Suriye: SDG’nin kontrolündeki bir hapishaneden 4 DEAŞ tutuklusu firar etti

Haseke’de DEAŞ örgütü unsurlarının kaldığı bir hapishane (Şarku’l Avsat)
Haseke’de DEAŞ örgütü unsurlarının kaldığı bir hapishane (Şarku’l Avsat)
TT

Suriye: SDG’nin kontrolündeki bir hapishaneden 4 DEAŞ tutuklusu firar etti

Haseke’de DEAŞ örgütü unsurlarının kaldığı bir hapishane (Şarku’l Avsat)
Haseke’de DEAŞ örgütü unsurlarının kaldığı bir hapishane (Şarku’l Avsat)

Kürt kaynaklar Suriye’nin kuzeydoğusundaki Haseke kentinin güneyinde yer alan Eş-Şeddadi beldesinde yüksek güvenlikli bir hapishaneden 4 DEAŞ tutuklusunun firar ettiğini bildirdi.
Kaynaklar firar sırasında hapishanenin iki güvenlik personelinin öldürüldüğünü ve bir personelin yaralandığını belirtti.
DEAŞ’la Mücadele Uluslararası Koalisyonu ise Twitter’daki resmi hesabından paylaştığı açıklamada, Suriye Demokratik Güçlerinin (SDG) DEAŞ’ı sığınaksız bırakmaya devam ettiğini belirterek, radikal örgütün kalıcı yenilgisini sağlamak için Kürtlerin ağırlıkta olduğu SDG ile ortaklıklarına bağlı olduklarını kaydetti.
Kürt Basnews haber sitesine konuşan konuya yakın bir kaynak, Haseke’nin güneyindeki Eş-Şeddadi beldesinde bulunan yüksek güvenlikli Merkezi Hapishane’den salı günü 4 DEAŞ tutuklusunun firar ettiğini aktardı. Firar sırasında çıkan silahlı çatışmada hapishanenin iki güvenlik personelinin öldürüldüğünü, bir güvenlik personelinin de yaralandığını belirten kaynak, olaydan sonra alarm durumuna geçen SDG’de askeri hareketlilik yaşandığını ve uluslararası koalisyona ait helikopterlerin Haseke üzerinde uçuşlar gerçekleştirdiğini kaydetti. Firarileri yakalamak amacıyla Şeddadi’de sokağa çıkma yasağı ilan edilirken, beldeye giriş çıkışlar kapatıldı.
Yerel kaynaklar ve Suriye İnsan haklar Gözlemevi (SOHR) firar olayının gerçekleştiği bölgenin yakınındaki bir ABD üssünün pazartesi günü roket saldırısıyla hedef alındığını bildirdi ancak saldırıda can kaybı olup olmadığı hakkında bilgi vermediler. Şeddadi’deki hapishanenin yakınında bulunan ABD üssü daha önce de birkaç kez top mermisi roketlerle hedef alınmıştı.
Özerk Yönetim’e bağlı Hawar Haber Ajansı, kaynağı belirlenemeyen iki merminin Eş-Şeddadi beldesine düştüğünü aktardı. Ajansın haberine göre mermilerden biri beldenin kuzeyindeki bir mahalleye düştü ve bir evde maddi hasara neden oldu. Yerel haber sitelerine ve aktivistlerin sosyal medya hesaplarına göre, kaynağı belirlenemeyen mermilerin düşmesi sonucu Eş-Şeddadi’deki ABD üssünde patlama sesleri duyuldu.
DEAŞ’la Mücadele Uluslararası Koalisyonu’nun yürüttüğü Doğal Kararlılık Harekâtı’nın Twitter hesabından dün (çarşamba) yapılan açıklamada, SDG’deki Suriyeli ortaklarla DEAŞ’ın sığınaksız bırakılmaya devam edileceği belirtildi. Uluslararası Koalisyonun, örgütün uyuyan hücrelerin ve DEAŞ yanlısı aktif grupların kalıcı yenilgisini sağlamak için SDG ile ortaklığa bağlılık vurgusu yapılan açıklamada, “SDG’deki ortaklarımızın DEAŞ’ı sığınaklardan mahrum bırakmaya ve yeniden canlanmasını engellemeye yönelik yorulmak bilmeyen çabası, SDG'nin Suriye'nin kuzeydoğusunda sürdürülebilir ve dirençli bir istikrar inşa etmeye olan bağlılığını göstermektedir” ifadeleri kullanıldı.
DEAŞ örgütüne bağlı olduğu değerlendirilen uyuyan hücreler, Nisan ayının ikinci yarısında 15 terör eylemi gerçekleştirdi. Bu eylemlerin sonucunda Deyrizor Sivil Konseyi Halkla İlişkiler Ofisi Başkanı ve Deyrizor’un doğu kırsalındaki Ebu Haşab beldesinde iftar yemeğinde toplanan 11 kişi de dahil olmak üzere onlarca kişi hayatını kaybetti ve yaralandı. SDG’nin DEAŞ yanlısı gruplar ve uyuyan hücrelerle mücadele kapsamında Uluslararası Koalisyon yardımıyla düzenlediği geniş çaplı güvenlik operasyonlarına ve baskınlara rağmen, özellikle bu yılın başında Haseke’nin Guveyran Mahallesi’ndeki Sanayi Hapishanesi’ne düzenlenen kanlı saldırının ardından örgüt hücrelerinin hareket kabiliyeti ve terör saldırıları ivme kazandı. Ayrıca Haseke’nin doğusundaki El-Hol Kampı’nda örgüt hücreleri eliyle gerçekleştirilen saldırıların sayısı artıyor.



Gazze Şeridi’ndeki istikrar gücü, daha akıcı düzenlemelere mi yoksa daha fazla karmaşaya mı yol açacak?

Gazze şehrinin er-Rimal semtinde, sığınağa dönüştürülen bir okulda yer alan, yerinden edilmiş Filistinliler için kurulan kampın genel görünümü (AFP)
Gazze şehrinin er-Rimal semtinde, sığınağa dönüştürülen bir okulda yer alan, yerinden edilmiş Filistinliler için kurulan kampın genel görünümü (AFP)
TT

Gazze Şeridi’ndeki istikrar gücü, daha akıcı düzenlemelere mi yoksa daha fazla karmaşaya mı yol açacak?

Gazze şehrinin er-Rimal semtinde, sığınağa dönüştürülen bir okulda yer alan, yerinden edilmiş Filistinliler için kurulan kampın genel görünümü (AFP)
Gazze şehrinin er-Rimal semtinde, sığınağa dönüştürülen bir okulda yer alan, yerinden edilmiş Filistinliler için kurulan kampın genel görünümü (AFP)

Gazze Şeridi'ne bir ‘istikrar gücü’ konuşlandırılması konusu, ABD'nin Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi'ne sunduğu karar taslağı ve Başkan Donald Trump'ın, yaklaşık bir ay önce yürürlüğe giren ateşkesin geri kalan hükümlerini uygulamak üzere bu uluslararası güçlerin yakında Gazze Şeridi'ne varacağını duyurmasıyla ivme kazandı.

Görevleri ve konuşlanmaları konusunda hazırlık aşamasında görüş ayrılıkları yaşanan, Mısır’ın ise görev alanlarının genişletilmesiyle ilgili çatışmalar olabileceği yönünde endişe duyduğu bu güçler, uzmanlara göre karmaşık düzenlemelerle karşı karşıya kalabilir. Özellikle İsrail’in konunun BM Güvenlik Konseyi’ne götürülmesine karşı çıkması, Türkiye’nin kuvvetlere katılması ve Filistin tarafının çekinceleri olması hâlinde olası bir Rusya-Çin vetosu ihtimali, bu durumu daha da karmaşık hâle getirir. Uzmanlar, bu kuvvetlerin ancak geniş bir uzlaşı süreci oluşturulması hâlinde ve ateşkes anlaşmasını koruma amacına hizmet edecek şekilde yakın bir zamanda kurulabileceğini öngörüyor.

Şarku’l Avsat’ın AFP’den aktardığına göre Trump, ABD'nin Gazze Şeridi'ne yönelik barış planını desteklemeyi amaçlayan karar taslağını BM Güvenlik Konseyi'ne sunacağını açıklamasından bir gün sonra, uluslararası istikrar güçlerinin ‘çok yakında’ Gazze Şeridi'ne varmasını beklediğini söyledi.

Trump, Beyaz Saray'da Orta Asya ülkeleri liderleriyle yaptığı toplantıda, “Bu çok yakında gerçekleşecek. Gazze'de işler yolunda gidiyor” dedi. Bu açıklama, İsrail ile Hamas arasında ateşkesin yürürlüğe girmesinden yaklaşık bir ay sonra Gazze Şeridi'nde zorlu insani koşulların devam etmesi üzerine bir gazetecinin uluslararası güçlerin bölgeye konuşlandırılmasıyla ilgili sorusuna yanıt olarak yapıldı.

ABD'nin BM Daimî Temsilciliği’nin açıklamasına göre ABD, Trump'ın Gazze Şeridi için hazırladığı barış planını desteklemek amacıyla BM Güvenlik Konseyi'ne bir karar taslağı sundu. Henüz oylama tarihi belirlenmemiş olan karar taslağı, ‘Gazze’de istikrarı sağlamak amacıyla geçici bir uluslararası güç’ kurulmasına izin veriyor. Bu güç, uluslararası hukuk ve uluslararası insancıl hukukla uyumlu olmak kaydıyla, yetkisi kapsamındaki görevleri yerine getirmek için ‘gerekli tüm araçları kullanma’ yetkisine sahip olacak.

Axios internet sitesi salı günü bir ABD yetkilisinin, ABD'nin BM Güvenlik Konseyi'nin bazı üyelerine, Gazze'de en az iki yıl süreyle uluslararası bir güç oluşturulması için bir karar taslağı gönderdiğini ve ilk birliklerin önümüzdeki ocak ayına kadar Gazze'ye konuşlandırılmasının hedeflendiğini söylediğini aktardı.

İsrail'in Gazze şehrine düzenlediği saldırı sırasında yıkılan bir evin enkazından ceset çıkaran Filistinliler (AFP)İsrail'in Gazze şehrine düzenlediği saldırı sırasında yıkılan bir evin enkazından ceset çıkaran Filistinliler (AFP)

İsrail uzmanı Dr. Said Ukkaşe, ‘istikrar gücü’ dosyasının daha BM Güvenlik Konseyi’ne sunulma aşamasından itibaren zorlu düzenlemelerle karşılaşacağını düşünüyor. Özellikle İsrail’in, bu gücün uluslararası sistem tarafından onaylanmasına karşı çıkması ve Türkiye gibi katılımcı ülkelere itirazlarının bulunması, ayrıca Rusya ile Çin’in metindeki bazı ifadeleri kabul etmeyip bu konuda herhangi birinin veto hakkını kullanma olasılığı, süreci daha da zorlaştırıyor.

Ukkaşe, Trump’ın söylediği gibi kuvvetlerin yakın zamanda ulaşmasının pek mümkün olmadığını belirtti. Mevcut karmaşık koşullar altında bunun yakın bir tarihte gerçekleşmeyeceğini, ancak perde arkasında üzerinde anlaşmaya varılmış ve yalnızca duyurulmayı bekleyen bazı gizli süreçler varsa bunun mümkün olabileceğini ifade etti.

Filistinli siyasi analist Dr. Abdulmehdi Mutava da Çin ve Rusya'nın herhangi bir Arap veya Filistinli çekinceye veto hakkını kullanma olasılığı göz önüne alındığında, istikrar gücünün özellikle BM Güvenlik Konseyi'nde zorluklarla karşılaşacağına inanıyor. Mutava, bu karmaşık düzenlemeler göz önüne alındığında, geniş bir mutabakat sağlanmadıkça güçlerin gelmesinden bahsetmek için henüz çok erken olduğunu belirtti.

Endişeler BM Güvenlik Konseyi ile sınırlı değil, sahaya da uzanıyor. Mısır Enformasyon Kurumu Başkanı Ziya Raşvan, son açıklamalarında, uluslararası güce Hamas'ı silahsızlandırma görevinin verilmesi halinde ‘çatışmalar’ yaşanacağına işaret etti.

Sorunun, İsrail'in Gazze planının uygulanmasını engelleyen koşullar dayatmasından kaynaklandığını açıklayan Raşvan, “Filistinliler, Gazze'nin güvenliğini yabancı bir gücün devralmasını veya işgalin vesayetle değiştirilmesini kabul etmeyecek” dedi.

Han Yunus'taki Nasır Hastanesi'ne düzenlenen İsrail saldırısında hayatını kaybeden iki çocuğun cenazelerinin başında göz yaşı döken Filistinliler (AFP)Han Yunus'taki Nasır Hastanesi'ne düzenlenen İsrail saldırısında hayatını kaybeden iki çocuğun cenazelerinin başında göz yaşı döken Filistinliler (AFP)

Mısır Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Temim Halaf, salı günü CBS News'e verdiği röportajda, “İstikrar gücünün oluşumu, yapısı, yetki alanı ve süresi de dahil olmak üzere çeşitli unsurlar hakkında Amerikalı ve bölgesel ortaklarla görüşmeler sürüyor” dedi.

Said Ukkaşe, Mısır'ın tutumunun ve endişelerinin haklı olduğuna inanıyor. Ukkaşe, Kahire’nin bölge konusunda diğer tüm taraflardan daha fazla tecrübeye sahip ve Filistinli gruplarla uzlaşı içinde, silahsızlanmanın kademeli şekilde gerçekleşmesine yönelik bir vizyona sahip olduğunu belirtti. Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada Ukkaşe, “Trump, eğer istikrar güçleri maddesi konusunda uluslararası ve İsrailli taraflarla uzlaşı sağlanamazsa, herkesi şaşırtarak çok uluslu güçlerin gönderilmesini gündeme getirebilir” değerlendirmesinde bulundu.

Mutava, ‘hiçbir Arap veya İslam ülkesinin silahsızlanma konusunda bir çatışmaya girmeyi kabul etmeyeceğini’ düşünüyor. Mutava, Şarku’l Avsat’a verdiği demeçte, “Beklenen uluslararası gücün başarısı, bu güce Filistin polis gücünün eklenmesine bağlı. Bu güç, istikrar güçleri tarafından desteklenen açık bir plan çerçevesinde kanunları uygulamaktan tek başına sorumlu olacak” ifadelerini kullandı.


İsrail'e ait İHA’nın Güney Lübnan'da bir aracı hedef alması sonucu çok sayıda kişi yaralandı

Güney Lübnan'ın Sur ilçesinde İsrail ordusunun hedef aldığı bir bölgede enkaz altında kalan hasarlı bir araç ortaya çıktı.
Güney Lübnan'ın Sur ilçesinde İsrail ordusunun hedef aldığı bir bölgede enkaz altında kalan hasarlı bir araç ortaya çıktı.
TT

İsrail'e ait İHA’nın Güney Lübnan'da bir aracı hedef alması sonucu çok sayıda kişi yaralandı

Güney Lübnan'ın Sur ilçesinde İsrail ordusunun hedef aldığı bir bölgede enkaz altında kalan hasarlı bir araç ortaya çıktı.
Güney Lübnan'ın Sur ilçesinde İsrail ordusunun hedef aldığı bir bölgede enkaz altında kalan hasarlı bir araç ortaya çıktı.

Lübnan Ulusal Haber Ajansı bugün, İsrail'e ait insansız hava aracının (İHA), Güney Lübnan'da bir aracı iki füzeyle hedef aldığını bildirdi.

Ajans haberinde, "Bugün sabah saat 08.00 civarında, düşmana ait bir İHA, Bint Cubeyl kentindeki Salah Gandur Hastanesi yakınlarında bir aracı hedef alan iki güdümlü füzeyle saldırı düzenledi ve yaralanmalara neden olduğunu" bildirdi.

Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn dün yaptığı açıklamada, "Lübnan'ın Kasım 2024'te ABD ve Fransa'nın himayesinde varılan düşmanlıkların durdurulması anlaşmasına bağlılığını teyit ettik. Ne yazık ki, bu anlaşmaya göre İsrail'in anlaşmadan 60 gün sonra güneyden tamamen ve tümüyle çekilmesi gerekiyordu. Ancak İsrail hâlâ beş tepeyi işgal ediyor ve Lübnan'a ve halkına yönelik tehditlerin her geçen gün artmasıyla saldırılarını yoğunlaştırıyor" ifadelerini kullandı.


Trump "Gazze gücünü" çok yakın görürken, İsrail tünellerle mücadele ediyor

İşgal altındaki Batı Şeria'da, Nablus'un doğusunda yerleşimcilerin topraklarına el koymasını protesto eden Filistinliler, dün İsrail ordusunun attığı gaz bombalarından kaçıyor (AFP)
İşgal altındaki Batı Şeria'da, Nablus'un doğusunda yerleşimcilerin topraklarına el koymasını protesto eden Filistinliler, dün İsrail ordusunun attığı gaz bombalarından kaçıyor (AFP)
TT

Trump "Gazze gücünü" çok yakın görürken, İsrail tünellerle mücadele ediyor

İşgal altındaki Batı Şeria'da, Nablus'un doğusunda yerleşimcilerin topraklarına el koymasını protesto eden Filistinliler, dün İsrail ordusunun attığı gaz bombalarından kaçıyor (AFP)
İşgal altındaki Batı Şeria'da, Nablus'un doğusunda yerleşimcilerin topraklarına el koymasını protesto eden Filistinliler, dün İsrail ordusunun attığı gaz bombalarından kaçıyor (AFP)

ABD Başkanı Donald Trump'ın uluslararası güçlerin çok yakında Gazze'ye konuşlandırılacağını açıklamasından birkaç saat sonra, İsrail Savunma Bakanı Yisrael Katz, orduya Gazze Şeridi'ndeki Hamas'ın tüm tünellerini "son tünele kadar" imha etme ve yok etme emri verdiğini duyurdu.

İsrail'in bu hamlesi, Tel Aviv'in, Hamas'ı silahsızlandırılmasını da içeren beklenen askeri güç yerine, Hamas ile doğrudan etkileşimi tercih ettiği yönündeki Filistinli ve bölgesel değerlendirmeleri pekiştirdi. Katz, "Tüneller yoksa, Hamas da yok" diye tweet attı.  

İsrail, Hamas'ı silahsızlandırarak ve tünel ağını yok ederek yenmeyi hedefliyor; ancak bu, iki yıllık yıkıcı savaş boyunca başaramadığı bir görev.

Maariv gazetesinin askeri yorumcusu Avi Aşkenazi, "Katz'ın bu kararlı açıklaması, İsrail ordusunun anlaşmanın ikinci aşaması başlamadan önce daha fazla başarı elde etmek için sektördeki çalışma temposunu artırmaya karar verdiği bir zamanda geldi" değerlendirmesinde bulundu.