Blinken’dan Yemen’de sınır kapılarının açılması çağrısı

Yemen Dışişleri Bakanı Mübarek ve ABD'li mevkidaşı Blinken salı günü Washington'da bir araya geldiler. (Twitter)
Yemen Dışişleri Bakanı Mübarek ve ABD'li mevkidaşı Blinken salı günü Washington'da bir araya geldiler. (Twitter)
TT

Blinken’dan Yemen’de sınır kapılarının açılması çağrısı

Yemen Dışişleri Bakanı Mübarek ve ABD'li mevkidaşı Blinken salı günü Washington'da bir araya geldiler. (Twitter)
Yemen Dışişleri Bakanı Mübarek ve ABD'li mevkidaşı Blinken salı günü Washington'da bir araya geldiler. (Twitter)

Yemen Dışişleri Bakanı Ahmed Avad bin Mübarek salı günü Washington'da ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken ile yaptığı görüşmede Washington'dan Husilere baskı yapmasını istedi.
Mübarek, Yemen Başkanlık Konseyi Başkanı Reşad el-Uleymi liderliğindeki, uluslararası alanda kabul gören Yemen hükümetinin çatışmaya siyasi bir çözüm bulma konusunda kararlı olduğunu vurguladığı açıklamasını şöyle sürdürdü:
“Bizim konumumuz her zaman barışı aramaktan yanadır. Barışı sağlamak için oldukça çok taviz verdik. Ateşkese saygı duyuyoruz. Bu ateşkesi uzatmayı ümit ediyoruz. Başkanlık Liderlik Konseyi'nin ihtilafa siyasi bir çözüm bulmak için Birleşmiş Milletler ve uluslararası ortaklarla birlikte çalışma sözü var.”
Hareket özgürlüğünün güvence altına alınması ve çatışma bölgelerinde ihtiyaç sahiplerine mal ve hizmet akışının sağlanması gerekliliğine dikkat çeken Blinken da “Birleşmiş Milletler'in uzatmaya çalıştığı iki aylık ateşkesin Yemen'de kalıcı barışa yol açacağını umuyoruz” dedi.
Blinken, Birleşmiş Milletler Yemen Özel Temsilcisi Hans Grundberg'in arabuluculuğundaki ateşkese dikkat çektiği açıklamasında şu ifadeleri kullandı:
“Bu, askeri operasyonlarda gözle görülür bir düşüşe yol açtı. İnsani krizi hafifletme ve savaşan Yemenli taraflar arasında daha kapsamlı barış görüşmelerinin yolunu açma umutlarını artırdı. Bu ateşkes Yemen ve halkı için önemli bir fırsattır. Yıllarca süren savaş, çatışma ve ıstıraptan sonra tüm Yemenlilerin kavuşmasını umduğumuz bir barış fırsatı var.”

İki bakanın görüşmesi
ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Ned Price’ın açıklaması da şöyle oldu:
“Blinken, ABD'nin Yemen'deki çatışmanın sona ermesini ve Yemenliler için istikrarlı, güvenli ve müreffeh bir geleceği destekleme taahhüdünü vurguladı. Sana'dan 2016'dan bu yana gerçekleşen ilk ticari uçuşu kolaylaştırma çabaları için Yemen hükümetine teşekkür ederiz. Yemen hükümeti bu uçuşların Amman'a yapılmasına izin verdikten sonra Yemenlilerin oldukça ihtiyaç duydukları yardımlar temin ediliyor.”
Söz konusu ticari uçuş, uluslararası kabul görmüş hükümet ile İran destekli Husi grubu arasında yapılan ve Ramazan Ayı’nın başında ilan edilen ateşkes kapsamında yapıldı. Ateşkes, Sana'dan Ürdün ve Mısır başkentlerine haftada iki ticari uçuşun gerçekleştirilmesini ve bu uçuşların tersi istikamette yapılmasını da garanti ediyor.
Price, iki bakanın, kapsamlı bir ateşkes ve Yemenlilerin geleceklerini belirlemelerini sağlayan kapsamlı bir siyasi süreç için Birleşmiş Milletler tarafından müzakere edilen ateşkesi güvence altına almak ve geliştirmek için ABD'nin desteğini görüştüğünü kaydetti.
ABD’li Sözcü, Blinken'in, "Taiz şehri gibi tartışmalı bölgelerde insan ve malların serbest dolaşımını sağlamanın önemini" vurguladığına dikkat çekti.
Husiler tarafından kuşatılan Taiz,  Yemen'in üçüncü büyük şehri. Şehirde yüz binlerce Yemenli kuşatma benzeri koşullar altında acı çekiyor.
ABD'nin Başkanlık Liderlik Konseyi'ne desteğini ifade eden Blinken, Yemen Başkanlık Konseyi’ni ‘Yemenlilerin daha geniş bir temsili için değerli bir fırsat’ olarak nitelendirdi. ABD’li Bakan, konseyin barış çabalarına, temel hizmetlerin iyileştirilmesine ve milyonlarca Yemenli için ekonomik istikrara olan bağlılığına dikkat çekti.
Birleşmiş Milletler Yemen Özel Temsilcisi Hans Grundberg geçen ay, Taiz ve diğer vilayetlerde yolların yeniden açılmasına ilişkin toplantılara hazırlık amacıyla hükümet heyetiyle bir araya geldi. Husiler, yolların yeniden açılması için yapılacak toplantıdaki heyetini henüz belirlemedi. Bu durum, Taiz'deki kuşatmayı kaldırma taahhütlerine ilişkin endişeleri artırdı.
Taiz konusunda müzakerelere başlaması için Husiler üzerinde daha fazla uluslararası baskı yapılması çağrısında bulunan Yemen Dışişleri Bakanı konuya dair şunları söyledi:
“Uluslararası toplumdan, özellikle de ABD yönetiminden daha fazla baskı bekliyoruz. Ablukanın kalktığını görmek istiyoruz. Taiz halkı daha fazla bekleyemez. Bir barış penceresi var. Hepimizin yakalayabileceği bir an bulunuyor. ABD ve uluslararası toplum, Husi milislerine ateşkes şartlarını yerine getirmeleri ve Taiz'e uygulanan kuşatmayı sona erdirmeleri için baskı yapmalı. Milisler barış getirme konusunda ciddi değiller ve askeri seçeneğe geri dönüyorlar.”
Washington, Yemen'deki elçisi aracılığıyla uluslararası barışı tesis etme ve çatışmayı sona erdirme çabalarında kilit rol oynuyor.
Yemenli resmi kaynaklara göre Ahmed bin Mübarek, ülkesi ile ABD arasındaki tarihi ve sağlam ilişkilere ve ABD'nin Yemen hükümetine ve halkına çeşitli alanlarda, özellikle insani meselede verdiği desteğe övgüde bulundu.
Washington tarafından Yemen'e sağlanan insani yardımı takdir eden Yemen’li bakan, ABD hükümetinin ülkesinin bu bağlamda tanık olduğu zorlukların üstesinden gelmesine yardımcı olmak için ekonomik destek sağlamada daha büyük bir rol oynamasını talep etti.
Ahmed bin Mübarek şunları söyledi:
“Hükümet, Başkanlık Liderlik Konseyi'nin direktifleri tarafından yönlendirilen ateşkesi başarılı kılmak için mümkün olan her şeyi yapmaya istekli olduğu bir zamanda Husi milisleri 7 yılı aşkın bir süredir Taiz kentindeki kuşatmayı kaldırmak, vatandaşların hareketini kolaylaştırmak ve insani krizi hafifletmekle ilgili yükümlülüklerini yerine getirmekte bugüne kadar erteleyici bir tavır takındı.”

Ateşkesin başarısız olmaması için
ABD ve uluslararası toplum, Hudeyde Limanı’na giren petrol sevkiyatlarının ücretlerinin kamu sektörü çalışanlarının maaşlarının ödenmesi için tahsis edilmesi konusunda da Husilere baskı yapıyor. Yemen resmi haber ajansı SABA’nın aktardığına göre maaşların ödenmesi Yemen halkının acılarını hafifleterek ateşkesin ana hedefine ulaşmasını sağlayacak.”
Mübarek, ‘düşmanlıkları durdurma ve halkın acılarını hafifletme amacıyla ilan edilen ateşkesin olumluluğuna’ atıfta bulunduğu açıklamasını şöyle sürdürdü:
 “Ancak Husi milisleri ateşkese ciddi şekilde bağlı değil ve sürekli olarak ateşkesi ihlal ediyorlar. Bu durum, Birleşmiş Milletler ve uluslararası toplumu, barış çabalarına yanıt vermeleri konusunda milislere baskı uygulamadaki ciddiyetlerini gerçek bir teste tabi tutuyor. Elde edilenlerin üzerine inşa etmek ve ateşkesi bozmamak için çalışmak önemli.” 
Yemen Dışişleri Bakanı, gıda güvenliği alanında ülkesinin karşılaştığı zorluklara da değindi:
“Bu zorluklara küresel olarak buğday fiyatlarındaki artış eşlik etti. Özellikle buğday ithalatına bağımlı olan ülkeler için yeterli miktarların olmaması da cabası. Yemen'e başta buğday olmak üzere hububat ithalatının sağlanması çok önemli bir konu. Yemen, buğday ithalatında gıda güvenliği sorunlarının ağırlaştığı ülkelere öncelik vermesi gereken uluslararası toplumla iş birliği içinde ABD'nin desteğini almazsa kıtlık hayaleti daha da yakınlaşır.”
Diğer yandan, BM Özel Temsilcisi Grundberg gazetecilere verdiği demeçte şunları söyledi:
“Taiz ve diğer illerde yolların açılması konusunda bir toplantı düzenleme taahhüdüyle ilgili olarak Yemen hükümeti, ateşkes şartlarına göre Birleşmiş Milletler tarafından desteklenen toplantıya katılmak üzere kendi yetkililerini belirledi. Husiler temsilcilerini atadıklarında, en kısa sürede Amman'da bir toplantı düzenlemeyi amaçlıyoruz. Bu benim ve ofisim için bir öncelik. Bildiğiniz gibi geçen yıl Taiz'i ziyaret ettim. Yemen'de yolların kapanmasının seyahat süresini nasıl etkilediğine ilk elden tanık oldum. Aileleri birbirinden ayırıyor. İşe gitmek, çocukları okula göndermek, hastanelere ulaşmak gibi günlük hayatın gerekliliklerini çileye çeviriyor. Bu nedenle söz konusu ıstırabı sona erdirmek için ilerleme sağlamak ateşkesin önemli bir parçasıdır.”
Grundberg, ‘mevcut zorlukların üstesinden gelmek ve iki hafta sonra sona erecek olan ateşkesin uzatılmasını sağlamak için taraflarla etkileşime girmeye ve onlarla diyalog kurmaya devam edeceğini’ vurguladı. BM Yemen Özel Temsilcisi ayrıca tarafların ve diğer Yemenlilerin daha sürdürülebilir düzenlemelere ve siyasi bir çözüme ulaşmak için kritik konuları ele alacağı bir platform olarak hizmet edecek kapsayıcı, çok kanallı bir süreç başlatmayı planladığını bildirdi.



Esed'in devrilmesinin yıldönümü kutlanıyor... ve destekçileri iki ayaklanma planlıyor

Beşşar Esed rejiminin devrilmesinin birinci yıl dönümü dün Hama'daki el-Asi Meydanı'nda büyük bir kalabalık tarafından kutlandı
Beşşar Esed rejiminin devrilmesinin birinci yıl dönümü dün Hama'daki el-Asi Meydanı'nda büyük bir kalabalık tarafından kutlandı
TT

Esed'in devrilmesinin yıldönümü kutlanıyor... ve destekçileri iki ayaklanma planlıyor

Beşşar Esed rejiminin devrilmesinin birinci yıl dönümü dün Hama'daki el-Asi Meydanı'nda büyük bir kalabalık tarafından kutlandı
Beşşar Esed rejiminin devrilmesinin birinci yıl dönümü dün Hama'daki el-Asi Meydanı'nda büyük bir kalabalık tarafından kutlandı

Suriye'de devrik Devlet Başkanı Beşşar Esed'in devrilmesinin yaklaşık 1. yıl dönümünü anma etkinlikleri devam ederken, dün Suriye'nin eski istihbarat şefi ve Esed’in kuzeni tarafından, Devlet Başkanı Ahmed eş-Şara yönetimine karşı Suriye kıyılarında iki ayaklanma başlatma planları hakkında bilgi sızdırıldı.

Bu bilgi, dün Hama'daki el-Asi Meydanı'nda, Esed güçlerinden kurtuluşunun birinci yıl dönümü dolayısıyla düzenlenen büyük bir miting sırasında geldi. Resmi SANA haber ajansının haberine göre, etkinliğe katılanlar, meydanın ortasına 500 metre uzunluğunda ve 4 metre genişliğinde bir Suriye bayrağı asarak "toprak ve halkın birliğini sembolik bir şekilde vurguladılar."

Bu kutlamalarla eş zamanlı olarak Reuters, Suriye'nin eski istihbarat yetkilisi Tümgeneral Kemal Hasan ile Esed'in milyarder kuzeni Rami Mahluf'un, yeni hükümete karşı iki ayaklanma başlatma umuduyla on binlerce potansiyel savaşçıya milyonlarca dolar harcadığını belirten bir araştırma yayınladı.

Aileye yakın dört kişi, Aralık 2024'te Rusya'ya kaçan Esed'in Moskova'da sürgünde yaşama fikrine büyük ölçüde alıştığını söyledi.


Kanada, Suriye'yi terörü destekleyen devletler listesinden çıkardı

Suriye Devlet Başkanı Ahmed el-Şara, geçen Eylül ayında Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'nda konuşuyor (Arşiv-Reuters)
Suriye Devlet Başkanı Ahmed el-Şara, geçen Eylül ayında Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'nda konuşuyor (Arşiv-Reuters)
TT

Kanada, Suriye'yi terörü destekleyen devletler listesinden çıkardı

Suriye Devlet Başkanı Ahmed el-Şara, geçen Eylül ayında Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'nda konuşuyor (Arşiv-Reuters)
Suriye Devlet Başkanı Ahmed el-Şara, geçen Eylül ayında Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'nda konuşuyor (Arşiv-Reuters)

Kanada hükümeti, dün yaptığı açıklamada, Suriye'yi terörü destekleyen yabancı devletler listesinden çıkardığını ve Cumhurbaşkanı Beşşar Esed'in devrilmesine yardımcı olan muhalif ittifakın lideri olan Heyet Tahrir el-Şam'ı da terör örgütleri listesinden çıkardığını bildirdi.

Hükümet yaptığı açıklamada, "Bu önlemler, Birleşik Krallık ve ABD de dahil olmak üzere müttefiklerimiz tarafından yakın zamanda alınan kararlarla uyumlu olup, Suriye geçiş hükümetinin Suriye'de istikrarı teşvik etme ve vatandaşları için kapsayıcı ve güvenli bir gelecek inşa etme, bölgesel istikrarı teşvik etmek ve terörizmle mücadele etmek için küresel ortaklarla çalışma çabalarını takip etmektedir" ifadelerine yer verdi.


Trump’ın açıklaması ateşkesi tehlikeye mi attı? 17. Maddeyle Gazze'de fiili bölünme ihtimali masada mı?

Filistinliler, Gazze Şeridi'nin merkezindeki Nuseyrat mülteci kampında kaplarını suyla dolduruyor (AFP)
Filistinliler, Gazze Şeridi'nin merkezindeki Nuseyrat mülteci kampında kaplarını suyla dolduruyor (AFP)
TT

Trump’ın açıklaması ateşkesi tehlikeye mi attı? 17. Maddeyle Gazze'de fiili bölünme ihtimali masada mı?

Filistinliler, Gazze Şeridi'nin merkezindeki Nuseyrat mülteci kampında kaplarını suyla dolduruyor (AFP)
Filistinliler, Gazze Şeridi'nin merkezindeki Nuseyrat mülteci kampında kaplarını suyla dolduruyor (AFP)

ABD Başkanı Donald Trump’ın, Gazze’deki ateşkes anlaşmasının “ikinci aşamasının değiştirileceği” yönündeki kısa ve belirsiz açıklaması, bu değişikliğin ne anlama geldiğine ilişkin soruları gündeme taşıdı.

Uzmanlara göre Trump’ın işaret ettiği değişiklik, anlaşmanın uygulanma biçiminde bir revizyon anlamına geliyor. Buna göre, İsrail’in hâlihazırda yüzde 55’ini kontrol ettiği Gazze’den çekilmesi ve Hamas’ın silahsızlandırılmasına geçilmesi yerine, 17. maddenin devreye alınması söz konusu olabilir. Bu madde, barış planının taraflardan biri kabul etmese bile tek taraflı olarak ilerletilmesine imkân tanıyor.

10 Ekim’de yürürlüğe giren ateşkes anlaşmasındaki 17. madde, Hamas’ın öneriyi geciktirmesi veya reddetmesi halinde, “yardımların genişletilmesi dahil, planın belirtilen unsurlarının, İsrail ordusunun terörden arındırılmış olarak uluslararası istikrar gücüne devrettiği bölgelerde uygulanacağını” düzenliyor.

Geçen ekim ayında Hamas ile İsrail arasında imzalanan “barış belgesi” sadece birinci aşamayla ilgili maddeleri içeriyordu. Bu aşama; ilk ateşkes, İsrail güçlerinin geri çekilmesi, esir takası ve insani yardım girişlerinin kolaylaştırılmasını kapsıyor. Ancak savaş sonrası Gazze’nin yönetimine ilişkin “ikinci aşama” konusunda resmî bir mutabakat sağlanmış değil.

Perşembe günü yaptığı açıklamada Trump, planın ikinci aşamasının “çok yakında değiştirileceğini” söyledi. Açıklama, sürecin tıkanması ve sahadaki ilerlemenin sınırlı kalması nedeniyle endişelerin arttığı bir döneme denk geldi; ancak Trump değişikliğin içeriğine dair ayrıntı vermedi.

Görsel kaldırıldı.
Filistinli bir kadın, İsrail'in Han Yunus'ta düzenlediği bir baskın sonucu akrabalarından birinin öldürülmesine tepki gösteriyor (AFP)

Ahram Siyaset ve Strateji Merkezi İsrail Çalışmaları uzmanı Dr. Said Okaşa, (Saeed Okasha) Trump’ın sözünü ettiği değişikliğin büyük olasılıkla 17. maddeye dayanacağını belirtiyor. Okaşa’ya göre bu adım, “eski Gazze” ve “yeni Gazze” ayrımını güçlendirecek bir fiili bölünmeye kapı aralayabilir. Bu yaklaşımı geçen ay ABD’nin bölge özel temsilcisi Steve Witkoff’un da çeşitli görüşmelerde dile getirdiğini hatırlattı.

Okkaşa, anlaşmanın geçen ay Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi tarafından onaylandığını anımsatarak, Hamas’ın silahsızlanma sürecine yanıt vermemesi gibi gerekçelerle 17. maddenin yeniden devreye sokulmasının mümkün olduğunu söyledi. Uzman, böyle bir senaryonun Gazze’de “ne savaş ne barış” şeklinde sürecek bir çıkmaz yaratabileceğini ifade etti.

Görsel kaldırıldı.
Filistinliler, Cebaliye'de yıkılan binaların enkazı arasında sokaklara kurulmuş çadırların yanından geçiyor (AFP)

Filistinli siyaset analisti Dr. Ayman el-Rakkab da, Trump’ın değişiklik açıklamasının içeriğinin belirsizliğine işaret ederek, “İsrail’in bölgede kalma isteğiyle birleştiğinde, Gazze’nin fiilen ikiye bölünmesi ihtimali güçleniyor” değerlendirmesinde bulundu.

Bu belirsizlik sürerken, Axios haber sitesi Trump’ın 25 Aralık’tan önce Gazze’de barış sürecinin ikinci aşamasına geçileceğini açıklamayı planladığını duyurdu. Habere göre Washington, Gazze’de oluşturulacak yeni yönetim yapısı ve uluslararası istikrar gücünün son hazırlıklarını tamamlıyor. ABD Başkanı’nın, bu adımları görüşmek üzere İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile ay sonundan önce bir araya gelmesi bekleniyor.

İkinci aşamanın önünde ciddi engellerin olduğunu ifade eden Rakkab: “Barış Konseyi ile teknokrat hükümet henüz kurulmadı. Güvenliği devralacak polis gücü ve uluslararası istikrar kuvveti oluşturulmadı. Bu nedenle somut bir hareketin en erken ocak ayında mümkün olabileceğini düşünüyorum” dedi.

Okaşa, yakın vadede İsrail’in kontrolde tuttuğu bölgeyi yüzde 60 seviyesine çıkarmaya çalışabileceğini, ancak anlaşmanın genel çerçevesinde büyük bir tırmanış beklemediğini belirtti.

Geçtiğimiz günlerde Yedioth Ahronoth, İsrail’in yaklaşık iki milyon Filistinliyi sarı çizginin doğusunda İsrail kontrolündeki yeni bölgelere yeniden yerleştirmeyi, Hamas kontrolündeki bölgeleri tamamen sivillerden boşaltmayı ve Hamas unsurlarını bu bölgelerde aşamalı şekilde takip etmeyi içeren bir plan hazırladığını yazmıştı. Şarku’l Avsat’ın  Telegraph gazetesinin Batılı diplomatlara dayandırdığı haberinden aktardığı bilgilere göre ABD planının Gazze’nin kalıcı biçimde ikiye ayrılması riskini barındırdığını bildirmişti.

Mısır Dışişleri Bakanı Bedr Abdulati ise geçtiğimiz günlerde Barselona’da AB Dış Politika Yüksek Temsilcisi Kaja Kallas ile yaptığı görüşmede, Gazze ile Batı Şeria’nın birliğinin korunması gerektiğini vurgulayarak, ayrıntıları tartışılan hiçbir adımın “bölünmeyi pekiştirmesine” izin verilemeyeceğini söyledi. Abdulati, çarşamba günü yaptığı başka bir açıklamada da, “Gazze’nin bölünmesini konuşmak dahi mümkün değildir. Gazze, Doğu Kudüs dâhil olmak üzere, kurulacak Filistin devletinin ayrılmaz bir parçasıdır” dedi.

Uzman Okaşa’ya göre Mısır, hem Gazze’nin bölünmesini hem de anlaşmayı zayıflatacak her türlü değişikliği engellemek için diplomatik çabalarını sürdürecek. Buna karşın, Trump’ın planı etrafındaki belirsizlik nedeniyle önümüzdeki döneme ilişkin tüm senaryolar hâlâ masada.