Bazı kurbağaların ayakkabılar, cesetler veya pitonlarla çiftleşmeye çalıştığı tespit edildi

Araştırmacılar bu tuhaf davranışın olası nedenlerini açıkladı

Kurbağalarda erkeğin  dişiyi ön ayaklarıyla kavradığı çiftleşme davranışına "amplexus" adı veriliyor (Juan C. Díaz-Ricaurte)
Kurbağalarda erkeğin dişiyi ön ayaklarıyla kavradığı çiftleşme davranışına "amplexus" adı veriliyor (Juan C. Díaz-Ricaurte)
TT

Bazı kurbağaların ayakkabılar, cesetler veya pitonlarla çiftleşmeye çalıştığı tespit edildi

Kurbağalarda erkeğin  dişiyi ön ayaklarıyla kavradığı çiftleşme davranışına "amplexus" adı veriliyor (Juan C. Díaz-Ricaurte)
Kurbağalarda erkeğin dişiyi ön ayaklarıyla kavradığı çiftleşme davranışına "amplexus" adı veriliyor (Juan C. Díaz-Ricaurte)

Kurbağaların pitonlar, insanların lastik çizmeleri ve ölü hayvanlar da dahil olmak üzere bir dizi alakasız nesneyle çiftleşmeye çalıştığı ortaya çıktı.
Brezilya'daki Sao Paolo Üniversitesi'nden bir araştırma ekibi, dünyanın dört bir yanından gelen kurbağa gözlemlerini inceledi. 
Elde ettikleri bulguları hakemli bilimsel dergi Ecology’de yayımlayan araştırmada başarısız çiftleşme girişimlerinin büyük çoğunluğu ABD ve Brezilya’daki kurbağalar arasında görüldü.
Kurbağalardan 46’sı ölü hayvanlarla, 50’si nesnelerle veya amfibi olmayan türlerle, 282’si ise amfibi, yani hem karada hem suda yaşayabilen diğer hayvanlarla çiftleşmeye çalışırken tespit edildi.
Daha sonra araştırma ekibi, "Yavrulama sağlamayan ve dolayısıyla doğal seçilim tarafından tercih edilmemesi gereken bir davranış nasıl sürdürülebilir?" sorusunun peşinden gitti.
Araştırmanın yazarlarından Filipe C. Serrano, kurbağaların çiftleşmek için seçecekleri partneri genellikle farklı yöntemlerle aradığını aktardı.
Bilim insanının aktardığına göre yanlış hayvanlarla veya nesnelerle çiftleşmeye çalışan kurbağaların çoğu "ara-bul" yöntemini kullanıyordu.
Serrano "Kurbağalar, eş bulmak için çoğunlukla akustik ve görsel ipuçlarına güvenir. Ancak, bazı türler daha bölgesel olduğundan dişileri çekmek için çağrıları kullanır. Diğerleriyse daha çok  'ara ve bul' stratejisine başvurur" ifadelerini kullandı.
Serrano, "Ara-bul stratejisinde erkek kurbağalar, eş bulabilmek için hedefe önce yapışır, sonra bu hedefin niteliğine bakar. Bu da söz konusu kurbağaların uzaktan bir dişiye benzettikleri, gördükleri ilk şeyi seçmelerine yol açar. Yoksa üreme fırsatını kaçırabilirler" diye devam etti.
Ara-bul yöntemini kullanan kurbağalar, genellikle çok sayıda erkekle nispeten az sayıda dişinin yaşadığı ortamlarda gözlemleniyor.
Bu da çiftleşme rekabetinin söz konusu ortamlarda daha fazla olduğu ve kurbağaların olası fırsatları kaçırmamak için yanlış hedeflere de yönelebildiği anlamına geliyor.
Araştırmacılar ayrıca, iklim değişikliğinin bu hayvanların davranışını etkilemesinin olası olduğunu ifade ediyor.
Buna göre daha istikrarlı koşullarda türler yıl boyunca çiftleşme fırsatlarına daha fazla sahip olabilir ve böylece gördükleri her olası hedefle şanslarını denemek zorunda kalmayabilir.
Independent Türkçe, New Scientist, IFL Science



Çığır açıcı gen tedavisi, işitme kaybını tek dozla düzeltti

Araştırmacı, sağırlığa yönelik bu tür bir tedavinin "sadece başlangıç" olduğunu söylüyor
Araştırmacı, sağırlığa yönelik bu tür bir tedavinin "sadece başlangıç" olduğunu söylüyor
TT

Çığır açıcı gen tedavisi, işitme kaybını tek dozla düzeltti

Araştırmacı, sağırlığa yönelik bu tür bir tedavinin "sadece başlangıç" olduğunu söylüyor
Araştırmacı, sağırlığa yönelik bu tür bir tedavinin "sadece başlangıç" olduğunu söylüyor

Vishwam Sankaran Bilim ve Teknoloji Muhabiri 

Yeni bir araştırmaya göre, çığır açan bir gen tedavisi tek bir enjeksiyonla insanlardaki işitme kaybını birkaç hafta içinde tersine çevirebiliyor.

İsveç'in Karolinska Enstitüsü'nden araştırmacılar son teknoloji tedavinin, doğuştan sağırlığı veya ileri derecede işitme bozukluğu olan çocuk ve yetişkinlerin işitme yetisini iyileştirdiğini ve klinik bir deneyde 7 yaşındaki bir çocuğun duyma becerisini neredeyse tamamen geri kazandığını açıkladı.

Hakemli dergi Nature Medicine'da detaylandırılan klinik çalışma, OTOF geninin sağlıklı bir kopyasının iç kulağa enjekte edilmesiyle 10 katılımcının tümünün işitmesinin gelişme gösterdiğini ortaya koydu.

Küçük ölçekli deney, OTOF adı verilen bir gendeki mutasyonlar sonucu genetik sağırlık veya ileri seviye işitme bozukluğundan muzdarip kişileri içeriyordu.

Bu mutasyonlar, ses sinyallerinin kulaktan beyne iletilmesinde kilit rol oynayan otoferlin proteininin eksikliğine neden oluyor.

Araştırmacılar tedavinin en çok çocuklarda işe yaradığını belirtse de yetişkinlere de fayda sağlayabileceğini söylüyor.

Deneyde adeno ilişkili virüsün sentetik ve zararsız bir versiyonu kullanılarak düzgün işleyen bir OTOF geni tek bir enjeksiyonla iç kulağa verildi.

Tedavinin etkileri hastaların çoğunda belirgin biçimde görülürken, işitme yetisi sadece bir ay sonra hızla iyileşti.

Araştırmacılar 6 ay sonra tüm katılımcılarda işitmede önemli ölçüde iyileşme kaydedildiğini ve algılanabilir ortalama ses seviyesinin 106 desibelden 52 desibele düştüğünü belirtiyor.

Çalışmada tedaviye en iyi yanıt verenlerin 5 ila 8 yaşındakiler olduğu tespit edildi.

7 yaşındaki bir kız çocuğu işitme yetisini neredeyse tamamen hızla geri kazandı ve 4 ay sonra annesiyle günlük konuşmalar yapabilmeye başladı.

Karolinska Enstitüsü'nden çalışmanın ortak yazarı Maoli Duan, "Bu yöntem ilk kez ergenler ve yetişkinlerde test edildi" diyor.

Katılımcıların çoğunda işitme duyusunun büyük ölçüde iyileşmesi, yaşam kaliteleri üzerinde derin bir etki yaratabilir. Şimdi bu etkinin ne kadar kalıcı olduğunu görmek için bu hastaları takip edeceğiz.

Araştırmacılar ayrıca tedavinin güvenli olduğunu ve iyi tolere edildiğini de saptadı. Katılımcılar 6-12 aylık takip süresinde herhangi bir ciddi yan etki bildirmedi.

En yaygın reaksiyon, bir tür akyuvar olan bağışıklık sistemi nötrofillerinin sayısındaki azalmaydı.

"OTOF sadece başlangıç" diyen Dr. Duan, araştırmacıların GJB2 ve TMC1 gibi diğer yaygın sağırlık genleri üzerinde de çalıştığını ekliyor.

Bunların tedavisi daha karmaşık ancak bugüne kadarki hayvan deneyleri umut verici sonuçlar ortaya koyuyor. Farklı genetik sağırlık türlerinden muzdarip hastaların bir gün tedavi görebileceğine güvenimiz tam.

Independent Türkçe, independent.co.uk/news