İsrail yine bir Filistinlinin cenaze törenine saldırdı

Kudüs'te Mescid-i Aksa'ya düzenlenen baskında toplu tutuklamalar yapıldı.

İsrail yine bir Filistinlinin cenaze törenine saldırdı
TT

İsrail yine bir Filistinlinin cenaze törenine saldırdı

İsrail yine bir Filistinlinin cenaze törenine saldırdı

Güvenlik güçleri tarafından korunan İsrailli yerleşimciler, İsrail'in Kudüs'teki bir cenazeye ve mezarlığa düzenlediği saldırının neden olduğu şiddetli çatışmalardan saatler sonra, aşırılık yanlısı Haham Yehudah Glick liderliğinde Mescid-i Aksa'ya baskın düzenledi. Bu durum şehirdeki gerginliğin artmasına neden oldu.
Evkaf Dairesi tarafından yapılan açıklamada yerleşimcilerin 40 kişilik gruplar halinde Mescid-i Aksa'nın avlularına baskın gerçekleştirdiği, meydanlarda provokatif turlar düzenledikleri ve sözde ‘tapınak’ hakkında açıklamalar yaptıkları ifade edildi. Diğer yandan aralarından bazıları, Bab es-Silsile tarafından Mescid-i Aksa avlularından ayrılmadan önce Kubbetu’s Sahra önünde Talmud ayinleri gerçekleştirdi. Daha önceki baskınlarda olduğu gibi İsrail polisi yine Filistinlilerin Mescid-i Aksa'ya girişine ciddi kısıtlamalar getirdikten sonra ibadet edenleri camideki  yerleşimcilerden uzaklaştırdı. Bu da Filistin ve Ürdün’ün İsrail’e karşı camiyi zaman ve mekan açısından bölmekle ilgili önceki suçlamalarını güçlendirdi.
Mescid-i Aksa baskını, Ramazan'ın başlarında İsrail tarafından öldürülen Velid Şerif'in cenazesine düzenlenen saldırının ardından geniş çaplı çatışmalara ve tutuklamalara sahne olan Kudüs'teki büyük gerilim doğrultusunda yaşandı. İsrail güçleri Kudüs’te birçok Filistinliyi göz altına aldı. Gözaltına alınanlar arasında Shaare Zedek Hastanesi’nde yatan yaralı Nadir eş-Şerif de bulunuyordu. Şerif’in ölümününün ardından düzenlenen cenaze töreninde yaşanan geniş çaplı çatışmalar nedeniyle tutuklananların sayısının 35’e yükseldiği kaydedildi. İsrail’in Şerif’in cenaze törenine katılan çok sayıda genci gözaltına alması sonucunda Salahuddin Caddesi ve Mücahidin Mezarlığı’nda İsrail güçleriyle çatışmaya dönüştü. Filistin Kızılayı’na göre İsrail’in mermi ve gaz bombası kullandığı çatışmalar sonucunda 71 Filistinli yaralandı. Yayınlanan video görüntüleri, İsrail güçlerinin mezarlığı işgal ettiğini, bunun sonucunda askerlerin mezarları çiğnediği ve mezar taşlarını kırdığını ortaya koydu. İsrail geçtiğimiz cumartesi günü hayatını kaybeden Şerif’in cenazesini,kısıtlı bir cenaze töreni yapılması şartıyla pazartesi günü ailesine teslim etti
Filistin Yönetimi tarafından yapılan açıklamada, “İşgal güçleri halkımızın yaşamına karşı suç işlemekle yetinmiyor, ihlalleri ölülere saygısızlığa ve mezarlıklara kadar uzanıyor” ifadelerine yer verildi. İsrail hükümetinin, söz konusu suçlar nedeniyle artan gerilimden sorumlu olan tek taraf olduğunun altı çizildi. İşgalin sona ermesi ve halkın özgürlük, bağımsızlık ve kendi kaderini tayin hakkının elde edilmesi ve başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız bir devletin kurulmadığı müddetçe bölgede barış ve istikrarın mümkün olamayacağı vurgulandı. Yönetim açıklamasında, uluslararası toplum ‘çifte standart uygulamayı bırakmaya ve Filistin'de yaşananlara adil bir gözle bakmaya’ çağırıldı.
Diğer yandan Ürdün Dışişleri ve Gurbetçi İşleri Bakanlığı da İsrail güçlerinin Şerif’in cenaze törenine katılanlara yönelik gerçekleştirdiği saldırıyı kınadı. Bakanlık Sözcüsü Heysem Ebu’l Ful yaptığı açıklamada, “Cenaze törenine katılanları hedef alan ve çok sayıda yaralanmaya neden olan saldırı ile ölülere saygı da ihlal edildi. Bu insanlık dışı bir eylemdir” şeklinde konuştu. Ebu’l Ful, ‘İsrail’in Doğu Kudüs’teki işgalci güç olarak uluslararası insan hakları hukuku kapsamındaki yükümlülüklerine saygı duyması gerektiğini’ vurguladı.
Kudüs'teki olaylara paralel olarak Batı Şeria'da da gerilim yaşandı. İşgal güçleri, Nablus’un güneyindeki Havara kontrol noktası yakınında bir genci hedef aldı. Yaralanan gencin durumunun ciddi olduğu ifade edildi. İsrail Ordusu’ndan bir Sözcü yaptığı kısa açıklamada şunları söyledi:
"Elinde bıçak bulunan bir Filistinli, Nablus kentinin girişindeki Havara kontrol noktasının yakınında ordu güçlerine doğru koştu ve burada askerler tarafından vurularak yaralandı. Güvenlik güçleri saflarında ölüm yaşanmadı.”
İsrail güvenlik güçleri ayrıca Batı Şeria'da aranlar listesinde bulunduğunu iddia ettiği yaklaşık 15 Filistinliyi gözaltına aldı.



Esed'in devrilmesinin yıldönümü kutlanıyor... ve destekçileri iki ayaklanma planlıyor

Beşşar Esed rejiminin devrilmesinin birinci yıl dönümü dün Hama'daki el-Asi Meydanı'nda büyük bir kalabalık tarafından kutlandı
Beşşar Esed rejiminin devrilmesinin birinci yıl dönümü dün Hama'daki el-Asi Meydanı'nda büyük bir kalabalık tarafından kutlandı
TT

Esed'in devrilmesinin yıldönümü kutlanıyor... ve destekçileri iki ayaklanma planlıyor

Beşşar Esed rejiminin devrilmesinin birinci yıl dönümü dün Hama'daki el-Asi Meydanı'nda büyük bir kalabalık tarafından kutlandı
Beşşar Esed rejiminin devrilmesinin birinci yıl dönümü dün Hama'daki el-Asi Meydanı'nda büyük bir kalabalık tarafından kutlandı

Suriye'de devrik Devlet Başkanı Beşşar Esed'in devrilmesinin yaklaşık 1. yıl dönümünü anma etkinlikleri devam ederken, dün Suriye'nin eski istihbarat şefi ve Esed’in kuzeni tarafından, Devlet Başkanı Ahmed eş-Şara yönetimine karşı Suriye kıyılarında iki ayaklanma başlatma planları hakkında bilgi sızdırıldı.

Bu bilgi, dün Hama'daki el-Asi Meydanı'nda, Esed güçlerinden kurtuluşunun birinci yıl dönümü dolayısıyla düzenlenen büyük bir miting sırasında geldi. Resmi SANA haber ajansının haberine göre, etkinliğe katılanlar, meydanın ortasına 500 metre uzunluğunda ve 4 metre genişliğinde bir Suriye bayrağı asarak "toprak ve halkın birliğini sembolik bir şekilde vurguladılar."

Bu kutlamalarla eş zamanlı olarak Reuters, Suriye'nin eski istihbarat yetkilisi Tümgeneral Kemal Hasan ile Esed'in milyarder kuzeni Rami Mahluf'un, yeni hükümete karşı iki ayaklanma başlatma umuduyla on binlerce potansiyel savaşçıya milyonlarca dolar harcadığını belirten bir araştırma yayınladı.

Aileye yakın dört kişi, Aralık 2024'te Rusya'ya kaçan Esed'in Moskova'da sürgünde yaşama fikrine büyük ölçüde alıştığını söyledi.


Kanada, Suriye'yi terörü destekleyen devletler listesinden çıkardı

Suriye Devlet Başkanı Ahmed el-Şara, geçen Eylül ayında Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'nda konuşuyor (Arşiv-Reuters)
Suriye Devlet Başkanı Ahmed el-Şara, geçen Eylül ayında Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'nda konuşuyor (Arşiv-Reuters)
TT

Kanada, Suriye'yi terörü destekleyen devletler listesinden çıkardı

Suriye Devlet Başkanı Ahmed el-Şara, geçen Eylül ayında Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'nda konuşuyor (Arşiv-Reuters)
Suriye Devlet Başkanı Ahmed el-Şara, geçen Eylül ayında Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'nda konuşuyor (Arşiv-Reuters)

Kanada hükümeti, dün yaptığı açıklamada, Suriye'yi terörü destekleyen yabancı devletler listesinden çıkardığını ve Cumhurbaşkanı Beşşar Esed'in devrilmesine yardımcı olan muhalif ittifakın lideri olan Heyet Tahrir el-Şam'ı da terör örgütleri listesinden çıkardığını bildirdi.

Hükümet yaptığı açıklamada, "Bu önlemler, Birleşik Krallık ve ABD de dahil olmak üzere müttefiklerimiz tarafından yakın zamanda alınan kararlarla uyumlu olup, Suriye geçiş hükümetinin Suriye'de istikrarı teşvik etme ve vatandaşları için kapsayıcı ve güvenli bir gelecek inşa etme, bölgesel istikrarı teşvik etmek ve terörizmle mücadele etmek için küresel ortaklarla çalışma çabalarını takip etmektedir" ifadelerine yer verdi.


Trump’ın açıklaması ateşkesi tehlikeye mi attı? 17. Maddeyle Gazze'de fiili bölünme ihtimali masada mı?

Filistinliler, Gazze Şeridi'nin merkezindeki Nuseyrat mülteci kampında kaplarını suyla dolduruyor (AFP)
Filistinliler, Gazze Şeridi'nin merkezindeki Nuseyrat mülteci kampında kaplarını suyla dolduruyor (AFP)
TT

Trump’ın açıklaması ateşkesi tehlikeye mi attı? 17. Maddeyle Gazze'de fiili bölünme ihtimali masada mı?

Filistinliler, Gazze Şeridi'nin merkezindeki Nuseyrat mülteci kampında kaplarını suyla dolduruyor (AFP)
Filistinliler, Gazze Şeridi'nin merkezindeki Nuseyrat mülteci kampında kaplarını suyla dolduruyor (AFP)

ABD Başkanı Donald Trump’ın, Gazze’deki ateşkes anlaşmasının “ikinci aşamasının değiştirileceği” yönündeki kısa ve belirsiz açıklaması, bu değişikliğin ne anlama geldiğine ilişkin soruları gündeme taşıdı.

Uzmanlara göre Trump’ın işaret ettiği değişiklik, anlaşmanın uygulanma biçiminde bir revizyon anlamına geliyor. Buna göre, İsrail’in hâlihazırda yüzde 55’ini kontrol ettiği Gazze’den çekilmesi ve Hamas’ın silahsızlandırılmasına geçilmesi yerine, 17. maddenin devreye alınması söz konusu olabilir. Bu madde, barış planının taraflardan biri kabul etmese bile tek taraflı olarak ilerletilmesine imkân tanıyor.

10 Ekim’de yürürlüğe giren ateşkes anlaşmasındaki 17. madde, Hamas’ın öneriyi geciktirmesi veya reddetmesi halinde, “yardımların genişletilmesi dahil, planın belirtilen unsurlarının, İsrail ordusunun terörden arındırılmış olarak uluslararası istikrar gücüne devrettiği bölgelerde uygulanacağını” düzenliyor.

Geçen ekim ayında Hamas ile İsrail arasında imzalanan “barış belgesi” sadece birinci aşamayla ilgili maddeleri içeriyordu. Bu aşama; ilk ateşkes, İsrail güçlerinin geri çekilmesi, esir takası ve insani yardım girişlerinin kolaylaştırılmasını kapsıyor. Ancak savaş sonrası Gazze’nin yönetimine ilişkin “ikinci aşama” konusunda resmî bir mutabakat sağlanmış değil.

Perşembe günü yaptığı açıklamada Trump, planın ikinci aşamasının “çok yakında değiştirileceğini” söyledi. Açıklama, sürecin tıkanması ve sahadaki ilerlemenin sınırlı kalması nedeniyle endişelerin arttığı bir döneme denk geldi; ancak Trump değişikliğin içeriğine dair ayrıntı vermedi.

Görsel kaldırıldı.
Filistinli bir kadın, İsrail'in Han Yunus'ta düzenlediği bir baskın sonucu akrabalarından birinin öldürülmesine tepki gösteriyor (AFP)

Ahram Siyaset ve Strateji Merkezi İsrail Çalışmaları uzmanı Dr. Said Okaşa, (Saeed Okasha) Trump’ın sözünü ettiği değişikliğin büyük olasılıkla 17. maddeye dayanacağını belirtiyor. Okaşa’ya göre bu adım, “eski Gazze” ve “yeni Gazze” ayrımını güçlendirecek bir fiili bölünmeye kapı aralayabilir. Bu yaklaşımı geçen ay ABD’nin bölge özel temsilcisi Steve Witkoff’un da çeşitli görüşmelerde dile getirdiğini hatırlattı.

Okkaşa, anlaşmanın geçen ay Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi tarafından onaylandığını anımsatarak, Hamas’ın silahsızlanma sürecine yanıt vermemesi gibi gerekçelerle 17. maddenin yeniden devreye sokulmasının mümkün olduğunu söyledi. Uzman, böyle bir senaryonun Gazze’de “ne savaş ne barış” şeklinde sürecek bir çıkmaz yaratabileceğini ifade etti.

Görsel kaldırıldı.
Filistinliler, Cebaliye'de yıkılan binaların enkazı arasında sokaklara kurulmuş çadırların yanından geçiyor (AFP)

Filistinli siyaset analisti Dr. Ayman el-Rakkab da, Trump’ın değişiklik açıklamasının içeriğinin belirsizliğine işaret ederek, “İsrail’in bölgede kalma isteğiyle birleştiğinde, Gazze’nin fiilen ikiye bölünmesi ihtimali güçleniyor” değerlendirmesinde bulundu.

Bu belirsizlik sürerken, Axios haber sitesi Trump’ın 25 Aralık’tan önce Gazze’de barış sürecinin ikinci aşamasına geçileceğini açıklamayı planladığını duyurdu. Habere göre Washington, Gazze’de oluşturulacak yeni yönetim yapısı ve uluslararası istikrar gücünün son hazırlıklarını tamamlıyor. ABD Başkanı’nın, bu adımları görüşmek üzere İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile ay sonundan önce bir araya gelmesi bekleniyor.

İkinci aşamanın önünde ciddi engellerin olduğunu ifade eden Rakkab: “Barış Konseyi ile teknokrat hükümet henüz kurulmadı. Güvenliği devralacak polis gücü ve uluslararası istikrar kuvveti oluşturulmadı. Bu nedenle somut bir hareketin en erken ocak ayında mümkün olabileceğini düşünüyorum” dedi.

Okaşa, yakın vadede İsrail’in kontrolde tuttuğu bölgeyi yüzde 60 seviyesine çıkarmaya çalışabileceğini, ancak anlaşmanın genel çerçevesinde büyük bir tırmanış beklemediğini belirtti.

Geçtiğimiz günlerde Yedioth Ahronoth, İsrail’in yaklaşık iki milyon Filistinliyi sarı çizginin doğusunda İsrail kontrolündeki yeni bölgelere yeniden yerleştirmeyi, Hamas kontrolündeki bölgeleri tamamen sivillerden boşaltmayı ve Hamas unsurlarını bu bölgelerde aşamalı şekilde takip etmeyi içeren bir plan hazırladığını yazmıştı. Şarku’l Avsat’ın  Telegraph gazetesinin Batılı diplomatlara dayandırdığı haberinden aktardığı bilgilere göre ABD planının Gazze’nin kalıcı biçimde ikiye ayrılması riskini barındırdığını bildirmişti.

Mısır Dışişleri Bakanı Bedr Abdulati ise geçtiğimiz günlerde Barselona’da AB Dış Politika Yüksek Temsilcisi Kaja Kallas ile yaptığı görüşmede, Gazze ile Batı Şeria’nın birliğinin korunması gerektiğini vurgulayarak, ayrıntıları tartışılan hiçbir adımın “bölünmeyi pekiştirmesine” izin verilemeyeceğini söyledi. Abdulati, çarşamba günü yaptığı başka bir açıklamada da, “Gazze’nin bölünmesini konuşmak dahi mümkün değildir. Gazze, Doğu Kudüs dâhil olmak üzere, kurulacak Filistin devletinin ayrılmaz bir parçasıdır” dedi.

Uzman Okaşa’ya göre Mısır, hem Gazze’nin bölünmesini hem de anlaşmayı zayıflatacak her türlü değişikliği engellemek için diplomatik çabalarını sürdürecek. Buna karşın, Trump’ın planı etrafındaki belirsizlik nedeniyle önümüzdeki döneme ilişkin tüm senaryolar hâlâ masada.