Sudan’daki ‘üçlü mekanizma’ Direniş Komiteleri’nin dolaylı diyaloğa taraf olmadığını doğruladı

Afewerki, Burhan'a mektup gönderirken Sudan polisi protesto gösterilerini bastırdı

Fotoğraf: AA Arşiv
Fotoğraf: AA Arşiv
TT

Sudan’daki ‘üçlü mekanizma’ Direniş Komiteleri’nin dolaylı diyaloğa taraf olmadığını doğruladı

Fotoğraf: AA Arşiv
Fotoğraf: AA Arşiv

Birleşmiş Milletler (BM), Afrika Birliği (AfB) ve Hükümetlerarası Kalkınma Otoritesi’nden (IGAD) oluşan üçlü mekanizma, Direniş Komiteleri ile Hartum yapılan koordinasyon toplantısının, üçlü mekanizmanın halihazırda başlattığı dolaylı diyaloğun bir parçası olmadığını açıkladı.
Üçlü mekanizma tarafından dün yapılan açıklamada, Direniş Komiteleri ile siyasi durumdaki gelişmeleri tartışmak, siyasi süreçle ilgili görüşlerini almak ve siyasi diyalogla ilgili tüm soruları yanıtlamak üzere davetleri üzerine bir toplantı yapıldığı belirtildi.
Direniş Komiteleri’nden Pazartesi günü yapılan açıklamada, Direniş Komiteleri tarafından imzalanan ‘Halk Otoritesi Kurma Sözleşmesi’ çerçevesinde siyasi süreçle ilgili görüşlerin üçlü mekanizmaya aktarıldığı bildirildi. Açıklamada, ülkede iktidarı elinde tutan askeri yöneticilere karşı ‘müzakere yok, ortaklık yok ve meşruiyet yok’ sloganına bağlı kalmaya devam edildiği vurgulandı.
Toplantının kurallara uygun olarak gerçekleştiğini belirten Direniş Komiteleri, bu gelişmenin, Direniş Komiteleri’nin koordinasyonunu temsil ettiğini belirterek bu tutumun, ‘herhangi bir siyasi tekliften ya da Direniş Komiteleri’nin siyaset sahnesiyle etkileşimini engelleme çabalarından etkilenmeyeceğinin altını çizdi.
Öte yandan Sudan'ın orta kesimindeki Cezire eyaletinin başkenti Vad Medeni’deki Direniş Komiteleri, ordu yönetimindeki ülkede kötüleşen hayat şartlarını protesto etmek için bir gösteri düzenleme çağrısında bulundu. Gösterilerin başlaması için mahallelerden şehir merkezine doğru giden birkaç nokta belirledi.
Direniş Komiteleri resmi Facebook sayfası üzerinden yaptığı açıklamada, polisin Hartum'un Burri bölgesinde ve Vad Medeni kentinde askeri yönetimin düşmesi ve sivillerin önderliğinde bir hükümet kurulması çağrısında bulunan barışçıl gösterileri göz yaşartıcı gaz ve cop kullanarak dağıttığı, protestocuları cadde ve sokaklarda kovaladığı aktarıldı. Sudan Ordusu Genel Komutanlığı karargahına yakın bir banliyö olan Burri bölgesinde devrimci oluşumlar tarafından yapılan duyuru üzerine düzenlenen barışçıl yürüyüş, güvenlik güçleri tarafından aşırı güç kullanılarak bastırıldı.
Hartum’daki Direniş Komiteleri tarafından ortaya koyulan Halk Otoritesi Kurma Sözleşmesi, ordunun iktidardan uzaklaşması ve buna dahil olan sivil ve askeri güçlerden hesap sorulması talebiyle düzenlenen gösteriler ve sivil itaatsizlik yoluyla ordunun siyasetten uzaklaştırılmasını ve barışçıl direnişin artmasını öngörüyor.
Sözleşmede ayrıca önce imzalanan Anayasal Bildiri Anlaşması’nın fesih edilmesini ve ‘geçici anayasal bildiri’ adıyla yeni anayasal düzenlemelerin yapılmasını önerildi.
Diğer taraftan Eritre Cumhurbaşkanı Isaias Afewerki, Sudan Egemenlik Konseyi Başkanı Abdulfettah el-Burhan’a, iki ülke arasındaki ilişkilere ilişkin bir mektup gönderdi.
Burhan, dün mektubun kendisine Eritre’nin Hartum Büyükelçisi Issa Ahmed Issa tarafından Hartum'daki Cumhuriyet Sarayı'nda takdim edilmesinin ardından iki ülkenin halkları arasındaki tarihi ve kardeşlik bağları çerçevesinde iki ülke arasındaki ilişkilerin derin ve güncel olduğu övgüsünde bulundu.
Sudan Egemenlik Konseyi’nden yapılan açıklamaya göre Büyükelçi Issa, Cumhurbaşkanı Afewerki'nin Sudan'daki gelişmeleri büyük bir ilgiyle takip ettiğini belirterek ülkedeki mevcut krizin güvenli bir şekilde çözümünü garanti eden bir fikir birliğine ulaşmak için çabaların birleştirilmesi ve çok çalışılması gerektiğini söylediğini aktardı.
Büüykelçi Issa ayrıca, Sudan'ın güvenliğinin Afrika’nın güvenliği anlamına geldiğini ve Sudan'ın sorunlarını, ülkenin tüm kesimlerinin katıldığı, ciddi ve dürüst bir diyalog süreci yürüterek çözebileceğini belirtti.



Avn, BM Güvenlik Konseyi heyetinden İsrail'e ateşkes ve geri çekilme anlaşmasını uygulaması için baskı yapmasını istedi

Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn'ın bugün Baabda'daki Cumhurbaşkanlığı Sarayı'nda Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi temsilcilerinden oluşan bir heyetle yaptığı görüşmeden (Lübnan Cumhurbaşkanlığı’nın resmi X hesabı)
Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn'ın bugün Baabda'daki Cumhurbaşkanlığı Sarayı'nda Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi temsilcilerinden oluşan bir heyetle yaptığı görüşmeden (Lübnan Cumhurbaşkanlığı’nın resmi X hesabı)
TT

Avn, BM Güvenlik Konseyi heyetinden İsrail'e ateşkes ve geri çekilme anlaşmasını uygulaması için baskı yapmasını istedi

Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn'ın bugün Baabda'daki Cumhurbaşkanlığı Sarayı'nda Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi temsilcilerinden oluşan bir heyetle yaptığı görüşmeden (Lübnan Cumhurbaşkanlığı’nın resmi X hesabı)
Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn'ın bugün Baabda'daki Cumhurbaşkanlığı Sarayı'nda Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi temsilcilerinden oluşan bir heyetle yaptığı görüşmeden (Lübnan Cumhurbaşkanlığı’nın resmi X hesabı)

Lübnan Cumhurbaşkanlığı, Cumhurbaşkanı Joseph Avn’ın bugün ülkede bulunan Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi temsilcilerinden oluşan bir heyetle bir araya geldiğini açıkladı. Görüşmede Avn, Lübnan ordusunun görevini tamamlaması için destek çağrısında bulunarak, İsrail’in Güney Lübnan’dan çekilmesi için baskı yapılmasını talep etti.

Cumhurbaşkanlığı, heyetin ‘uluslararası kararların uygulanması yoluyla Lübnan’da istikrarı destekleme ve ülkelerin Lübnan ordusuna yardım ederek birliklerini tamamlamaya ve silah tekelini sağlamaya hazır olduklarını’ belirttiğini duyurdu.

Açıklamada Avn’ın, Lübnan’ın uluslararası kararları uygulama taahhüdünü yinelediği ve “İsrail tarafını ateşkesi uygulamaya ve çekilmeye zorlamamız gerekiyor; bu konuda sizden destek bekliyoruz” ifadelerini kullandığı kaydedildi.

Geçen yıl kasım ayında, ABD arabuluculuğunda İsrail ile Hizbullah arasında bir ateşkes sağlanmıştı. Bu ateşkese rağmen, İsrail hâlâ Güney Lübnan’daki bazı noktalarda kontrolünü sürdürüyor ve ülkenin doğusu ile güneyine yönelik saldırılarını devam ettiriyor.


Ukrayna: Rusya ile taviz değil, gerçek barış peşindeyiz

Ukrayna'nın güneydoğusunda Rus araçları ve askerleri (Reuters)
Ukrayna'nın güneydoğusunda Rus araçları ve askerleri (Reuters)
TT

Ukrayna: Rusya ile taviz değil, gerçek barış peşindeyiz

Ukrayna'nın güneydoğusunda Rus araçları ve askerleri (Reuters)
Ukrayna'nın güneydoğusunda Rus araçları ve askerleri (Reuters)

Ukrayna Dışişleri Bakanı Andriy Sibiga, dün Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı'na (AGİT) yaptığı açıklamada, Ukrayna'nın Rusya ile "taviz değil, gerçek barış" istediğini söyledi.

Güvenlik ve insan haklarına odaklanan bir kuruluş olan AGİT, savaş sonrası Ukrayna'da rol oynamayı hedefliyor.

ABD Başkanı Donald Trump, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile ABD elçileri arasında "oldukça iyi" olarak nitelendirdiği görüşmelerin ardından çarşamba günü yaptığı açıklamada, barış görüşmelerine giden yolun şu anda belirsiz olduğunu söyledi.

Sibiga, örgütün yıllık bakanlar kurulu toplantısından önce, "Münih'te gelecek nesillere ihanet edenlerin isimlerini hâlâ hatırlıyoruz" diyerek, "Bu bir daha asla olmamalı. İlkelerden taviz verilmemeli ve uzlaşmaya değil, gerçek barışa ihtiyacımız var" ifadelerini kullandı.

devfdr
Rus askerleri Kursk bölgesindeki Sudzha’da devriye geziyor (Arşiv- AP)

Bakan, görünüşe göre İngiltere, Fransa ve İtalya'nın Adolf Hitler'in o dönem Çekoslovakya olan toprakları ilhak etmesini kabul ettiği 1938 tarihli Nazi Almanyası anlaşmasına atıfta bulunuyordu. Bu anlaşma, tehditkâr bir güçle yüzleşmemenin işareti olarak yaygın olarak kullanılıyor.

Sibiga, ABD'ye barışı sağlama çabalarından dolayı teşekkür etti ve Ukrayna'nın "bu savaşı sona erdirmek için mümkün olan her fırsatı değerlendireceğine" söz verdi. "Avrupa geçmişte çok fazla adaletsiz barış anlaşması imzaladı. Hepsi yeni felaketlere yol açtı" diye ekledi.

Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy dün, ekibinin Amerika Birleşik Devletleri'ndeki toplantılara hazırlandığını ve Trump'ın temsilcileriyle diyaloğun devam edeceğini söyledi.

Amerika Birleşik Devletleri, Kanada, Rusya ve Avrupa ile Orta Asya'nın büyük bir bölümünü içeren 57 üye ülkeyi kapsayan Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı (AGİT), Soğuk Savaş döneminde Doğu-Batı diyaloğu için kilit bir forum olarak ortaya çıktı.

Örgüt son yıllarda, Rusya'nın kilit kararların uygulanmasını engellemesi ve örgütü Batı kontrolü altında olmakla suçlamasıyla sık sık çıkmaza giriyor. Rusya, açıklamasında Ukrayna'nın AGİT gündemine "tamamen hakim olmasından" şikayet etti.


İsrail, Gazze'deki son rehinenin kalıntılarının iadesini görüşmek üzere Kahire'ye heyet gönderdi

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu (Reuters)
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu (Reuters)
TT

İsrail, Gazze'deki son rehinenin kalıntılarının iadesini görüşmek üzere Kahire'ye heyet gönderdi

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu (Reuters)
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu (Reuters)

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun ofisi yaptığı açıklamada, askeri ve güvenlik servislerinden temsilcilerin de aralarında bulunduğu bir heyetin, Gazze Şeridi'nde tutulan son İsrailli rehinenin naaşının iadesini görüşmek üzere dün Mısır'ı ziyaret ettiğini duyurdu.

Ofis tarafından yapılan açıklamada, "Başbakan'ın talimatları doğrultusunda bir heyet Kahire'ye gitti... ve son rehine Ran Gvili'nin derhal iadesini sağlamak amacıyla arabulucularla görüşmelerde bulundu." ifadeleri yer aldı. Açıklamada, "Görüşme sonucunda, çabaların derhal yoğunlaştırılması konusunda mutabakata varıldı" ifadeleri kullanıldı.

frgt
Hamas'ın askeri kanadı Kassam Tugayları'na bağlı savaşçılar, Kızılhaç çalışanlarıyla birlikte, 1 Aralık 2025'te Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Cibaliye mülteci kampının enkazı arasında İsrailli rehinelerin cesetlerini ararken nöbet tutuyor (EPA)

Ateşkes anlaşmasının 10 Ekim'de yürürlüğe girmesinden bu yana İsrail, Filistinli grupların teslimi geciktirdiği yönündeki suçlamalarına rağmen, 20 canlı rehineyi ve Gvili'ninki hariç tüm cesetleri aldı. Hamas, savaştan kalan devasa moloz yığınları nedeniyle cesetlerin kurtarılma sürecinin yavaş ilerlediğini savunuyor.