İngiltere'de maymun çiçeği virüsü vakaları 9'a yükseldi

Maymun çiçeği virüsünün mikroskobik görünümü (Reuters)
Maymun çiçeği virüsünün mikroskobik görünümü (Reuters)
TT

İngiltere'de maymun çiçeği virüsü vakaları 9'a yükseldi

Maymun çiçeği virüsünün mikroskobik görünümü (Reuters)
Maymun çiçeği virüsünün mikroskobik görünümü (Reuters)

İngiltere'de 2 maymun çiçeği (monkeypox) virüsü vakasının daha tespit edilmesiyle 6 Mayıs'tan bu yana tespit edilen vaka sayısı 9'a çıktı.
İngiltere Sağlık Güvenliği Ajansı (UKHSA), yeni vakaların virüsünün endemik olduğu bir ülkeyle herhangi bir seyahat bağlantısı olmadığını, bu nedenle bireylerin bulaşma yoluyla enfekte olmasının mümkün olduğunu bildirdi.
UKHSA, yeni vakalardan birinin başkent Londra'da, diğerinin ise ülkenin güney doğusunda tespit edildiğini, vaka sayısının 9'a yükseldiğini kaydetti.
Ajans, son maymun çiçeği virüsü vakalarının ağırlıklı olarak eşcinsel ve biseksüel bireyler arasında olduğunu belirterek yeni vakaların daha önce teyit edilmişlerle bağlantısı olmadığı bilgisini paylaştı.

İspanya ve Portekiz'de de virüs alarmı
İspanya ve Portekiz'de de Sağlık Bakanlıkları, maymun çiçeği virüsü vakalarına karşı alarma geçti.
Orta ve Batı Afrika'da maymundan insana geçen endemik bir virüsün neden olduğu nadir bir hastalık olan maymun çiçeğinin, İspanya'nın başkenti Madrid'de 8, Portekiz'in başkenti Lizbon'da da 5 kişide tespit edildiği açıklandı.
Virüsün Avrupa'da ilk olarak 7 Mayıs'ta İngiltere'de bir kişide görüldüğü doğrulanmış, ardından 17 Mayıs'ta Portekiz'de 5 kişide bu virüsün görüldüğü, 15 kişinin de şüpheli durumda gözetim altına alındığı belirtilmişti.
Maymun çiçeğinde, deride döküntü ve kabarıklıklar, ateş, sırt ve kas ağrıları, şişmiş lenf düğümleri en yaygın belirtiler olarak biliniyor.



Yiyeceklerin yapısının tokluk hissinde rol oynayabileceği tespit edildi

Besin değeri aynı olan gıdaların hücre yapısındaki farklılıklar, tokluk hissinde kayda değer bir etki yaratabiliyor (Unsplash)
Besin değeri aynı olan gıdaların hücre yapısındaki farklılıklar, tokluk hissinde kayda değer bir etki yaratabiliyor (Unsplash)
TT

Yiyeceklerin yapısının tokluk hissinde rol oynayabileceği tespit edildi

Besin değeri aynı olan gıdaların hücre yapısındaki farklılıklar, tokluk hissinde kayda değer bir etki yaratabiliyor (Unsplash)
Besin değeri aynı olan gıdaların hücre yapısındaki farklılıklar, tokluk hissinde kayda değer bir etki yaratabiliyor (Unsplash)

Bilim insanları yiyeceklerin yapısının tokluk hissini etkileyebildiğini tespit etti. 

Obezite gibi hastalıkların artışında modern beslenme alışkanlıkları kritik bir rol oynuyor. Ultra işlenmiş gıdalar da bu sorunun temel nedenleri arasında sayılıyor.

Öte yandan bu yiyecekler genellikle yağ, şeker ve tuz gibi sağlığa risk teşkil ettiği bilinen besinleri de yüksek miktarda içeriyor. Uzmanlar gıdaların nasıl "işlendiğinin" gözden kaçabileceğini söylüyor.

Birleşik Krallık'taki Imperial College London ve Quadram Enstitüsü'nden araştırmacılar gıdaların yapısının, etkilerini nasıl değiştirdiğini anlamak üzere bir çalışma yürüttü.

Bulguları hakemli dergi Nature Metabolism'de yayımlanan çalışmada 10 sağlıklı yetişkin 4 günlüğüne bir kliniğe yerleştirildi. Katılımcılara beslenme sondası takılarak mide ve üst ince bağırsaklarından düzenli numune alındı. Böylece gıdaların nasıl sindirildiği ve bunun bağırsaktaki metabolizma sonucu ortaya çıkan maddeleri nasıl etkilediği değerlendirildi.

Katılımcılar, hücreleri kırılmış veya bütün haldeki nohut unundan yapılan lapalarla beslendi. Yani bir lapadaki nohutlar, geleneksel nohut unu yapımında olduğu gibi doğal hücre yapısı bozulacak şekilde işlenmişti. Diğerindeyse hücrelerin bozulmaması için farklı bir işlem uygulandı.

Araştırmacılar, besin değerleri birebir aynı olan bu gıdaların vücutta farklı etkilere yol açtığını gözlemledi. 

Hücre yapısı bozulan nohut unundan yapılan lapa, daha hızlı sindirilerek kandaki glikoz seviyesini, diğer lapaya kıyasla 2 ila 4 kat daha fazla yükseltti.

Parçalanmamış hücrelere sahip gıda ise daha yavaş sindirildi. Ayrıca iştahı bastırmasıyla bilinen GLP-1 ve PYY hormonları daha uzun süre boyunca salgılandı. Katılımcılar da daha uzun süre tokluk hissettiğini bildirdi. 

Çalışmanın çok az kişiyle yapılmış olması gibi önemli bir sınırlılığı var. Ancak bulgular obezite ve tip 2 diyabetle mücadelede, gıdaların yapısının kayda değer bir rol oynayabileceğine işaret ediyor.

Makalenin yazarlarından Gary Frost "Gıdaların yapısının değiştirilmesi, nihayetinde halkı tip 2 diyabet gibi kronik hastalıklardan korumaya katkı sağlayabilir ve bu araştırma bu yüzden çok heyecan verici" diyor.

Çalışmanın bir diğer yazarı Mingzhu Cai ise zayıflama iğnelerinin başarısına değinerek şu ifadeleri kullanıyor:

Ozempic gibi GLP-1 agonistleri hakkında çok fazla tartışma dönüyor. Doğal GLP-1 seviyeleri asla bu ilaçların dozuna ulaşmayacak olsa da nasıl ve nerede salındığını anlayarak vücudumuzun üretebileceği dozları artırma şansımız var.

Bulgular, gıdaların işlenme biçimindeki farklılıkların yalnızca tokluk hissini artırmakla kalmayıp daha sağlıklı sonuçlar da doğurabileceğini gösteriyor.

Independent Türkçe, Imperial College London, Quadram Enstitüsü, Nature Metabolism