ABD'de barınma krizine 14 kişilik çözüm: Ranza bölmesi başına aylık 800 dolar isteniyor

"Ben daha önce böyle yaşadım ama bir savaş gemisinde..."

Palo Alto'daki 14 kişilik kapasiteye sahip evde şimdilik 13 kişi yaşıyor (Brownstone Shared Housing)
Palo Alto'daki 14 kişilik kapasiteye sahip evde şimdilik 13 kişi yaşıyor (Brownstone Shared Housing)
TT

ABD'de barınma krizine 14 kişilik çözüm: Ranza bölmesi başına aylık 800 dolar isteniyor

Palo Alto'daki 14 kişilik kapasiteye sahip evde şimdilik 13 kişi yaşıyor (Brownstone Shared Housing)
Palo Alto'daki 14 kişilik kapasiteye sahip evde şimdilik 13 kişi yaşıyor (Brownstone Shared Housing)

ABD'de San Francisco Körfez Bölgesi'ndeki kiralar aşırı artınca sıradışı çözümler ortaya çıktı. 
Brownstone Shared Housing adlı paylaşımlı konut girişimi, ufak ranza bölmelerini aylık 800 dolara kiralıyor. Bölmeler sayesinde üç odalı bir evde 14 kişi kalabiliyor. Evde iki de tuvalet bulunuyor.

Her bir bölme siyah perdelerle kapanabiliyor (Brownstone Shared Housing)
İnternet sitesinde bu küçük bölmeler için "paylaşımlı konutun geleceği" deniyor. Her bölmenin normal ranzalara göre yüzde 40 daha fazla alana sahip olduğu belirtiliyor. 
Brownstone Shared Housing kurucularından Christina Lennox, küçük bir bölmeyle herkesin ihtiyacını karşılamasının mümkün olduğunu ifade etti. Lennox, bir yılı aşkın süre boyunca bölmelerden birinde yaşamayı sürdürdüğünü söyledi:
"Fütürist bir plastik objenin içine girme hissi yok. Ahşabın kullanılması bir şekilde dinlenmeyi sağlıyor. Kesinlikle farklı bir hissiyat veriyor. İnsanlar için daha dinlendirici ve yatıştırıcı olduğunu söyleyebilirim."

Lennox, bu alanları iyi organize etmenin önemli olduğunu belirtiyor (Brownstone Shared Housing)
Bilim ve teknoloji haberlerine yoğunlaşan internet sitesi Futurism ise internet ve prize sahip bu bölmelerin aşırı pahalı hapishane hücrelerini andırdığını bildirdi. 
Bu alanlara metrekare üzerinden bakıldığında da oldukça pahalılar. Bölgedeki stüdyo dairelerin aylık kirası ortalama olarak 2400 dolar. 
Barınma krizinin ardından gelen bu proje internette tepki çekti. Reddit kullanıcılarından biri "Ben daha önce böyle yaşadım ama bir savaş gemisinde… Bu bir yuva değil" dedi.
Bir başkasıysa "Bir fareyi, fare tuzağının bedavaya yaşayabileceği bir mülk olduğuna inandıracak kadar kötü bir seviye" ifadesiyle tepkisini gösterdi. 
Independent Türkçe, Futurism, Business Insider



Kardiyologlardan uyarı: Yüksek protein diyeti tansiyon ve kolesterolü etkiliyor

Mevcut beslenme kılavuzları genellikle proteinin günlük alınan kalorinin yüzde 10 ila 35'ini oluşturmasını öneriyor (AFP)
Mevcut beslenme kılavuzları genellikle proteinin günlük alınan kalorinin yüzde 10 ila 35'ini oluşturmasını öneriyor (AFP)
TT

Kardiyologlardan uyarı: Yüksek protein diyeti tansiyon ve kolesterolü etkiliyor

Mevcut beslenme kılavuzları genellikle proteinin günlük alınan kalorinin yüzde 10 ila 35'ini oluşturmasını öneriyor (AFP)
Mevcut beslenme kılavuzları genellikle proteinin günlük alınan kalorinin yüzde 10 ila 35'ini oluşturmasını öneriyor (AFP)

Yeni bir çalışma, özellikle günlük kalorinin yüzde 22'sinden fazlasının proteinden geldiği yüksek proteinli beslenme biçimlerinin, ateroskleroz gelişimine yani atardamarların sertleşmesine katkıda bulunarak kalp sağlığı sorunlarına yol açabileceği uyarısında bulunuyor.

Pittsburgh Üniversitesi'nden araştırmacılar hem hayvan hem de küçük ölçekli insan deneylerini kullanarak fazla proteinin, özellikle de et ve yumurta gibi hayvansal kaynaklarda bulunan lösin adlı amino asidin, arteriyel plak oluşumunda rol oynayan temel bağışıklık hücreleri makrofajlarda mTOR sinyalini tetiklediğini keşfetti.

Hakemli dergi Nature Metabolism'de çarşamba günü yayımlanan çalışmanın başyazarı Dr. Babak Razani, "Yaklaşık yüzde 22 kilokalori protein içeren yemekler yemek, protein ve lösinin riski artırdığı eşik noktasına denk geliyor" diyor.

Ancak tüm uzmanlar aynı fikirde değil. Razani'nin ekibinin 2020'de yaptığı bir çalışma, yüksek proteinli beslenme biçimlerini kardiyovasküler hastalık riskinin artmasıyla ilişkilendirmişti.

2023'te insanlar üzerinde yapılan daha büyük bir çalışmada, yüksek ve standart seviyede protein içeren diyetler arasında kardiyovasküler çıktılar açısından istatistiksel olarak anlamlı bir fark bulunmamıştı.

Araştırmada yer almayan kardiyolog Dr. Stephen Tang, çalışmanın herhangi bir sonuca varılamayacak kadar küçük ölçekli olduğunu iddia ediyor. Yine de bu çalışmanın, kalp uzmanlarının bitki ağırlıklı beslenme biçimlerine giderek daha fazla yöneldiğine dair artan kanıtlara işaret ettiğine değiniyor.

Medical News Today'e konuşan Tang, "Ben olsam farklı bir şey yapmazdım" diyor. 

Ancak bu çalışma, yüksek proteinin doğru yol olmadığına dair daha fazla kanıt sunuyor. Kardiyologlar genellikle proteine değil, kolesterol ve yüksek tansiyona odaklanır. Bu çalışma, bitki temelli beslenmenin kalp sağlığına iyi geldiğini doğruluyor.

1984'te yapılan bir çalışmada ekmek, sebze, meyve, kuruyemiş, fasulye ve makarna gibi gıdalardan elde edilenler bitkisel protein diye tanımlanmıştı. Bunlardan daha fazla tüketen kadınların sağlıklı yaşlanma olasılığı yüzde 46 daha fazlayken, hayvansal proteinlere bel bağlayanların yaşlandıkça sağlıklı kalma ihtimali yüzde 6 daha azdı.

Mevcut beslenme kılavuzları genel olarak proteinin günlük kalorinin yüzde 10 ila 35'ini oluşturmasını tavsiye ederken, alt sınırı vücut ağırlığının bir kilogramı başına yaklaşık 0,8 gram (enerjinin yaklaşık yüzde 11'i) olarak belirlemek çoğu yetişkin için yeterli.

Amerikan Kalp Derneği de protein niteliğinin kritik olduğunu belirtiyor. Fasulye, mercimek, kuruyemiş, tohumlar ve omega-3 bakımından zengin yağlı balıklar gibi bitki bazlı proteinleri tercih edip kırmızı ve işlenmiş etlerle doymuş yağ tüketimini sınırlandırmayı öneriyor.

Harvard araştırmacıları da aşırı proteinin doğası gereği zararlı olmadığını ancak hayvansal proteine fazla bel bağlamanın bitkisel proteine kıyasla kolesterolü ve ölüm riskini artırabileceğini ifade ediyor.

Independent Türkçe