Irak Başbakanı: ‘Yeşil Bölge’ kavramının değişmesi gerekiyor... Mahalleler eski isimlerini geri alacak

ABD, Bağdat’taki ‘Yeşil Bölge’yi, 19 yıl önce Irak’ı işgal ettiğinde inşa etti.

Kazımi 23 Nisan’da DEAŞ’a yönelik askeri operasyonlar hakkında bilgi almak için Enbar vilayetini ziyaret etti (Reuters)
Kazımi 23 Nisan’da DEAŞ’a yönelik askeri operasyonlar hakkında bilgi almak için Enbar vilayetini ziyaret etti (Reuters)
TT

Irak Başbakanı: ‘Yeşil Bölge’ kavramının değişmesi gerekiyor... Mahalleler eski isimlerini geri alacak

Kazımi 23 Nisan’da DEAŞ’a yönelik askeri operasyonlar hakkında bilgi almak için Enbar vilayetini ziyaret etti (Reuters)
Kazımi 23 Nisan’da DEAŞ’a yönelik askeri operasyonlar hakkında bilgi almak için Enbar vilayetini ziyaret etti (Reuters)

Irak Başbakanı Mustafa el-Kazımi, ABD’lilerin Nisan 2003’te Irak’ı işgali sırasında başkent Bağdat’ta inşa ettikleri ‘Yeşil Bölge kavramının’ değişeceğini açıkladı.
Kazımi salı günü Bağdat Büyükşehir Belediye binasını ziyaret etti. Bu ziyaret, yaklaşık 12 milyon nüfuslu başkentin sakinlerinin yaşadıkları sıkıntıların devam etmesi üzerine Bağdat Büyükşehir Belediye Başkanı Ala Maan’ın görevden alınmasından bir gün sonra gerçekleşti.
Çalışmaların gidişatını bizzat takip etmek amacıyla belediyeyi ziyaret ettiğini söyleyen Kazımi, belediye yetkililerine hitaben “Gelecek dönemde sizinle doğrudan iletişim halinde olacağız” ifadesini kullandı.
Başbakan Kazımi, Bağdat şehir merkezinde hükûmet binaları, ABD Büyükelçiliği dahil olmak üzere yabancı misyon temsilcilikleri ve Iraklı siyasi liderlerin evlerinin bulunduğu korunaklı Yeşil Bölge’nin eski günlerine geri döneceğini duyurdu. Bağdat’taki Yeşil Bölge ile ilgili değişim planlarına değinen Kazımi, “‘Yeşil Bölge’ kavramı değişmeli ve mahallelerine eski isimleri verilerek eski günlerine geri dönmeli” dedi. 
Irak’ta 10 Ekim 2021’de düzenlenen genel seçimlerin ardından görev süresi sona eren Kazımi hükümeti, ülkede yeni bir hükümet kurulana kadar rutin devlet işlerini yürütmeye çalışıyor. Seçimlerden sonra statüsü ‘günlük işleri yürütme hükümeti’ olarak değişen Kazımi hükümeti, uluslararası anlaşmalar imzalama ve Meclis’e Bütçe Kanun Teklifi sunma yetkilerine sahip değil.
Kazımi, 2003’ten sonra Yeşil Bölge’yle ilgili değişiklik yapma kararı alan ikinci başbakan olarak biliniyor. Nitekim Irak’ın eski Başbakanı Adil Abdulmehdi başkentin trafik sorununu çözmek amacıyla Bağdat’ın El-Kerh yakasında büyük bir alan işgal eden ve birçok yolun kesişim noktasında yer alan Yeşil Bölge’yi trafiğe açtı.
Fakat Abdulmehdi’nin kararı o dönem, özellikle ABD Büyükelçilik binasının roketlerle hedef alınmaya başlanması üzerine siyasi güçlerin yanı sıra ABD’nin itirazlarına takıldı. Bunun üzerine Yeşil Bölge’nin trafiğe açılma saatleri gündüz vaktiyle ve bölgeye girişler sadece Havaalanı Caddesi’nden Asma Köprü’ye giden yolla sınırlandırıldı.
Kazımi’nin açıklamasına göre ‘Yeşil Bölge’ isminin kullanımına son verilerek yerine bölgenin eski isimleri kullanılmaya başlanacak. Yeşil Bölge’nin bulunduğu alan için eskiden Et-Teşri Mahallesi ve Kerade Meryem isimleri kullanılıyordu.
Irak vatandaşlarının Yeşil Bölge’ye olumsuz bir anlam yüklemesi dikkate alındığında Kazımi’nin bu kararının halk tarafından büyük bir memnuniyetle karşılanması bekleniyor. Bu karar siyasi güçlerin itirazlarıyla da karşılaşabilir. Fakat siyasi güçler halkı karşına almamak için doğrudan karara itiraz etmek yerine Kazımi başkanlığındaki ‘günlük işleri yürütme hükümeti’nin yetkilerini tartışmaya açma seçeneğine başvurabilir.
Yeşil Bölge, Bağdat’ta 12 yıldan fazla süren ve on binlerce kişinin hayatına mâl olan günübirlik patlamalardan, içeride alınan sıkı güvenlik tedbirleriyle ve etrafına örülen büyük beton bloklarla korundu. Patlamaların yaşandığı yıllarda haftanın günleri ‘kanlı çarşamba’, ‘kanlı perşembe’ ve ‘kanlı pazar’ gibi isimlerle anılırken, Bağdatlılar Yeşil Bölge’nin duvarları dışında kalan başkentin diğer alanlarını ‘Kırmızı Bölge’ olarak isimlendiriyordu.
Öte yandan başkentin temizliğiyle ilgili bir dizi proje başlattığını belirten Irak Başbakanı, açıklamasında şunları kaydetti:
“Başkentin kalkınması için verilen hükümet desteğine rağmen bugün Bağdat açık bir biçimde büyük sıkıntılar ve ihmaller yaşıyor. Bağdat’ın bu sıkışmış halini ve şehrin belirli bölgelerinde emlak fiyatlarının artmasına sebep olan nüfuz sahiplerinin çarpık yapılaşmasının etkilerini görmekten üzüntü duyuyorum. Projeleri yeniden ele almalıyız ve Bağdat gibi köklü bir başkente yakışmayan görüntüleri ortadan kaldırmak için çalışmalıyız. Vatandaşların işlemlerinin sadece rüşvetle yapılması çok ayıp bir şey. Yolsuzluğu ortadan kaldırmak için Bağdat Belediye dairelerindeki işinizi en güzel şekilde yapmanızı, daha hızlı ve daha büyük hizmetler vermenizi rica ediyorum.”



İsrail Gazze’de savaşı sürdürürken Hamas elindeki kozu kaybedebilir

İsrail ordusu Gazze'de rehinelerin sekizinin cesedini teslim aldı (AFP)
İsrail ordusu Gazze'de rehinelerin sekizinin cesedini teslim aldı (AFP)
TT

İsrail Gazze’de savaşı sürdürürken Hamas elindeki kozu kaybedebilir

İsrail ordusu Gazze'de rehinelerin sekizinin cesedini teslim aldı (AFP)
İsrail ordusu Gazze'de rehinelerin sekizinin cesedini teslim aldı (AFP)

İzzettin Ebu Ayşe

İsrail ordusu, son 20 gün içinde Gazze Şeridi’nde Hamas tarafından alıkonulan sekiz rehinenin cesedini geri almayı başardı. Gazze Savaşı'nın patlak vermesinden bu yana eşi ve benzeri görülmemiş bir sayı bu. Peki bu gelişme, arabulucuların Gazze'de ateşkes anlaşması imzalanması için yürüttüğü görüşmelere olumlu mu yoksa olumsuz mu yansıyacak?

İsrail ordusu bu ay, İsrail iç güvenlik teşkilatı Şin-Bet’in (Şabak) desteğiyle Gazze Şeridi'nde üç özel operasyon düzenleyerek Tel Aviv ile Hamas arasında süren savaşta öldürülen sekiz rehinenin cesedini geri aldı.

50 rehine

Bir ay içinde sekiz rehinenin cesedinin geri alınması büyük bir sayı, çünkü 21 aydır devam eden savaş boyunca ordu özel operasyonlarla sadece 11 rehineyi kurtarabilmiş, geri kalanlar ise Hamas tarafından takas anlaşmaları kapsamında iade edilmişti.

Rehinelerin cesetleri geri getirildikten sonra, Hamas'ın elinde 50 rehine kaldı ve bunların 20'sinin halen hayatta olduğu düşünülüyor. Siyasi gözlemciler bu gelişmeyi, Hamas'ın savaştaki gücünü kaybetmeye başladığının işareti olarak yorumladı.

hyuı8
Netanyahu'nun açıklaması anlaşılmaz ve birçok yoruma açık (AFP)

Öte yandan İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, sekiz rehinenin cesedinin kısa bir süre içinde geri alınmasını büyük bir başarı olarak nitelendirdi. Netanyahu yaptığı açıklamada, “Bu operasyonlar, aylar süren karmaşık saha istihbarat çalışmalarının ardından gerçekleştirildi ve cesetler İsrail'e getirildi” dedi.

İsrail Başbakanı, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Kaçırılan tüm vatandaşlarımızı, hayatta olanları ve ölenleri, evlerine geri getirene kadar durmayacağız ve susmayacağız. Bu operasyonlar Tel Aviv'in Hamas'a karşı savaşında yardımcı olacak ve rehineleri geri getirmemizi sağlayacak, ancak bu biraz zaman alacak.”

Gazze'yi ne bekliyor: Anlaşma mı, yoksa daha fazla çatışma mı?

Ne var ki Netanyahu'nun sözleri anlaşılmaz ve birçok yoruma açık. Özel operasyonlar ve askeri baskı ile rehineleri kurtarmak istediğini mi kastediyor yoksa Hamas ile rehinelerin salıverilmesini öngören bir anlaşma yaparak onları geri getirmek istediğini mi net değil.

Ancak Netanyahu'nun açıklaması, Gazze'de ateşkesle ilgili müzakerelerde kaydedilen önemli ilerlemeyle aynı zamana denk geldi. Hamas heyeti, bir anlaşmaya varmak amacıyla müzakereleri yeniden başlatmak üzere Mısır'a gitti. Netanyahu da İsrail heyetini Şarm eş-Şeyh'teki görüşmelere göndermeyi kabul etti ve heyete müzakereler sırasında kullanabilecekleri geniş yetkiler verdi.

fgthy
Hamas'ın elinde 50 rehine bulunuyor ve bunların 20'sinin hayatta olduğu düşünülüyor (AFP)

İsrail ordusunun Gazze'de tutulan cesetleri serbest bırakmayı başarmasının Mısır'daki görüşmeler üzerinde etkisi olacağına şüphe yok. Hamas, Gazze'deki savaşın sona ermesi ve ordunun bölgeden çekilmesi karşılığında tüm rehinelerin bir kerede serbest bırakılmasında ısrar ederken, kısmi anlaşmaları tercih eden Netanyahu, askeri baskı ve Gazze'deki özel operasyonların sonuç vereceğini düşünüyor.

Hamas'ın şartlarına boyun eğmeyiz

Siyaset uzmanı Remzi Asfur, Gazze'de tutulan rehinelerin cesetlerinin bulunduğu yere ulaşılmasının ardından Netanyahu'nun kapsamlı bir anlaşma yapmak veya Hamas'ın taleplerine boyun eğmek için aceleci davranmadığını ve bunun da bir anlaşmaya varılmasını engelleyebileceğini söyledi.

Asfur, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Netanyahu, kendisinin başarılar elde ettiğini, askeri baskıların Hamas'ın bölgedeki kontrolünü kaybettiğini ve Gazze'ye yönelik kara harekatının devam etmesinin rehinelerin serbest bırakılması konusunda sonuçlar verdiğini düşünüyor. Bu yüzden kendini güçlü hissediyor ve şartlarını dayatabileceğini düşünüyor, bu yüzden Hamas'ın şartlarına boyun eğmeyecek. Rehinelerin cesetlerine ulaşılması, İsrail'in Hamas'ın takas anlaşması kapsamında rehineleri serbest bırakması karşılığında ödeyeceği bedeli azaltıyor. Bu da Hamas'ın müzakerelerdeki konumunu büyük ölçüde zayıflatıyor ve İsrail'in konumunu güçlendiriyor.”

Netanyahu'nun sürekli olarak rehinelerin cesetlerine ulaşmasının rehine anlaşmasının gidişatını etkilediğini belirten Asfur, Tel Aviv'in bu operasyonları müzakereleri zorlaştırmak veya engellemek için kullanabileceğini, çünkü bunu bir başarı olarak gördüğünü ve Hamas'ın bölgedeki kontrolünü sağlamakta zorlandığını vurguladı.

Hamas'ın halen hayatta olan rehineler olduğunu ve bunun müzakere kurallarını değiştirebileceğini söyleyen Asfur, ancak her halükarda, İsrail'in bugün ödeyeceği bedel çok düşük ve rehineler ceset olarak geri dönse bile İsrail rehinelerini geri almaya devam ettiği sürece, Hamas olumlu sonuçlar elde edemeyecek.

Hamas Netanyahu'yu anlıyor ve ateşkes yolunda ilerliyor

Güvenlik analisti Salih Hamada ise Netanyahu'nun İsrail içinde ve müzakerelerde itibarının artabileceğini düşünüyor. Ancak Hamas’ın bunu anladığını ve manevra yapmaya çalışıyor gibi göründüğünü ifade eden Hamad, “Hamas, dersini almış ve askeri baskının sonuç verebileceğini anlamış olabilir” yorumunda bulundu.

Hamada, değerlendirmesinde şunları söyledi:

“Hamas, İsrail ordusunun bazı cesetleri ele geçirmesinin ardından Netanyahu'nun taleplerine ve baskılarına yanıt verebilir ve uzlaşmayı kabul edebilir, çünkü uzlaşmamak, elindeki koz olan rehineleri kaybetmek anlamına gelir.”

Hamas'ın bedelin düştüğünü anladığını ve bu yüzden anlaşma şansını azaltmayacağını söyleyen Hamada, aksine daha fazla taviz vererek bunu güçlendireceğini, çünkü Gazze halkının savaştan yorgun düştüğünü ve daha fazla direnemeyeceğini düşünüyor.

Netanyahu, ‘cesetlerin geri alınmasının rehinelerin askeri güçle eve geri getirebileceklerinin açık bir kanıtı olduğunu ve şu anda anlaşma yolunu tercih etmediklerini’ söyleyen İç Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir'in teşvikiyle önerilen anlaşmaya karşı çıkmayı düşünürken, hükümeti içinde ateşkes yapması için baskı görüyor.

Öte yandan İsrail Cumhurbaşkanı Isaac Herzog, halen Gazze'de tutulan rehinelerin derhal serbest bırakılmasını istedi. Herzog, “Gazze'de alıkonulanların derhal serbest bırakılması için adım atılmalı. Bu cesur adım, dünyanın güvenliği ve barışına hizmet edecek, aynı zamanda savaşın sona ermesine yol açabilir” dedi.