İngiltere, Kuzey İrlanda Protokolü'nde tek taraflı değişikliğe gitme planını açıkladı

İngiltere Dışişleri Bakanı Liz Truss (AA)
İngiltere Dışişleri Bakanı Liz Truss (AA)
TT

İngiltere, Kuzey İrlanda Protokolü'nde tek taraflı değişikliğe gitme planını açıkladı

İngiltere Dışişleri Bakanı Liz Truss (AA)
İngiltere Dışişleri Bakanı Liz Truss (AA)

İngiltere, gelecek haftalarda Avrupa Birliği (AB) ile gerginliğe neden olan Kuzey İrlanda Protokolü'nün bazı maddelerini tek taraflı feshetmek için mevzuat çıkarmayı planladığını açıkladı.
İngiltere Dışişleri Bakanı Liz Truss, Kuzey İrlanda ile AB üyesi İrlanda Cumhuriyeti arasındaki ticareti düzenleyen protokolde değişiklik yapılmasını öngören mevzuat planına ilişkin parlamentoda açıklamalarda bulundu.
Konuşmasına, İngiliz hükümetini önceliğinin "Katolik ayrılıkçılar ve İngiltere ile birlik yanlısı Protestanlar arasındaki savaşı sona erdiren Belfast Anlaşması'nı (Hayırlı Cuma) tüm boyutlarıyla desteklemek" olduğu sözleriyle başlayan Truss, hükümetin anlaşmayı korumak için Kuzey İrlanda'daki tüm taraflarla çalışmaya devam edeceğini söyledi.
Truss, Kuzey İrlanda'da görülen ilerlemenin büyük çoğunluğunun bu anlaşmaya dayandığına ancak anlaşmanın baskı altında olduğuna işaret ederek "Kuzey İrlanda'daki yönetim şubatın başından beri tam olarak çalışmıyor. Bunun nedeni, protokolün, Kuzey İrlanda'daki toplumun bir bölümünde gerekli desteğe sahip olmamasıdır" ifadelerini kullandı.
Kuzey İrlanda'daki tüm siyasi partilerin protokolde değişiklik yapılması gerektiği konusunda hemfikir olduklarını aktaran Truss, İngiliz hükümetinin de protokolde değişikliğe gidilmesini desteklediğini vurguladı.
Bakan Truss, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bu nedenle, protokolde değişiklik yapmak için önümüzdeki haftalarda mevzuat çıkarma niyetimizi ilan ediyorum. Tercihimiz, AB ile müzakere edilmiş bir çözüm olmaya devam ediyor. Çıkarılan mevzuata paralel olarak, müzakere yoluyla aynı sonuca ulaşabilme doğrultusunda daha fazla müzakereye açığız. AB Komisyonu Başkan Yardımcısı Maros Sefcovic'i, bu konuyu mümkün olan en kısa sürede görüşmek üzere Londra'daki toplantıya davet ettim."
Truss, İngiltere'nin, Kuzey İrlanda'nın itibar eşitliğini ve ekonomik hakların korunmasını sağlamak için açık sorumluluklara sahip olduğunun altını çizerek, "Müzakere edilmiş bir çözüme açığız ancak durumun aciliyeti daha fazla gecikmeyi göze alamayacağımız anlamına geliyor." dedi.

Kuzey İrlanda'da protokol anlaşmazlığı nedeniyle yeni meclis başkanı seçilemedi
Kuzey İrlanda'da 5 Mayıs'taki parlamento seçimlerini kazanan Sinn Fein ile seçimlerden ikinci çıkan DUP arasındaki protokol anlaşmazlığı nedeniyle 13 Mayıs'ta yeni meclis başkanı seçilememişti.
İngiltere'den ayrılığı savunan Sinn Fein, protokolü kabul ederken İngiltere Başbakanı Boris Johnson'ı ise protokolle ilgili "kabul edilemez" ve "engelleyici taktiklerle" suçluyor.
Protokolde önemli değişiklikler yapılması yönündeki ısrarını sürdüren DUP, öte yandan, protokolü Kuzey İrlanda'nın Birleşik Krallık'taki yerinin geleceği için de "varoluşsal tehdit" olarak görüyor.
Kuzey İrlanda'daki özel yetki paylaşımı anlaşmasına göre, birinci ve ikinci partilerin bölgeyi birlikte yönetmesi gerekiyor. DUP, Sinn Fein lideri Michelle O'Neill'in başbakan olması durumunda başbakan yardımcılığı için de herhangi bir isim önermeyeceğini bildirdi. Böyle bir durumda bölgede herhangi bir hükümet kurulması da halihazırda mümkün görülmüyor.

Tartışmalı Kuzey İrlanda Protokolü
Brexit anlaşmasının bir parçası olan protokol, Birleşik Krallık'ın parçası olan Kuzey İrlanda ile AB üyesi İrlanda Cumhuriyeti arasındaki ticareti düzenliyor.
Protokole göre, Brexit'e rağmen Kuzey İrlanda, AB'nin gümrük birliği kurallarına tabi olmaya devam ediyor. Birleşik Krallık'ın geri kalanıyla ticareti ise Kuzey İrlanda limanlarında gümrüğe tabi tutuluyor.
Katolik ayrılıkçılar ile İngiltere'yle birlik yanlısı Protestanlar arasındaki savaşı sona erdiren Belfast Anlaşması (Hayırlı Cuma Anlaşması) gereği, kontrollerin yapılabildiği fiziki bir kara sınırı oluşturulamıyor. Bu yüzden kontrollerin ancak denizde yapılması kararlaştırılsa da uygulanmasında sorunlar yaşanıyor.
 



Tayland'da uyarıcı madde kullanımına dair 4 bin yıllık kanıt bulundu

Betel cevizi, enerji ve rahatlama hissi vermesiyle biliniyor (Piyawit Moonkham)
Betel cevizi, enerji ve rahatlama hissi vermesiyle biliniyor (Piyawit Moonkham)
TT

Tayland'da uyarıcı madde kullanımına dair 4 bin yıllık kanıt bulundu

Betel cevizi, enerji ve rahatlama hissi vermesiyle biliniyor (Piyawit Moonkham)
Betel cevizi, enerji ve rahatlama hissi vermesiyle biliniyor (Piyawit Moonkham)

Bilim insanları uyarıcı bir madde olan betel cevizinin kullanımına dair en eski kanıtı buldu. Tayland'daki 4 bin yıllık insan kalıntılarında keşfedilen maddenin, ritüel amaçlar taşıdığı düşünülüyor.

Palmiye ailesinden olan betel cevizi ağacı, Güneydoğu Asya ve Pasifik Adaları'nda yetişiyor. Yaprakları ve kireçtaşı macunuyla çiğnenerek tüketilen ceviz, dişte koyu, kırmızımsı kahverengi veya siyah lekeler bırakıyor. 

Kişiye uyanıklık, enerji, öfori ve rahatlama hissi veren bu psikoaktif madde, Tayland'ın kentlerinde artık kullanılmasa da kırsal bölgelerinde hâlâ yaygın. Kafein, alkol ve nikotinden sonra dünya genelinde en çok kullanılan 4. psikoaktif madde olduğu tahmin ediliyor.

Uluslararası bir araştırma ekibi Tunç Çağı Taylandı'ndan kalma 4 bin yıllık diş örneklerini inceleyerek betel cevizinin tüketimine dair en eski kanıtları ortaya çıkardı. 

Bölgedeki arkeolojik kazı alanlarında betel cevizi kabukları, bazı iskeletlerde bu bitkiyi çiğnemenin göstergesi olabilecek kahverengi veya siyah lekeli dişler bulunmuştu. 

Ancak hakemli dergi Frontiers in Environmental Archaeology'de yayımlanan yeni çalışmada, maddenin her zaman dişlerde leke bırakmadığı tespit edildi. 

Bilim insanları kazı alanı Nong Ratchawat'taki 6 kişiye ait kalıntılardan toplam 36 diş örneği alarak bunları sıvı kromatografi-kütle spektrometrisi adlı bir yöntemle inceledi. 

Dişlerin hiçbirinde bitkinin kullanımını işaret eden koyu renkler yoktu ancak bir kadından alınan üç örnekte, betel cevizindeki ana psikoaktif bileşenler olan arekolin ve arekaidin saptandı.

Araştırmacılar diş taşında bu bileşiklerin bulunmasının, uzun süreli kullanım anlamına geldiğini belirtiyor. 

Bilim insanları maddeyi hâlâ kullanan kişilerle yaptıkları görüşmelere dayanarak betel cevizi çiğnemenin birtakım geleneksel inançla bağlantılı olabileceğini düşünüyor. 

Makalenin yazarlarından Piyawit Moonkham "İnsanlar betel cevizini özellikle hasat mevsiminde, tanrılardan pirinç ekimi ve çeltik tarlaları için yardım istemek amacıyla ruhlara adak olarak kullanıyordu" diyerek ekliyor:

Geleneksel bitki kullanımının kültürel bağlamını daha geniş bir şekilde anlamak istiyoruz. Psikoaktif, tıbbi ve törensel bitkiler genellikle uyuşturucu gibi görülse de binlerce yıllık kültürel bilgi, manevi uygulama ve topluluk kimliğini temsil ediyor.

Ağız sağlığına verdiği zarardan dolayı Tayland'da 1940'lardan itibaren yoğun bir şekilde engellenmeye çalışan betel cevizi, kırsal bölgelerde hâlâ popüler olsa da şehirlerde ve genç nesiller arasında yaygın değil. 

Chiang Mai Üniversitesi'nden Moonkham bu nedenle bitkiyle ilgili çalışmaların çoğunlukla olumsuz etkilerine odaklandığını söylüyor. Ancak yeni çalışmanın, betel cevizinin kültürel önemine ışık tutabileceğini umuyor.

Moonkham maddenin etkileri hakkında da şu ifadeleri kullanıyor:

Ben de denedim ve tüm vücudu rahatlatırken bazı duyuları harekete geçiriyor... Sanırım kahve veya tütün içtiğimizde verdiğimiz tepkiyle aynı.

Independent Türkçe, IFLScience, Scimex, CNN, Frontiers in Environmental Archaeology