Ukrayna savaşı tarımı derinden etkiliyor

UNICEF, çocukların yetersiz beslenmesine ilişkin uyarıda bulundu

‘Açlık Devrimi’ kampanyası aktivistleri Nairobi’de gösteri düzenlerken hükümete gıda fiyatlarına müdahale etmesi çağrısı yapıldı. (AFP)
‘Açlık Devrimi’ kampanyası aktivistleri Nairobi’de gösteri düzenlerken hükümete gıda fiyatlarına müdahale etmesi çağrısı yapıldı. (AFP)
TT

Ukrayna savaşı tarımı derinden etkiliyor

‘Açlık Devrimi’ kampanyası aktivistleri Nairobi’de gösteri düzenlerken hükümete gıda fiyatlarına müdahale etmesi çağrısı yapıldı. (AFP)
‘Açlık Devrimi’ kampanyası aktivistleri Nairobi’de gösteri düzenlerken hükümete gıda fiyatlarına müdahale etmesi çağrısı yapıldı. (AFP)

Küresel gıda fiyatları, Kovid-19’un neden olduğu kargaşa ve kötü hava koşullarının etkisiyle iki yılda artışa sahne oldu. Tahıl ve petrol arzındaki şoklar, Rusya’nın Ukrayna’yı işgali nedeniyle şubat ve mart aylarında da rekor kırdı. Uluslararası Para Fonu (IMF) verilerine göre gıda, enflasyonda başı çekiyor. Öyle ki gıda, Hindistan ve Pakistan gibi ülkelerde enflasyonun yaklaşık yarısını ve düşük gelirli ülkelerde ortalama yüzde 40’ını oluşturuyor. Bu çerçevede gıda üreticileri daha ihtiyatlı hale geldi. Hindistan hafta sonu buğday ihracatını yasakladığını duyururken Endonezya ise nisan ayı sonlarında yüksek fiyatları kontrol etmek için palmiye yağı ihracatını durdurdu. ‘BNP Paribas’ bankasının küresel gelişen piyasalar araştırmasın başkanlığını yürüten Marcelo Carvalho, Reuters’a yaptığı açıklamada, Ukrayna’daki savaşın sadece gıda arzını değil, gübre arzını da bozması nedeniyle gıda enflasyonunun daha uzun vadeli olabileceğini söyledi. Carvalho, “Gıda fiyatları değiştiğinde enflasyon beklentilerini besleyen enflasyon algısı şişiyor” dedi. Ticari kaynaklar, Reuters’a yaptıkları açıklamada Asya’daki buğday ithalatçılarının, Hindistan’ın yerel fiyatlarındaki artışı durdurmak amacıyla bu hafta başlarında buğday ihracatını yasaklamasının ardından pazartesi günü yeni arz kaynakları bulmakta zorlandığını belirtti. Özellikle Asya’daki ithalatçılar, 24 Şubat’ta başlayan Ukrayna savaşının ardından Karadeniz bölgesinden yapılan ihracatın gerilemesi sonrasında dünyanın ikinci büyük üreticisi Hindistan’dan gelen buğdaya bağımlı hale geldi. Rusya ve Ukrayna birlikte, dünya buğday ihracatının yaklaşık yüzde 30’unu karşılıyordu.
Ukrayna’nın ihracatı, savaşın limanların kapanmaya zorlaması nedeniyle sert bir şekilde yavaşlıyor. Rusya’nın ihracatı ise Batı yaptırımlarından etkilenmiş durumda. Küresel bir ticaret şirketinde çalışan bir buğday tüccarı, “Asyalı ithalatçıların büyük bir çıkmazda olması muhtemeldir. Hindistan, özellikle yemlik buğday konusunda Ukrayna ve Rusya’nın alternatifiydi” açıklamasında bulundu. Asya’daki ithalatçıların, Rus bankalarına yönelik yaptırımlara ve yüksek nakliye sigortası primlerine bağlı ödeme sorunlarına rağmen daha fazla Rus buğdayı satın almak istediğini de belirtti. Avrupa’dan bir başka buğday tüccarı da şu açıklamada bulundu:
“Kayıplar, bu sabah itibariyle başladı bile. İtimatnameleri olmayan tüccarlar, sözleşmelerin iptalini ilan etmek zorunda kaldılar. İnanıyorum ki haziran ortasından itibaren artık Hindistan’dan sevkiyat olmayacak.”
Hindistan, hasat fırsatlarını azaltan ve yurt içi fiyatları rekor seviyeye çıkaran bunaltıcı sıcak hava dalgası nedeniyle buğday ihracatını yasakladı. Gelişme Kanada, Avrupa ve Avustralya’daki geleneksel ihracat merkezlerindeki üretim sorunlarının ortasında yaşandı.
Tüccarlar, yasağın küresel fiyatları yeni rekorlara taşıyabileceğini ve Asya ve Afrika’daki yoksul tüketicileri sert bir şekilde vurabileceğini söylüyor. Hindistan ihracatının ana yönleri arasında Bangladeş, Endonezya, Nepal ve Türkiye de var. Mısır, geçtiğimiz günlerde ilk kez Hint buğdayı almayı kabul etti. Bu anlaşma, halen resmi olarak masada. Hindistan, ‘gıda güvenliği ihtiyaçlarını karşılamak’ için malzeme talep eden ülkelere ihracata izin vereceğini de açıkladı. Ancak piyasa uzmanları şüpheci. Rabobank tarım ürünleri analisti Carlos Mera, “Hindistan’ın gıda güvenliği ihtiyaçları olduğuna inandığı ülkelere ne kadar ihraç yapılacağı konusunda belirsizlik var. Sadece dost komşu ülkelere ihracat yapabilirler” dedi. Ekonomistler, gıda fiyatlarındaki son artışların ardından gelişmekte olan ekonomilerin yeni bir kargaşa dalgasıyla karşı karşıya kalmasından korkuyor. Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası’nın baş ekonomisti Beata Gavorcic, özellikle 10 yıl önce Arap Baharı devriminin nedeni olarak gıda fiyatları enflasyonunun yaşandığı Kuzey Afrika’nın savunmasız olduğunu belirtti. Gavorcic sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bu savaşın ironisi şu ki herkes Rusya’nın bir kriz yaşamasını beklerken yükselen gıda fiyatları nedeniyle acil bir durumla karşı karşıya kalmaya en yakın ülkeler aslında Kuzey Afrika’dakiler.”
Ancak baskıların daha da artması bekleniyor. Risk danışma merkezi ‘Verisk Maplecroft’, geçen hafta 2022’nin dördüncü çeyreğine kadar yüksek risk altında olması beklenen ülkelerin dörtte üçünün, orta gelire sahip olduğunu vurguladı.
ABD’nin Birleşmiş Milletler (BM) Daimi Temsilcisi Linda Thomas Greenfield geçen pazartesi günü yaptığı açıklamada ülkesinin, BM Genel Sekreteri Antonio Guterres’in savaşı devam etmesine rağmen Ukrayna tahılını uluslararası pazarlara yeniden kazandırma çabalarını desteklediğini söyledi.
Greenfield, gazetecilere yaptığı açıklamada “Bu konuda, Ukraynalılar ve Ruslarla yapılan planlar ve tartışmalar hakkında bilgi aldık” dedi.
Guterres, geçen ayın sonlarında gerçekleştirdiği Moskova ve Kiev ziyaretleri sonrasında, savaşın devam etmesine rağmen Ukrayna’daki tarımsal üretimi ve Rusya ve Belarus’taki gıda ve gübre üretimini dünya pazarlarına geri getirmeye kararlı olduğunu söyledi. The Wall Street Journal gazetesi bugün (18 Mayıs) Guterres’in Rusya ve Belarus’un potasyumlu gübre ihracatını kolaylaştırmaya yardımcı olacak hamleler karşılığında Rusya’ya bazı Ukrayna tahıllarının sevkiyatına izin vermesi çağrısı yaptığını belirtti. ABD Daimi Temsilcisi ise Rus tarım ürünlerine karşı ABD yaptırımı olmadığını dile getirdi.



Witkoff: Ukrayna ile yapılan görüşmelerde “önemli ilerleme” kaydedildi

Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy, Berlin'deki görüşmeleri öncesinde Almanya Başbakanı Friedrich Merz'in yanında ABD Başkanı Donald Trump’ın Özel Temsilcisi Steve Witkoff ile tokalaşıyor (Almanya Federal Hükümeti Enformasyon Bürosu/Guido Bergmann)
Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy, Berlin'deki görüşmeleri öncesinde Almanya Başbakanı Friedrich Merz'in yanında ABD Başkanı Donald Trump’ın Özel Temsilcisi Steve Witkoff ile tokalaşıyor (Almanya Federal Hükümeti Enformasyon Bürosu/Guido Bergmann)
TT

Witkoff: Ukrayna ile yapılan görüşmelerde “önemli ilerleme” kaydedildi

Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy, Berlin'deki görüşmeleri öncesinde Almanya Başbakanı Friedrich Merz'in yanında ABD Başkanı Donald Trump’ın Özel Temsilcisi Steve Witkoff ile tokalaşıyor (Almanya Federal Hükümeti Enformasyon Bürosu/Guido Bergmann)
Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy, Berlin'deki görüşmeleri öncesinde Almanya Başbakanı Friedrich Merz'in yanında ABD Başkanı Donald Trump’ın Özel Temsilcisi Steve Witkoff ile tokalaşıyor (Almanya Federal Hükümeti Enformasyon Bürosu/Guido Bergmann)

ABD Başkanı Donald Trump’ın Özel Temsilcisi Steve Witkoff dün, Rusya ile savaşa diplomatik bir çözüm bulmak amacıyla Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy ile Berlin'de yapılan görüşmelerde ‘önemli ilerleme’ kaydedildiğini açıkladı.

Ukrayna Devlet Başkanı Zelenskiy, Trump’ın Özel Temsilcisi Witkoff ve damadı Jared Kushner arasındaki görüşme beş saatten fazla sürdü. Witkoff’un sosyal medya platformu X üzerinden yaptığı açıklamaya göre görüşmede, 20 maddelik barış planı, ekonomik programlar ve diğer konular hakkında derinlemesine tartışmalar yapıldı. Witkoff, bu sabah başka bir toplantı daha yapılacağını da sözlerine ekledi.

ABD’nin Ukrayna'daki savaşı sona erdirmek için öne sürdüğü öneriyle yürütülen Ukrayna-Rusya müzakerelerini yöneten Witkoff'un Berlin’e gönderilme kararı, Washington'ın savaşı sona erdirme planının şartları konusunda Kiev ile kalan anlaşmazlıkları çözme konusundaki aciliyetinin arttığını gösteriyor. Ukrayna ve Rusya arasındaki saldırılar devam ederken ve kayıplar artarken, ABD Başkanı Trump, 2022 şubatında Rusya'nın Ukrayna'ya karşı açtığı ve yüz binlerce kişinin ölümüne ve yaralanmasına neden olan savaşı çözme planıyla ilgili görüşmelerde ilerleme sağlanamaması nedeniyle hayal kırıklığına uğradığını açıkça dile getirdi.

Zelenskiy daha önce Washington'ın, Ukrayna'nın doğusundaki Donetsk bölgesinin kontrol ettiği kısmından Ukrayna ordusunun çekilmesini talep ettiğini açıklamıştı. Bu bölgenin silahtan arındırılmış bir ‘serbest ekonomik bölge’ haline getirilmesi planlanıyor. Ancak Washington, Ukrayna topraklarını işgal eden Rusya ordusundan aynı talepte bulunmuyor.

Öte yandan Trump'ın planı, Rusya ordusunun Sumi, Harkiv ve Dnipropetrovsk bölgelerinde (kuzey ve kuzeydoğu) ele geçirdiği küçük alanlardan çekilmesini, ancak Herson ve Zaporijya'da (güney) kontrol ettiği daha geniş toprakları elinde tutmasını öngörüyor.


Güney Kore polisi Birleşme Kilisesi'nin ofislerine baskın düzenledi

Güney Kore'deki Birleşme Kilisesi genel merkezinin girişi (EPA)
Güney Kore'deki Birleşme Kilisesi genel merkezinin girişi (EPA)
TT

Güney Kore polisi Birleşme Kilisesi'nin ofislerine baskın düzenledi

Güney Kore'deki Birleşme Kilisesi genel merkezinin girişi (EPA)
Güney Kore'deki Birleşme Kilisesi genel merkezinin girişi (EPA)

Güney Kore polisi bugün, başkent Seul ve çevresindeki Birleşme Kilisesi'nin ofislerine ve tesislerine baskın düzenlediğini açıkladı. Baskın düzenlenen yerler arasında başkentin kuzeydoğusunda bulunan ve uluslararası genel merkez olarak kullanılan lüks bir saray da yer aldı. Polis, aramanın kiliseye ait on farklı yerde yapıldığını duyurdu.

Yonhap Haber Ajansı, aramanın bazı mevcut ve eski hükümet yetkilileri ile milletvekillerinin kiliseden rüşvet aldıkları iddialarıyla ilgili olduğunu bildirdi. Olayda adı geçenler arasında kilise lideri Hak Ja Han da yer alıyor.

Denizcilik ve Balıkçılık Bakanı Chung Jae-soo, geçtiğimiz hafta yanlış olduğunu söylediği iddiaları çürütmeye odaklanmak ve davanın Cumhurbaşkanı Lee Jae Myung’un hükümetinin çalışmalarını etkilemesini önlemek istediğini belirterek istifa etmişti.

sdfrgt
Birleşme Kilisesi'nin lideri Hak Ja Han, Seul'deki özel savcıların talebi üzerine hakkında çıkarılan tutuklama emrinin yeniden değerlendirilmesi için mahkemeye geldi (Arşiv - Reuters)

Kilise tarafından geçtiğimiz hafta yapılan açıklamada, tek bir eski kilise yetkilisinin karıştığı iddia edilen ve ‘aşırılıklar’ olarak nitelendirilen olaylarla Kilise’nin hiçbir ilgisi olmadığı belirtildi.

Birleşme Kilisesi lideri Hak Ja Han, avantajlı iş olanakları karşılığında eski First Lady Kim Keon-hee'ye rüşvet teklif ettiği iddiasıyla yargılanıyor. Ancak Kilise lideri bu iddiaları reddediyor.


Avustralya Başbakanı’dan, Sidney saldırısı sonrası ‘antisemitizmi’ ortadan kaldırma sözü

Avustralya Başbakanı Anthony Albanese saldırının gerçekleştiği yeri ziyaret etti (EPA)
Avustralya Başbakanı Anthony Albanese saldırının gerçekleştiği yeri ziyaret etti (EPA)
TT

Avustralya Başbakanı’dan, Sidney saldırısı sonrası ‘antisemitizmi’ ortadan kaldırma sözü

Avustralya Başbakanı Anthony Albanese saldırının gerçekleştiği yeri ziyaret etti (EPA)
Avustralya Başbakanı Anthony Albanese saldırının gerçekleştiği yeri ziyaret etti (EPA)

Avustralya Başbakanı Anthony Albanese bugün yaptığı açıklamada, Bondi Plajı'na düzenlenen terör saldırısını kınadı, bunu “saf kötülük eylemi” olarak nitelendirdi. Öte yandan Avustralya polisi, dün meydana gelen silahlı saldırıda en az 16 kişinin öldüğünü teyit etti.

efrty
Avustralya Başbakanı Albanese düzenlediği basın toplantısında (EPA)

Başbakan Albanese düzenlediği basın toplantısında, ‘bugünün Bondi'de neşeli bir kutlama olması gerektiğini, ancak yaşananlarla bu kutlamanın sonsuza kadar lekelendiğini’ söyledi.

Albanese, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Dün gördüğümüz şey, saf kötülük, antisemitizm ve Avustralya'nın simgesel bir yerinde, bizim kıyılarımızda işlenen bir terör eylemiydi.”

Avustralya'nın ‘antisemitizmi ortadan kaldırmak için ne gerekiyorsa yapacağını’ vurgulayan Başbakan Albanese, “Avustralya asla bölünmeye, şiddete veya nefrete boyun eğmeyecek ve bunu birlikte aşacağız. Onların bizi bir ulus olarak bölmelerine izin vermeyeceğiz. Buna yanıt vermek için gerekli her türlü kaynağı seferber edeceğiz. Dün, ülkemizin tarihinde gerçekten karanlık bir gündü. Ancak bir ulus olarak, bunu yapan korkaklardan daha güçlüyüz” ifadelerini kullandı.

dfgt
Sidney'deki silahlı saldırı olay yerinde polis (AP)

Öte yandan Avustralya polisi dün akşam Sidney'de Yahudi bayramı Hanuka kutlamaları sırasında 16 kişiyi öldüren iki silahlı saldırganın 50 yaşındaki bir adam ve 24 yaşındaki oğlu olduğunu açıkladı.

Yeni Güney Galler Polis Komiseri Mal Lanyon, gazetecilere yaptığı açıklamada baba saldırganın öldürüldüğünü, oğul saldırganın ise şu anda hastanede tedavi gördüğünü söyledi. Lanyon, “Başka saldırganlar aradığımızı söyleyemem” diye ekledi.

Saldırı, yaklaşık 2 bin Yahudi’nin Sidney'deki Bondi Plajı'nda Hanuka kutlamalarına katıldığı sırada gerçekleşti.

Görgü tanıkları, kimliği belirsiz bir kişinin kutlama alanının yakınlarındaki bir arabadan inip ateş açtığını bildirdi.

Raporlara göre ateş yakınlardaki bir köprüden açıldı.

Olay yerinden çekilen görüntülerde, uzun namlulu silahlara sahip saldırganlar kutlama yerine doğru ilerlerken panik içindeki kalabalığın her yöne kaçıştığı görüldü.

Videolarda, kaosun ortasında çimlere uzanmış insanlar görülüyor. Kutlamaya katılan bir Yahudi, olayı kendileri için bir ‘felaket’ olarak nitelendirdi.

Saldırıdan birkaç saat sonra konuşan İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, ağustos ayında Avustralya Başbakanı Anthony Albanese'ye bir mektup göndererek Canberra'yı ‘antisemitizmi körüklemekle’ suçladığını söyledi.

Diğer bir deyişle Netanyahu, Albanese'nin Filistin devletini tanımayı da içeren politikalarının ‘sokaklarınızda yıkıma yol açan Yahudilere karşı nefreti teşvik ettiğini’ söyledi. İsrail Başbakanı, “Antisemitizm, liderler sessiz kaldıkça yayılan bir kanserdir. Zayıflığı eylemle değiştirmelisiniz” diye ekledi.

Saldırının ‘korkunç’ olduğunu söyleyen Netanyahu, “Soğukkanlı bir cinayet. Ne yazık ki, kurbanların sayısı her dakika artıyor. En büyük kötülüğü gördük” dedi. Yoldan geçerken saldırganlardan birinin silahını elinden alan ve Yahudi olduğunu söylediği bir kişiye atıfla “Aynı zamanda en büyük Yahudi kahramanlığını da gördük” ifadelerini kullandı.

Netanyahu, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Küresel anti-Semitizmle mücadele ediyoruz ve bununla savaşmanın tek yolu onu kınamak ve mücadele etmek, başka yolu yok. İsrail'de yaptığımız da bu. İsrail ordusu ve güvenlik güçlerimiz, hükümetimiz ve halkımızla birlikte bunu yapmaya devam edecek.”

Avustralya hükümetini üstü kapalı eleştiren Netanyahu, “Olayı kınamayan, aksine teşvik edenleri kınamaya devam edeceğiz. Onlardan özgür ulusların liderlerinden bekleneni yapmalarını talep etmeye devam edeceğiz. Pes etmeyeceğiz, boyun eğmeyeceğiz ve atalarımızın yaptığı gibi mücadeleye devam edeceğiz” şeklinde konuştu.