Lübnan Meclis Başkanı Berri sükûnet ve diyalog çağrısı yaptı

Taif Anlaşması’nın hükümlerinin uygulanmasını isteyen Berri, hiçbir mezhebin ötekini yok saymak istemediğini söyledi

Meclis Başkanı Nebih Berri dün yaptığı konuşmada (Şarku'l Avsat)
Meclis Başkanı Nebih Berri dün yaptığı konuşmada (Şarku'l Avsat)
TT

Lübnan Meclis Başkanı Berri sükûnet ve diyalog çağrısı yaptı

Meclis Başkanı Nebih Berri dün yaptığı konuşmada (Şarku'l Avsat)
Meclis Başkanı Nebih Berri dün yaptığı konuşmada (Şarku'l Avsat)

Lübnan Meclis Başkanı Nebih Berri, ülkedeki siyasi güçlere ve sivil toplum temsilcilerine diyalog ve sükûnet çağrısı yaptı. Genel seçimler öncesinde başlayan ve seçimlerin sonuçlanmasının ardından süregelen siyasi gerilimin düşürülmesi gerektiği belirten Berri, “Hiç kimse ya da hiçbir mezhep ötekini yok saymak ya da ortadan kaldırmak istemiyor” dedi. Nebih Berri ayrıca, Taif Anlaşması’nın Yaşlılar Meclisi (Senato) ve mezhep temelli olmayan ‘seçim yasası’ ve ‘genişletilmiş ademi merkeziyetçi yönetim’ gibi henüz uygulanmamış bentlerinin ve hükümlerinin uygulanması çağrısında bulundu.
Genel seçimlerin ardından Lübnanlılara seslenen Berri, seçimlerin sonuçlarına ve mevcut siyasi duruma değindi. Berri, “Herkes halkın tercihine saygı göstermelidir. Halkımız bu seçimleri ulusal sabiteler konusunda bir referanduma dönüştürmüştür. Bölgesel, Avrupalı ve uluslararası gözlemciler ve büyükelçiler bu seçimlere olağanüstü bir ilgi göstermekteydi. Bu bizde ve Lübnan halkının çoğunda sanki ülkemizdeki parlamentonun yanı sıra tüm kıtalardaki parlamentolara üye seçiyormuşuz intibası uyandırdı, ancak olumsuz beklentilerin aksine seçimler başarıyla sonuçlandı.’’ diye konuştu.  
Berri şöyle devam etti:   
"Seçim sonuçları, seçilenlerin, kampanyaları esnasında sarf ettikleri gergin ve kışkırtıcı söylemlerini kenara bıraktığı bir istasyon olsun. Öfkeliler sakinleşsin ve herkes sonuçları benimsesin. Nihayetinde hepimiz aynı vatanın evlatlarıyız, kaderimiz birlikte barış içinde yaşamamızı gerektiriyor. Yaralarımız aynı, maruz kaldığımız krizler mezhep ayrımı yapmıyor. Hiç kimse ya da hiçbir mezhep ötekini yok saymak ya da ortadan kaldırmak istemiyor, bu seçim sonuçları Lübnanlıların iyi niyet ve samimiyetle nefret söylemlerini reddettiği bir diyalog ortamı sağlasın. Yeni parlamento oluştuktan sonra sivil toplumun da katkılarıyla ciddi bir diyalog sürecinin başlatılması davetinde bulunuyorum.’’ 
Mezhepçi kotalara sahip ve etnik ayrımcılığı körükleyen mevcut seçim yasasının tarihe gömülmesi için çaba gösterilmesi gerektiğine vurgu yapan Berri, “Mezhepçi kotaların olmadığı oy verme yaşının 18’e indirildiği ve kadınlara daha fazla yer tanıyan bir seçim yasası oluşturulmalıdır. Mezheplerin adil temsil edildiği bir Yaşlılar Meclisi’nin kurulmasının zamanı gelmiştir. Mudilerin haklarına zarar vermeden bir mali ve ekonomik iyileşme projesinin başlatılması da zorunludur. Yargının bağımsızlığına dair yasanın da bu dönemde kabul edilmesini umuyoruz, Lübnan’ı mezhepçi bir devletten sivil bir devlete dönüştürmek için ciddi bir diyalog başlatılmasına davet ediyorum. Mezhepsel, etnik farklılıklar zenginliğimizdir, mezhepçilik ise bir lanettir” ifadelerini kullandı.  



Katz: Suriye'deki silahlı gruplar Golan Tepeleri'ni işgal etmeyi düşünüyor

Golan Tepeleri (Reuters)
Golan Tepeleri (Reuters)
TT

Katz: Suriye'deki silahlı gruplar Golan Tepeleri'ni işgal etmeyi düşünüyor

Golan Tepeleri (Reuters)
Golan Tepeleri (Reuters)

Times of Israel'in haberine göre, İsrail Savunma Bakanı Yisrael Katz, dün Knesset Dışişleri ve Savunma Komitesi'nde yaptığı toplantıda, Suriye'de Golan Tepeleri'ni işgal etmeyi düşünen silahlı grupların bulunduğunu söyledi.

Katz, İsrail'in Şam ile bir güvenlik anlaşmasına veya normalleşmeye ulaşma yolunda olmadığını ve ülke içindeki Suriye güçlerinin veya çeşitli milislerin İsrail yerleşimlerine saldırmaya çalışabileceği veya Suriye Dürzi toplumunu yeniden tehdit edebileceği senaryolara hazırlandığını sözlerine ekledi.

Şarku’l Avsat’ın Times of Israel'den aktardığı habere göre Husilerin Golan Tepeleri'ne kara harekâtı düzenlemeyi düşündükleri belirtildi.

İsrail güçleri ise Beşşar Esed rejiminin Aralık 2014'te devrilmesinden bu yana Güney Suriye'de dokuz noktaya konuşlandı. Bunların çoğu, iki ülke sınırında Birleşmiş Milletler tarafından izlenen tampon bölge içinde yer alıyor. Bu noktalardan ikisi Hermon Dağı'nın Suriye tarafında bulunuyor.

İsrail, İsrail yerleşimlerini korumak ve Lübnan Hizbullahı veya diğer İran destekli milisler de dahil olmak üzere düşman güçlerin eline geçmesi durumunda tehdit oluşturabilecek silahları güvence altına almak için Suriye topraklarının 15 kilometreye kadar uzanan bölgelerinde faaliyet gösterdiğini açıkladı.

Golan Tepeleri, Suriye'nin güneybatı köşesinde, Şam'ın 60 kilometre batısında yer almakta ve yaklaşık bin 860 kilometrekarelik bir alanı kaplamaktadır.

İsrail, Haziran 1967'deki "Haziran Gerilemesi" olarak bilinen savaş sırasında Golan Tepeleri'nin yaklaşık bin 250 kilometrekarelik bir alanını işgal etti ve ardından 1981'de fiilen ilhak etti; ancak bu hamle Birleşmiş Milletler tarafından tanınmadı ve burası işgal edilmiş Suriye toprağı olarak görülmeye devam edildi.


İsrail Savunma Bakanı Katz: Suriye’deki silahlı gruplar Golan Tepeleri’ni ele geçirmeyi düşünüyor

Golan Tepeleri (Reuters)
Golan Tepeleri (Reuters)
TT

İsrail Savunma Bakanı Katz: Suriye’deki silahlı gruplar Golan Tepeleri’ni ele geçirmeyi düşünüyor

Golan Tepeleri (Reuters)
Golan Tepeleri (Reuters)

İsrail Savunma Bakanı Yisrael Katz, Knesset Dışişleri ve Savunma Komitesi toplantısında yaptığı açıklamada, Suriye’deki bazı silahlı grupların Golan Tepeleri’ni ele geçirmeyi düşündüğünü söyledi. Şarku’l Avsat’ın Times of Israel’den aktardığına göre Katz, İsrail’in Şam ile güvenlik anlaşması ya da normalleşme yolunda olmadığını belirterek, Suriye ordusu ya da ülkedeki farklı milislerin İsrail yerleşimlerine saldırma veya Suriye’deki Dürzi toplumunu yeniden tehdit etme ihtimaline karşı hazırlık yapıldığını ifade etti.

Katz, Husilerin de Golan Tepeleri’ne yönelik olası bir kara harekâtını değerlendirdiğini söyledi.

Öte yandan, İsrail güçleri Aralık 2024’te Beşşar Esad rejiminin çöküşünün ardından Suriye’nin güneyinde dokuz noktada konuşlandı. Bu noktaların büyük bölümü, iki ülke arasındaki sınırda Birleşmiş Milletler tarafından izlenen tampon bölgede yer alırken, konuşlanma alanları arasında Cebel Hermon’un (Şeyh Dağı) Suriye tarafındaki iki nokta da bulunuyor.

İsrail, bu birliklerin İsrail yerleşimlerini korumak ve düşman unsurların eline geçtiğinde tehdit oluşturabilecek silahları güvence altına almak amacıyla Suriye topraklarında yaklaşık 15 kilometre derinliğe kadar faaliyet yürüttüğünü açıkladı. Bu potansiyel tehdit unsurları arasında Lübnan Hizbullahı ile İran destekli diğer milis gruplar da yer alıyor.

Suriye’nin güneybatısında bulunan Golan Tepeleri, başkent Şam’ın yaklaşık 60 kilometre batısında yer alıyor ve toplamda 1.860 kilometrekarelik bir alanı kaplıyor. İsrail, Haziran 1967 Savaşı sırasında bölgenin yaklaşık 1.250 kilometrekarelik kısmını işgal etmiş, 1981’de ise fiilen ilhak etmişti. Ancak bu ilhak, bölgeyi hâlen işgal altındaki Suriye toprağı olarak kabul eden Birleşmiş Milletler tarafından tanınmıyor.


BM: İsrail–Hizbullah ateşkesi kırılgan, belirsizlik devam ediyor

İsrail askerleri, Güney Lübnan'daki Mays el-Cebel köyünde yıkılmış evler arasında hareket ediyor (EPA)
İsrail askerleri, Güney Lübnan'daki Mays el-Cebel köyünde yıkılmış evler arasında hareket ediyor (EPA)
TT

BM: İsrail–Hizbullah ateşkesi kırılgan, belirsizlik devam ediyor

İsrail askerleri, Güney Lübnan'daki Mays el-Cebel köyünde yıkılmış evler arasında hareket ediyor (EPA)
İsrail askerleri, Güney Lübnan'daki Mays el-Cebel köyünde yıkılmış evler arasında hareket ediyor (EPA)

Birleşmiş Milletler’in Lübnan Özel Koordinatörü Jeanine Hennis-Plasschaert, Perşembe günü yaptığı açıklamada, hükümetin aldığı önemli kararlar ve Lübnan Silahlı Kuvvetleri’nin güçlendirilmiş varlığına rağmen ülkenin güneyindeki belirsizlik ortamının devam ettiğini belirtti. Hennis-Plasschaert, bu iki unsurun “normalleşme yolunda temel bir zemin oluşturduğunu” söyledi.

Hennis-Plasschaert, “Birçok Lübnanlı için çatışma düşük yoğunlukla da olsa sürüyor. Mevcut durum devam ettiği sürece, düşmanlıkların yeniden tırmanma ihtimali ortadan kalkmış değil” ifadelerini kullandı.

BM yetkilisi, mevcut fırsatın değerlendirilmesi gerektiğini vurgulayarak, “Diyalog ve müzakereler tüm sorunları çözemeyebilir; ancak taraflar arasında karşılıklı anlayışın oluşmasına katkı sağlar ve en önemlisi, istenen güvenlik ve istikrara giden yolu açar” dedi.

İsrail ile Hizbullah arasında geçen yıl Kasım ayında, Gazze’deki savaşın yol açtığı bir yılı aşkın karşılıklı bombardımanın ardından ABD arabuluculuğunda ateşkes sağlanmıştı. Ancak İsrail, anlaşmaya rağmen Güney Lübnan’daki bazı noktalarda varlığını sürdürürken, ülkenin güneyi ve doğusuna yönelik saldırılarına devam ediyor.