İran güvenlik güçleri göstericilere ateş açtı

Denetimli serbestlikteki bir gazeteci ve aktivist, ulusal güvenliği tehdit ettikleri şüphesiyle tutuklandı.

Sosyal medyada Hefşan’daki protestolara müdahale etmeye hazırlanan askerlerin görüntüleri yayınlandı.
Sosyal medyada Hefşan’daki protestolara müdahale etmeye hazırlanan askerlerin görüntüleri yayınlandı.
TT

İran güvenlik güçleri göstericilere ateş açtı

Sosyal medyada Hefşan’daki protestolara müdahale etmeye hazırlanan askerlerin görüntüleri yayınlandı.
Sosyal medyada Hefşan’daki protestolara müdahale etmeye hazırlanan askerlerin görüntüleri yayınlandı.

İran'da bu ay başında temel gıda fiyatlarındaki artış nedeniyle başlayan hükümet karşıtı protestolar tüm ülkeye yayıldı. Sosyal medyada paylaşılan mesajlarda, güvenlik güçlerinin göstericilere gerçek mermi ve göz yaşartıcı gazla müdahale ettiği iddia edildi.  
Hükümetin un fiyatlarına, sıvı yemek yağına, et ve süt ürünlerine sağladığı desteği çekmesi üzerine bu ay başında ülkenin güneybatısındaki Ahvaz bölgesinde protestolar başladı. Devletin un sübvansesini kesmesi üzerine bazı bölgelerde ekmek fiyatları on katına yükseldi. Hükümet söz konusu kararlarını, düşük gelirli vatandaşlara destek sağlanması amacıyla ‘adil dağılım yapılandırması’ olarak savundu. İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi bir süre önce, ekonomik krizle mücadele kapsamında buğdaya yönelik sübvansiyonlara son verileceğini açıklamış, ayrıca yemeklik yağ gibi temel gıda maddelerinin fiyatlarında artışı da içeren bir dizi önlem uygulanacağını duyurmuştu. Reisi'nin açıklamalarından hemen sonra sıvı yağ, yumurta ve tavuk etinin fiyatı yaklaşık dört kat zamlanmıştı. İran Devrim Muhafızları Genel Komutanı Hüseyin Selami, ‘ekonomik ameliyat’ olarak nitelediği söz konusu kararları desteklediklerini duyurdu. Protestolar hızlı bir biçimde, 2019'da yakıt fiyatlarının artmasıyla tüm ülkeye yayılan ve çok sayıda kişinin hayatını kaybettiği kitlesel gösteriler gibi siyasi bir boyut kazandı. Göstericiler taleplerini genişleterek, daha fazla özgürlük, Reisi’nin istifası ve ‘velayeti fakih’ sisteminin ilgasını istedi. İran’da işsizlik oranları rekor seviyelere çıkmış durumda ve halkın yarısından fazlası dar gelirli olarak biliniyor. Enflasyonun yüzde 40 civarında seyrettiği İran uzun süredir ciddi bir ekonomik krizle boğuşuyor.  
Sosyal medyada yayılan fotoğraflar ve mesajlara göre İran güvenlik güçleri, ülkenin birçok yerinde düzenlenen protesto gösterilerine göz yaşartıcı gaz ve coplarla müdahalede bulundu. Bunun üzerine göstericilerle güvenlik güçleri arasında arbede ve çatışma çıktı. Sosyal medya kaynaklarına göre ülkenin orta bölgelerinde yer alan Farsan’da güvenlik güçleri protestolara gerçek mermiyle ateş açarak müdahale etti. İnternetteki görüntülerde, Ahvaz’daki protestocuların ‘’Korkma, korkma hepimiz bu işte birlikteyiz’’ diye slogan attığı görüldü. Hükümetin birçok bölgede internet hizmetinde kesintiye gittiği öğrenildi. Aktivistler protestolara dair bin beş yüze yakın görsel paylaşımında bulundu. Görüntü kayıtlarından birinde, İran'ın Huzistan Eyaleti'nde bir şehir olan Dezful’da (Dizful) göstericilerin polisle çatıştığı ve molotof kokteyli hazırladığı gözler önüne serildi.
Reuters haber ajansına göre, sosyal medyada yayınlanan ancak kaynağı henüz belirlenemeyen bazı görüntülerde, protestolar sırasında en az altı kişinin yaşamını yitirdiği, onlarca kişinin de yaralandığı görüldü. Polisin sert müdahalede bulunduğu gösterilerde yaşamını yitirenlerle ilgili henüz resmî açıklama yapılmadı. İran haber ajansı IRNA’da yer alan habere göre, üst düzey emniyet yetkilisi Kasım Rıdai, “Kanunsuz toplantılara hoşgörüyle yaklaşmayacağız ve müdahalede bulunacağız”’ dedi.  

2019 senaryosu
İran Hükümeti’nden protestolarla ilgili geçen hafta yapılan açıklamalarda, protesto gösterileri kabul edilmiş ancak göstericilerin “az sayıda isyancı ve provokatör” olduğu yorumunda bulunulmuştu. Ancak bir hafta içinde birçok kente yayılan gösteriler, ülkede 2019 yılında akaryakıt fiyatlarındaki artışa karşı başlatılan ve daha sonra hükümet karşıtı büyük kitlesel gösterilere dönüşen protestolarda olduğu gibi daha da büyüme ihtimali söz konusu. İran yönetimi ‘2019 senaryosunun’ tekrar etmesinden endişe ediyor. Her ne kadar İranlı makamlar doğruluğunu kabul etmese de Uluslararası Af Örgütü’nün verilerine göre 2019’daki protestolarda en az 300 kişi yaşamını yitirmişti. Reuters haber ajansının verilerine göre ise 2019 yılındaki protestolara güvenlik güçlerinin müdahalesi sonucunda en az bin 500 kişi yaşamını yitirdi.
Dünkü protestolarda İran Dini Lideri Ayetullah Ali Hamaney’in fotoğrafları yakıldı. Göstericiler, “Din adamlarının yönetimini istemiyoruz” sloganı attı. Bazı protestocular, Şah Pehlevi’nin sürgündeki oğlu Rıza Pehlevi’nin İran’a dönmesi çağrısında bulundu. Rıza Pehlevi, Twitter hesabından yayınladığı görüntülü mesajda, İran halkına ‘özgür bir İran için bir araya gelmeleri ve ortak hareket etmeleri’’ çağrısında bulundu ve protestolarda yaşamını yitirenlerin ailelerine başsağlığı mesajı iletti. Bazı sosyal medya kullanıcıları, ülke genelinde geçen haftadan bu yana gösteri organizelerinin önlenmesi amacıyla internet kesintileri yaşandığını aktardı ancak yetkililer internete erişimin engellenmediğini bildirdi.
Resmi verilere göre İran’ın 85 milyon nüfusunun yaklaşık yüzde 50’si yoksulluk sınırında yaşıyor. Ülkede kötü yönetim ve yolsuzluk nedeniyle işsizlik ve enflasyon artmaya devam ederken eski ABD Başkanı Donald Trump’ın 2018 yılında, İran’ın nükleer programıyla ilgili anlaşmadan ülkesini geri çekerek Tahran’a yeniden yaptırım uygulaması da ülkenin içinde olduğu ekonomik krizi derinleştiren etkenler arasında gösteriliyor. İran’ın para birimi de ABD doları karşısında durdurulamaz bir şekilde değer kaybediyor. İran medyasında geçen hafta yer alan bazı haberlere göre, İran Ulusal Yüksek Güvenlik Konseyi’nin hükümet yetkilileriyle protestoların çerçevesini belirlemek ve alınacak önlemleri görüşmek üzere bir dizi toplantı gerçekleştirdi. Devrim Muhafızları’na bağlı haber siteleri, hükümetin gıda ürünlerindeki sübvansiyon kararını niçin aldığını gerekçelendiren görüntülü mesajlar yayınladı. Ancak göstericiler bu görüntüleri, 2020’de sivil yolcu uçağının düşürülmesinin ardından yayınlanan ‘propaganda kayıtlarına’ benzeterek, öne sürülen gerekçelerin gerçekçi olmadığını savundu.   
AFP’nin haberinde, İran güvenlik güçleri şartlı denetimli serbestlikteki bir aktivist ve bir gazeteciyi dün, ‘ulusal güvenliği tehdit eden faaliyetlerde bulundukları şüphesiyle’ yeniden tutukladı. Mehr haber ajansı 73 yaşında tanınmış gazeteci Kivan Sami’minin, ‘yurt dışındaki karşı devrimci gruplarla temas kurduğu ve ulusal güvenliği tehdit eden faaliyetlerde bulunduğu için’ yeniden tutuklandığını aktardı. Samimi, devrim sonrasında ve Şah döneminde de hapis yatmıştı. 2020’de Semnan’da üç yıllık hapis cezasını çekmek üzere hapsedildi. Şubat 2022’de ise sağlık durumunun kötüleşmesi üzerine şartlı olarak serbest bırakıldı. Mehr haber ajansına göre yeniden muayene edilen Samimi’nin sağlık durumunun hapse dönmesine bir sakınca oluşturmadığı belirtildi. IRNA haber ajansı ise aktivist Nercis Mansuri’nin ülke içinde kargaşa çıkarmak için yurt dışındaki rejim düşmanlarıyla bağlantı kurması nedeniyle şartlı salıverilmesi kararını ihlal ettiğini, bu yüzden tekrar hapsedildiğini kaydetti. Mansuri’nin iki yılı aşkın süredir serbest olduğu ve yurt dışına çıkmak isterken tutuklandığı bilgisi verildi.  



Arap Koalisyonu, BAE'nin açıklamasında yer alan iddiaları yalanlarken Mukalla Limanı’ndaki iki gemi ile ilgili bazı ihlaller ve usulsüzlüklere işaret etti

Dün Mukalla Limanı yakınlarında Arap Koalisyonu güçleri tarafından vurulmadan önce askeri kargonun izlendiğini gösteren bir videodan alınmış bir kare (Reuters)
Dün Mukalla Limanı yakınlarında Arap Koalisyonu güçleri tarafından vurulmadan önce askeri kargonun izlendiğini gösteren bir videodan alınmış bir kare (Reuters)
TT

Arap Koalisyonu, BAE'nin açıklamasında yer alan iddiaları yalanlarken Mukalla Limanı’ndaki iki gemi ile ilgili bazı ihlaller ve usulsüzlüklere işaret etti

Dün Mukalla Limanı yakınlarında Arap Koalisyonu güçleri tarafından vurulmadan önce askeri kargonun izlendiğini gösteren bir videodan alınmış bir kare (Reuters)
Dün Mukalla Limanı yakınlarında Arap Koalisyonu güçleri tarafından vurulmadan önce askeri kargonun izlendiğini gösteren bir videodan alınmış bir kare (Reuters)

Yemen'de Meşru Hükümeti Destekleme Koalisyonu Ortak Kuvvetler Komutanlığı, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) Dışişleri Bakanlığı'nın açıklamasını yalanlayan ve açıklığa kavuşturan resmi bir açıklamada, iki geminin belirlenmiş prosedürleri ihlal ederek ve meşru Yemen hükümeti veya Arap Koalisyonu liderliğinden gerekli izinleri almadan Mukalla Limanı’na girişiyle ilgili ciddi ihlaller ve usulsüzlükler olduğunu duyurdu.

Arap Koalisyonu Sözcüsü Turki el-Maliki, iki geminin Yemen karasularına girdiğini ve girmeden önce izleme ve tanımlama sinyallerini kapattığını, bunun da bu tür durumlarda geçerli olan denizcilik yasaları ve prosedürlerinin açık bir ihlali olduğunu söyledi.

İki geminin Mukalla Limanı’na varışının, limanın kapatılması ve tüm yerel işçi ve çalışanların tahliyesiyle aynı zamana denk geldiğini ekleyen Maliki, gemilerin silah ve mühimmat yüklü konteynerlerin yanı sıra 80'den fazla araç taşıdığını belirtti.

Maliki, gemilerin varış ve boşaltma sürecinin belgelendiğini ve BAE'deki üst düzey yetkililere, güvenlik ve istikrarı tehdit eden çatışma bölgelerine aktarılmasını önlemek için bu askeri desteğin Mukalla Limanı’ndan ayrılmasının engellenmesi gerektiği konusunda bilgi verildiğini söyledi.

Maliki, BAE'ye çatışmayı körükleyen bu tür eylemlerin hoş görülmeyeceğinin bildirildiğini ve araçların limana geri dönmesinin talep edildiğini, bunun da yapıldığını, ancak silah konteynerlerinin Reyyan Askeri Üssü’nde kaldığını açıkladı.

Maliki, Arap Koalisyonu liderliğinin, bu konteynerlerin Hadramut ve çöl bölgesindeki çeşitli yerlere nakledilip dağıtılacağına dair teyit edilmiş bilgiler aldığını ve bunun gerginliği ve tırmanışı artıracağını belirttti. Bu durum, Arap Koalisyonu liderliğini sivillerin ve kamu mallarının güvenliğini korumak için dün sabaha karşı sınırlı bir askeri operasyon düzenlemeye sevk etti.

Operasyonun kayıp veya hasar olmaması için angajman kurallarına uygun olarak yürütüldüğünü vurgulayan Maliki, kalan konteynerlerin şu anda Reyyan Askeri Üssü’nde kontrol altında olduğunu belirtti.

Bu açıklama, Yemen'de ve bölgede güvenliği ve istikrarı korumak, meşruiyeti zayıflatmaya yönelik her türlü girişime karşı koymak ve siyasi barış sürecini tehdit eden tüm müdahaleleri durdurmak için Arap Koalisyonu ülkeleri arasında koordinasyonu güçlendirmek amacıyla Yemen'de Meşru Hükümeti Destekleme Koalisyonu tarafından gösterilen aralıksız çabalar çerçevesinde yapıldı.


Irak’ta meclis başkanı ve yardımcıları göreve başladı

Yeni Irak Meclisi üyeleri Bağdat'ta ilk oturumlarına giderken (AFP)
Yeni Irak Meclisi üyeleri Bağdat'ta ilk oturumlarına giderken (AFP)
TT

Irak’ta meclis başkanı ve yardımcıları göreve başladı

Yeni Irak Meclisi üyeleri Bağdat'ta ilk oturumlarına giderken (AFP)
Yeni Irak Meclisi üyeleri Bağdat'ta ilk oturumlarına giderken (AFP)

Irak Meclisi, dün Meclis Başkanı ve iki yardımcısının seçimini tamamlayarak siyasi krizi hızla sona erdirdi. Üçüncü tur oylamanın ardından, Kürdistan Demokrat Partisi (KDP) üyesi Ferhad el-Atruşi, ikinci Meclis Başkan yardımcısı olarak seçildi.

Bu karar, KDP’nin iki turda da mutlak çoğunluğu elde edemeyen önceki adayı Şahvan Abdullah'ı adaylıktan çekip yerine Ferhad el-Atruşi’yi aday göstermesinin ardından alındı.

Muhammed el-Halbusi 208 oyla Meclis Başkanı olarak seçilirken Adnan Feyhan 177 oyla birinci başkan yardımcısı seçildi.

Sonuçların açıklanmasının ardından yeni başkanlık kadrosu resmi olarak göreve başladı. Halbusi, cumhurbaşkanlığı için aday başvurularının açıldığını duyurarak, Şii Koordinasyon Çerçevesi tarafından seçilecek olan başbakanın onaylanmasıyla sona erecek olan bir sonraki anayasal süreci başlattı. Şii Koordinasyon Çerçevesi, kendisini meclisteki en büyük blok olarak ilan etmişti.


Suudi Arabistan, güvenliği ve Yemen'in istikrarı için kırmızı çizgiyi çizdi

Salı günü Fuceyra Limanı’ndan Mukalla Limanı’na ulaştıktan sonra Arap Koalisyonu güçleri tarafından imha edilen bazı araçlar (Reuters)
Salı günü Fuceyra Limanı’ndan Mukalla Limanı’na ulaştıktan sonra Arap Koalisyonu güçleri tarafından imha edilen bazı araçlar (Reuters)
TT

Suudi Arabistan, güvenliği ve Yemen'in istikrarı için kırmızı çizgiyi çizdi

Salı günü Fuceyra Limanı’ndan Mukalla Limanı’na ulaştıktan sonra Arap Koalisyonu güçleri tarafından imha edilen bazı araçlar (Reuters)
Salı günü Fuceyra Limanı’ndan Mukalla Limanı’na ulaştıktan sonra Arap Koalisyonu güçleri tarafından imha edilen bazı araçlar (Reuters)

Yemen salı günü, Suudi Arabistan'ın güvenlik denklemlerini yeniden çizdiği ve kırmızı çizgileri ve ittifak sınırlarını belirlediği önemli gelişmelere tanık oldu. Hadramut ve el-Mehra'da Güney Geçiş Konseyi'nin (GGK) gerginliği tırmandırmasıyla birlikte Riyad, Birleşik Arap Emirlikleri’nin (BAE) ‘son derece tehlikeli’ olarak nitelendirdiği eylemlerinden duyduğu üzüntüyü dile getirdi. Bu adımlar, GGK’ya bağlı güçlerin güney sınırları yakınlarında askeri eylemlerde bulunmasına neden oldu. Riyad, bu gelişmeleri ulusal güvenliği ile Yemen ve bölgenin güvenliğine yönelik doğrudan bir tehdit olarak değerlendirdi.

Güvenliğinin ‘kırmızı çizgi’ olduğunu vurgulayan Suudi Arabistan, Yemen'in birliğine ve egemenliğine bağlılığını ve Yemen Başkanlık Konseyi'ne tam desteğini teyit ederken, ‘güney davasının’ haklılığı konusundaki tutumunu ve bunu kapsamlı siyasi diyalog çerçevesi dışında ele almayı reddettiğini bir kez daha yineledi.

Riyad, Yemen Başkanlık Konseyi Başkanı Reşad el-Alimi’nin talebine yanıt olarak BAE güçlerinin Yemen'den çekilmesini ve herhangi bir iç tarafa askeri ya da mali destek verilmesinin sonlandırılmasını istedi. Yemen'de Meşru Hükümeti Destekleme Koalisyonu Sözcüsü Tümgeneral Turki al-Maliki'ye göre Suudi Arabistan öncülüğündeki Arap Koalisyonu güçleri, resmi izin olmadan Mukalla Limanı’na getirilen silah ve savaş araçlarını hedef alan ‘sınırlı ve nokta atışı’ bir hava saldırısı düzenledi.

Öte yandan Yemen Başkanlık Konseyi Başkanı Reşad el-Alimi, BAE ile ortak savunma anlaşmasının iptal edildiğini duyurdu. 90 günlük olağanüstü hal (OHAL) ilan edildiğini açıklayan Alimi, BAE güçlerinin 24 saat içinde ülkeyi terk etmelerini ve kamplarını Vatan Kalkanı Güçleri’ne devretmelerini talep etti. Bu kararlar resmi kurumlar tarafından desteklendi.

Tüm bu gelişmeler ve Alimi'nin verdiği son tarih çerçevesinde BAE Savunma Bakanlığı, ilgili ortaklarla koordineli olarak güçlerinin geri çekileceğini duyurdu. Bakanlık, misyonu sonlandırma kararının ‘mevcut aşamanın gerekliliklerinin kapsamlı bir değerlendirmesi’ çerçevesinde alındığını ve BAE'nin bölgesel güvenlik ve istikrarı destekleme konusundaki taahhütleri ve rolüyle tutarlı olduğunu vurguladı.