Kremlin, Batı'nın Rusya'ya karşı yürüttüğü ‘hibrit ve kapsamlı savaşa’ karşı koyabilmek için, Sovyetler Birliği zamanındaki ittifaklarını canlandırma yönündeki hamlelerini hızlandırdı. Kolektif Güvenlik Anlaşması'nın imzalanmasının 30'uncu, Kolektif Güvenlik Anlaşması Örgütünün (KGAÖ) (Rusya, Kazakistan, Kırgızistan, Tacikistan, Ermenistan ve Belarus) kuruluşunun 20. yıl dönümü dolayısıyla Kremlin Sarayı'nda yapılan liderler zirvesinde NATO’yla mücadele edebilecek bir ‘ittifak’ kurulması yönünde çağrılar yapıldı. Sovyetler Birliği liderliğinde NATO'ya karşı kurulan Varşova Paktı’nın ‘modern bir versiyonunun’ yeniden canlandırılabileceği tartışıldı.
Analistler Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in, geçtiğimiz yıllarda sınırlı bir rolü olan KGAÖ’yü güçlendirmeyi amaçladığını değerlendirdi. KGAÖ, ABD’nin Afganistan’dan çekilmesinin akabinde ve Kazakistan olaylarında kendini gösterebilmişti, bu iki olay dışında ise son yıllarda ciddi bir faaliyetine tanık olunmadı.
Putin zirvede yaptığı konuşmada, Kolektif Güvenlik Anlaşması Örgütünün önemli bir rol oynadığını ve bu aşamada rolünün gün geçtikçe daha da önemli hale geldiğini söyledi. KGAÖ bir güvenlik ittifakı örgütü olup dış tehditlere karşı ortak hareket etmeyi öngörüyor, kuruluş için imzalar 1992 yılında atıldı. Gürcistan, 2008 yılında Rus müdahalesinin ardından örgüt üyeliğinden çekildi.Özbekistan da 2012 yılında örgütten ayrıldı. Ukrayna savaşının ardından ilk toplantı olma özelliği taşıyan Moskova’daki zirvede, üye ülkelerin liderleri açılış konuşmaları yaptı, ardından ikili görüşmelere geçildi.
Belarus Devlet Başkanı Aleksandr Lukaşenko, “Rusya, NATO’nun genişleme çabalarıyla tek başına yüzleşmek zorunda kalmamalı, Kolektif Güvenlik Örgütü’nün birleşik bir cephede hızlı bir şekilde seferber edilmemesi durumunda hepimiz zarar görürüz. En başından beri birleşik bir cephe olarak hareket etseydik, bize karşı bu ‘cehennemi yaptırımlar’ uygulanmazdı” ifadelerini kullandı.
İsveç ve Finlandiya konusu
İsveç ve Finlandiya parlamentosu dün NATO üyeliği başvurusunu tartışmaya devam etti. İki ülkenin parlamentosunda çoğunluğun NATO’ya katılmayı desteklediği öğrenildi. Finlandiya Devlet Başkanı Sauli Niinistö önceki gün, ülkesinin NATO üyeliğine başvuracağını söylemişti. Finlandiya parlamentosu dün sabahki oturumunda NATO üyeliği başvurusunu tartıştı. Fin medyasında yer alan haberlere göre, bugün yapılması planlanan oylamada 200 milletvekilinin en az yüzde 85’i üyelik lehinde oy kullanacak. İsveç Başbakanı Magdalena Andersson’un NATO üyeliğine başvurmanın ülkenin güvenliği için olumlu değerlendirmesinin ardından parlamento desteği talep etmesi nedeniyle dün bir oturum düzenlendi. İsveç’teki milletvekillerinin de çoğunun üyeliği destekleyeceği öğrenildi. İktidarda bulunan Sosyal Demokrat Parti yönetiminin önceki günkü toplantısından NATO'ya üyelik başvurusu yapılması kararı çıkmıştı. İsveç ve Finlandiya'nın en geç 18 Mayıs'a kadar NATO'ya üyelik için başvuru yapması bekleniyor.
Rusya Dışişleri Bakan Yardımcısı Sergey Ryabkov, "İsveç ve Finlandiya’nın NATO girişimleri, uzak sonuçları bakımından büyük bir hata. Bu karar neticesinde iki ülkenin de güvenliğinin güçlendirilmeyeceği bizim açımızdan çok açık. NATO’ya girme kararı almaları durumunda dünyadaki durum köklü bir şekilde değişecektir. Bu karara basit bir tepki vereceğimiz yanılgısına düşülmesin. Rusya’nın tepkisi atacakları askeri adımlarla bağlantılı olacaktır” demişti.
Rusya Devlet Başkanı Putin, KGAÖ zirvesinin açılış konuşmasında, katılımcılara selam vererek KGAÖ’nün Sovyet sonrası alanda durumu istikrara kavuşturmada önemli bir rol oynadığını vurguladı ve örgütün bölgede yaşanan süreçler üzerindeki etkisinin artmasını umduğunu ifade etti. İsveç ve Finlandiya’nın NATO üyeliği konusuna da değinen Putin, "İsveç ve Finlandiya ile sorunumuz yok. NATO'nun İsveç ve Finlandiya'ya genişlemesinde Rusya’ya doğrudan tehdit yok ancak askeri altyapının bu bölgeye genişletilmesi tepkimizi tetikleyecek. Oluşturulacak tehditlere bakacağız, buna göre tepki vereceğiz. Kuzey Atlantik İttifakı coğrafi hedefinin ötesine geçti ve kötü bir şekilde diğer bölgelere etki etmeye çalışıyor ve uluslararası durumu kontrol etmeye çalışıyor, tüm bu durumlar ek dikkat gerektiriyor” diye konuştu.
Putin: Pentagon, ortak alanlarımızda onlarca biyolojik laboratuvar oluşturdu
Washington’ın Ukrayna'da biyolojik silahlar geliştirmeye devam ettiğini belirten Putin, "ABD'nin, Sovyetler Birliği sonrası alanlarda biyolojik laboratuvarlar kurduğuna dair uzun zamandır uyarılarda bulunduk. Pentagon, ortak alanlarımızda onlarca biyolojik laboratuvar oluşturdu. Bu tür laboratuvarların ana görevi tehlikeli hastalıklar ve virüsler yaymaktı, yoksa hastalıklara çözüm bulmak ya da bölge halklarına yardım etmekle ilgilenmiyordular. Ukrayna operasyonunda özellikle sınır bölgelerimizin yakınında bu tesislerin kurulduğuna dair sağlam kanıtlar elde ettik” ifadelerini kullandı.
Kremlin Sözcüsü Dmitriy Peskov, “ABD’deki misyon şefimizin endişelerine katılıyoruz, Kremlin durumun farkında. Güvenlik güçlerinin, misyon çalışanlarımıza ve vatandaşlarımıza kaba ve çirkin davranışları kabul edilemez” dedi. Rusya'nın ABD Büyükelçisi Anatoly Antonov, büyükelçilik çalışanlarının tehdit telefonları aldığını ve ABD istihbarat kurumlarının Rus diplomatları ‘ihanete’ zorladığını söylemişti.
Dış politikada ‘yeni bir vizyon’ vurgusu
Rusya Dışişleri Bakanlığı’ndan yapılan açıklamada, Batı'nın saldırgan tutumunun, Moskova’nın dost olmayan ülkelerle olan ilişkisini radikal bir şekilde gözden geçirmesini gerektirdiği, bu bağlamda Rus dış politikasının yeniden gözden geçirilerek yeni bir vizyon oluşturulacağı kaydedildi. Putin’in talimatı uyarınca yeni bir dış politika vizyonu oluşturulması amacıyla ilk toplantının gerçekleştiği ifade edildi. Washington’ın ‘Kolektif Batı'yı tamamen boyun eğdirmesinin ardından ne pahasına olursa olsun dünya üzerinde tam hegemonya iddia etme ve çok kutuplu bir dünya sürecini sona erdirme hedefiyle geri dönüşü olmayan bir yola girdiği’ belirtilen açıklamada, Rusya’nın, dost olmayan ülkelerle ilişkisini radikal bir şekilde gözden geçireceği ve diğer dış politika alanlarında kapsamlı ve güçlü bir vizyon hazırlayacağı kaydedildi.