Esir Rus askeri Kiev’deki duruşması sırasında ‘bağışlanma’ istedi

17 Mayıs’ta Mariupol’deki Azovstal fabrikasından çıkan Ukraynalı askerleri denetleyen Rus askerleri (AP)
17 Mayıs’ta Mariupol’deki Azovstal fabrikasından çıkan Ukraynalı askerleri denetleyen Rus askerleri (AP)
TT

Esir Rus askeri Kiev’deki duruşması sırasında ‘bağışlanma’ istedi

17 Mayıs’ta Mariupol’deki Azovstal fabrikasından çıkan Ukraynalı askerleri denetleyen Rus askerleri (AP)
17 Mayıs’ta Mariupol’deki Azovstal fabrikasından çıkan Ukraynalı askerleri denetleyen Rus askerleri (AP)

Kiev’de savaş suçu işleme suçlamasıyla yargılanan ilk esir Rus askeri, dün gerçekleştirilen duruşma sırasında, savaşın ilk günlerinde bir Ukraynalı sivili nasıl vurduğunu anlattı ve bunun için ‘bağışlanma’ istedi.
Şarku’l Avsat’ın Fransız haber ajansı AFP’den aktardığı habere göre 21 yaşındaki Rus asker Vadim Shishimarin, 28 Şubat’ta kuzeydoğu Ukrayna’da öldürdüğünü itiraf ettiği 62 yaşındaki Ukraynalı adamın dul eşi Katerina Shelipova’ya “Beni affetmeyeceğinizi biliyorum ama sizden beni bağışlamanızı istiyorum” dedi.
Kiev (Kyiv) yönetimi, Rusya işgalinin başlamasından yaklaşık 3 ay sonra, iddia edilen savaş suçları ile ilgili bir yargı süreci başlattı. Bu bağlamda diğer iki Rus askeri daha ‘sivillere karşı savaş suçu işlemek’ iddiasıyla Ukrayna’da yargılanıyor.
Öteyandan Rusya dün Ukrayna’nın kıyı şehri Mariupol’de kuşatma altındaki Azovstal Metalürji Fabrikası’ndan bin 730 Ukraynalı askerin teslim olduğunu duyurdu. Fabrikadan çıkan askerlerin görüntüsünü yayınladı. Bu uzun savaşta Ukrayna direnişinin sembolü haline gelen fabrikadan tahliye edilen askerlerden bazıları koltuk değnekleriyle yürüyordu. Rusya Savunma Bakanlığı, bu askerlerin 80’inin yaralı olduğunu, pazartesi gününden itibaren dışarı çıktıklarını açıkladı ve onlar için “Kendilerini tutsak ettiler” ifadelerini kullandı.
Haftalardır, Ukrayna askerleri, Sovyet döneminde çelik fabrikasının altına kazılmış sığınaklarda saklanıyordu. Rusya yanlısı ayrılıkçı lider Denis Puşilin çarşamba günü, bu yerleşkeden “Azov (Azak) taburunun liderleri ve savaşçıları henüz çıkmadı” dedi ve Ukrayna ordusunda yer alan bu paramiliter birliğin yaklaşık bin üyesinin hala fabrikada olduğunu belirtti.
Akıbetlerinin ne olduğu hala belli değil, zira Ukrayna bir mahkum değişimi gerçekleştirmek istiyor ancak Rusya, içerideki kişilerin en azından bir kısmının asker olmadığını, ‘Neo-Naziler’ olduğunu düşündüğünü defalarca kez ileri sürdü.
Azovstal’daki bazı askerlerin teslim olması Rusya için büyük bir ilerlemeyi temsil ederken, Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir (Volodimir) Zelenskiy, Ukrayna Folklor Gelenekleri Bayramı vesilesiyle yayınlanan bir videoda halkın ‘güçlü, yılmak bilmez, cesur ve özgür’ olduğunu vurguladı.



Küba'dan ABD'ye yaptırım tepkisi: "Soykırım savunucusu"

Ülkeyi sarsan eylemler için "son 60 yılın en büyük yönetim karşıtı protestoları" denmişti (Reuters)
Ülkeyi sarsan eylemler için "son 60 yılın en büyük yönetim karşıtı protestoları" denmişti (Reuters)
TT

Küba'dan ABD'ye yaptırım tepkisi: "Soykırım savunucusu"

Ülkeyi sarsan eylemler için "son 60 yılın en büyük yönetim karşıtı protestoları" denmişti (Reuters)
Ülkeyi sarsan eylemler için "son 60 yılın en büyük yönetim karşıtı protestoları" denmişti (Reuters)

Temmuz 2021'de Havana yönetimine karşı düzenlenen büyük protesto eylemlerinin yankıları sürüyor.

ABD, Devlet Başkanı Miguel Diaz-Canel'in de aralarında bulunduğu Kübalı yetkilileri insan haklarını ihlal ettikleri gerekçesiyle yaptırım listesine aldı. 

Karayipler'deki ada ülkesinin üst düzey yöneticilerine vize kısıtlamaları uygulanacağı da duyuruldu.

ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio, X hesabından yaptığı açıklamada "Temmuz 2021'deki protestolara katılanların haksız bir şekilde gözaltına alınıp işkenceye tabi tutulmasından sorumlu olan ya da bu olaylarda suç ortaklığı yapan" yargı ve cezaevi çalışanlarının da vize kısıtlamalarıyla karşı karşıya kalacağını söyledi. 

54 yaşındaki siyasetçi şu ifadeleri kullandı:

ABD, Küba halkının insan hakları ve temel özgürlüklerini desteklemeyi ve gayri meşru, dikta rejimlerinin yarıküremizde hoş karşılanmadığını net bir şekilde ortaya koymayı sürdürecek.

Devlet Başkanı Miguel Diaz-Canel'le birlikte Küba Savunma Bakanı Álvaro López Miera ve İçişleri Bakanı Lázaro Álvarez Casas'ın da yaptırım listesine alınmasına Havana'dan tepki geldi. 

Dışişleri Bakanı Bruno Rodriguez de X'te açıklama yaparak ABD'nin Küba halkının ya da liderlerinin iradesini ipotek altına alamayacağını vurguladı. 

Küba Dışişleri Bakanlığı'nın ABD'den sorumlu yetkililerinden Johana Tablada ise Rubio'yu "soykırım ve toplu sınırdışı savunucusu" diye niteledi. 

Elektrik kesintileri yüzünden Havana'nın defalarca karanlığa gömülmesinin ardından 11-12 Temmuz 2021'de patlak veren protestolar, tüm dünyanın dikkatini çekmişti. 

Bir kişinin öldüğü eylemlerin bazılarında protestocular devlet binalarına ve kamu malına zarar vermiş, güvenlik görevlilerine ve mağazalara taş atarak saldırmıştı.

Batı medyası, eylemlerin herhangi bir muhalif örgüt tarafından organize edilmediğini bildirirken Küba yönetimi, onlarca yıldır süren ABD yaptırımları ve propagandasını sorumlu tutmuştu.

Yönetim destekçileri, yetkililerle birlikte tepki göstererek muhalif eylemleri bastırmaya çalışmıştı. 

Ekonomik kriz, gıda ve ilaç kıtlığına karşı başlayan gösterilerin ardından ABD merkezli İnsan Hakları İzleme Örgütü'nün aktardığına göre en az 1400 kişi gözaltına alınırken, yaklaşık 700 kişi hapse atılmıştı. 

2022'de Kübalı savcılar, 790 civarında kişinin bu eylemlerle ilgili olarak soruşturulduğunu açıklamıştı.

Davaları takip eden 11J adlı hak örgütü, 554 kişinin protesto gösterileriyle ilgili olarak aldıkları cezayı çektiği bilgisini 2024 sonunda vermişti. Bunlardan bazıları Papa Francis'in talebiyle şartlı tahliyeden faydalandı. Halihazırda hapiste kalan eylemci sayısının 360'la 420 arasında olduğu tahmin ediliyor.  

Independent Türkçe, France 24, AFP, AP