Ukrayna'da ölen Rus askerleri yoksul ve azınlık kesimlerden

Mariupol’daki Rus askerleri (Reuters)
Mariupol’daki Rus askerleri (Reuters)
TT

Ukrayna'da ölen Rus askerleri yoksul ve azınlık kesimlerden

Mariupol’daki Rus askerleri (Reuters)
Mariupol’daki Rus askerleri (Reuters)

Kiev, Ukrayna savaşında ölen Rus askeri sayısını 27 bin olarak tahmin ediyor. Batılı kaynakların çoğu bu sayıyı yüksek bulsa da, tahminleri Rusya’nın açıkladığı sayılardan çok daha yüksek. İngiltere Savunma Bakanlığı Pazar günü yaptığı açıklamada, Rusya’nın Şubat ayında Ukrayna’ya karşı askeri operasyon kararını açıklamasından bu yana kara muharebe gücünün muhtemelen üçte birini kaybettiği, yani yaklaşık 50 bin Rus askerinin öldüğü veya yaralandığı tahmininde bulundu.
Ancak 24 Şubat'ta başlayan ve Kremlin'in beklediğinden çok daha maliyetli olduğu ortaya çıkan Ukrayna savaşında ölen Rus generallerin ve üst rütbeli subayların sayısı dikkati çekiyor. Gözlemciler, Rusya'nın Ukrayna’daki kayıplarının, Sovyetler Birliği’nin 1979 - 1989 yılları arasında Afganistan'ı işgali sırasında kaybettiği asker sayısını (15 bin) aşabileceğini düşünüyorlar. 
Gözlemcilere göre Ukrayna'da ölen binlerce Rus askerinin büyük çoğunluğunu yoksul ve azınlık kesimlerden gençler oluşturuyor. Rusya, öldürülen asker sayısı konusunda genellikle sessiz kalmayı tercih ediyor. Rus yetkililer tarafından 2 Mart’ta yapılan açıklamada, Ukrayna’da savaşın başlamasından açıklama tarihine kadar toplam 498 askerin hayatını kaybettiği belirtildi. Rusya tarafından 25 Mart'ta güncellenen açıklamada ise bin 351 askerin öldüğü belirtildi. Sonrasında ölen askerlere ilişkin herhangi bir bilgi verilmedi.
Rusya Devlet Başkanı Putin, 9 Mayıs’ta Zafer Günü törenleri sırasında yaptığı açıklamada, sayılarını belirtmeden işgal sırasında ölen Rus askerlerini “Rusya için adil bir savaşta cesurca ölen silah arkadaşlarımızın önünde eğiliyoruz. Her bir askerin ve subayın ölümü bizleri ayrı ayrı üzdü. Sevdiklerini de onarılamaz kayıplara uğrattı” diyerek andı.
Öte yandan savaşta yaralanan ve ölenlerin ailelerine yardım paketi açıklandı. Rusça yayın yapan ‘MediaZona’ adlı internet sitesi, sadece yayınlanan bilgilere dayanarak 6 Mayıs itibariyle savaş sırasında 2 bin 99 Rus askerinin öldüğü belgeleyebildi.
Ölen askerlerin büyük çoğunluğunun 21 ile 23 yaşları arasında olduğunu ve ölen 74 askerin henüz yirmi yaşına bile gelmediğini aktaran MediaZona, bölgelere dağılımına göre ölenlerin çoğunun Müslüman çoğunluklu Kuzey Kafkasya dahil olmak üzere Rusya’nın güneyinden ve Sibirya'nın orta kesimlerinden geldiğine işaret etti. Geriye kalan az sayıdaki askerin ise Rusya'nın diğer şehirlerinden daha zengin olan Moskova ve Rusya'nın ikinci büyük şehri olan Saint Petersburg'dan oldukları belirtildi.
Müslüman azınlığın yaşadığı Kuzey Kafkasya'nın Dağıstan bölgesinden 135 askeri öldüğü doğrulanırken, Sibirya'nın güneydoğusunda Rusya'ya bağlı cumhuriyetlerden biri olan Buryatya’da yaşayan Moğol azınlık Buryatlardan 98 askerin öldüğü teyit edildi.
‘Riddle Russia’ adlı haber sitesinin yorumcusu Pavel Luzin, kara kuvvetlerindeki asker ve subayların büyük çoğunluğunun, Rusya'nın küçük kasaba ve köylerinden geldiklerini ve bunun sosyal tabakalaşma ve dolayısıyla kültürel bölünmelerle ilişkili olduğunu söyledi. Luzin, değerlendirmesinde, “Kara kuvvetlerinde askerlik hizmeti gereksinimleri nispeten düşüktür. Eğitimli ve geleceğin askerleri kabul edilenler, Rusya Silahlı Kuvvetleri’nin hava ve uzay kuvvetleri, stratejik füze kuvvetleri ve donanma gibi diğer kollarını tercih ediyorlar” ifadelerini kullandı.
Yıllardır İslamcı isyancılarla mücadele eden ve Rusya'nın en yoksul bölgelerinden biri olan Dağıstan'da yerel basın ve Telegram kanalları, yetkililer tarafından taziye mesajları gönderilen yaslı ailelerin resimleriyle dolup taşıyor.
Örneğin 6 Mayıs'ta Dağıstan'ın Buynaksk kenti Yöneticisi Kamil Iziiev, Telegram hesabı üzerinden, savaşta öldürülen beş Dağıstan vatandaşının ailelerine madalya verme töreni sırasında kendisini gösteren bir video paylaştı. Madalyaların ölen askerlerin başörtülü eşleri ve anneleri tarafından alındığı görülen videoda Iziiev, “Babaları kahraman olarak can vermiş evlatların annelerine yaraşır bir şekilde yaşamalısınız. Sevgili aileler, insanın hatırlandığı sürece hayatta olduklarını unutmayın.  Bu adamları hatırlayalım” ifadelerini kullandı. Moskova tarafından resmi olarak öldüğü doğrulanan ilk Rus askeri, devlet medyası tarafından asker arkadaşlarını kurtarırken öldürüldüğü söylenen genç Dağıstanlı Nurmagomed Gadzhimagomedov’du. Putin, Gadzhimagomedov’a ölümünden sonra 4 Mart'ta ‘Rusya’nın Kahramanı’ madalyasına layık gördü. Gadzhimagomedov’un savaş sahasındaki ölümü, Putin'i Rusya’nın savaşında Rus olmayan etnik grupların rolünü açıkça övmeye itti. Putin, ‘güçlü ve çok uluslu Rus halkının bir parçası olmaktan gurur duyduğunu’ söyledi.
Sovyetler Birliği’nin Afganistan’ı işgali, ulusal bir şoka neden oldu. Nobel ödüllü Belaruslu yazar Svetlana Aleksiyeviç, bu şoku, adını genç askerlerin cesetlerinin iade edildiği çinko tabutlardan alan ‘Çinko Çocuklar’ kitabıyla aktardı. Bu şok, Sovyetler Birliği'nin çöküşüne katkıda bulundu. Moskova'nın Ukrayna'da başlattığı ve Kremlin'in ‘özel askeri operasyon’ olarak nitelediği savaşa yönelik katı sansürü, bunun Rusya'da bir savaş olarak adlandırılamayacağı anlamına gelirken savaşa karşı olanların seslerini bastırdı ve çok az insan kayıplarla ilgili endişelerini dile getirmeye cesaret edebildi. Savaş karşıtı ender seslerden biri olan eski Rusya Devlet Duması Üyesi ve eski Kırım Başsavcısı Natalya Poklonskaya, Rus yetkilileri medyada propaganda yapmak için ‘Z’ harfini kullanmakla suçladı. Poklonskaya, bu harfin hem Rusya hem de Ukrayna için bir trajediyi simgelediğini belirterek, “Neden Z harfi? Rus askerleri öldürüldüğü için mi?” ifadelerini kullandı. Riddle Russia sitesinin yorumcusu Luzin, Rusya’ya bağlı özerk bölgelerde ve azınlık bölgelerinde can kayıplarına yönelik protesto gösterilerinin kamuoyuna açıklanmamasının, gelecekte bir tepkinin olmayacağı anlamına gelmediğini vurgulayarak, “Ancak bu tepkiler açıkça bir direniş şeklinde değil, üstü kapalı olacak. Zorunlu askerlikten kaçınmaya ve sözleşmeli askerlik yapmaya başlayacaklar” yorumunda bulundu.



İsrailli bakanlar eski Gazze yerleşiminde bayrak töreni düzenlenmesini talep etti

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir (EPA)
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir (EPA)
TT

İsrailli bakanlar eski Gazze yerleşiminde bayrak töreni düzenlenmesini talep etti

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir (EPA)
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir (EPA)

Aralarında Başbakan Binyamin Netanyahu liderliğindeki Likud Partisi’nden sekiz ismin de bulunduğu 11 İsrailli bakan, dün Savunma Bakanı Yisrael Katz’dan Hanuka Bayramı sırasında Gazze Şeridi’nde bayrak töreni düzenlenmesine izin verilmesini talep etti.

Aşırı sağcı ve yerleşim yanlısı Nahala Hareketi tarafından başlatılan girişim kapsamında yayımlanan mesajda, “Gazze’nin İsrail topraklarının bir parçası olduğunu gururla teyit etmenin zamanı geldi. Bu bölge yalnızca Yahudi halkına aittir ve derhal İsrail devletinin bir parçası hâline gelmelidir” ifadeleri yer aldı.

Mesajda ayrıca, etkinliğin temel amacının ‘İsrail’in 2005’te bölgeden çekilirken boşalttığı, Gazze Şeridi’nin kuzeyindeki eski Nisanit yerleşiminin kalıntıları üzerinde İsrail bayrağını göndere çekmek’ olduğu belirtildi.

dfrtg
İsrail Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir (Reuters)

Mesajın imzacıları arasında, aşırı sağcı Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir ile aralarında Ulaştırma Bakanı Miri Regev’in de bulunduğu sekiz Likud’lu bakan yer aldı.

Ayrıca, toplam 120 sandalyeli Knesset’ten 21 milletvekili de metne imza attı. İmzacı vekiller Ben-Gvir liderliğindeki Otzma Yehudit (Yahudi Gücü) Partisi ile Likud’a mensup.

Nahala Hareketi, ‘Nisanit’te bayrak töreni’ olarak duyurduğu etkinliğin, Gazze Şeridi’nde hâlen İsrail ordusunun kontrolündeki bölgede yapılacağını açıkladı.

Etkinliğin 18 Aralık’ta, sekiz gün süren Hanuka’nın beşinci gecesinde düzenlenmesi planlanıyor. Bayram bu yıl pazar günü başlayacak.

İsrail Savunma Bakanlığı, konuya ilişkin AFP’nin yorum talebine henüz yanıt vermedi.

jbhj
İsrail Savunma Bakanı Yisrael Katz (DPA)

İsrail ordusu çarşamba akşamı yaptığı açıklamada, ‘İsrail topraklarından Gazze Şeridi’ne geçen birkaç İsrailli sivilin gözaltına alındığını’ duyurdu.

Yerleşimciler ve Filistinlilere yönelik saldırılarla suçlanan aşırılık yanlılarına hukuki destek veren Honenu örgütü ise yaptığı açıklamada, ‘Çarşamba günü onlarca sağcı aktivistin, Nisanit’in kalıntıları üzerinde bir yerleşim kurulmasını talep etmek üzere Gazze sınır çitini aştığını’ belirtti.

10 Ekim’de İsrail ile Hamas arasında yürürlüğe giren kırılgan ateşkes kapsamında, İsrail ordusu Gazze Şeridi’nin yarısından fazlasında kontrol sağlamasına imkân veren bir hatta çekilmişti. Savaşın büyük yıkıma uğrattığı bölgede bu hat fiili kontrol sınırı olarak işliyor.

Geçtiğimiz kasım ayında Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi tarafından da desteklenen ABD’nin Gazze barış planı ise İsrail güçlerinin bölgeden kademeli olarak çekilmesini öngörüyor.


Trump: Ortadoğu'da daha önce hiç yaşanmamış büyük bir barış ortamımız var

ABD Başkanı Donald Trump (Reuters)
ABD Başkanı Donald Trump (Reuters)
TT

Trump: Ortadoğu'da daha önce hiç yaşanmamış büyük bir barış ortamımız var

ABD Başkanı Donald Trump (Reuters)
ABD Başkanı Donald Trump (Reuters)

ABD Başkanı Donald Trump, Ortadoğu'da büyük bir barış sağlandığını söyledi.

Trump dün, "Ortadoğu'da daha önce hiç olmadığı kadar büyük bir barış var. Bence bu barış aslında çok güçlü" ifadelerini kullandı.

ABD Başkanı gazetecilere yaptığı açıklamada, Amerika Birleşik Devletleri'nin bu bölgede çok çalıştığını ve anlaşmanın ikinci aşamasına hazırlandığını belirterek şunları söyledi: "Gazze meselesi üzerinde çok çalışıyoruz, evet, Gazze konusunda yoğun bir şekilde çalışıyoruz. Ortadoğu'da zaten gerçek bir barış var, 59 ülke bunu destekliyor ve bu daha önce hiç yaşanmamış bir şey."

Şöyle devam etti: “Örneğin, Hamas'la mücadele etmek için müdahale etmek isteyen ülkeler var, bir başka örnek olarak da Lübnan'daki Hizbullah'la mücadele etmek için müdahale etmek isteyen ülkeler var. Ben de onlara diyorum ki: Şu anda buna gerek yok, belki daha sonra ihtiyacınız olabilir, ancak gönüllü olarak müdahale etmeyi ve her şeyi kelimenin tam anlamıyla devralmayı teklif eden ülkeler var.”


İngiliz Donanması, üç gün boyunca kanalda seyreden bir Rus denizaltısını tespit etti

Geçen yıl Pasifik Okyanusu'nda askeri tatbikatlar sırasında bir Rus denizaltısı (Arşiv- Reuters)
Geçen yıl Pasifik Okyanusu'nda askeri tatbikatlar sırasında bir Rus denizaltısı (Arşiv- Reuters)
TT

İngiliz Donanması, üç gün boyunca kanalda seyreden bir Rus denizaltısını tespit etti

Geçen yıl Pasifik Okyanusu'nda askeri tatbikatlar sırasında bir Rus denizaltısı (Arşiv- Reuters)
Geçen yıl Pasifik Okyanusu'nda askeri tatbikatlar sırasında bir Rus denizaltısı (Arşiv- Reuters)

İngiliz Kraliyet Donanması dün yaptığı açıklamada, İngiliz Kanalı'nda bir Rus denizaltısını tespit ettiğini ve üç gündür izlediğini duyurdu. Donanma, bu tür tehditlere karşı İngiliz sularını koruma çabalarını yoğunlaştırıyor.

Donanma açıklamasında, Krasnodar denizaltısı ve Altay römorkörünü izlemek için helikopterle donatılmış bir İngiliz ikmal gemisinin görevlendirildiğini belirtti.

Rus denizaltısı ve römorkörü Kuzey Denizi'nden kanala girdi.

Açıklamada ayrıca, "Krasnodar'ın batması durumunda denizaltı karşıtı operasyonlara geçmek üzere özel bir hava mürettebatının hazırda bekletildiği" ifade edildi.

Olumsuz hava koşullarına rağmen denizaltının yüzeyde seyretmeye devam ettiği belirtildi.

İngiltere, Fransa'nın kuzeybatı kıyısındaki Ouessant Adası yakınlarında bulunan denizaltının izlenmesi görevini, kimliği açıklanmayan bir NATO müttefikine devrettiğini duyurdu.

İngiliz ordusu, Rus denizaltısı Novorossiysk'i kendi karasularında tespit ettikten sonra geçen temmuz ayında benzer bir izleme operasyonu gerçekleştirmişti.

İngiliz Savunma Bakanı John Healey pazartesi günü, "Rus deniz tehditleri" karşısında Kraliyet Donanması'nın yeteneklerini geliştirmek için milyonlarca sterlinlik bir programın başlatıldığını duyurdu.

Londra'ya göre, Rus denizaltılarının İngiliz sularındaki faaliyetleri son iki yılda yaklaşık üçte bir oranında arttı.

Aralık ayı başlarında İngiltere ve Norveç, Kuzey Atlantik'te bu denizaltılara karşı koymayı amaçlayan ortak bir fırkateyn filosu işletmek üzere bir iş birliği anlaşması imzaladı.