1955 model Mercedes-Benz, bugüne dek satılan en pahalı otomobil oldu

Otomobil 135 milyon euroya satıldı

Fotoğraf: AFP
Fotoğraf: AFP
TT

1955 model Mercedes-Benz, bugüne dek satılan en pahalı otomobil oldu

Fotoğraf: AFP
Fotoğraf: AFP

1955 model Mercedes Benz 300 SLR Uhlenhaut bu ay gerçekleştirilen açık artırmada 135 milyon euroya alıcı buldu ve bugüne kadar satılan en pahalı otomobil oldu. 
Klasik otomobilleri açık artırmaya çıkaran RM Sotheby's şirketi aracın özel bir koleksiyonere satıldığını perşembe duyurdu. Otomobil daha önceki rekorun neredeyse üç katına alıcı buldu. 
Rekoru daha önce elinde tutan 1962 model Ferrari 250 GTO, 2018'de 48 milyon dolara satılmıştı. 
Sadece davetiye gönderilen katılımcıların yer aldığı müzayede 5 Mayıs'ta Almanya'nın Stuttgart kentindeki MercedesBenz Müzesi'nde gerçekleştirildi. Söz konusu otomobil aynı zamanda herhangi bir müzayedede satılan en değerli 10 parçadan biri oldu. 
AFP'ye göre 300 SLR bu listede 6. veya 7. sırada yer alıyor. Leonardo da Vinci'nin 2017'de 450 milyon dolara satılan Salvator Mundi tablosuysa birinciliği elinde tutuyor. 
İkinci sıradaysa Andy Warhol'un 195 milyon dolara satılan Shot Sage Blue Marilyn tablosu var.
Yaratıcısı Rudolf Unlanhaut'un adını taşıyan otomobil, Mercedes Benz'in yarış departmanının ürettiği iki prototipten biri. 
Müzayede şirketi koleksiyonerin otomobilin özel günlerde gösterilmesine izin verdiğini, ikinci otomobilinse müzede sergilenmeye devam edeceğini belirtti. 
300 SLR, 1954'te iki Formula 1 yarışı kazanan W196 R Grand Prix'den esinlenerek üretilmişti.
Mercedes-Benz Yönetim Kurulu Başkanı Ola Källenius, 300 SLR'nin spor otomobillerin gelişiminde önemli bir kilometre taşı olduğunu söyledi.
Açık artırmadan elde edilen gelir, çevre bilimi ve karbondan arındırma araştırmalarını finanse edecek dünya çapında bir Mercedes-Benz Fonu oluşturmak için kullanılacak.



Yaşlılıkta hastalıklardan koruyan beslenme biçimleri açıklandı

Fotoğraf: Unsplash
Fotoğraf: Unsplash
TT

Yaşlılıkta hastalıklardan koruyan beslenme biçimleri açıklandı

Fotoğraf: Unsplash
Fotoğraf: Unsplash

Bilim insanları, yediklerimizin hayatımızın ilerleyen dönemlerinde yakalanacağımız kronik hastalıkların miktarını belirleyebileceği konusunda uyarıyor.

Araştırma sebze-meyve, balık ve doymamış yağlar bakımından zengin Akdeniz diyeti gibi sağlıklı bir beslenme düzeninin yaşlılarda demans da dahil olmak üzere kronik hastalıkların gelişimini yavaşlatabileceğini ortaya koydu. İşlenmiş et ve şeker açısından zengin, iltihabı artıran diyetlerse bu süreci hızlandırabilir.

İsveç'teki Karolinska Enstitüsü'nden araştırmacılar, 4 diyetin yaşlılardaki kronik hastalıklar üzerindeki etkilerini inceledi.

İncelenen diyetlerden üçü sağlıklı ve sebze, meyve, tam tahıl, kuruyemiş, baklagiller ve doymamış yağların alımına; şekerli yiyecekler, kırmızı et, işlenmiş et ve tereyağı/margarin tüketimininse azaltılmasına odaklanıyor.

Diğer yandan dördüncü diyet iltihaplanmaya yol açıyor ve daha az sebze, çay ve kahve; daha çok kırmızı ve işlenmiş et, rafine tahıllar ve şekerli içecek tüketimini içeriyor.

Araştırmacılar İsveç'teki 60 yaş ve üstü 2400 yetişkinin beslenmelerini 15 yıl boyunca izleyip kronik hastalıklarını takip etti.

Alınan besinleri, gıda sıklığı anketleri ve şu 4 diyet örüntüsüne bağlılıkla ölçtü: Ampirik Diyet İnflamatuar İndeksi (EDII), AHEI, Alternatif Akdeniz Diyeti (AMED) ve MIND (Nörodejeneratif Gecikme için Akdeniz - Dash Müdahalesi).

Multimorbidite, kronik hastalıkların sayısıyla tanımlanıp organ sistemlerine göre (kas-iskelet, kardiyovasküler ve nöropsikiyatrik) gruplandırıldı.

Nature Aging adlı bilimsel dergide yayımlanan sonuçlar, sağlıklı diyetleri benimseyenlerde kronik hastalıkların daha yavaş geliştiğini ortaya koydu.

Örneğin, başta AMED, AHEI ve MIND olmak üzere sağlıklı beslenme örüntülerine uzun süreli bağlılık, yaşlılarda kronik hastalıkların daha yavaş gelişmesiyle bağlantılı çıktı.

Bu, kardiyovasküler hastalıklar ve demans için geçerli olsa da kas ve kemiklerle ilgili hastalıklarda böyle bir bağlantı görülmedi.

Ancak iltihaplanma oluşturan diyeti benimseyenlerde kronik hastalık riski arttı.

Karolinska Enstitüsü'ndeki Yaşlanma Araştırma Merkezi, Nörobiyoloji, Bakım Bilimleri ve Toplum Bölümü'nde doktora sonrası araştırmacı olan ortak birinci yazar Adrián Carballo-Casla, "Sonuçlarımız, yaşlanan popülasyonlarda multimorbiditenin gelişimini diyetin ne kadar önemli ölçüde etkilediğini gösteriyor" diyor.

Diyetin koruyucu etkileri, yaşlanmaya bağlı hastalıklarda kilit önem taşıyan bir faktör olan iltihaplanmanın azalmasıyla açıklanabilir.

Araştırma makalesinin yazarları, uzun ömür üzerinde en büyük etkiye sahip olabilecek diyet önerilerini ve yaşlarına, cinsiyetlerine, psikososyal geçmişlerine ve kronik hastalıklarına göre bunlardan en fazla yararlanabilecek yaşlı gruplarını belirleyerek araştırmalarını ilerletmek istiyor.

Independent Türkçe