BTS'in yıldızı yaşadığı kimlik bunalımlarını anlattı

Pop yıldızı, "Kim Tae-hyung ve sanatçı V'nin ayrı kişiler olduğunu düşünmeye meyilliydim" dedi

V üzerine çok düşündüğü kafa karışıklıklarını zamanla çözdüğünü dile getirdi (Twitter/@BTS_twt)
V üzerine çok düşündüğü kafa karışıklıklarını zamanla çözdüğünü dile getirdi (Twitter/@BTS_twt)
TT

BTS'in yıldızı yaşadığı kimlik bunalımlarını anlattı

V üzerine çok düşündüğü kafa karışıklıklarını zamanla çözdüğünü dile getirdi (Twitter/@BTS_twt)
V üzerine çok düşündüğü kafa karışıklıklarını zamanla çözdüğünü dile getirdi (Twitter/@BTS_twt)

Dünyaca ünlü K-pop grubu BTS'in vokallerinden V yaşadığı kimlik krizlerinden bahsetti. Şarkıcı bu sıkıntılarla verdiği mücadelenin, BTS'in Proof adlı yeni albümündeki şarkıların seçiminde etkili olduğunu söyledi. 
K-pop grubunun plak şirketi Big Hit Entertainment'ın yayımladığı yeni videoda gerçek adı Kim Tae-hyung olan 26 yaşındaki şarkıcı BTS'nin yeni albümüne neden daha önce kaydedilen Singularity ve 0:00 parçalarını dahil etmek istediğini açıkladı. 

Yaşadığı kimlik bunalımının her iki parçaya da yansıdığını dile getiren V videoda şu ifadeleri kullandı:
"Kim Tae-hyung ve sanatçı V'nin ayrı kişiler olduğunu düşünmeye meyilliydim ve birini ya da diğerini seçmem gerektiğini düşünüyordum. O zaman bir insan olarak kim olduğumu çok düşündüm ve kafam biraz karışıktı."
Şarkıcı kişiliğinin farklı yönlerini şöyle açıklayarak devam etti:
"Sanatçı V sahnede performans sergiliyor ve ARMY'yle eğleniyor. Ama Kim Tae-hyung ailesi ve arkadaşlarıyla sıradan günler geçiriyor."
Söz konusu psikolojik sıkıntıları çözdüğünü dile getiren şarkıcı, "Artık iki tarafımı da kabul edebiliyorum ama aynı zamanda onları ayrı tutabiliyorum" dedi.
Psikolojik süreci, gece yarısında saatin sıfırlanmasına ve yeni bir günün başlamasına benzeten şarkıcı bu nedenle 0:00 parçasının albümde yer almasının uygun olduğunu düşünmüş. 
BTS halihazırda 48 parçayı barındıran antoloji albümü Proof üstünde çalışıyor. 
Albüm 10 Haziran'da piyasaya sürülecek. 
Independent Türkçe, NME, Rolling Stone



Akıllı telefonlardaki sistem, ayda 300 deprem tespit etti

Fotoğraf: Unsplash
Fotoğraf: Unsplash
TT

Akıllı telefonlardaki sistem, ayda 300 deprem tespit etti

Fotoğraf: Unsplash
Fotoğraf: Unsplash

Bilim insanları, Android akıllı telefonları gerçek zamanlı deprem dedektörlerine dönüştüren yeni bir sistem geliştirerek büyük bir sarsıntıdan önce halkı daha hızlı uyarma potansiyeline sahip bir yol buldu.

Google, ABD Jeoloji Araştırmaları Kurumu (US Geological Survey/USGS) ve diğer araştırmacıların geliştirdiği sistem, milyonlarca telefondan alınan verileri kullanarak bir depremden kaynaklanan en erken sarsıntı sinyallerini tespit ediyor.

Bir cihaz kümesi aynı yer hareketini kaydettiğinde, sistem bunu işaretleyerek yakın bölgelerdeki diğer cihazlara uyarı gönderiyor.

Science'ta yayımlanan çalışma, ağın ayda 300'den fazla deprem tespit ettiğini ortaya koydu. Uyarıların gönderildiği bölgelerde, daha sonra depremi hissettiğini bildiren kişilerin yüzde 85'i uyarıyı aldığını söyledi. Yüzde 36'sı sarsıntı başlamadan önce, yüzde 28'i sarsıntı sırasında ve yüzde 23'ü de sarsıntıdan sonra uyarı almış.

Çalışmada sistemin, geleneksel sismik sensörlerin yerini almasa da yoğun bilimsel ağlara sahip olmayan bölgelerde ölçeklenebilir, düşük maliyetli bir erken uyarı aracı sunabileceği belirtiliyor. Yazarlar bunun özellikle akıllı telefonların yaygın ancak sismometrelerin nadir bulunduğu, gelişmekte olan ülkeler için umut vaat ettiğini söylüyor.

Google yaptığı açıklamada, sistemin insanlara "uyarı vererek sarsıntı başlamadan önce birkaç değerli saniye" kazandırabileceğini ifade ediyor.

Bu saniyeler bir merdivenden inmek, tehlikeli nesnelerden uzaklaşmak ve korunmak için yeterli zamanı sağlayabilir.

Uyarılar, deprem sırasında daha yıkıcı olan S dalgalarından önce gelen ve hızlı hareket eden P dalgalarının saptanmasına dayanıyor. Yeterli sayıda telefon P-dalgalarını tespit ederse sistem, sarsıntıyı hissetmesine belki de birkaç saniye kalan kullanıcılara uyarılar gönderiyor. Bu saniyeler korunmak, bir ameliyatı durdurmak ya da kritik altyapıyı duraklatmak için yeterli olabilir.

2020'de çıkmaya başlayan Android Deprem Uyarı Sistemi halihazırda Birleşik Devletler, Japonya, Yunanistan, Türkiye ve Endonezya gibi çeşitli ülkelerde kullanılıyor. Doğrudan Android işletim sistemine yerleştirilen teknoloji, kullanıcıların ayrı bir uygulama indirmesini gerektirmiyor.

cdfgthy
Harita, Android'in deprem uyarı sisteminin aktif olduğu ülkeleri (açık yeşil) gösteriyor. Kırmızı ve sarı sırasıyla güçlü (MMI 5+) ve hafif (MMI 3-4) sarsıntıların yaşandığı alanlar. Gri noktalar uyarı verilmeyen algılamaları gösteriyor. Kaliforniya, Oregon ve Washington'daki uyarılar (koyu yeşil) ShakeAlert'ten geliyor (Google)

Araştırmacılar doğruluk oranı bilimsel sensörler kadar yüksek olmasa da akıllı telefonlardan gelen uyarıların en çok işe yaradığı yerlerin, telefon yoğunluğu ve güvenilir veri bağlantıları yüksek seviyedeki kentsel alanlar olduğunu tespit etti. 

Çalışma, MyShake uygulaması gibi daha önceki kitle kaynaklı deprem uygulamalarının üzerine inşa edilse de milyonlarca cihaza gömülü olması sisteme fayda sağlıyor.

Yazarlar, "Kitle kaynaklı sistemlerin giderek daha önemli hale geleceğine inanıyoruz" ifadelerini kullanıyor. 

Geleneksel sensörleri kişisel cihazlardan gelen verilerle birleştirerek daha dayanıklı, kapsayıcı erken uyarı sistemleri oluşturmak mümkün.

Independent Türkçe