BM Irak Özel Temsilcisi: Irak’taki siyasi hareketsizliğin ağır bir bedeli var

BM Irak Temsilcisi İran Devrim Muhafızları’nın füzelerinden duyduğu endişeyi dile getirdi

BM Genel Sekreteri Irak Özel Temsilcisi Jeanine Hennis Plasschaert, Bağdat'ta düzenlediği basın toplantısında konuştu (EPA)
BM Genel Sekreteri Irak Özel Temsilcisi Jeanine Hennis Plasschaert, Bağdat'ta düzenlediği basın toplantısında konuştu (EPA)
TT

BM Irak Özel Temsilcisi: Irak’taki siyasi hareketsizliğin ağır bir bedeli var

BM Genel Sekreteri Irak Özel Temsilcisi Jeanine Hennis Plasschaert, Bağdat'ta düzenlediği basın toplantısında konuştu (EPA)
BM Genel Sekreteri Irak Özel Temsilcisi Jeanine Hennis Plasschaert, Bağdat'ta düzenlediği basın toplantısında konuştu (EPA)

Birleşmiş Milletler (BM) Irak Özel Temsilcisi Jeannine Hennis-Plasschaert dün BM Güvenlik Konseyi’ne (BMGK) Irak’taki gelişmelerle ilgili sunum yaptı. Plasschaert’in sunumu, Irak’ta seçimlerin yapılmasının üzerinden 7 ay geçmesine rağmen siyasi grupların hükümet kuramaması sebebiyle siyasi hareketsizliğin hakim olduğu bir dönemde gerçekleşti.
Irak’taki durumlarla ilgili daha önce BMGK’ya yaptığı sunumlarda ifade ettiği çeşitli gözlemlerinde bir değişiklik olmadığını söyleyen Plasschaert, “Irak’ın siyasi yaşamının olumsuz yönleri görünüşe göre sıfır toplamlı politikanın kesintisiz döngüsü içinde kendini tekrarlamaya devam ediyor” dedi.
Sunumuna, iklim değişikliğinin tehlikeleri, Irak üzerindeki etkileri ve son günlerde sebep olduğu kum fırtınalarından bahsederek başlamak istediğini söyleyen Plasschaert, kum fırtınalarının insanların sığınaklara koşmalarına hatta insanların hastalanmasına ve hayatını kaybetmesine sebep olduğunu kaydetti.
Plasschaert, “Mevcut fırtına dalgası, Irak'ın son yıllarda deneyimlediklerinin çok üstünde. Bu fırtınaların daha sık olması bekleniyor. Bu konuda da hareketsizliğin devam etmesinin büyük maliyetleri olacak” diye konuştu.
Irak’taki siyasi duruma değinen Plasschaert, “Iraklılar, miadı dolmuş iktidar çatışmalarıyla uğraşmak yerine içerdeki önceliklerden oluşan uzun listede ilerleme kaydetmek için kolları sıvayacak bir siyasi sınıf beklemeye devam ediyor. Doğru; Irak uzun hükümet kurma süreciyle karşı karşıya olan tek ülke değil. Fakat Iraklı siyasetçiler bu argümanın arkasına sığınmasa iyi olur. Çünkü bu bahane, devlet dışı silahlı grupların açık bir özgürlükle ve cezadan kurtulmayı başararak roket fırlattığı bir süreçte siyasi donukluğu ve tıkanıklığı mazur gösteriyor. Irak’taki siyasi hareketsizliğin büyük bir bedeli var” ifadelerini kullandı.
Plasschaert daha önceki sunumlarında dile getirdiği ve Iraklı makamların yerine getirmesi gereken taleplerin birçoğunu tekrar hatırlattı. Bu talepler arasında tüm vatandaşlara yeterli hizmetlerin sunulması, yaygın yolsuzluk, hizipçiliğe ve devlet kurumlarının yağmalanmasına son verilmesi, ekonomik kaynakların çeşitlendirilmesi, cezadan muaf olma durumuna son verilmesi, devletin temel bir özelliği olan hesap verebilirliğin uygulanması ve devlet dışı silahlı aktörlerin dizginlenmesi bulunuyor.
BM Temsilcisi, Irak Kürt Bölgesel Yönetimi’nin (IKBY) petrol ve gaz yasasının iptal edilmesiyle ilgili olarak, “Ortaklık ve işbirliği ruhu ilgili tüm taraflara yol gösterebilir, göstermelidir de. Bir çıkış yolu olduğuna eminim” ifadesini kullandı. 
IKBY’deki siyasi çekişmelerin ve hizipçiliğin zararlarına işaret eden Plasschaert, birliğin önemine vurgu yaparak, birliğin, birbirine benzemek anlamına gelmediğine dikkat çekti. Plasschaert Kürdistan Demokrat Partisi (KDP) ile Kürdistan Yurtseverler Birliği (KYB) arasındaki bölünmeden uzak durulması gerektiğini çünkü bu bölünmenin IKBY halkı üzerinde olumsuz etki yaptığını kaydetti.
“Coğrafya her zaman IKBY’nin avantajına olmayabilir. Başka bir deyişle: IKBY’nin sahip olduğu benzersiz jeopolitik koşullar liderlerini dikkatlice düşünmeleri için tek başına yeterli olmalıdır” diyen Plasschaert, Irak’a yönelik dış müdahaleler hakkında şunları söyledi:
“Ulusal iç cephenin zayıflığı sadece Irak’ın içişlerine müdahalelere uygun bir ortam yaratır. Irak’a mermi ve roketlerin düşmesi, rahatsız edici, yıkıcı ve tehlikeli bir durum.”
BM Temsilcisi İran Devrim Muhafızları’nın 13 Mart’ta kısa menzilli 12 balistik füzeyle IKBY’ye düzenlenen saldırıyı üstlenmesinden duyduğu endişeyi dile getirdi.
Plasschaert, “Devrim Muhafızları, Erbil'de hedef alınan yerin ‘Siyonistlerin komplo ve kötü niyetli eylemlerinin stratejik merkezi’ olarak tanımlarken, bu tür iddiaları doğrulayan dair hiçbir kanıt bulunmadı” diye konuştu.
Irak’ta devlet kontrolü dışında faaliyet gösteren silahlı aktörlerin eylemlerine değinen Plasschaert, “Erbil’deki bir petrol rafinerisi de dahil olmak üzere yaklaşık iki hafta önce pervasızca roket fırlatılması ürkütücü ve yersiz. Bu saldırılar Irak’ın güvenlik ve istikrarını baltalamayı hedefliyor. Gerçek şu ki: ‘roketlerle mesaj verme’ ve ‘füze diplomasisi’ cezalandırılabilecek pervasız eylemlerdir. Irak'ın kendilerini lider olarak sunan silahlı hakemlere ihtiyacı yok” ifadelerini kullandı.



Lübnan Ordusu: Güneyde bir UNIFIL devriyesine saldıran altı kişi yakalandı

Birleşmiş Milletler barış gücü güçleri, Marjeyoun'un Bouayda bölgesinde UNIFIL gücüne ait araçlarla devriye geziyor (AFP)
Birleşmiş Milletler barış gücü güçleri, Marjeyoun'un Bouayda bölgesinde UNIFIL gücüne ait araçlarla devriye geziyor (AFP)
TT

Lübnan Ordusu: Güneyde bir UNIFIL devriyesine saldıran altı kişi yakalandı

Birleşmiş Milletler barış gücü güçleri, Marjeyoun'un Bouayda bölgesinde UNIFIL gücüne ait araçlarla devriye geziyor (AFP)
Birleşmiş Milletler barış gücü güçleri, Marjeyoun'un Bouayda bölgesinde UNIFIL gücüne ait araçlarla devriye geziyor (AFP)

Lübnan Ordusu bugün, Lübnan'ın güneyindeki el-Tayri-Bint Cebeli yolunda Birleşmiş Milletler Lübnan Geçici Gücü'ne (UNIFIL) ait bir devriyeye saldıran altı kişinin yakalandığını duyurdu.

Ordu "X" platformunda yayınlanan bir açıklamasında, UNIFIL gücüne yönelik saldırıda bir UNIFIL aracının hasar gördüğünü, ancak personel arasında herhangi bir yaralanma bildirilmediğini ifade etti.

Ordu, UNIFIL'e yönelik herhangi bir saldırının ciddiyetini vurgulayarak, olaya karışanların cezalandırılmasında hiçbir hoşgörü ve müsamaha gösterilmeyeceğini belirtti.

Ayrıca, UNIFIL'in Litani Nehri'nin güneyinde bulunan bölgedeki temel rolünü, ordu ile yakın koordinasyonunu ve istikrarın yeniden sağlanmasına aktif katkısını vurguladı.

UNIFIL dün yaptığı açıklamada, Güney Lübnan'daki devriyelerinden birine ateş açıldığını, ancak herhangi bir yaralanma bildirilmediğini duyurdu.

Bint Cubeyl yakınlarında devriye gezen üç motosikletli altı kişinin barış gücüne yaklaştığını ve içlerinden birinin aracın arkasına yaklaşık üç el ateş ettiğini açıkladı. Olayda yaralanan olmadı.


Arap ve İslam dünyası, İsrail'in Gazzelileri Mısır'a sürme niyetinden endişe duyuyor

Mısır ile Filistin toprakları arasındaki Refah sınır kapısı (Arşiv- Reuters)
Mısır ile Filistin toprakları arasındaki Refah sınır kapısı (Arşiv- Reuters)
TT

Arap ve İslam dünyası, İsrail'in Gazzelileri Mısır'a sürme niyetinden endişe duyuyor

Mısır ile Filistin toprakları arasındaki Refah sınır kapısı (Arşiv- Reuters)
Mısır ile Filistin toprakları arasındaki Refah sınır kapısı (Arşiv- Reuters)

Suudi Arabistan, Mısır, Ürdün, Birleşik Arap Emirlikleri, Endonezya, Pakistan, Türkiye ve Katar, İsrail'in Gazze Şeridi sakinlerinin Mısır'a geçişine olanak sağlamak için Refah sınır kapısını tek yönlü açacağı yönündeki açıklamalarından derin endişe duyduklarını belirtti.

Sekiz ülkenin dışişleri bakanları yaptıkları açıklamada, Filistin halkını topraklarından çıkarma girişimlerini tamamen reddettiklerini vurgulayarak, ABD Başkanı Donald Trump'ın Refah sınır kapısının her iki yönde de açılması, bölge sakinlerine hareket özgürlüğünün garanti altına alınması, Gazze Şeridi halkından hiçbirinin ayrılmaya zorlanmaması, aksine topraklarında kalmaları ve vatanlarının inşasına katılmaları için uygun koşulların yaratılması, istikrarın yeniden sağlanması ve insani koşulların iyileştirilmesine yönelik bütünleşik bir vizyonun oluşturulması planına tam bağlılık gösterilmesi gerektiğini vurguladı.

Bakanlar, Başkan Trump'ın bölgede barışı sağlama konusundaki kararlılığına ilişkin takdirlerini yineleyerek, güvenlik ve barışın sağlanması ve bölgesel istikrarın temellerinin sağlamlaştırılması amacıyla, planının tüm yönleriyle, gecikme veya aksama olmaksızın uygulanmasının önemini vurguladılar.

Ateşkesin tam olarak sağlanması, sivillerin çektiği acılara son verilmesi, Gazze'ye insani yardımların kısıtlama veya engel olmaksızın ulaştırılmasının sağlanması, iyileştirme ve yeniden yapılanma çalışmalarına erken başlanması ve Filistin Yönetimi'nin sektördeki sorumluluklarını yeniden üstlenmesi için gerekli koşulların oluşturulması ve böylece bölgede yeni bir güvenlik ve istikrar aşamasının başlatılması gerektiğini vurguladılar.

Bakanlar, ülkelerinin, Güvenlik Konseyi'nin 2803 sayılı Kararı ve ilgili tüm Konsey kararlarının tam olarak uygulanmasını sağlamak ve uluslararası hukuk kararları ve iki devletli çözüm ilkesi uyarınca adil, kapsamlı ve sürdürülebilir bir barışa ulaşmak için elverişli bir ortam sağlamak amacıyla Amerika ve tüm ilgili bölgesel ve uluslararası taraflarla çalışmaya ve eşgüdüm sağlamaya hazır olduğunu teyit ettiler. Bu, işgal altındaki Gazze ve Batı Şeria toprakları da dahil olmak üzere 4 Haziran 1967 sınırlarında, başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız bir Filistin devletinin kurulmasıyla sonuçlanacaktır.


Katar: Gazze savaşını sona erdirme müzakereleri kritik bir aşamada

Katar Başbakanı Şeyh Muhammed bin Abdurrahman el Sani, 23. Doha Forumu'nun ilk gününde konuşuyor (Reuters)
Katar Başbakanı Şeyh Muhammed bin Abdurrahman el Sani, 23. Doha Forumu'nun ilk gününde konuşuyor (Reuters)
TT

Katar: Gazze savaşını sona erdirme müzakereleri kritik bir aşamada

Katar Başbakanı Şeyh Muhammed bin Abdurrahman el Sani, 23. Doha Forumu'nun ilk gününde konuşuyor (Reuters)
Katar Başbakanı Şeyh Muhammed bin Abdurrahman el Sani, 23. Doha Forumu'nun ilk gününde konuşuyor (Reuters)

Katar Başbakanı Şeyh Muhammed bin Abdurrahman el Sani bugün yaptığı açıklamada, Gazze savaşıyla ilgili müzakerelerin kritik bir aşamada olduğunu açıkladı.

Şarku'l Avsat'ın Reuters'ten aktardığına göre Katar'daki Doha Forumu'nda düzenlenen bir panelde konuşan el Sani, arabulucuların ateşkesin bir sonraki aşamasına geçmek için birlikte çalıştıklarını ifade etti.

Başbakan, Gazze'de ateşkesin, İsrail'in Gazze Şeridi'nden tamamen çekilmesi olmadan tamamlanmayacağını açıkladı.

"Şu anda kritik bir noktadayız... Ateşkes olduğunu düşünemeyiz; ateşkes ancak İsrail'in tamamen çekilmesi ve Gazze'ye istikrarın geri dönmesiyle tamamlanır" ifadelerini kullandı.

Türkiye Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Gazze'ye istikrar gücü kurulmasına ilişkin müzakerelerin sürdüğünü, gücün yetki ve angajman kurallarının da ele alındığını açıkladı.

Katar'daki Doha Forumu'nda konuşan Fidan, gücün temel amacının sınır boyunca İsrailliler ve Filistinliler arasında ayrım yapmak olduğunu belirtti.

Bugün Gazze'nin kuzeyinde, İsrail İHA'sının hedef alması sonucu bir Filistinli hayatını kaybetti, üç kişi de yaralandı. Filistin Bilgi Merkezi yerel kaynaklara dayanarak, "Gazze'nin kuzeyindeki el Atatra kavşağında İsrail'e ait bir İHA tarafından hedef alınanlardan bir şehit ve üç yaralının eş Şifa Hastanesi'ne getirildiğini" bildirdi.

Merkezden yapılan açıklamada, "10 Ekim'de ateşkes anlaşmasının başlamasından bu yana çoğunluğu çocuk, kadın ve yaşlılardan oluşan 369 vatandaşımız hayatını kaybetti, 920'den fazla kişi de yaralandı" denildi.