hadr Avade, Ramazan Bayramı gecesi İsrail tarafından hedef alınan prefabrik evinin enkazı önünde (Şarku’l Avsat)
Hadr Avade, Ramazan Bayramı gecesi İsrail tarafından hedef alınan prefabrik evinin enkazı önünde (Şarku’l Avsat)

Lübnan'ın güney sınır köylerinde yaşayan çok sayıda Lübnanlı, son savaş sırasında İsrail tarafından yıkılan evlerinin yerine yenilerini inşa edebilmek için tazminat ödenmesini ve bölgede güvenliğin yeniden tesis edilmesini beklerken geçici konut olarak prefabrik evleri tercih etti.

Hizbullah ve İsrail arasındaki ateşkes anlaşmasının 27 Kasım'da yürürlüğe girmesinin ve özellikle İsrail'in 18 Şubat'ta sınır kasabalarından çekilmesinin ardından, güney sınır bölgelerindeki insanlar, maliyetinin düşük olması ve kısa sürede kurulabilmesi nedeniyle prefabrik ev seçeneğine yöneldi.

“Evimin enkazının yanına koydum”

Bölgede yaşayan 30 yaşındaki Hadr Avade Şarku’l Avsat'a şunları söyledi: “19 Şubat'ta köylerimize döndükten birkaç gün sonra prefabrik bir ev satın aldım. Küçüktü, bir yatak odası ve küçük bir mutfağı vardı. Ama beni ve beş kişilik ailemi geçici de olsa barındırabilirdi. Lübnan'daki savaşın ilk günlerinde İsrail tarafından yıkılan evimin bahçesinin köşesine, orada biriken molozların yanına yerleştirdim. Sonra da su ve elektriğini bağladım.”

asdfgrthy
Hadr Avade'nin Güney Lübnan'daki Kafr Kila'da bulunan prefabrik evinin hedef alınmadan önceki hali (Şarku’l Avsat)

Sınır kasabası Kafr Kila'nın yerlisi olan Avade, Hizbullah'ın destek cephesi olarak bilinen bölgeye girmesinin ardından 8 Ekim 2023 tarihinde evinden zorla çıkarıldı. Diğer güneylilerle birlikte o da evini kaybetti. O zamandan beri Nebatiye ilçesine bağlı Zebdin kasabasında yerinden edilmiş bir kişi olarak yaşıyor. Avade, “Bir buçuk yıldan fazla bir süredir kiraladığım evde kalmak yerine prefabrik evde yaşamayı ve memleketime dönmeyi tercih ettim” dedi.

“Geri dönmeyin”

Prefabrik ev, barınma yardımı olarak aldığı 5 bin dolara mal oldu. Ramazan Bayramı'nın ilk günü taşınmayı tercih etti, ancak İsrail bunu yapmasını engelledi. İsrail ordusu Ramazan Bayramı gecesi evi bir füzeyle hedef aldı.

Aynı gece İsrail, Kafr Kila'daki birkaç prefabrik evi daha hedef aldı ve saldırılar bugün de devam ediyor. “Sanki bize 'Geri dönmeyin' der gibiydiler” diyen Avade, “Onlar için bir tehdit oluşturmadığı için eve zarar vermeyeceklerini düşündüm” ifadesini kullandı.

dfrgthy
Hadr Avade'nin Güney Lübnan'daki Kafr Kila'da bulunan prefabrik evinin hedef alındıktan sonraki hali (Şarku’l Avsat)

Avade, İsrail askerlerinin çekilmesinden sonra Kafr Kila'ya dönüşünü şu ifadelerle anlattı: “Dönmek için sabırsızlanıyordum. Bu yüzden prefabrik evime yerleşene kadar her gün kasabayı ziyaret ettim. Evi hedef almalarını beklemiyordum, bu sebeple yakında taşınabilmek için evi hazırladım. İsrail'in tüm ihlallerine rağmen oradaki ekinleri suluyordum. Biz, bu köylerin insanları, evlerimizi alnımızın teriyle inşa ettik. Savaştan önce küçük bir kahvehanem vardı. Yaşanan her şeye rağmen, geri dönüp evlerimizi yeniden inşa edebilmek için anlaşma anını bekliyoruz.”

Avade, prefabrik evin hedef alınması nedeniyle tazminat alma olasılığı hakkında ise “Henüz net bir şey yok ama sanmıyorum” dedi.

Evleri kaybetmek

Avade, çoğu, yıllar içinde inşa ettikleri evlerini ve çıkarlarını kaybeden ve İsrail'in neredeyse her gün bölgeyi hedef alması nedeniyle riskli ziyaretler dışında bölgelerine dönmeleri hâlâ engellenen birçok güneylinin hayatlarına ve savaşla ilgili deneyimlerine dair sadece bir örnek. Dikkat çekici olan, çoğunun sanki duyguları uyuşmuş gibi umursamaması.

sxdcfrgt
Yerel bir kuruluş tarafından Lübnan'ın güneyinde yerinden edilmiş kişilere bağışlanan prefabrik evler (AFP)

Avade gibi Muna da kendisi ve üç kişilik ailesinin yaşaması için bir ev satın almış. Şarku’l Avsat'a konuşan Muna, “Evi Deyr Mimas ve Kafr Kila arasında bir yere koydum. Kasabamı sevdiğim ve her gün ziyaret ettiğim için oraya taşınmak isterdim” dedi. Ancak İsrail, oradaki prefabrik evleri vurduğu için bunu yapamamış.

Evi taşımaya karar verdi

İsrail saldırıları Muna'nın yeni evine zarar vermedi, ancak korkudan evi kurulduğu yerden taşımaya karar verdi ve içinde yaşama fikrinden vazgeçti. Muna yeni kararını şu ifadelerle anlattı: “Yaklaşık iki hafta önce evi, bir buçuk yıldır yerinden edilmiş bir kişi olarak yaşadığım Nebatiye'deki Kafr Tibnit kasabasına taşıdım. Orada birkaç kez yerinden edilme deneyimi yaşamıştım.”

Muna orada yaşaması halinde kendisini bekleyen tehlikenin farkında. “Güvenlik yok, ancak doğup büyüdüğüm, anılarımın olduğu topraklara dönmekten başka seçeneğim de yok” diyen Muna, bu adımı güvenlik durumu daha iyi olana kadar ertelemeye karar verdi.

Umduğu gibi değildi

Muna savaştan önceki hayatını, evini nasıl inşa ettiğini ve üzerinde nasıl büyük bir özen ve sevgiyle çalıştığını şöyle anlattı: “Evimin ayrıntılarını, en küçük detaylarını bile dikkatle ve titizlikle seçtim, ancak İsrail onu yıktı. Savaştan üç ay sonra orayı terk ettik. Kocam mucizevi bir şekilde hayatta kaldı, dört İsrail mermisi evimize isabet etti ve evsiz kaldık.”

Yeni prefabrik ev Muna'nın umduğu gibi değildi, bir anda kendini sınırlı seçeneklerle bulmuştu. Muna, “Çadırda yaşamak zorunda kalsam bile topraklarımıza geri dönmek istedim. Belki de kalıcı dönüşümüzün yakın olduğuna dair kendime biraz umut vermek içindi böyle düşünüyordum. Şimdi bunu yapamayacağım için çok üzgünüm” ifadelerini kullandı.

Güvenlik garantisi

Öğretmen ve bir erkek çocuk annesi olan Muna, kocasına neredeyse her gün sınır köylerindeki işine giderken eşlik ediyor. Muna, “İnsanlar güvenlik garantisi aldıktan sonra yaşamak için memleketlerine döndüklerinde ön saflarda olacağım” diyor.

Muna yeni evini, barınma ve mobilya yardımı aldıktan sonra kuzeydeki bir fabrikadan 3 bin 500 dolara satın almış. Muna, kasabanın girişinde bir dinlenme evi gibi küçük bir işyeri açmayı düşünüyormuş. Ancak güvenlik ihlalleri bunu yapmasını engellemiş.