Rus askeri bir sivili öldürdüğünü kabul etti

İtiraf, Ukrayna’daki ilk ‘savaş suçu’ davasında geldi.

Rus asker Vadim Shishimarin Kiev’de mahkeme karşısına çıktı. (AFP)
Rus asker Vadim Shishimarin Kiev’de mahkeme karşısına çıktı. (AFP)
TT

Rus askeri bir sivili öldürdüğünü kabul etti

Rus asker Vadim Shishimarin Kiev’de mahkeme karşısına çıktı. (AFP)
Rus asker Vadim Shishimarin Kiev’de mahkeme karşısına çıktı. (AFP)

Rusya’nın Ukrayna’ya saldırı başlattığı 24 Şubat’tan bu yana ilk savaş suçları davası düzenlendi. Kiev mahkemesinde bir Rus askeri Ukraynalı bir sivile ateş açarak öldürdüğüne yönelik suçlamayı kabul etti.
AFP’ye göre dün öğleden sonra, saçları kazınmış, yeşil ve mavi renklerinde bir gömlek giymiş 21 yaşındaki Vadim Shishimarin Kiev’deki Solomiansky Bölge Mahkemesi’ne getirildi ve cam kafese alındı. Başsavcının iddianameyi okumasının ardından, Shishimarin’e kendisine yöneltilen tüm gerçekleri kabul edip etmediğini soruldu. Sibirya’nın İrkutsk bölgesinden olan asker “Evet” yanıtını verdi.
Yapılan değerlendirmeler savaş suçları ve kasten adam öldürmekle suçlanan askerin müebbet hapis cezasına çarptırılabileceği yönünde.  Başka duruşmalar ile devam etmesi beklenen bu dava, Ukrayna adalet sistemi için bir sınav niteliğinde olacak. Bununla birlikte diğer uluslararası kuruluşlar da Rus güçlerinin işlemekle suçlandığı ihlallere ilişkin kendi soruşturmalarını yürütüyorlar. Ukraynalı yetkililer, askerin dedektiflerle iş birliği yaptığını ve olayın savaşın başlamasından sadece dört gün sonra gerçekleştiğini kabul ettiğini söylüyor. Kiev tarafından yapılan açıklamaya göre Shishimarin’in dahil olduğu tümen 28 Şubat’ta kuzey Ukrayna’da saldırıya uğradıktan sonra, diğer dört askerle birlikte kaçtı ve Chupakhivka köyü yakınlarında bir araba çaldı. Savcılar, kimliği açıklanmayan sivil kurbanın, hırsızlık olayının gerçekleştiği sırada evinin yakınında yol kenarında bisiklet sürdüğünü söyledi.
Ukrayna Başsavcısı Iryna Venediktova’nın ofisi yaptığı açıklamada, askerlerden birinin, onları ihbar etmemesi için Shishimarin’a sivili öldürmesini emrettiğini, adamın olay yerinde, evinden sadece on metre ötede öldürüldüğünü bildirdi. Ukrayna makamları mayıs ayı başlarında, ayrıntıları açıklamaksızın Rus askerinin tutuklandığını duyurdu. Shishimarin’in Ukrayna’daki savaşa ‘annesini maddi olarak desteklemek’ için geldiğini söylediği bir video yayınlandı. Rus asker içinde bulunduğu durumu “Ateş etmem emredildi. Onu bir kez vurdum. Adam yere düştü ve biz yolumuza devam ettik” ifadeleri ile aktardı.  
Savcı Andriy Sinyuk mahkemeye, askerin diğer üç askerle birlikte 1 Mart’ta tutuklandığını ve beşinci bir askeri kısa bir süre önce çatışmalar sırasında öldüğünü belirtti. Duruşmaya bugün tanıkların dinlenmesi ile devam edilmesi bekleniyor. Ukrayna Başsavcısı Venediktova, Twitter üzerinden yaptığı bir dizi paylaşımda davanın ülkesi için önemini vurguladı:
“Savaş suçlarıyla ilgili 1100’den fazla vakamız ve 40 şüphelimiz var. Bu ilk duruşma ile Ukrayna’da suç işleyen her failin, suç işleme emri veya suça yardım edenlerin hesap vermekten kaçamayacağına yönelik açık bir işaret gönderiyoruz.”
Ülkenin kuzeydoğusunda yer alan Harkiv bölgesindeki sivil tesislere füze ateşleyen iki Rus askerinin bugünden itibaren mahkeme önünde çıkarılması planlanıyor. Ukrayna Helsinki İnsan Hakları Grubu Direktörü Oleksandr Pavlichenko “Bu prosedürler normalden çok daha hızlı gerçekleşti” ifadelerini kullandı zira bazen suçun meydana gelmesi ile cezanın verilmesi arasında 5 yıl gibi bir süre geçebiliyor” dedi. Pavlichenko, olayın ‘gerçek bir yargı prosedürü mü yoksa halkın gözleri önünde sadece bir tiyatro gösterisi mi olacağını’ bilmek istediklerini söyledi. Kendisine göre bu sorunun cevabı, Rus asker Shishimarin’ın akıbetine, yani Shishimarin’ın cezasının Ukrayna’da mı uygulanacağı yoksa askerin mahkum değişiminden mi faydalanacağına bağlı.
Yargı sürecinden önce Rus medyasının görüştüğü Shishimarin’ın yakınları yaşananlara dair açıklamada bulundu. Bir Rus gazetesinin haberine göre babası, “Bir medya savaşındayız” diyerek oğlunun geri dönmesini istedi.



Uyuşturucu yüklü teknelere yapılan saldırıların ardından... ABD'nin Latin Amerika'daki kuvvetlerinin komutanı istifa etti

Amiral Alvin Holsey (Reuters)
Amiral Alvin Holsey (Reuters)
TT

Uyuşturucu yüklü teknelere yapılan saldırıların ardından... ABD'nin Latin Amerika'daki kuvvetlerinin komutanı istifa etti

Amiral Alvin Holsey (Reuters)
Amiral Alvin Holsey (Reuters)

Karayipler'deki büyük askeri yığılmayı ve uyuşturucu taşıdığı iddia edilen teknelere yönelik saldırıları denetleyen ABD'li amiral, göreve başlamasının üzerinden bir yıl geçtikten sonra dün istifa etti.

Amiral Alvin Holsey, ekim ayının ortasında Orta ve Güney Amerika'da faaliyet gösteren Amerikan kuvvetlerini denetleyen ABD Güney Komutanlığı'nın başından ayrılma niyetini açıkladı.

Şarku'l Avsat'ın AFP'den aktardığına göre Holsey, teknelere yapılan saldırılar konusunda endişesini dile getirdi, ancak ne kendisi ne de Pentagon erken istifasının nedenini açıklamadı.

Amiral, devir teslim töreninde yaptığı konuşmada, demokrasiye ve insan haklarına inanan ülkeleri desteklemenin önemini vurguladı.

Şöyle dedi: “Her zaman ideallerimizi paylaşan, demokrasi, hukukun üstünlüğü ve insan hakları değerlerimizi paylaşan ortakların yanında olmalıyız.”

Amerika Birleşik Devletleri, uyuşturucu kaçakçılığıyla mücadele çabalarının bir parçası olarak Karayip bölgesine çok sayıda savaş gemisi konuşlandırdı ve geçen eylül ayından bu yana uyuşturucu taşıdığını söylediği teknelere saldırılar düzenleyerek yaklaşık 90 kişiyi öldürdü.

Amerika Birleşik Devletleri "uyuşturucu teröristleriyle" savaş halinde olduğunu iddia ediyor, ancak uzmanlar, bilinen kaçakçıları hedef alsalar bile, teknelere yönelik saldırılarının yargısız infaz teşkil ettiğini savunuyor.

2 Eylül'de gerçekleştirilen ilk saldırı oldukça tartışmalıydı, çünkü ilk saldırıdan sağ kurtulan iki kişi daha sonraki bir baskında öldürüldü.

ABD'nin askeri yığılmasıyla birlikte bölgedeki gerilimler arttı ve Venezuela Devlet Başkanı Nicolás Maduro, Washington'u uyuşturucu ticaretini rejimini devirmek için bahane olarak kullanmakla suçladı.

Alvin Holsey'nin yerine, General Iván Petus geçti.

Donald Trump, geçen ocak ayında Beyaz Saray'a döndüğünden beri, şubat ayında Genelkurmay Başkanı'nı hiçbir açıklama yapmadan görevden alması da dahil olmak üzere, orduda kapsamlı bir yeniden yapılanma gerçekleştirdi.

Demokratlar, yönetimin geleneksel olarak tarafsızlığıyla bilinen orduyu siyasallaştırmaya çalıştığını iddia ediyor.


Trump, Maduro'ya karşı gerilimin yeni bir aşamasını başlattı

"Gerald Ford" uçak gemisi Karayip Denizi'nde konuşlandırılmış durumda (Reuters)
"Gerald Ford" uçak gemisi Karayip Denizi'nde konuşlandırılmış durumda (Reuters)
TT

Trump, Maduro'ya karşı gerilimin yeni bir aşamasını başlattı

"Gerald Ford" uçak gemisi Karayip Denizi'nde konuşlandırılmış durumda (Reuters)
"Gerald Ford" uçak gemisi Karayip Denizi'nde konuşlandırılmış durumda (Reuters)

ABD Başkanı Donald Trump yönetimi, yeni bir dizi yaptırım yoluyla Venezuela Devlet Başkanı Nicolas Maduro'ya karşı yeni bir gerilim aşaması başlattı.

ABD Hazine Bakanlığı, Maduro'nun baldızı Cilia Flores'in üç oğluna ve Venezuela hükümeti için petrol ürünleri sevkiyatını kolaylaştıran Panamalı iş adamı Ramón Carretero Napolitano'ya yaptırımlar uyguladığını duyurdu. Ayrıca altı petrol tankeri ve bunlara kayıtlı şirketler de ABD yaptırım listesine eklendi.

Amerikan kaynakları, Washington'un Venezuela kıyılarında "Skipper" adlı petrol tankerine el koymasının, ekonomisi gelirinin yüzde 90'ını petrol gelirlerinden sağlayan Venezuela rejimine yönelik yeni baskı aşaması bağlamında, benzer gemilerin daha fazlasının alıkonulmasının sadece bir başlangıcı olduğunu öne sürdü.

Kolombiya Dışişleri Bakanı Rosa Villavicencio ise şu açıklamayı yaptı: "(Maduro'nun) iktidardan ayrılması başka bir ülkeye taşınmasını veya koruma aramasını gerektiriyorsa, Kolombiya'nın ona ret cevabı vermesi için hiçbir nedeni olmayacak."


Trump gerçekten Venezuela petrolünün mü peşinde?

ABD, Venezuela devletine ait petrol ve doğalgaz şirketi PDVSA'yı da yaptırım listesine almıştı (AFP)
ABD, Venezuela devletine ait petrol ve doğalgaz şirketi PDVSA'yı da yaptırım listesine almıştı (AFP)
TT

Trump gerçekten Venezuela petrolünün mü peşinde?

ABD, Venezuela devletine ait petrol ve doğalgaz şirketi PDVSA'yı da yaptırım listesine almıştı (AFP)
ABD, Venezuela devletine ait petrol ve doğalgaz şirketi PDVSA'yı da yaptırım listesine almıştı (AFP)

ABD'nin Venezuela açıklarındaki petrol tankerine el koyup Karakas yönetimine yeni yaptırımlar getirmesiyle Karayipler'de gerginlik arttı.

ABD Başkanı Donald Trump, çarşamba günü yaptığı açıklamada Venezuela açıklarındaki petrol tankerine "iyi bir gerekçeyle" el koyduklarını savunmuştu. Venezuela Dışişleri Bakanlığı'ndan yapılan açıklamadaysa ABD'nin hamlesi "hırsızlık ve uluslararası korsanlık eylemi" diye nitelenmişti.

ABD Adalet Bakanı Pam Bondi, X'ten yaptığı paylaşımda operasyonun görüntülerine yer vermiş, tankerin Venezuela'dan İran'a petrol taşıyarak yaptırımları deldiğini öne sürmüştü.

Amerikan medyasında yer alan haberlerde, el konan tankerin adının Skipper olduğu yazılmıştı. ABD Hazine Bakanlığı, İran Devrim Muhafızları ve Hizbullah arasındaki petrol kaçakçılık ağında rol oynadığı gerekçesiyle Skipper'ı 2022'de yaptırım listesine almıştı.

80 milyon dolarlık petrole el kondu

Wall Street Journal'ın analizine göre el konan tankerde yaklaşık 80 milyon dolar değerinde petrol var, bu da Venezuela'nın aylık ithalatının yaklaşık yüzde 5'ine denk geliyor.

ABD'nin tankere baskın düzenleyerek Venezuela yönetimini ekonomik felce uğratmak istediği yazılıyor. Ham petrol satışları Latin Amerika ülkesinin ihracat gelirlerinin yüzde 90'ından fazlasını oluşturuyor.

Diğer yandan Washington, Venezuela Devlet Başkanı Nicolas Maduro'nun eşi Cilia Flores'in üç yeğenini, Maduro'yla bağlantılı bir iş insanını ve Venezuela petrol sektöründe faaliyet gösteren 6 nakliye şirketini yaptırım listesine eklediğini de dün duyurdu.

ABD'nin son hamleleriyle bölgedeki gerginlik tırmanırken Maduro, dün yaptığı açıklamada ülkede uyuşturucu kaçakçılığından sorumlu Tren de Aragua kartelini etkisiz hale getirdiklerini savunarak, Trump'ın asıl amacının Venezuela petrolünü çalmak olduğu iddiasını yineledi.

Trump petrolün peşinde mi?

ABD Enerji Enformasyon Dairesi'ne göre Venezuela, dünyadaki ham petrol rezervlerinin neredeyse beşte birine sahip. Yaklaşık 303 milyar varil ham petrole denk gelen bu miktar, dünyadaki en büyük ham petrol rezervini oluşturuyor. 

Diğer yandan Karakas yönetimi gerek ABD'nin uyguladığı yaptırımlar gerek de ekipman eksikliği ve devlete ait enerji şirketi PDVSA üzerindeki kontrolün sıkılaştırılması nedeniyle bu potansiyeli tam olarak kullanamıyor.

Ülkede faaliyet gösteren tek Amerikan şirketi olan petrol devi Chevron'un üretimi de Washington'ın yaptırımları nedeniyle düşmüştü.

Beyaz Saray, Karayipler'deki askeri yığınağın uyuşturucu kaçakçılığını ve düzensiz göçmen akışını engelleme amacı taşıdığını, Venezuela'nın petrol kaynaklarıyla ilgisi olmadığını savunuyor.

Ancak BBC'nin analizinde, Venezuela'daki petrol üretimini yeniden artırmanın on milyarlarca dolara mal olabileceğine dikkat çekiliyor. Diğer yandan ABD'nin yaptırımları hafifletmesi halinde Chevron'un kârının hızlıca artabileceği yazılıyor.

Bunlara ek olarak petrolün gelecekte önemini yitirmeye başlayacağı öngörüsü paylaşılıyor. Ekonomi analiz şirketi Capital Economics'ten David Oxley şunları söylüyor:

Petrol talebi bir anda düşüşe geçmeyecek ancak eskisi gibi artmaya da devam etmeyecek. Talebin zayıfladığını görüyoruz ve 2030'ların sonlarında düşüşe geçeceğini tahmin ediyoruz. Venezuela petrol sektörüne yatırım yapan herkes şunu düşünmek zorunda: Buna değer mi?

Trump yönetimi uyuşturucu kaçakçılığıyla mücadele gerekçesiyle Güney Mızrağı Operasyonu'nu başlattığını geçen ay duyurmuştu. Amerikan ordusu, dünyanın en büyük uçak gemisi USS Gerald R. Ford'un da aralarında bulunduğu çok sayıda savaş gemisiyle birlikte 15 bin askerini bölgeye sevk etmişti.

Bölgede eylülden bu yana en az 22 operasyon düzenleyen Amerikan ordusu, uyuşturucu kaçakçılığına karıştığını iddia ettiği 87 kişiyi öldürdü.

Independent Türkçe, BBC, Wall Street Journal, New York Times