Dibeybe, Trablus’ta kontrolünü sürdürüyor

ABD ve BM, şiddetli çatışmalar patlak vermesi sonrasında sükûnet çağrısında bulundu.

Dibeybe hükümetine sadık güçler, 17 Mayıs’ta Başağa hükümetini Trablus’tan çıkarmaktaki başarılarının ardından zafer işareti yaptılar. (AFP)
Dibeybe hükümetine sadık güçler, 17 Mayıs’ta Başağa hükümetini Trablus’tan çıkarmaktaki başarılarının ardından zafer işareti yaptılar. (AFP)
TT

Dibeybe, Trablus’ta kontrolünü sürdürüyor

Dibeybe hükümetine sadık güçler, 17 Mayıs’ta Başağa hükümetini Trablus’tan çıkarmaktaki başarılarının ardından zafer işareti yaptılar. (AFP)
Dibeybe hükümetine sadık güçler, 17 Mayıs’ta Başağa hükümetini Trablus’tan çıkarmaktaki başarılarının ardından zafer işareti yaptılar. (AFP)

ABD’nin ve Birleşmiş Milletler’in (BM) Libya’da sükûnet çağrıları sürerken Abdulhamid Dibeybe liderliğindeki geçici Birlik Hükümeti, Fethi Başağa başkanlığındaki yeni İstikrar Hükümeti tarafından başkent Trablus’a yönelik gerçekleştirilen başarısız bir sızma girişimini engellediklerini duyurdu.  
Dibeybe, çatışmalara tanık olan mahalleleri denetlediğini ve ‘karanlık yarasaların ve savaşı savunanların’ başarısız olduğunu vurguladı. Dibeybe, 17 Mayıs’ta Trablus’ta belediye başkanlarına hükümetin çalışmalarına verdikleri destek ve ‘tüm darbe projelerini reddettikleri’ için de teşekkürlerini iletti. Ayrıca seçimlerin yapılmasının ve yerel yönetimlerin harekete geçirilmesinin hükümetin en önemli hedefleri arasında yer aldığını vurguladı.
Diğer yandan Birlik Hükümeti, kanun kaçağı silahlı bir grubun başkente sızma girişimleri sonrasında güvenlik ve askeri organların güvenlik ihlali ile tüm profesyonellikleriyle ilgilendiğini duyurdu. Hükümet, söz konusu grubun silah ve şiddete başvurarak bölge sakinleri arasında terör ve kaos yaratmaya çalıştığını bildirdi. İsyana son vermeyi, başkentin istikrarını ve vatandaşlarının güvenliğini korumayı başardıklarını belirten hükümet açıklamasında, “Bu olay, güvenlik güçlerinin ve yerel yönetimin halen onarım faaliyetlerine devam ettiği insani ve maddi kayıplara neden olmuştur” ifadesi kullanıldı. Hükümet ayrıca, bazı tarafların ‘kendilerini, Libya halkının iradesinin üzerinde zorla kabul ettirme’ girişimlerine karşı koyma taahhüdünde bulundu.
Başkent genelinde ağır silah sesleri duyulurken, şehir merkezinde ve limanda sokak savaşının videoları çekildi.
Çatışmalar nedeniyle okullar kapandı ve yoğun saatlerde trafik yaşanıyor. Ancak Başağa’ya güvenli bir geçiş sağladıktan sonra bölgeye sakinlik yavaş yavaş geri dönmeye başladı. Dibeybe’yi destekleyen vatandaşlar, Trablus’taki Şehitler Meydanı’nda gösteri yaparak Başağa’nın başkente girme girişimini kınadı.
En-Navasi Tugayı, geçen pazartesi akşamı geç saatlerde Başağa hükümetinin, faaliyete başlamak amacıyla Trablus’a girdiğini duyururken hükümete tam destek sağlama sözü verdi. Ayrıca Savunma Bakanlığı’na bağlı 444. Savaş Tugayı, Başağa’nın başkentten barışçıl bir şekilde ve kan dökülmeden ayrılmasını sağlamak için Dibeybe ve tüm askeri taburlarla temasa geçerek arabuluculuk yaptığını açıkladı.
Diğer yandan Başağa, Trablus’a girme girişiminin başarısız olduğunu yalanladığı açıklamasında şunları syledi:
“Başkent Trablus’a şiddet ve silah gücü kullanmadan barışçıl şekilde giriş yapmamıza ve Trablus halkı tarafından kabul görmemize rağmen süresi dolmuş hükümete bağlı silahlı gruplar tarafından ortaya koyulan tehlikeli askeri gerilim karşısında şaşkınız. Hükümetin histerik davranışları ve barışı şiddet ve silahlarla karşı karşıya getirmesi; onun ulusal ve ahlaki açıdan yozlaştığının, adil ve şeffaf seçimler yapma konusunda hiçbir inandırıcılığının bulunmadığının kesin kanıtıdır.”
Başkanlık Konseyi Milletvekili Abdullah el-Lafi de yaşananların ‘herhangi bir istikrar sağlayamayacağını’ belirtti. Birlik Hükümeti’nin İçişleri Bakanı Halid Mazen, Trablus Emniyet Müdürlüğü’ne kayıtların açılması ve yaşananlarla ilgili vatandaşların sunduğu dava ve şikayetleri kabul etmesi çağrısı yaptı. Bakanlığın amacının can, namus ve kamu malını korumak olduğunu vurgulayan Lafi, bunun da siyasi çekişmelerden uzak durmayı gerektirdiğini söyledi.
Gelişmelere yönelik ilk tepki ABD Büyükelçiliği’nden geldi. Büyükelçilik 17 Mayıs’ta yaptığı açıklamada tüm silahlı grupları şiddetten kaçınmaya çağırarak iktidarı ele geçirmenin veya şiddet yoluyla alıkoymanın yalnızca Libya halkına zarar vereceğini vurguladı. ABD’nin Trablus’taki silahlı çatışma raporları hakkında ‘ciddi endişe’ duyduğunu dile getiren Büyükelçilik, meşru bir liderliğe ulaşmanın tek yolunun Libyalıların liderlerini seçmesine izin vermek olduğunu belirtti.
İngiltere Büyükelçiliği de 17 Mayıs’ta Trablus’ta yaşanan olayların, kalıcı bir siyasi çözüm bulmayı gerektirdiğini ve bu çözüme güç kullanarak ulaşılmaması gerektiğini vurguladı. Büyükelçilik, tüm tarafları da gerginliği yatıştırmaya, istikrar amaçlı bir diyalog içinde çalışmaya ve başarılı seçimler yapmaya çağırdı.
Diğer yandan Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri’nin Libya Özel Danışmanı Stephanie Williams, sahada sükuneti sürdürmenin ve sivilleri korumanın gerekli olduğunu söyledi. Williams, tahrik edici söylemlere son verilmesi, tahrik edici eylemlerden kaçınarak itidalli ve ihtiyatlı olma çağrısında bulundu.
Mısır Dışişleri Bakanlığı de Trablus’taki güncel gelişmeleri endişeyle takip ettiğini dile getirerek, Libya’da sükuneti koruma, halkın canını ve malını koruma ihtiyacına dikkat çekti.
Aynı şekilde Temsilciler Meclisi Resmi Sözcüsü Abdullah Buleyhık, 17 Mayıs’ta BM’nin sponsorluğunda Kahire’de Temsilciler Meclisi ile Devlet Yüksek Konseyi arasındaki anayasal süreç toplantılarının ikinci turunun üçüncü gün çalışmaların başladığını duyurdu.
BM danışmanı Stephanie Williams, geçen pazartesi akşamı ortak komite üyelerinin anayasa taslağının önemli kısımları üzerinde bir fikir birliği sağladığını belirtti. Williams, ‘şimdiye kadar kaydedilen ilerlemenin, yasama ve yargı erkiyle ilgili olanlar da dahil olmak üzere, anayasa taslağının önemli kısımları üzerinde uzlaşmaya varmayı içerdiğini’ dile getirdi.



Gazze'nin güneyinde 13 evin enkazı altında kalan 55 Filistinlinin cesetlerinin çıkarılması süreci başladı

Bir akraba, Gazze şehrinin el-Tuffah mahallesinde sığınağa dönüştürülen okula düzenlenen İsrail bombardımanında bir gün önce hayatını kaybeden el-Nadir ailesi üyelerinin cenazeleri başında yas tutuyor (AFP)
Bir akraba, Gazze şehrinin el-Tuffah mahallesinde sığınağa dönüştürülen okula düzenlenen İsrail bombardımanında bir gün önce hayatını kaybeden el-Nadir ailesi üyelerinin cenazeleri başında yas tutuyor (AFP)
TT

Gazze'nin güneyinde 13 evin enkazı altında kalan 55 Filistinlinin cesetlerinin çıkarılması süreci başladı

Bir akraba, Gazze şehrinin el-Tuffah mahallesinde sığınağa dönüştürülen okula düzenlenen İsrail bombardımanında bir gün önce hayatını kaybeden el-Nadir ailesi üyelerinin cenazeleri başında yas tutuyor (AFP)
Bir akraba, Gazze şehrinin el-Tuffah mahallesinde sığınağa dönüştürülen okula düzenlenen İsrail bombardımanında bir gün önce hayatını kaybeden el-Nadir ailesi üyelerinin cenazeleri başında yas tutuyor (AFP)

Filistin haber ajansı Safa’nın haberine göre Sivil savunma ekipleri, Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta yıkılan 13 evin enkazı altında kalan 55 şehidin cesedini aramaya başladı.

Ajans, "Sivil Savunma ekiplerinin, uluslararası kuruluşlarla iş birliği içinde, Gazze şehrinin Rimal mahallesindeki bir evin enkazı altından Filistinli ailenin şehitlerinin cesetlerini çıkardığını" belirtti.

Şarku’l Avsat’ın Safa’dan aktardığına göre "Gazze Şeridi'nde iki yıldır süren İsrail imha savaşının kurbanı olan 9 binden fazla şehit, halen evlerin enkazı altında gömülü kalmaya devam ediyor."


Ürdün, Suriye'deki DEAŞ mevzilerine yönelik saldırılara katıldı

Ürdün Kraliyet Hava Kuvvetleri'ne ait bir F-16 Fighting Falcon savaş uçağı, 29 Mayıs 2014'te Eager Lion tatbikatı sırasında Ürdün'ün kuzeyindeki bir hava üssünün üzerinden uçuyor. [ABD Hava Kuvvetleri web sitesi]
Ürdün Kraliyet Hava Kuvvetleri'ne ait bir F-16 Fighting Falcon savaş uçağı, 29 Mayıs 2014'te Eager Lion tatbikatı sırasında Ürdün'ün kuzeyindeki bir hava üssünün üzerinden uçuyor. [ABD Hava Kuvvetleri web sitesi]
TT

Ürdün, Suriye'deki DEAŞ mevzilerine yönelik saldırılara katıldı

Ürdün Kraliyet Hava Kuvvetleri'ne ait bir F-16 Fighting Falcon savaş uçağı, 29 Mayıs 2014'te Eager Lion tatbikatı sırasında Ürdün'ün kuzeyindeki bir hava üssünün üzerinden uçuyor. [ABD Hava Kuvvetleri web sitesi]
Ürdün Kraliyet Hava Kuvvetleri'ne ait bir F-16 Fighting Falcon savaş uçağı, 29 Mayıs 2014'te Eager Lion tatbikatı sırasında Ürdün'ün kuzeyindeki bir hava üssünün üzerinden uçuyor. [ABD Hava Kuvvetleri web sitesi]

Ürdün, Kraliyet Ürdün Hava Kuvvetleri aracılığıyla, dün sabah erken saatlerde Suriye'nin güneyindeki çeşitli DEAŞ mevzilerini hedef alan hassas hava saldırılarına katıldı.

Ürdün devletine ait el-Memleke TV internet sitesine göre, ABD ile iş birliği içinde gerçekleştirilen bu katılım, Suriye hükümetinin yakın zamanda katıldığı DEAŞ karşıtı uluslararası koalisyon operasyonlarının bir parçasıdır.

Bu operasyon, terörle mücadele çerçevesinde ve özellikle DEAŞ terör örgütünün güney Suriye'de yeniden yapılanıp kapasitesini güçlendirmesinin ardından, aşırılıkçı örgütlerin bu bölgeleri Suriye'nin komşularının ve bölgenin güvenliğini tehdit etmek için birer üs olarak kullanmasını önlemek amacıyla gerçekleştirildi.


El-Hakim, silahların devletle sınırlandırılmasını istiyor

Irak güvenlik güçleri, Suriye topraklarında bir operasyon düzenlediklerini ve DEAŞ liderlerini tutukladıklarını açıkladı (Hükümet medyası)
Irak güvenlik güçleri, Suriye topraklarında bir operasyon düzenlediklerini ve DEAŞ liderlerini tutukladıklarını açıkladı (Hükümet medyası)
TT

El-Hakim, silahların devletle sınırlandırılmasını istiyor

Irak güvenlik güçleri, Suriye topraklarında bir operasyon düzenlediklerini ve DEAŞ liderlerini tutukladıklarını açıkladı (Hükümet medyası)
Irak güvenlik güçleri, Suriye topraklarında bir operasyon düzenlediklerini ve DEAŞ liderlerini tutukladıklarını açıkladı (Hükümet medyası)

Irak'taki "Koordinasyon Çerçevesi" ittifakının liderlerinden Ammar el-Hakim, devletin güç kullanımında tekel sahibi olması gerektiğini belirterek, silahların ülkedeki karar vericiler üzerinde baskı aracı olarak kullanılmaması gerektiğini vurguladı.

El-Hakim dün yaptığı konuşmada, "Silahlar, anayasaya uygun olarak, Irak halkının ve siyasi partilerinin iradesiyle, dışarıdan dayatmalarla değil, devletin elinde olmalıdır" dedi.

Hikmet Hareketi partisinin lideri el-Hakim, karar vericiler üzerinde baskı kurmak için devlet dışında silah kullanılmasına karşı olduğunu ifade etti.

El-Hakim'in partisinin liderlerinden Fahd el-Cuburi, "Washington, yeni hükümette grupların yer alması konusunda çekincelerini dile getirdi" dedi.

Son dönemde parlamentoda birkaç sandalye kazanan ve silahlı bir fraksiyon olan İmam Ali Tugayları ise "devletin elindeki silahların tekelleştirilmesini ve Haşdi Şabi Güçlerinin güçlendirilmesini" savundu. Tugayların genel sekreteri Şibl el-Zaidi, yaptığı açıklamada, "fraksiyonel güçlerin seçimlerdeki önemli zaferi, onları önemli bir sınavın önüne koyuyor" ifadelerini kullandı.