İtalya'dan Ukrayna'daki savaşı bitirmek için 4 aşamalı plan

Draghi dün milletvekillerine hitaben yaptığı konuşmada Ukrayna savaşındaki gelişmeleri anlattı (DPA)
Draghi dün milletvekillerine hitaben yaptığı konuşmada Ukrayna savaşındaki gelişmeleri anlattı (DPA)
TT

İtalya'dan Ukrayna'daki savaşı bitirmek için 4 aşamalı plan

Draghi dün milletvekillerine hitaben yaptığı konuşmada Ukrayna savaşındaki gelişmeleri anlattı (DPA)
Draghi dün milletvekillerine hitaben yaptığı konuşmada Ukrayna savaşındaki gelişmeleri anlattı (DPA)

İtalya, Ukrayna'daki savaşı bitirmek için 4 aşamalı plan öneriyor. Üst düzey bir Avrupalı diplomatik kaynak, Şarku'l Avsat'a verdiği röportajda, Ukrayna'daki savaşı sona erdirmek için İtalya tarafından hazırlanan dört aşamalı bir "barış planının" ayrıntılarını açıkladı. Washington, bazı Avrupalı müttefikler, Vatikan ve Çin ile istişare halinde hazırlanan plan, Çarşamba gününden bu yana aşamalarını denetlemede önemli bir rol oynayacak olan Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri'nin masasında bulunuyor.
Kaynak, İtalya Dışişleri Bakanı Luigi Di Maio tarafından Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Antonio Guterres'e teslim edilen planın dört aşamadan oluştuğunu söyledi. Plan ateşkesle başlıyor, ardından Moskova ve Kiev arasındaki tartışmalı bölgelere özerklik verilmesine ilişkin bir anlaşma ve Ukrayna'nın tarafsızlığı ve Avrupa Birliği'ne katılımının ilanı ile devam edip, Avrupa'daki güvenlik dengelerini yeniden tanımlamaya yönelik kapsamlı müzakerelerle sona eriyor.
İtalya Dışişleri Bakanı'nın G7 ve G5’teki (ABD, Fransa, Almanya, Birleşik Krallık ve İtalya) muadilleriyle tartıştığı plan, Birleşmiş Milletler tarafından yönetilen bir “uluslararası kolaylaştırıcılar ekibi” tarafından dört aşamanın uygulanmasını denetlemeyi öneriyor. Ekip, ilgili tarafların her aşamada verilen taahhütlere uymasını sağlamakla ve bir sonraki aşamaya geçmek için yeşil ışık yakmakla görevli olacak.
Kaynak, planın İtalya Başbakanı Mario Draghi'nin Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, Almanya Şansölyesi Olaf Scholz ve Papa Francis ile koordineli olarak iki tarafı, özellikle de Rusya'yı, ciddi müzakere masasına zorlayacak koşulları sağlama konusundaki güçlü arzusundan doğduğunu söylüyor. 
Draghi, bu planın ayrıntılarını geçen hafta başında Washington'da ABD Başkanı Joe Biden ile tartıştı. İki taraf, Moskova'yı ek yaptırımlar uygulamaya devam etme ve müzakere teklifine uymaya zorlamak için Ukrayna'ya ihtiyacı olan silahı tedarik etme üzerinde anlaştı.
Planın ilk aşaması, askeri operasyonlar devam ederken ateşkes müzakerelerinin başlamasını öngörüyor. Çünkü düşmanlıkların otomatik olarak kesilmesinden veya ateşkesin müzakere şartı olmasından bahsetmek gerçekçi değil. Plana göre ateşkes, askeri operasyonların nihai olarak durdurulmasına hazırlık olarak, silahsızlanmanın gerçekleştiği ve kuvvetlerin cephe hattı boyunca geri çekildiği bir zamanda tarafsız bir uluslararası kuruluşun gözetimine tabi olacak. Plan, saha durumunun karmaşıklığı nedeniyle bu ilk aşamanın pratikte en zor aşama olduğunu, ancak başarılması halinde barış için geniş bir kapı açacağını gösteriyor.
İkinci aşama, Ukrayna'nın gelecekteki statüsünü, özellikle tarafsızlığını sağlamak için olası koşulları belirlemek üzere çok taraflı müzakereler etrafında dönüyor. Plan, uluslararası bir barış konferansında tarafsızlığın tartışılmasını öneriyor. İtalya, Avrupa Birliği'ne katılma niyeti ile çelişmemesi şartıyla Ukrayna’yı Roma'da ağırlamaya hazır olduğunu ifade etti.
Kaynağın en üst düzeyde büyük bir siyasi ve diplomatik çaba gerektirdiğini söylediği üçüncü aşamaya gelince, Donbass ve Kırım başta olmak üzere ihtilaflı bölgelere ilişkin Rusya ve Ukrayna arasındaki ikili anlaşmanın çerçevesini ve şartlarını belirlemeyi ele alıyor. Plan, uluslararası desteğe ihtiyacı olan bu anlaşmanın şunları içermesini önermekte: Özerk bölgelerde sınırlar, egemenlik kompleksi, yerel yönetim ve yasal ve anayasal çerçeveler üzerindeki anlaşmazlıkları çözmek, dil ve kültürel hakların yanı sıra tarihi mirası korumak. Bu aşamanın amacı, Kiev'in tüm ulusal topraklar üzerindeki egemenliğinin uluslararası olarak tanınmasıyla birlikte, ihtilaflı bölgelere iç güvenlik ve savunmayı da içeren geniş yetkilerle özerklik vermek olduğu anlaşılmaktadır.
En uzun olması beklenen dördüncü aşama, Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı ve Avrupa Birliği'nin komşuluk politikası çatısı altında, Avrupa'da barış ve güvenlik konusunda çok taraflı bir anlaşmaya varmayı hedefliyor. Diğer bir deyişle, uluslararası güvenlik dengelerinin Avrupa Birliği ile Rusya arasındaki ilişkilere dayalı olarak yeniden düzenlenmesini amaçlıyor. Bu aşamada plan, stratejik istikrar, silahsızlanma ve silahların kontrolü gibi birçok öncelik ve çatışmayı önlemek ve güveni artırmak için bazı önlemler önermekte. Bu aşama aynı zamanda çok hassas bir konuyu içermektedir; o da Rus kuvvetlerinin işgal altındaki topraklardan çekilmesidir.
Plan, geri çekilmenin, 24 Şubat'taki işgalin arifesindeki hatların gerisinde olacağını öngördüğünden, geri çekilme aşamalarına bağlı ve orantılı olarak yaptırımların kademeli olarak kaldırılmasını önermektedir. Plan, bu büyük diplomatik çabanın Uluslararası Kolaylaştırma Ekibinin (GIF) himayesi altında olmasını öneriyor. İtalya, söz konusu ekip için Birleşmiş Milletler ve Avrupa Birliği'ne ek olarak, diğer tarafların katılma olasılığını da saklı tutarak Fransa, Almanya, İtalya, Türkiye, ABD, Çin, Kanada, Birleşik Krallık ve İsrail'i içeren bir katılımcı listesi öneriyor.
İtalya Dışişleri Bakanı tarafından New York'taki Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri'ne teslim edilen plan, tarafların verilen taahhütlere uymasını sağlamak için uluslararası barış güçlerinin konuşlandırılmasını ve izleme misyonlarını öngörüyor. Bu ekip aynı zamanda bağışçılar konferansından kaynaklanan yeniden yapılanma yardımını koordine etmekten de sorumlu olacak.
İtalyan diplomatik kaynaklarına göre, plan iki tarafın anlaşmaya varmasını ve Ukrayna'nın toprak bütünlüğüne dayalı, adil ve hakkaniyetli bir çözüme ulaşılmasını amaçlıyor. Kaynaklar Avrupa Birliği'nin bunda kilit rol oynayacağını söylüyor.
Rusya Dışişleri Bakan Yardımcısı Andrei Rudenko dün, Kiev'in hazır olduğunu açıklaması üzerine Moskova'nın Ukrayna ile müzakereleri yeniden başlatmaya hazır olduğunu söyledi. İtalya Başbakanı Mario Draghi ülkesinin, Rusya ile Ukrayna arasındaki ihtilafta arabuluculuk için her türlü çabada Avrupalı ortaklar ve müttefiklerle koordinasyon içinde hareket ettiğini belirterek, “Ancak kabul etmek istediği barışa yalnızca Ukrayna karar verebilir ve Ukrayna olmadan hiçbir barış kabul edilemez” dedi. Draghi dün sabah İtalyan Senatosu önünde yaptığı konuşmada, ülkesinin Ukrayna'daki "savaş suçları" soruşturmalarına yardım etmeye hazır olduğunu bildirdi. İtalyan Başbakan, gıda fiyatlarındaki rekor artışın Orta Doğu ve Afrika'daki bazı ülkelerde feci koşullara ve ciddi bir gıda krizine yol açacağı konusunda uyardı.



Putin'in barışı, kazanamadığı bir savaştan daha tehlikeli

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin (AFP)
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin (AFP)
TT

Putin'in barışı, kazanamadığı bir savaştan daha tehlikeli

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin (AFP)
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin (AFP)

Refik Huri

Ukrayna’daki savaşta bir çözüme ulaşmak için zaman geçip giderken Türkiye, Avrupa, ABD ve Çin’in tüm girişimleri boşa gitmiş gibi görünüyor. Her şey, ABD Başkanı Donald Trump’ın Ukrayna’daki savaşı Putin’e bir telefon görüşmesi ile sona erdirebileceği yönündeki ilk açıklamalarına rağmen Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile Budapeşte’de yapılması planlanan zirveyi iptal etmesi, bu zirvenin de Alaska Zirvesi ve önceki görüşmelerden farklı olmayacağı sonucuna varıldığını gösterdi.

Moskova'nın görüşüne göre üç yıl önce Ukrayna'yı işgal eden ve halen Ukrayna’da yürüttüğü savaşı ‘özel askeri operasyon’ olarak nitelendiren Putin'in şartları dışında bir çözüm olamaz. Kiev'in görüşüne göre ise Putin’in Rusya’ya ilhak etmekte ısrar ettiği topraklar pahasına bir çözüm mümkün değil. Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy, Beyaz Saray’da Trump ile yaptığı görüşmeden döndükten sonra, ‘Ukrayna teröristlere suçları için herhangi bir ödül vermeyecek’ açıklamasında bulundu.

Trump'a göre, her iki taraf da zorlu tavizler vermeden bir anlaşmaya varılamaz. Rusya'nın son önerisine göre Rusya tüm Donbas bölgesini ilhak edecek ve Ukrayna güçleri, Moskova'nın Luhansk'ı işgal ettikten sonra işgal edemediği Donetsk bölgesinden çekilecek. Bunun karşılığında ise Rusya ordusu, işgal ettikleri Zaporijya ve Herson bölgelerinden çekilecek.

Putin'in dayatmak istediği barış, savaşından daha tehlikeli. Bundan daha tehlikelisi ise Avrupa'nın ve dolayısıyla dünyanın, siyasetin yağmacı olduğu İkinci Dünya Savaşı öncesi döneme, hatta Birinci Dünya Savaşı öncesi döneme geri dönmesi. Büyükler küçükleri egemenlikleri altına alır, güçlüler zayıfları işgal eder. Bu durum, ABD’nin sağladığı güvenlik şemsiyesi altında geçen onlarca yılın getirdiği rahatlığın ardından Avrupa’da askeri alandaki harcamalarda artışa yol açtı.

Aslında, ABD merkezli düşünce kuruluşu Brookings Enstitüsü’nden Viola Hill ve Angela Stent'in dediği gibi, Putin “Rusya'nın Belarus, Rusya, Ukrayna ve kuzey Kazakistan'ı kapsayan bir Slav birliği üzerinde hakimiyet kurduğu ve Batı'nın Avrasya üzerindeki hegemonyasını tanımasını talep ettiği bir dünya istiyor.”

Eğer Ukrayna'nın işgali bu planın bir parçasıysa Putin, ilerledikçe hedefleri değişen mevcut savaşın bu sonuçları doğurmasını beklemiyordu.

Bu sonuçlardan birincisi, Rusya’nın ve Ukrayna’nın gücünün yanlış hesaplanmasıydı. İngiliz stratejist Lawrence Freedman’a göre çıkarılan derslerden biri askeri gücün sınırlarıydı. İkincisi, Rus milliyetçiliğinin bir silah olarak kullanılmasının Ukrayna milliyetçiliğini derinleştirmesi ve bunun savaşta kullanılmasıydı. Üçüncüsü ise Rusya ordusunun birinci sınıf bir ordu olmadığı gerçeğinin ortaya çıkmasıydı. Çünkü üç yıl içinde bir haftada başaracağını düşündüğü ilerlemeyi kaydetmeyi başaramadı.

Dördüncüsü, Rusya da Ukrayna kadar değişti ve Avrupalıların Sovyet tanklarının gelmesinden duydukları korku, Rusya’nın tanklarının gelmesinden duydukları korkudan daha büyük hale geldi. Beşincisi, büyük bir güç olan Moskova, kendi ürettiği ve kullanmaya karar verdiği silahlarla savaşırken, orta büyüklükteki bir ülke olan Ukrayna, Washington’ın önceden onayı olmadan kullanma hakkına sahip olmadığı ABD ve Avrupa tarafından sağlanan silahlarla savaştı. Altıncısı ise Rusya ile Çin arasındaki ‘sınırsız ortaklık’ da Avrupa ve Amerika'nın tutumlarının birleşmesine yol açtı.

Trump'ın, Avrupa’nın ödemesini yapacağı Tomahawk füzelerini Kiev'e tedarik etme kararı alması kolay olmadı. Çünkü Putin'in tutumunu etkileme konusunda umut ve umutsuzluk arasında gidip geldi. Bunun yanında Moskova’nın bir yandan Ukrayna'ya silah gönderilmesine karşı çıkarken diğer yandan nükleer silah kullanma tehdidinde bulunması oldukça ironik. Ancak Fransız siyaset bilimci Bertrand Badie'ye göre Ukrayna'daki savaş bir dünya savaşına dönüşmedi, ama ‘küreselleşti’.

Ukrayna'nın toprakları ve egemenliği pahasına yapılacak herhangi bir anlaşmanın sonuçlarının, sadece Kiev için değil, Rusya'nın korku içindeki komşuları için de farkında olmayan kimse yok. Donbass ve Kırım'ın ilhakından sonra geriye kalan Ukrayna, AB’ye katılabilse bile NATO üyesi değil ve kaderi Moskova'nın insafına kalacak. Hatta Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, The Economist dergisine verdiği röportajda, “Rusya, Avrupa güvenliği için bir tehdit ve bölgede istikrarı bozan bir güç haline geldi” dedi. Almanya, Moskova ile savaşa hazırlanıyor gibi görünüyor.

Buradaki zorluk, Ukrayna'nın direncine bakılmaksızın savaşı kazanmasına yardım etmek değil, çünkü bu oldukça güç. Buradaki asıl zorluk, Rusya'nın aslında kazanmadığı bir savaşı kazanmasını engellemek. Yaşlı kıta kendini yeniliyor ve Rusya'ya daha fazla yaptırım uyguluyor. Ancak Karl Marx'ın dediği gibi “İnsanlar, tarihi, kendilerinin seçmediği şartlar altında yaparlar.”

*Bu makale Şarku’l Avsat tarafından Independent Arabia’dan çevrilmiştir.


Ukrayna Ordusu: Rus Hava Kuvvetleri'nin Kiev'e yönelik saldırısında 12 kişi yaralandı

İtfaiyeciler, geçen cumartesi günü Ukrayna'nın başkenti Kiev'e düzenlenen Rus saldırısının ardından bir depoda çıkan yangını söndürmeye çalışıyor. (Arşiv-AP)
İtfaiyeciler, geçen cumartesi günü Ukrayna'nın başkenti Kiev'e düzenlenen Rus saldırısının ardından bir depoda çıkan yangını söndürmeye çalışıyor. (Arşiv-AP)
TT

Ukrayna Ordusu: Rus Hava Kuvvetleri'nin Kiev'e yönelik saldırısında 12 kişi yaralandı

İtfaiyeciler, geçen cumartesi günü Ukrayna'nın başkenti Kiev'e düzenlenen Rus saldırısının ardından bir depoda çıkan yangını söndürmeye çalışıyor. (Arşiv-AP)
İtfaiyeciler, geçen cumartesi günü Ukrayna'nın başkenti Kiev'e düzenlenen Rus saldırısının ardından bir depoda çıkan yangını söndürmeye çalışıyor. (Arşiv-AP)

Ukrayna ordusu, bu sabahı Kiev'e düzenlenen Rus hava saldırısında 12 kişinin yaralandığını duyurdu.

Ukrayna'nın başkenti Kiev Belediye Başkanı Vitali Klitschko (Vitali Kliçko), gece saatlerinde şehre düzenlenen Rus hava saldırısında iki yüksek katlı konut binasının hasar gördüğünü açıkladı.

Saldırının doğrudan iki binayı mı hedef aldığı, yoksa imha edilen füze parçalarının binalarda hasar mı oluşturduğu belirtilmedi.


Netanyahu: İsrail, Gazze'ye hangi uluslararası güçlerin girmeyeceğine kendisi karar verecek

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu (EPA)
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu (EPA)
TT

Netanyahu: İsrail, Gazze'ye hangi uluslararası güçlerin girmeyeceğine kendisi karar verecek

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu (EPA)
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu (EPA)

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu bugün yaptığı açıklamada, İsrail'in egemen bir devlet olarak güvenlik politikasını ve Gazze Şeridi'nde birlikte çalışmayı kabul edeceği uluslararası güçleri kendisinin belirleyeceğini söyledi.

Netanyahu, kabine toplantısının başında yaptığı açıklamada şu ifadeleri kullandı: “Kendi güvenliğimizi kendimiz kontrol ediyoruz. Uluslararası güçlere, İsrail'in hangi güçlerin kabul edilemez olduğunu belirleyeceğini açıkça belirttik. Bu şekilde çalışıyoruz ve çalışmaya devam edeceğiz.”

Şarku’l Avsat’ın Reuters'tan aktardığına göre Netanyahu, “Bu, elbette, son günlerde üst düzey temsilcilerinin de ifade ettiği gibi, ABD için kabul edilebilir bir durum” dedi.