Lübnan’da ÖYH ‘seçim darbesi’ alarak Cezin ve güney bölgelerinden çıkarıldı

Özgür Yurtsever Hareketi destekçileri, ÖYH Başkanı Cibran Basil’in seçim sonuçlarını değerlendirdiği konuşmasını dinlerken. (Reuters)
Özgür Yurtsever Hareketi destekçileri, ÖYH Başkanı Cibran Basil’in seçim sonuçlarını değerlendirdiği konuşmasını dinlerken. (Reuters)
TT

Lübnan’da ÖYH ‘seçim darbesi’ alarak Cezin ve güney bölgelerinden çıkarıldı

Özgür Yurtsever Hareketi destekçileri, ÖYH Başkanı Cibran Basil’in seçim sonuçlarını değerlendirdiği konuşmasını dinlerken. (Reuters)
Özgür Yurtsever Hareketi destekçileri, ÖYH Başkanı Cibran Basil’in seçim sonuçlarını değerlendirdiği konuşmasını dinlerken. (Reuters)

Lübnan'daki parlamento seçimlerinin sonuçları birçok sürpriz barındırmaktaydı. Bu sürprizler sadece bir önceki parlamento çoğunluğunun kaybettiği sandalye sayısı açısından değil, aynı zamanda muhalefetin, Hizbullah ve müttefiklerinin kaleleri olarak görülen bölgelerde zafer kazanmasıyla gerçekleşti. Özgür Yurtsever Hareketi (ÖYH) Cezin-Sayda seçim bölgesinde adeta bir ‘seçim depremi’ yaşadı. ÖYH’nin adayları Emel Ebu Zeyd ve Milletvekili Ziyad Esved’in yanı sıra Meclis Başkanı Nebih Berri’nin adayı İbrahim Azar ağır bir kayıp yaşadı. Böylelikle ÖYH güney bölgelerinden herhangi bir milletvekili çıkaramamış oldu.  
Bilindiği üzere kaybeden taraflar mağlubiyetin etkisini küçümsemeye ve bahane aramaya meyillidir. Hristiyan Özgür Yurtsever Hareketi Partisi Merkez Karar Konseyi üyesi Velid el-Aşkar, Cezin-Sayda'daki kaybın nedeninin, Müstakbel Hareketi ve Cemaati İslami’ye yakın 6 bin Sünni seçmenin Lübnan Kuvvetleri Partisi’nin adayını desteklemesi olduğunu söyledi. Şarku’l Avsata açıklamada bulunan Aşkar, ‘’Bizim Cezin’de zaten ciddi bir kitlemiz bulunmuyordu, adayımız Ziyad Esved, Gade Eyyub kadar başarılı olamadı, çünkü sert bir hitap biçimi var, bunun da olumsuz etkileri oldu’’ dedi.  
Aşkar, Sayda’da güçlü ittifaklar geliştiremedikleri için başarısız olduklarını ve bu sonuçların ortaya çıktığını söyledi. Sayda’daki Sünni sandalyeleri Üsame Saad ve Abdurrahmen el-Berzi kazandı. Lübnan Kuvvetleri ise Maruni sandalyelerini Gade Eyyub ve Said el-Esmer kazandı. Şirbel Mesad ise Sünnilerin desteğiyle seçilebildi.  
Lübnan Kuvvetleri’nin Sünnilerin desteğiyle zafer elde edebildiği iddialarını değerlendiren Müstakbel Hareketi Sayda sorumlusu Mazin Haşişu, ‘’Müstakbel Hareketi bu seçimlerde siyasi faaliyetlerini askıya aldığını duyurmuştu, dolayısıyla herhangi bir seçim çalışmamız olmadı sadece gözlemde bulunduk’’ dedi. Şarku’l Avsata konuşan Haşişu, ‘’Özgür Yurtsever Hareketi’nin yaklaşımı tuhaf, Saad Hariri hükümetteyken başarısızlıkların sorumluluğunu ona yüklüyordular, iktidardan çekilmeyi tercih ettiğinde ise seçimlerdeki başarısızlıklarının sorumluluğunu yüklemeye çalışıyorlar. Oysa iktidardayken ektiklerini şimdi biçiyorlar’’ ifadelerini kullandı.  
Müstakbel Hareketi’nin üyelerinin çoğunun Başkan Saad Hariri’nin kararı doğrultusunda seçimlerde aday olmadığını ve oy kullanmadığını hatırlatan Haşişu, ‘’Tabi biz parti olarak destekçilerimizi seçimlere katılmamaları konusunda zorlamış değiliz, nihayetinde insanlar özgürdür ve herkes dilediğini yapar. Ancak bizim parti olarak belirli adayları destekleme kararımız yok’’ dedi.  
Cezin’deki seçimin galipleri ise, bölgedeki siyaset sahnesinin değişmesini, halkın, ülkeyi felakete sürükleyen Cumhurbaşkanı Mişel Avn’ın ve hükümetin politikalarından bıkmış olmasına bağladı. Lübnan Kuvvetleri Partisi İletişim Başkanı Şarl Cebbur, ‘’Cezin’deki seçim sonuçları ‘17 Ekim Devrimi’ ruhunu yansıtmaktadır, ülkeyi yıkıma ve felakete sürükleyen Mişel Avn dönemine tepkinin seviyesini de ortaya çıkarmıştır’’dedi.
Şarku’l Avsat’a açıklamada bulunan Cebbur, ‘’Güneyin kapısı mahiyetindeki Cezin bölgesinde Hristiyanlar hareket özgürlüklerinin kısıtlandığını hissediyor, direnişin sözde stratejik güvenliği nedeniyle insanlar baskı altında tutuluyor, buradaki Hristiyanlar kendilerini zimmet altında görüyor. Egemenliği savunan adayları gördüklerinde doğru tercihte bulundular, Gade Eyyub’un söylemleri Cezin’de korku bariyerlerini yıktı, böylelikle Hizbullah’ın silahlarına meşruiyet sağlamaya çalışan Özgür Yurtsever Harekete unutamayacağı bir ders verdiler, burada bir halk kasırgası yaşandı’’  değerlendirmesinde bulundu.  



Irak, Ukrayna savaşında "yeni askerler" arıyor

Sosyal medyada paylaşılan bir fotoğrafta, Rusya'ya giderek silahlı kuvvetlere katılan 24 yaşındaki Iraklı bir adamın ailesinin onunla iletişimini kaybettiği görülüyor (AFP)
Sosyal medyada paylaşılan bir fotoğrafta, Rusya'ya giderek silahlı kuvvetlere katılan 24 yaşındaki Iraklı bir adamın ailesinin onunla iletişimini kaybettiği görülüyor (AFP)
TT

Irak, Ukrayna savaşında "yeni askerler" arıyor

Sosyal medyada paylaşılan bir fotoğrafta, Rusya'ya giderek silahlı kuvvetlere katılan 24 yaşındaki Iraklı bir adamın ailesinin onunla iletişimini kaybettiği görülüyor (AFP)
Sosyal medyada paylaşılan bir fotoğrafta, Rusya'ya giderek silahlı kuvvetlere katılan 24 yaşındaki Iraklı bir adamın ailesinin onunla iletişimini kaybettiği görülüyor (AFP)

Irak, Rusya-Ukrayna savaşında yer alan vatandaşlarına yönelik yargılamaları yoğunlaştırdı ve resmi onay olmadan yabancı askeri güçlere katılanlara ceza verileceği uyarısında bulundu.

Yargı Konseyi Başkanı Faik Zeydan, yasanın yabancı çatışmalara katılan herkesi hapis cezasıyla cezalandırdığını teyit ederek, özellikle insan ticareti ve militan devşirme ağlarının suç kapsamına alındığını vurguladı.

Bu durum, Iraklıların yabancı ülkelerde savaşmak üzere askere alınmasıyla mücadele etmek amacıyla kurulan özel bir hükümet komitesinin çalışmalarıyla eş zamanlı olarak ortaya çıktı; askere alınanların sayısı hakkında çelişkili raporlar mevcuttu.

Şarku’l Avsat’ın elde ettiği bilgilere göre basın haberlerinde, Rus güçlerinin saflarında savaşmak üzere yaklaşık 50 bin Iraklının askere alındığı belirtilirken, gayri resmi istatistikler 3 bini Rus ordusunda, 2 bini Ukrayna ordusunda olmak üzere yaklaşık 5 bin savaşçıdan bahsetmekte.

Irak'ta bir mahkeme, Rusya ile birlikte savaşmak üzere savaşçı toplamak suçundan bir kişiyi ömür boyu hapis cezasına çarptırdı.


Hızlı Destek Kuvvetleri, Çad ile olan sınır bölgelerini kontrol ediyor

Darfur Valisi Minni Arko Minawi (Facebook)
Darfur Valisi Minni Arko Minawi (Facebook)
TT

Hızlı Destek Kuvvetleri, Çad ile olan sınır bölgelerini kontrol ediyor

Darfur Valisi Minni Arko Minawi (Facebook)
Darfur Valisi Minni Arko Minawi (Facebook)

Hızlı Destek Kuvvetleri (HDK), Çad ile sınır bölgelerindeki kontrolü tamamladıklarını duyurdu ve oradaki birliklerinin konuşlanmasını gösteren videolar yayınladı; Sudan ordusundan ise resmi bir açıklama yapılmadı.

HDK, operasyonun amacının silahlı grupları ortadan kaldırmak ve Sudan ordusu ile müttefik "ortak güçlerinin" yerel yönetim liderlerine ve sivillere karşı gerçekleştirdiği intikam ve kaos eylemlerini durdurmak olduğunu belirtti. HDK, istikrarı yeniden sağlamak amacıyla bu bölgelerde sivilleri, yolları ve kamu tesislerini güvence altına almak için güçlerin konuşlandırıldığını vurguladı.

Bir diğer gelişmede, Sudan ordusunun Babanusa'daki 22. Piyade Tümeni komutanı Tümgeneral Muaviye Hamad Abdullah'ın ölümü doğrulandı. Aralık ayı başlarında HDK tarafından şehre düzenlenen bir saldırı sırasında öldürüldü. Ordu, komutanının ölümüyle ilgili bir açıklama yapmamış olsa da Kuzey Eyaleti hükümetinin resmi internet sitesinde, askeri vali Abdul Rahman İbrahim'in merhumun ailesine başsağlığı dileklerini ilettiği bildirildi.


Suriye, Uluslararası Terörle Mücadele Koalisyonu ile ortak operasyonda DEAŞ'ın sözde Şam valisini yakaladı

Şam'daki Yermuk Filistinli Mülteci Kampı yakınlarında konuşlanan eski Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esed dönemi askerleri, 2018 (Arşiv - Reuters)
Şam'daki Yermuk Filistinli Mülteci Kampı yakınlarında konuşlanan eski Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esed dönemi askerleri, 2018 (Arşiv - Reuters)
TT

Suriye, Uluslararası Terörle Mücadele Koalisyonu ile ortak operasyonda DEAŞ'ın sözde Şam valisini yakaladı

Şam'daki Yermuk Filistinli Mülteci Kampı yakınlarında konuşlanan eski Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esed dönemi askerleri, 2018 (Arşiv - Reuters)
Şam'daki Yermuk Filistinli Mülteci Kampı yakınlarında konuşlanan eski Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esed dönemi askerleri, 2018 (Arşiv - Reuters)

Suriyeli yetkililer, dün gece, ABD öncülüğündeki Uluslararası Terörle Mücadele Koalisyonu ile birlikte Şam'da ‘titiz bir güvenlik operasyonu’ düzenleyerek terör örgütü DEAŞ’ın önde gelen liderlerinden birini yakaladıklarını duyurdu.

Suriye İçişleri Bakanlığı tarafından yayınlanan açıklamaya göre Şam Kırsalı İç Güvenlik Komutanı Tuğgeneral Ahmed el-Dalati, “Özel birimlerimiz, Genel İstihbarat Servisi ve Uluslararası Terörle Mücadele Koalisyonu ile ortaklaşa titiz bir güvenlik operasyonu gerçekleştirdi” dedi. Operasyon sonucunda örgütün sözde Şam valisi yakalandı.

ABD, geçtiğimiz hafta bir pusuda öldürülen iki Amerikan askerinin intikamını almak için Başkan Donald Trump'ın talimatını yerine getirerek, Suriye’de DEAŞ’a ait olduğu düşünülen yerlere hava saldırıları düzenledi.

Suriye geçtiğimiz ay Uluslararası Terörle Mücadele Koalisyonu’na resmi olarak katıldığını duyurmuş ve Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şara, DEAŞ’ın kalıntılarını ortadan kaldırma çabalarında ABD ile iş birliği yapma sözü vermişti.

Saraya el-Cevad adlı bir terör hücresine mensup bir grup hedef alındı

Öte yandan Suriye'nin kuzeybatısındaki Lazkiye ilindeki İç Güvenlik Komutanı Abdulaziz Hilal al-Ahmed, komutanlığa bağlı özel kuvvetlerin, terörle mücadele birimi ve bir ordu birimi ile ortaklaşa dün sabah Cable kırsalında, Saraya el-Cevad adlı bir terör hücresine yönelik bir güvenlik operasyonu düzenlediklerini açıkladı.

Ahmed, eski rejimin önde gelen yetkililerinden Suheyl el-Hasan’a bağlı hücrenin ‘suikastlar, sahada infazlar ve bombalı saldırılar gerçekleştirdiği, iç güvenlik ve ordu kontrol noktalarını hedef aldığı ve ayrıca yeni yıl kutlamalarını hedef almaya hazırlandığını’ belirtti.

Çatışmanın yaklaşık bir saat sürdüğünü söyleyen Ahmed, çatışma sonucunda hücrenin bir üyesinin tutuklandığını ve diğer üç üyesinin etkisiz hale getirildiğini açıkladı.

Ahmed açıklamasında, güvenlik güçlerinden dört kişinin hafif yaralandığını ve hücre çökertilene kadar çalışmaların devam ettiğini de sözlerine ekledi.