BM, Kuzey Kore'deki Kovid-19 tedbirlerinin insan haklarına olumsuz etkisinden endişeli

Birleşmiş Milletler, Kuzey Kore'de Kovid-19'un ilk dalgasının yayılabileceği ve hükümetin salgına karşı uyguladığı tedbirlerin ülkedeki insani durumu kötüye götürebileceği uyarısında bulundu.

AA
AA
TT

BM, Kuzey Kore'deki Kovid-19 tedbirlerinin insan haklarına olumsuz etkisinden endişeli

AA
AA

BM İnsan Hakları Yüksek Komiserliği Sözcüsü Liz Throssell, BM Cenevre Ofisi'ndeki haftalık basın toplantısında, Kuzey Kore'de geçen haftadan bu yana etkili olan salgına dair değerlendirmelerde bulundu.
Throssell, salgının ilk dalgası nedeniyle Kuzey Kore hükümetinin sert tedbirler uygulayarak gıda ve ilaç gibi temel ihtiyaçlara erişimi kısıtlamasından endişe duyduğunu belirterek, "Aşılamanın yapılmadığı bir ortamda salgının yayılması, ülkedeki insan hakları durumu açısından yıkıcı niteliğe bürünebilir." dedi.
Kuzey Kore Merkez Haber Ajansına göre 16 Mayıs itibarıyla 56 kişinin virüs nedeniyle yaşamını yitirdiği bilgisini aktaran Throssell, Pyongyang yönetimine, "Kovid-19 tedbirlerini orantılı, zamanlı, gereklilik esaslı ve uluslararası insan hakları hukuku çerçevesinde uygulama" çağrısında bulundu.
Throssell, "Test ve temel tıbbi malzeme gibi imkanların eksik olduğu Kuzey Kore'nin sağlık altyapısı, bu tür bir krizle baş edebilmek için oldukça sınırlıdır." değerlendirmesinde bulundu.
Kovid-19 nedeniyle 2020'den bu yana sınırların kapatılıp ülke genelinde internet erişiminin sınırlandığı Kuzey Kore'de ilk vakalar 12 Mayıs'ta görülmüştü.
Vakaların ardından Kuzey Kore yönetimi ülke genelinde "katı ulusal acil durum" ilan etmişti.



Hong Kong'da tartışma yaratan öneri: "Yönetimin karalanması yasaklansın"

Hong Kong Baş Yöneticisi John Lee (Reuters)
Hong Kong Baş Yöneticisi John Lee (Reuters)
TT

Hong Kong'da tartışma yaratan öneri: "Yönetimin karalanması yasaklansın"

Hong Kong Baş Yöneticisi John Lee (Reuters)
Hong Kong Baş Yöneticisi John Lee (Reuters)

Shweta Sharma Muhabir 

Hong Kong'un yasama meclisi, milletvekillerinin yönetimi "karalamasını" yasaklayacak ve Pekin'in kent üzerindeki genel kontrolüne "samimi destek" verilmesini zorunlu kılacak bir dizi yeni etik kural teklif etti.

Sadakati sağlamayı amaçlayan kurallar, bunların ihlali durumunda uzaklaştırmalar ve maaş kesintilerini de içeren 5 aşamalı bir ceza sistemi öngörüyor.

Hong Kong Yasama Konseyi'ne (LegCo) bu hafta sunulan yeni etik kuralların, Meclis Komitesi tarafından incelendikten sonra bir sonraki yasama döneminin başında yürürlüğe girmesi bekleniyor.

Belgeye göre milletvekillerinin görevlerini yerine getirirken "Baş Yönetici'ye" ve Özel İdari Bölge (ÖİB) yönetimine "samimi destek" vermeleri ve yapıcı bir tutum sergilemeleri gerekiyor.

Metinde "Baş Yönetici'nin ve ÖİB yönetiminin görevlerindeki güvenilirliğini kasten karalamamalı; yürütmenin liderliğindeki yönetimin etkinliğini isteyerek zayıflatmamalı ya da baltalamamalılar" diye ekleniyor.

Ayrıca yalnızca Pekin'e ve Çin Komünist Partisi'ne (ÇKP) sadık kişilerin Hong Kong'da kamu görevi üstlenebileceği yönündeki emirlere atıfta bulunarak "Hong Kong'u vatanseverlerin yönetmesi" ilkesinin kapsamlı bir şekilde hayata geçirilmesi çağrısında bulunuyor.

Hong Kong Free Press'e göre LegCo Başkanı Andrew Leung, kuralların milletvekillerinin konuşmasını engellemeyeceğini söyledi ancak "kırmızı çizgiyi aşmamaları" gerektiğine dair onları uyardı.

LegCo yeni kuralları uygulamak için Üyelerin Menfaatleri Komitesi'nin rolünü genişleterek adını "Yasama Konseyi Denetleme Komitesi" olarak değiştirmeyi önerdi.

Yeniden yapılandırılan bu organ, milletvekilleri hakkındaki şikayetleri soruşturma ve disiplin cezaları uygulama yetkisine sahip olacak.

Gözlemciler bu etik kuralların, 2020'de çıkarılan ulusal güvenlik yasasından bu yana siyasi muhalefet üzerindeki denetimi sıkılaştırmak ve yalnızca Pekin yanlısı "vatanseverlerin" Hong Kong'u yönetmesini sağlamak amacıyla yürütülen daha geniş kapsamlı bir baskının parçası olduğunu belirtiyor.

Çin anakarasına sınır dışı edilmeleri öngören bir yasa tasarısına tepki olarak 2019'da patlak veren hükümet karşıtı kitlesel protestoların aylarca sürmesinin ardından Pekin, Haziran 2020'de ulusal güvenlik yasasını yürürlüğe koyarak muhalefeti etkin bir şekilde susturdu.

O zamandan beri, önde gelen birçok aktivist ya yargılanıyor ya hapse atılıyor, demokrasi yanlısı medya kuruluşları kapatılıyor ve sivil toplum örgütleri dağılıyor veya faaliyetlerini gizlice sürdüyor.

Mart 2021'de Pekin, Hong Kong'u yalnızca "vatanseverlerin" yönetebilmesini sağlamayı amaçlayan bir yasa çıkardı.

Bu reformla yasama meclisindeki demokratik temsil azaldı, seçimlere daha sıkı denetim geldi ve adayları değerlendirmek için Pekin yanlısı bir inceleme komitesi kuruldu.

Hong Kong yönetimi bu değişikliğin kentin istikrarını ve refahını koruyacağını iddia etse de demokrasi yanlısı adayların seçime girmesini fiilen engellediği için uluslararası kamuoyundan geniş çapta eleştiriye maruz kaldı.

 Independent Türkçe, independent.co.uk/asia