Oasis grubunun parçalanan gitarı için 400 bin dolar ödendi

İngiliz müzik grubu Oasis üyeleri. (AFP)
İngiliz müzik grubu Oasis üyeleri. (AFP)
TT

Oasis grubunun parçalanan gitarı için 400 bin dolar ödendi

İngiliz müzik grubu Oasis üyeleri. (AFP)
İngiliz müzik grubu Oasis üyeleri. (AFP)

İngiliz şarkıcı Noel Gallagher'a ait olan ve 2009'da Oasis grubunun dağılmasıyla birlikte bir süre ortadan yok olan Gibson gitarı, Fransa'nın başkenti Paris'te düzenlenen bir müzayedede 400 bin dolardan fazla bir miktara alıcı buldu.
Müzayedeyi organize eden gitar uzmanı ve Artpage'in kurucu ortağı Jonathan Berg, daha sonra restore edilen kırmızı Gibson'ın Fransa'daki Rock'n Seine Festivali sırasında parçalanmasının ‘tarihi bir an’ olduğunu söyledi.
AFP’nin bildirdiğine göre gitarın satışından açılış  fiyatı 160 bin dolar oldu. Müzayede organizatörleri gitarın fiyatının 525 bin doları aşmasını bekliyordu.
Oasis, 1990’lı yıllarıda popüler olan Britpop müzik türünün önemli gruplardan biriydi. Grup, şiddetli kavgalarıyla tanınan Gallagher kardeşler tarafından kurulmuştu.
Grup, albümlerinin altmış milyon kopyasını satarak küresel bir başarı elde etti. ve Wonderwall ve Don't Look Back in Anger da dahil olmak üzere birçok çalışması geniş çapta başarılara imza attı.
2009'da grubun, adını albümlerinden alan Dig Out Your Soul dünya turunun sonlarına doğru Rock 'n Sine festivalinde sahne alması planlandı.
Berg açıklamasında "İki kardeş arasında işler iyi gitmedi ve tartışma, Noel'in gitarlarından birinin parçalandığı ve ardından grubun dağılmasına yol açan partinin sahne arkasında doruğa ulaştı" dedi. Grubun sahneye çıkmasını heyecanla bekleyen seyirciler, dağıldıkları haberini alınca şaşırdı.

İngiliz şarkıcı Noel Gallagher'ın Gibson gitarı. (Reuters)
Her iki erkek kardeş de ayrılmalarının ardından müzik yapmaya devam etti. Ayrıca birkaç kez Oasis grubu ile birlikte çalışmaya geri döneceklerini kararlaştırdılar.
2011 yılında tamiri yapılan gitar orijinal kutusu ve eski sahibinin Barış, Sevgi ve Muz imzalı yazısı ile satışa sunuldu.
Gitar 160 bin dolar açılış fiyatıyla açık artırmaya çıkarıldı ve tahmini en düşük fiyatı olan 315 bin doların üzerinde satıldı. Satış için 90 bin dolar da  vergi ödendi.
Artpeg'in bir diğer kurucu ortağı olan Artur Perrault, müzayede için ne kadar sevinçli olduğunu dile getirdi.
Müzayededeki ürünler arasında, İngiliz müzik grubu Depeche Mode'dan Martin Gore'un giydiği, tamamı deri ve zincirlerden oluşan takım elbise, vergiler dahil 16 bin 300 dolara satıldı.
Jimi Hendrix ve Fransız rock şarkıcısı Johnny Hallyday tarafından imzalanan bir fonograf disk de 10 bin 500 dolara satıldı.
Paris'teki büyük bir müzayede sitesi olan Hôtel Droux'da salı günü, 1960'ların subwoofer'ları, Pink Floyd albümlerinden serigrafi baskılar ve rock yıldızlarının resimleri de dahil olmak üzere toplam 85 ürün açık artırmaya çıkarıldı.



Buzul Çağı'ndan kalma aletler, Avustralya'nın ilk insanları hakkında bilinenleri baştan yazdı

Mavi Dağlar'ın üst kesimlerindeki Darug Bölgesi'nde yer alan Dargan Sığınağı (Dr. Amy Way)
Mavi Dağlar'ın üst kesimlerindeki Darug Bölgesi'nde yer alan Dargan Sığınağı (Dr. Amy Way)
TT

Buzul Çağı'ndan kalma aletler, Avustralya'nın ilk insanları hakkında bilinenleri baştan yazdı

Mavi Dağlar'ın üst kesimlerindeki Darug Bölgesi'nde yer alan Dargan Sığınağı (Dr. Amy Way)
Mavi Dağlar'ın üst kesimlerindeki Darug Bölgesi'nde yer alan Dargan Sığınağı (Dr. Amy Way)

Arkeologlar, Avustralya'nın Mavi Dağlar bölgesindeki bir mağarada Son Buzul Çağı'na ait nadir eserler ortaya çıkararak kıtanın ilk insanlarının, bir zamanlar bu engebeli dağlarda yaşadığına dair kesin kanıtlar buldu.

İlk Milletler topluluğu üyeleriyle birlikte çalışan araştırmacılar, Sidney'nin batısında yaklaşık 1073 metre yükseklikte yer alan buz gibi bir bölge olan Dargan Sığınağı'nın 20 bin yıl önce ilk insanlar tarafından yerleşim yeri olarak kullanıldığını keşfetti.

Hakemli dergi Nature Human Behaviour'da yayımlanan bulgular, Avustralya'da 700 metrenin üzerindeki bir rakımda yerleşim olduğuna dair bugüne kadarki en eski kanıtı sunuyor.

Bulgular, Mavi Dağlar'ın Son Buzul Çağı'nda yerleşime elverişsiz olduğu yönündeki önceki inanışları tersine çevirirken bu tür buzlu arazilerin, erken insan göçüne engel teşkil etmemiş olabileceğine işaret ediyor.

Araştırma, erken dönem Avustralya yerlilerinin bu elverişsiz koşullara uyum sağlamalarını sağlayan yaratıcılıkları hakkında da yeni soruları gündeme getiriyor.

Son Buzul Çağı'ndaki soğuk hava koşulları Mavi Dağlar'ın 600 metre yukarısındaki üst kesimlere kadar uzanmıştı, sıcaklıklar bugünkünden en az 8,2 derece daha düşüktü ve bitki örtüsü modern zamanlara göre çok daha seyrekti.

Bilim insanları Buzul Çağı'nda bu bölgede odun kaynaklarının kıt olabileceğini ve su kaynaklarının kış boyunca donmuş olabileceğini söylüyor.

Sidney Üniversitesi'nden arkeolog Wayne Brennan, "Şimdiye kadar, Avustralya'nın yüksek kesimlerinin Son Buzul Çağı'nda yaşanması çok zor yerler olduğunu düşünüyorduk" diyor.

Dr. Brennan şu ifadeleri kullanıyor: 

Yine de araştırmalarımız bu zorlu koşullara rağmen insanların, ağaç sınırının yaklaşık 400 metre üzerindeki bu yüksek rakımlı arazide yaşadığını ve buradan geçtiğini gösteriyor.

Arkeologlar mağara alanındaki son kazılarda ocak kalıntıları da dahil, Son Buzul Çağı'na ait yaklaşık 700 eser ortaya çıkardı.

Araştırmacılar bunların çoğunun Avustralya'nın ilk insanları tarafından muhtemelen kesme veya kazıma için kullanılan tarih öncesi aletler olduğunu söylüyor.

Çalışmanın bir diğer yazarı Philip Piper "Dargan Mağarası'nın son 20 bin yılını kapsayan bu kadar sağlam bir kronolojiyi oluşturmamızı sağlayan, eserlerin mükemmel bir şekilde korunmasıydı" diyor.

Gün yüzüne çıkarılan kil taşından aletlerin çoğu yerel üretimdi ancak bir tanesi Dargan Sığınağı'ndan yaklaşık 50 km uzaklıktaki Jenolan Mağaraları bölgesinden gelmiş gibi görünüyor. Bu da eski insanların kuzey ve güney arasında yolculuk yaptığına işaret ediyor.

ghtyju

Araştırmacılar, Mavi Dağlar silsilesi, bitki ve hayvan çeşitliliğiyle tanınan bir UNESCO Dünya Mirası alanı olmasına rağmen, yerli halkın kültürel mirasını korumak için hiçbir önlem alınmadığını söylüyor.

Çalışmanın yazarı ve Darug kadını Leanne Watson Redpath, "Halkımız binlerce yıl boyunca Mavi Dağlar'da yürüdü, yaşadı ve gelişti ve mağaranın orada olduğunu biliyorduk" diyor.

Mağara sadece bir şeyler paylaşmak, hikaye anlatmak ve hayatta kalmak için burayı bir buluşma yeri olarak kullanan atalarımızla somut bir bağ değil, aynı zamanda kültürel kimliğimizin bir parçası. Tüm Avustralyalıların yararı için mirasımıza saygı göstermeli ve onu korumalıyız.

Bilim insanları Son Buzul Çağı'nda bu dağlara hangi ilk insanların ulaştığına henüz emin değil.

Birden fazla yerli grubun bu bölgeyle bağlantılı olabileceğinden şüpheleniyorlar.

Dr. Brennan, "Geleneksel bilgimizle bilimsel araştırmaları birleştirerek tarihimizin bu paha biçilmez mahzenlerini gelecek nesiller için koruyabileceğimizi umuyoruz" diyor.

Independent Türkçe