Libya’nın başkentinde silahlı milis grupların hareketliliği sürüyor

Ulusal Birlik Hükümeti Başbakanı Abdülhamid Dibeybe seçimlerin oldukça yakın bir tarihte düzenleneceğini açıkladı.

Dibeybe İçişleri Bakanlığı’na bağlı bir güvenlik biriminin mezuniyet törenine katıldı. (Ulusal Birlik Hükümeti)
Dibeybe İçişleri Bakanlığı’na bağlı bir güvenlik biriminin mezuniyet törenine katıldı. (Ulusal Birlik Hükümeti)
TT

Libya’nın başkentinde silahlı milis grupların hareketliliği sürüyor

Dibeybe İçişleri Bakanlığı’na bağlı bir güvenlik biriminin mezuniyet törenine katıldı. (Ulusal Birlik Hükümeti)
Dibeybe İçişleri Bakanlığı’na bağlı bir güvenlik biriminin mezuniyet törenine katıldı. (Ulusal Birlik Hükümeti)

Libya’da geçici Ulusal Birlik Hükümeti (UBH) yanlısı milislerin başkent Trablus’taki askeri hareketliliği devam ederken, UBH Başbakanı Abdulhamid Dibeybe durumu kontrol altına almak için adımlarını hızlandırdı.
Yerel basın yayın organlarında önceki gün dolaşıma giren görüntülerde 301. Piyade Taburu’nun alarm halinde olduğu görüldü. Tüm mühimmatları Trablus’un güneybatısındaki bir askeri kampta bulunan 301. Piyade Taburu’nun unsurları arasındaki askeri hareketliliğin Dibeybe’nin talimatının ardından geldiği belirtiliyor.
Bazı silahlı milis gruplar başkentin dış mahallelerinde yeniden ortaya çıktı. Bu kapsamda 444. Muharebe Tugayı’na ait silahlı bir konvoy başkentin Selahaddin bölgesinde gövde gösteri yaparken, İstikrarı Destekleme Birimi unsurları Ebu Selim bölgesine yöneldi. Dibeybe’nin görevden aldığı Askeri İstihbarat Dairesi’nin eski Müdürü Usame Cuveyli’ye bağlı Zintan Tugayları ise Es-Sevani bölgesine doğru harekete geçti. Bu askeri hareketlilikler, Libya Başkanlık Konseyi Başkanı ve Libya Ordusu Başkomutanı Muhammed el-Menfi’nin tüm askeri birliklerin hareketini kısıtlama kararına rağmen gözlemlendi.
Trablus’taki güvenlik güçleri, yaptığı açıklamada, 8. Kuvvet Tugayı’na (Navasi) atıfta bulunarak, “Bazı düzensiz güvenlik kurumları güce başvurma ve kamu güvenliğine zarar verme yoluyla siyasi sürece olumsuz bir şekilde müdahale ediyor ve ülkedeki yüksek mercilerin talimatlarına bağlı kalmıyorlar” ifadelerini kullandı. İktidarın barışçıl değişimi ve vatanın yüksek çıkarlarına zarar verilememesi ilkesine saygı duyulmasının önemine vurgu yapılan açıklamada, suç eylemlerine bulaşan taraflara resmi makamlardan çıkan emirlere bağlı kalma çağrısı yapıldı.

‘Seçimler çok yakında olacak’
Dibeybe önceki gün Gençlik Bakanlığı’nın Trablus’ta düzenlediği etkinliğe katıldı. Dibeybe burada yaptığı konuşmada, gençlerin seçimlerin başarılı bir şekilde düzenlenmesindeki rolüne vurgu yaptı. Dibeybe İçişleri Bakanlığı’na bağlı bir güvenlik biriminin mezuniyet törenine ve daha sonra Fizan Kanaat Önderleri ve İleri Gelenleri Forumu’na katıldı. Başbakan Dibeybe Forum’da yaptığı açıklamada, “Seçimler çok yakında olacak ve her ne olursa olsun düzenlenecek” dedi. Temsilciler Meclisi’nin Seçim Komisyonu üzerinde hegemonya kurduğunu söyleyen Dibeybe, Komisyon konusunda sorun yaşanması halinde parlamento ve cumhurbaşkanlığı seçimlerini düzenleme görevini Belediye Seçimleri Merkez Komitesi’ne verme ihtimalinin olduğunu ifade etti.
Dibeybe önceki gün Tarhuna kenti sakinleriyle bir araya gelerek, UBH’nin Tarhuna’da ortaya çıkarılan toplu mezarlara göz yummayacağı sözünü verdi. Başbakan Dibeybe hem belediye hem milletvekili seçimleri olsun önümüzdeki seçimlerin ‘herkesin hedefi’ olması gerektiğini vurguladı. Dibeybe ayrıca Misrata kentinin önde gelen isimlerinden oluşan bir heyetin hükümete ve hükümetin yerel yönetimler konusunda attığı adımları desteklediğini söyledi.
UBH yaptığı açıklamada, Dibeybe’nin Misrata kentinin önde gelen isimlerinden oluşan ve Misrata Belediye Meclis üyelerinin de yer aldığı bir heyeti kabul ettiğini bildirdi. Açıklamaya göre heyet Dibeybe hükümetinin yerel yönetimleri destekleme yolundaki çabalarını desteklediklerini ve takdir ettiklerini belirterek, barışçıl siyasi sürecin korunması, barış ve istikrarın sağlanması, özgür ve tarafsız seçimler üzerinden halka yeniden güven verilmesi konusundaki arzularını dile getirdi. Heyet üyeleri ayrıca hükümetin tüm Libyalılara hizmet etmeye devam etmesi, önemli bir ulusal kazanım olan seçimlerin başarı olması için ciddi bir şekilde çalışması ve seçilmiş bir yasama ve yürütme organını seçmesinin önemine vurgu yaptı.

Trablus Büyükşehir Belediyesi’nden iddialara yalanlama
Öte yandan Trablus Büyükşehir Belediyesi, Başağa hükümetinin başkente girmesinde müdahalesi bulunduğu iddialarını yalanladı. Belediye Sözcüsü, yaptığı açıklamada, belediyenin her türlü siyasi davranışlardan uzak olduğunu ve UBH’nin Yerel Yönetimler Bakanlığı ile koordinasyon halinde olduğunu söyledi. Sözcü, Başağa hükümetinin belediye ile ilgili söylediği yalanlar hakkında Savcılığa başvuruda bulunmak için hazırlık yaptıklarını kaydetti.
Libya Genel Elektrik Şirketi (GECOL) Yönetim Kurulu Başkanı Viam el-Abdeli, Trablus’un batısındaki acil durum istasyonu projesi çalışmalarının son iki gündür istasyon karşısında meydana gelen silahlı çatışmalar nedeniyle geçici süreliğine durdurulduğunu açıkladı. Abdeli, “Ülke içinde tedariki edilmeye ve ihracatçı ülkelerden ithal edilen malzemelerin zarar görmesi nedeniyle arızaları tamir etmenin maliyeti yüksek olacak” ifadesini kullandı.
UBH’nin Adalet Bakanlığı, İstikrarı Destekleme Birimi’ni savundu. Bakanlık önceki gün yaptığı açıklamada, Uluslararası Af Örgütü’nün raporlarında ihlallerin olduğuna ilişkin suçlamalarını ‘kabul edilemez’ olarak nitelendirdi. Bakanlık bu suçlamaların gerçekçi delillerden ve hukuki temellerden yoksun olduğunu ve ilgili örgütün olaylarla ilgili soruşturmaların tamamlanmasını beklemediğini belirtti. Af Örgütü’nü, Libya’nın kanun egemenliğine zarar verme ve adaletin seyrini etkileme konusunda uyaran Bakanlık, yasaları uygulamakla yükümlü tüm mercilerin Libya Ceza Muhakemesi Kanunu’na göre çalıştığını ifade etti.
Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri’nin Libya Danışmanı Stephanie Williams, Norveç Krallığı’nın Libya Büyükelçisi Hilde Klemetsdal ile bir araya geldiğini aktardı. Williams, Twitter hesabından paylaştığı mesajda, Klemetsdal ile Libya’daki son gelişmeleri, Libya Temsilciler Meclisi ile Devlet Yüksek Konseyi arasında kurulan ortak komitenin Kahire’de (bugün sona erecek olan) görüşmelerin ikinci turundaki beklentileri ele aldıklarını yazdı. Williams, “Mevcut koşullarda sahada sükuneti korumanın ve her türlü provokatif eylem ve söylemden kaçınmanın kritik ihtiyacını yineledik” dedi.
ABD’nin Libya Büyükelçisi Richard Norland, Tebu Kongresi Başkanı ile görüşmesinin ardından yaptığı açıklamada, ülkesinin azınlıkların ve ülkedeki tüm bileşenlerin mevcut siyasi sürece katılımına olan desteğini dile getirdi. Norland, Trablus’taki çatışmaların ardından sükunete olan ihtiyaç, diyalogun ve seçimlere doğru hızla ilerlemenin önemi konusunda Kongre Başkanı ile hemfikir olduklarını ifade etti.



Biden, Putin, Sisi, Macron, Zelenskiy… Liderlerden Cumhurbaşkanı Erdoğan'a tebrik telefonları

AA
AA
TT

Biden, Putin, Sisi, Macron, Zelenskiy… Liderlerden Cumhurbaşkanı Erdoğan'a tebrik telefonları

AA
AA

ABD Başkanı Joe Biden, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ı telefonla arayarak, yeniden Cumhurbaşkanlığına seçilmesi dolayısıyla tebrik etti.

Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığından yapılan açıklamaya göre, ABD Başkanı Biden görüşmede, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın seçim başarısını kutladı ve sonuçların Türk halkı için hayırlı olmasını diledi.

İki lider, bölgesel ve küresel meydan okumalar karşısında Türkiye-ABD ilişkilerinin daha da ehemmiyet taşıdığını belirterek, yeni dönemde iki ülke arasındaki tüm konularda işbirliğini ilerletme hususunda mutabık kaldı.

Rusya Devlet Başkanı Putin

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin de Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı telefonla arayarak seçim başarısı dolayısıyla tebrik etti.

Putin, görüşmede, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın yeniden Cumhurbaşkanlığına seçilmesini kutlayarak, seçim sonuçlarının Türk halkı için hayırlı olmasını diledi.

İki lider yeni dönemde de Türkiye-Rusya ilişkilerinde ve bölgesel konularda işbirliğini daha da geliştirme konusunda mutabık kaldı.

Ukrayna Devlet Başkanı Zelenskiy

Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy de Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı telefonla arayarak seçim başarısı dolayısıyla tebrik etti, yeni dönemin Türk halkı için hayırlı olmasını diledi.

Görüşmede, Rusya-Ukrayna Savaşı'ndaki gelişmeler ve bölgesel konular da ele alındı.

Azerbaycan Cumhurbaşkanı Aliyev

Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı telefonla arayıp seçimdeki başarısı nedeniyle kutlayarak, en kısa zamanda Azerbaycan'a beklediğini iletti.

Azerbaycan Cumhurbaşkanlığından yapılan açıklamaya göre, Aliyev, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın "zaferini" Türk halkının Erdoğan'ın politikalarına duyduğu güvenin göstergesi olarak değerlendirdiğini, Erdoğan liderliğinde Türkiye'nin kapsamlı kalkınmasının ilerleyen yıllarda da devam edeceğinden emin olduğunu belirtti.

Aliyev, Erdoğan'a Türk milletinin refahı ve ülkenin kalkınması adına yürüttüğü faaliyetlerinde yeni başarılar diledi.

Fransa Cumhurbaşkanı Macron

Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron da Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın yeniden Cumhurbaşkanlığına seçilmesini kutlayarak, seçim sonuçlarının Türk halkı için hayırlı olmasını diledi.

Görüşmede, Türkiye-Fransa ilişkileri ve bölgesel konular da ele alındı.

İsrail Cumhurbaşkanı Herzog

İsrail Cumhurbaşkanı Isaac Herzog da Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın yeniden Cumhurbaşkanlığına seçilmesini kutlayarak, seçim sonuçlarının Türk halkı için hayırlı olmasını diledi.

Mısır Cumhurbaşkanı Sisi

Mısır Cumhurbaşkanı es-Sisi ise Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın yeniden Cumhurbaşkanlığına seçilmesini kutlayarak, seçim sonuçlarının Türk halkı için hayırlı olmasını diledi.

Ekonomi başta olmak üzere Türkiye-Mısır ilişkilerini derinleştirecek adımlar ve bölgesel meselelerin de ele alındığı görüşmede iki lider, karşılıklı olarak büyükelçi atanması hususunda mutabık kaldı.

Filistin Devlet Başkanı Abbas

Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas da Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın seçim başarısını tebrik ederek, seçim sonuçlarının Türk halkı için hayırlı olmasını diledi.

Görüşmede, Türkiye-Filistin ilişkileri ve bölgesel konular da ele alındı.

Almanya Başbakanı Scholz, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı Berlin'e davet etti

Almanya Başbakanı Olaf Scholz, yeniden Cumhurbaşkanı seçilmesi dolayısıyla telefonla aradığı Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı Berlin'e davet etti.

Başbakanlıktan yapılan açıklamada, Şansölye Olaf Scholz'un, seçim başarısını kutladığı Cumhurbaşkanı Erdoğan ile görüşmesinde özellikle NATO'daki ortak müttefikler olarak Almanya ve Türkiye arasındaki yakın bağları vurguladığı belirtildi.

Açıklamada, her iki tarafın da hükümetler arası işbirliğine yeni bir ivme kazandırma ve ortak konular üzerinde erken bir aşamada mutabakata varma konusunda hemfikir oldukları kaydedildi.

Görüşmede, Almanya'nın diğer hususların yanı sıra Doğu Akdeniz, NATO ve Avrupa Birliği konularında Türkiye ile çalışma isteği yinelendi.

Açıklamada, bu amaçla Şansölye Scholz'un, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı Berlin'e davet ettiği belirtildi.

Hollanda Başbakanı Rutte

Hollanda Başbakanı Mark Rutte de Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı telefonla arayarak seçim başarısı dolayısıyla tebrik etti.

Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığından yapılan açıklamaya göre Hollanda Başbakanı Rutte, görüşmede, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın yeniden Cumhurbaşkanlığına seçilmesini kutlayarak, seçim sonuçlarının Türk halkı için hayırlı olmasını diledi.

Katar Emiri Şeyh Temim bin Hamed Al Sani, Birleşik Arap Emirlikleri Devlet Başkanı Muhammed bin Zayid Al Nahyan, Türkmenistan Ulusal Konseyi Halk Maslahatı Başkanı Gurbangulu Berdimuhammedov, Libya Başbakanı Abdulhamid Dibeybe ve Lübnan Başbakanı Necib Mikati de Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı telefonla arayarak seçim başarısı dolayısıyla tebrik etti.


İran’da suikast planlayan İsrail bağlantılı bir ‘terör hücresi’ çökertildi

Başkent Tahran’daki İran polisi (Arşiv-Reuters)
Başkent Tahran’daki İran polisi (Arşiv-Reuters)
TT

İran’da suikast planlayan İsrail bağlantılı bir ‘terör hücresi’ çökertildi

Başkent Tahran’daki İran polisi (Arşiv-Reuters)
Başkent Tahran’daki İran polisi (Arşiv-Reuters)

İran, suikast yapma sürecinde olan ve "terör hücresi" olarak nitelendirilen bir grubun gözaltına alındığını duyurdu.

Tasnim haber ajansına göre, Batı Azerbaycan Eyaleti Emniyet Müdürlüğü'nün yargıyla koordinasyon içinde bir "terör hücresini" gözaltına almayı başardığı bildirildi.

Açıklamada, gözaltına alınanların sayısının 14 olduğu, İsrail ile bağlantıları olduğu, bazı kişileri tespit edip suikastlar gerçekleştirme sürecinde oldukları aktarıldı.


Suudi Arabistan'da, 'terör hücresine katılmakla' suçlanan iki Bahreynli idam edildi

Suudi Arabistan İçişleri Bakanlığı binası (Şarku'l Avsat)
Suudi Arabistan İçişleri Bakanlığı binası (Şarku'l Avsat)
TT

Suudi Arabistan'da, 'terör hücresine katılmakla' suçlanan iki Bahreynli idam edildi

Suudi Arabistan İçişleri Bakanlığı binası (Şarku'l Avsat)
Suudi Arabistan İçişleri Bakanlığı binası (Şarku'l Avsat)

Suudi Arabistan İçişleri Bakanlığı tarafından bugün yapılan açıklamada, bir terör hücresine katılmak ve Suudi Arabistan ile Bahreyn'in güvenliğini hedef alan eylemler planlamakla suçlanan iki Bahreynlinin idam edildiği.

Suudi Arabistan İçişleri Bakanlığı tarafından yapılan açıklamada, Cafer Muhammed Ali Sultan ile Sadık Mecid Samir adlı Bahreyn vatandaşı iki kişi hakkında verilen idam cezasının infaz edildiği vurgulandı.

İdam edilen söz konusu şahısların Bahreyn'de bir terör hücresine katılmak ve Suudi Arabistan ile Bahreyn'in güvenliğini hedef alan eylemler planlamakla suçlandığı ifade edildi.


Rus silah üreticisi ‘drone’a monte edilen keskin nişancı sistemi’ geliştiriyor

Rus silah üreticisi ‘drone’a monte edilen keskin nişancı sistemi’ geliştiriyor
TT

Rus silah üreticisi ‘drone’a monte edilen keskin nişancı sistemi’ geliştiriyor

Rus silah üreticisi ‘drone’a monte edilen keskin nişancı sistemi’ geliştiriyor

Rus silah üreticisi Lobaev Arms, şu anda, ‘savaş operasyonlarının doğasını değiştirebilecek’ olan, drone üzerine monte edilmiş keskin nişancı tüfeğinden oluşan bir sistem geliştiriyor.

Şirketin kurucusu Vladislav Lobaev, “Bu, şu anda geliştirmekte olduğumuz projelerden biri. Eğer bu sorunu çözebilirsek, taktik muharebe alanındaki savaş operasyonlarının doğası kaçınılmaz olarak değişecektir” dedi.

Lobaev Arms, uzun menzilli ve hiper isabetli keskin nişancı tüfeği üretiminde uzman bir şirket olarak biliniyor.


Umman Dışişleri Bakanı Şarku'l Avsat’a konuştu: Sultan’ın Tahran ziyaretinin bölgenin istikrarı için olumlu yansımaları olacak

Sultan Heysem bin Tarık ve İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi’nin, Maskat'ta önceki görüşmesinden bir kare (Omannews)
Sultan Heysem bin Tarık ve İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi’nin, Maskat'ta önceki görüşmesinden bir kare (Omannews)
TT

Umman Dışişleri Bakanı Şarku'l Avsat’a konuştu: Sultan’ın Tahran ziyaretinin bölgenin istikrarı için olumlu yansımaları olacak

Sultan Heysem bin Tarık ve İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi’nin, Maskat'ta önceki görüşmesinden bir kare (Omannews)
Sultan Heysem bin Tarık ve İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi’nin, Maskat'ta önceki görüşmesinden bir kare (Omannews)

Umman Sultanı Heysem bin Tarık, 2020 yılında iktidara gelmesinden bu yana dün ilk kez İran’a resmi bir ziyaret gerçekleştirdi.

Umman Sultanı'nın iki günlük ziyareti sırasında üst düzey İranlı liderlerle bir araya gelmesi planlanıyor. İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi ile de resmi görüşmelerde bulunması bekleniyor.

Sultan Heysem'e, Savunma ve Dışişleri Bakanlarının yanı sıra Ekonomi ve Yatırım Desteği Bakanlarının da yer aldığı geniş bir resmi heyet eşlik ediyor.

Ziyaret, bölgeyi saran bölgesel uzlaşma dalgasının ortasında gerçekleşti. Bunlardan en önemlisi, geçtiğimiz 13 Mart’ta Çin'in himayesinde Suudi Arabistan ile İran arasındaki uzlaşma ve Suriye'nin Arap Birliği'ne dönüşü oldu. Öte yandan Yemen kriz dosyasının çözüm yoluna gidileceğine dair iyimserlik ve Washington ile Tahran arasında durdurulan nükleer müzakerelerin yeniden başlamasına ilişkin mesaj alışverişinde bulunulduğu haberleri söz konusu.

Umman Dışişleri Bakanı Bedr bin Hamad el-Busaidi konuyla ilgili olarak Şarku'l Avsat’a yaptığı açıklamada, “Heysem bin Tarık'ın Tahran ziyaretinin zamanlaması, ‘bölgesel ilişkilerin yeni ve olumlu bir aşamasının’ ortasına denk geliyor. Umman ve İran'ın karşılıklı güven ve saygıya dayalı sağlam ilkeler üzerine inşa edilen tarihi komşuluk ilişkileri olduğu iyi bilinmektedir” ifadelerini kullandı.

Busaidi ayrıca “Hiç şüphe yok ki Sultan'ın İran'a yaptığı bu önemli ziyaretin zamanlaması, bölgesel ilişkiler açısından yeni ve olumlu bir dönemin ortasına denk geliyor. Güvenlik ve istikrar temellerini güçlendirmeye hizmet edecek şekilde, şüphesiz iki lider arasındaki tartışmanın odak noktası olacak birçok mevcut dosya ve sorunun çözümüne yönelik desteğini ve istişare ve işbirliğini derinleştirmesi çağrısında bulunuyor” dedi.

Umman Dışişleri Bakanı, Sultan'ın İran ziyaretinin ‘iki dost ülke ile Umman ve İran halkları arasındaki ikili ilişkilere’ olan ilgisini teyit ettiğini doğruladı. Bakan, “Umman Sultanlığında bu tarihi ziyaretin bölgenin istikrar ve güvenliğine ve bölgesel komşuluk ilişkilerine olumlu yansıyacağı konusunda iyimseriz. Sonuçlarını bölgesel ve uluslararası düzeyde fayda sağlamak için kristalize etmeye çalışacağız” şeklinde konuştu.

Ziyaretin ‘iki ülke liderlerinin aralarındaki işbirliği ilişkilerine ve bölgesel ve uluslararası arenadaki çeşitli endişe ve konulara ilişkin istişare ve yapıcı işbirliğinin sürdürülmesine verdiği önemden kaynaklandığını’ söyledi.

Barış için arabuluculuk

Umman Sultanlığının oynadığı rol, genellikle İran ile Körfez ve Arap ülkeleri arasındaki bakış açılarını yakınlaştırmada öne çıkıyor. Umman, İran'ın nükleer dosyasında da arabulucu bir rol oynuyor. Tahran ile ABD arasında mesaj alışverişinde bulunmak için bir platform oldu.

Bu ziyaret, İran Dışişleri Bakanı’nın Washington ile nükleer müzakerelerin yeniden başlamasına ilişkin bir mesaj alışverişinde bulunduğunu açıkladığı bir zamana denk geliyor. Ayrıca Sultan Heysem geçtiğimiz hafta da Kahire'ye resmi bir ziyaret gerçekleştirmişti. Ziyaretin ardından medya kaynakları, Umman’ın Kahire ile Tahran arasındaki arabuluculuğu yaptığından bahsetmişti.

Şarku’l Avsat’ın Umman Haber Ajansı ONA’dan aktardığı habere göre bu görüşmelerin istişareye, görüş alışverişine ve birkaç bölgesel ve uluslararası konunun siyasi koordinasyonuna ek olarak, özellikle ekonomik, yatırım ve ticaret konularında yeni ortak işbirliği ufukları açması bekleniyor.

Ziyaret sırasında Sultan Heysem bin Tarık’a, Savunma İşlerinden Sorumlu Başbakan, Şihab bin Tarık Al Said, Umman Dışişleri Bakanı Bedr bin Hamad el-Busaidi, Maliye Bakanı Sultan bin Salim el-Habsi, Umman Yatırım Otoritesi Başkanı Abdusselam bin Muhammed el-Murşidi, Ticaret, Sanayi ve Yatırım Teşvik Bakanı Kays bin Muhammed el-Yusuf, Enerji ve Madenler Bakanı Mühendis Salim bin Nasır el-Afvi ve Sultan'ın Silahlı Kuvvetleri Genelkurmay Başkanı  Abdullah bin Hamis’in de aralarında bulunduğu üst düzey bir resmi heyet eşlik etti.

İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi, 2022 yılının Mayıs ayında Umman Sultanlığı'na iki ülke arasındaki yatırım ve ticaret hacmini artırmaya odaklanan bir ziyaret gerçekleştirmişti. Ziyarette başta petrol ve gaz, ticaret, yatırım, hizmetler, ulaştırma, tarım, hayvancılık ve Balıkçılık olmak üzere bir dizi alanda sekiz mutabakat zaptı ve dört işbirliği programı imzalanmıştı.

Son iki yılda Umman Sultanlığı ile İran arasındaki ticaret alışverişi yüzde 27,9 artarak 2022 sonunda 320,8 milyon Umman riyaline (yaklaşık 834 milyon dolar) ulaştı.

Ulusal İstatistik ve Enformasyon Merkezi tarafından yayınlanan istatistikler, 2022'de İran'a yapılan toplam Umman ihracatının yaklaşık 207,4 milyon Umman riyali (539 milyon ABD doları) olduğunu ortaya koydu. Bu,2021 yılındaki ihracatı yüzde 244’üne denk geliyor.

Umman'ın 2022'de İran'dan yaptığı toplam ithalat, 2021'deki 98,7 milyon Umman riyali (256 milyon dolar) ile karşılaştırıldığında yaklaşık 113,4 milyon Umman riyali (294 milyon dolar) oldu.


Orka uzmanından Cebelitarık'taki katil balina saldırılarına çözüm

Bir dizi saldırıda 250'den fazla tekne hasar gördü (Unsplash)
Bir dizi saldırıda 250'den fazla tekne hasar gördü (Unsplash)
TT

Orka uzmanından Cebelitarık'taki katil balina saldırılarına çözüm

Bir dizi saldırıda 250'den fazla tekne hasar gördü (Unsplash)
Bir dizi saldırıda 250'den fazla tekne hasar gördü (Unsplash)

Denizcilere, Cebelitarık Boğazı'nda sayıları giderek artan katil balina saldırılarına karşı kendilerini korumaları için basit bir numara kullanmaları çağrısı yapıldı.

İspanya ve Portekiz kıyılarındaki saldırıların ilk kez 2020'de bildirilmesinden bu yana 250'den fazla tekne hasar görürken üçü de battı.

Bundan bölgedeki 35 katil balinadan 15'inin sorumlu olduğu söyleniyor. Ancak bir tekneyle çarpışmasının ardından Beyaz Gladis adlı bir dişi orkanın, geçen gemilere saldırmayı diğerlerine "öğrettiği" düşünülüyor.

Mayısta İspanya'nın güney kıyılarında katil balinaların hasar bıraktığı bir yelkenli tekne (April Boyes//Reuters)
Mayısta İspanya'nın güney kıyılarında katil balinaların hasar bıraktığı bir yelkenli tekne (April Boyes//Reuters)

Bir saatten fazla sürebilen saldırılarda genellikle orkalar, parçalanana kadar geminin dümenine kafa atıyor.

Öte yandan dümenin etrafındaki suya 5 ila 8 kilogram kum serpmenin hayvanın sonarını şaşırttığını belirten Seyir Derneği (Cruising Association), mürettebatın bu sırada güvertede tencere ve tavalara vurması gerektiğini de ekliyor.

Seyir Derneği'nin Orka Projesi'nin (Orca Project) ekip lideri John Burbeck, The Telegraph'a "Çok fazla kuma gerek yok" dedi.

Birkaç kilogram. Orkalar sonarla geliyor, görerek değil. Bunu biliyoruz. Dümenin etrafındaki kum da aldıkları sonar görüntüsünü bozuyor.

Bir kaptan bu yöntemin başarılı olduğunu nisanda bildirmişti. Bugüne kadar saldırılarda kimse ciddi şekilde yaralanmasa da Burbeck halen endişe duyduğunu söyledi.

Burbeck "Bizi endişelendiren şey bir katil balinanın, kontrol yerindeki birinin düşüp de kafatasının çatlamasına yol açacak kadar sert çarpması. Nesli tükenmekte olan bu popülasyonla ilişkimizin tüm dinamiği değişir" dedi.

Araştırmacılar arasında orkaların Beyaz Gladis adına "intikam" peşinde koştuğuna dair iddialar bile dolaşıyor fakat diğerleri bu davranışın oyundan ibaret olduğunu düşünüyor.

Yaz mevsiminde binlerce teknenin Cebelitarık Boğazı'na gelmesiyle katil balinalarla karşılaşma sayısında artış görülüyor. Bu karşılaşmalar, orkalar dümene çarptığında tekne gövdesi yarıldığı için bazen teknelerin batmasıyla sonuçlanıyor.

Bu yılki toplam 26 etkileşimde bir tekne batarken, geçen yıl iki tanesi batmıştı.


Arap Birliği, küresel gıda pazarında istikrarı güçlendirme çağrısında bulundu

Arap Birliği Genel Sekreteri Ahmed Ebu Gayt ve BM Karadeniz Tahıl Girişimi Koordinatörü Abdullah Samad Dashti (Arap Birliği)
Arap Birliği Genel Sekreteri Ahmed Ebu Gayt ve BM Karadeniz Tahıl Girişimi Koordinatörü Abdullah Samad Dashti (Arap Birliği)
TT

Arap Birliği, küresel gıda pazarında istikrarı güçlendirme çağrısında bulundu

Arap Birliği Genel Sekreteri Ahmed Ebu Gayt ve BM Karadeniz Tahıl Girişimi Koordinatörü Abdullah Samad Dashti (Arap Birliği)
Arap Birliği Genel Sekreteri Ahmed Ebu Gayt ve BM Karadeniz Tahıl Girişimi Koordinatörü Abdullah Samad Dashti (Arap Birliği)

Arap Birliği, küresel gıda pazarında istikrarın güçlendirilmesi ve küresel düzeyde gıda açığının azaltılması çağrısında bulunarak, bu konudaki tüm çabalara desteğini teyit etti.

Arap Birliği Genel Sekreteri Ahmed Ebu Gayt, bugün Birleşmiş Milletler (BM) Karadeniz Tahıl Girişimi Koordinatörü Abdullah Samad Dashti ile görüştü.

Ebu Gayt, Arap ülkeleri de dahil olmak üzere en çok tüketen ülkelere temel tahılların sağlanmasındaki büyük önemi nedeniyle tahıl girişimine verdiği desteği dile getirerek, girişimin sürekliliğini sağlamak için tüm taraflardan daha fazla destek geleceği yönündeki umudunu dile getirdi.

Karadeniz Tahıl Girişimi Koordinatörü, girişimin eylem mekanizmaları ve çatışmanın taraflarıyla işbirliği içinde sahada uygulanmasına ilişkin bilgi verdi.

Abdullah Samad Dashti ise, “Girişim, Temmuz 2022’deki duyurusundan bu yana küresel pazarda 50 milyon tondan fazla emtia ve tahıl sağlamayı başardı. Gıda arzının, yeni tip koronavirüs krizi, savaş ve kuraklık nedeniyle rahatsızlıklara sahne olduğu bir dönemde, bunun üçte birinden Arap ülkeleri yararlandı” dedi.


Erdoğan’ı seçim zaferinin ardından bekleyen zorluklar

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, seçim zaferinin ardından Beştepe’de konuşma yaptı. (AFP)
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, seçim zaferinin ardından Beştepe’de konuşma yaptı. (AFP)
TT

Erdoğan’ı seçim zaferinin ardından bekleyen zorluklar

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, seçim zaferinin ardından Beştepe’de konuşma yaptı. (AFP)
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, seçim zaferinin ardından Beştepe’de konuşma yaptı. (AFP)

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın seçimlerdeki zaferiyle beş yıllık yeni bir dönem kazandıktan sonra başta enflasyonla mücadele, deprem sonrası yeniden yapılanma, İsveç’in NATO’ya katılımı ve Suriye ile uzlaşma başta olmak üzere büyük zorluklarla karşı karşıya kalması bekleniyor.

Enflasyonla mücadele

Şarku’l Avsat’ın Fransız basınından aktardığı habere göre, enflasyonla mücadele, vatandaşların yükünü hafifletmek için bir öncelikten daha fazla öneme sahip.

Türkiye’de resmi enflasyon rakamı sonbaharda yüzde 85’i aştıktan sonra nisan ayında 43,68’e geriledi.

Ağustos ve şubat ayları arasında faiz oranı yüzde 14’ten yüzde 8,5’e düşürüldü.

Merkez Bankası tarafından şu açıklamada bulunuldu:

“Sanayi üretiminde yakalanan ivmenin ve istihdamdaki artış trendinin sürdürülmesi açısından finansal koşulların destekleyici olması daha da önemli hale gelmiştir.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, geleneksel ekonomi teorilerinin aksine yüksek faiz oranlarının enflasyonu artırdığını savunuyor.

Erdoğan, seçim kampanyası sırasında faizleri artırmaya niyeti olmadığını gösterdi.

Türk lirası iki yılda değerinin yarısından fazlasını kaybetti ve bu hafta dolar kuru 20 lirayı gördü.

Kur Korumalı Mevduat uygulamasıyla 25 milyar dolara yakın bir dövizin Merkez Bankası’na satıldığı öne sürüldü.

Ancak döviz rezervleri 2002’den bu yana ilk kez kırmızı çizgiye ulaştığı için liranın düşüşünün devam edeceği öngörülüyor.

Deprem sonrası yeniden yapılanma

6 Şubat’ta meydana gelen Kahramanmaraş merkezli 7,8 büyüklüğündeki deprem, ülkenin güneydoğusunda 11 ili harap etti ve en az 50 bin kişinin ölümüne neden oldu. Üç milyondan fazla kişi yi de yerinden etti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, depremden etkilenen illerdeki 650 bin konutu en kısa sürede yeniden inşa etme sözü verdi.

Birleşmiş Milletler (BM) ve Erdoğan’ın açıklamasına göre depremin ülke ekonomisine maliyeti 100 milyar doları aşıyor.

İsveç’in NATO üyeliği

Türkiye’nin NATO’daki müttefikleri, Ankara’nın İsveç’in NATO’ya üyeliği üzerindeki vetosunu kaldırmasını bekliyor.

Stockholm mayıs ayı başlarında yeni bir terörle mücadele yasasının kabul edilmesi de dahil olmak üzere iyi niyet sinyallerini artırırken, Türkiye -Macaristan gibi- bu konudaki kararlılığını sürdürüyor.

Ankara, İsveç’ten FETÖ ve PKK ‘terör örgütü mensuplarının’ Türkiye’ye iade edilmesini talep ediyor.

NATO dışişleri bakanlarının temmuz ayında Vilnius’ta (Litvanya’nın başkenti) yapılacak Devlet Başkanları zirvesinden önce, salı günü Oslo’da bir araya gelmeleri planlanıyor. Burada, İsveç’in ittifaka katılımına karşı vetoyu kaldırma konusunda Türk tarafından olumlu mesaj verilmesi bekleniyor.

Suriye ile uzlaşma

Cumhurbaşkanı Erdoğan yönetimi son aylarda Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esed ile yakınlaşma çabalarına katılım gösterdi. Ancak Rusya’nın arabuluculuğuna rağmen bu girişimleri başarısız oldu.

Esed, mevkidaşı ile herhangi bir görüşmeden önce Suriye’nin kuzeyinde muhalefetin kontrolündeki bölgelerde konuşlanmış Türk güçlerinin geri çekilmesini ve Ankara’nın muhalif gruplara verdiği desteğin sona ermesini talep etti.

2016’dan bu yana Suriye topraklarında YPG’ye karşı harekatlar düzenleyen Türkiye, savaştan kaçan 3,4 milyon Suriyeli mülteciyi ev sahipliği yapıyor.

Cumhurbaşkanı Erdoğan mayıs ayı başlarında en az bir milyon Suriyelinin gönüllü dönüşüne olanak sağlamak için Suriye’nin kuzeyindeki 13 noktada 200 bin konut inşa edileceğini duyurdu.


Akıllı sınıflar eğitim seviyesini yükseltiyor

Akıllı sınıflar eğitim seviyesini yükseltiyor
TT

Akıllı sınıflar eğitim seviyesini yükseltiyor

Akıllı sınıflar eğitim seviyesini yükseltiyor

Telefonlar, saatler, hatta bastonlar gibi tüm eşyaların akıllı hale geldiği bir dünyada ‘akıllı sınıfların’ ortaya çıkması an meselesiydi.

Akıllı sınıflar

Geçtiğimiz günlerde, Brooklyn’de bulunan Üniversite Hazırlık ve Kariyer Keşfi Akademisi, 6. ila 12. sınıflardaki öğrenciler için bir ‘Okuma ve Yazma Odası’nın açılışını yaptı.

Salon, bu adı taşıyan bir alandan bekleyebileceğiniz her şeye sahip, içerisinde küçük bir kütüphane, okumak için rahat koltuklar, konsantrasyon gerektiren işler için küçük masaların yanı sıra sınıfın iki duvarında iki sensör ve bir duvarda büyük, düz bir tablet gibi beklemeyeceğiniz şeyler de bulunuyor.

Bu sensörler, öğrencilerin birbirleriyle ne sıklıkla konuştuklarını, ne tür konuşmalar yaptıklarını, hangi kelimeleri kullandıklarını ve derse kaç yeni öğrencinin katıldığını gözlemliyor.

Bununla birlikte, bu cihazlar belirli öğrencileri görsel olarak tanımlayamıyor, yalnızca duydukları seslerden öğrenci sayısını anlıyor ve bu da gizliliğin korunmasına yardımcı oluyor. Salonu tasarlayan Danish Kourani, bunun hakkında “Sınıf, bir fitness kontrolü gibi” dedi.

Akademi, çoğu ikinci dil olarak İngilizce konuşan öğrenciler arasında okuma ve yazma ile ilgili bir sorun tespit ettikten sonra beş yıl önce Kourani ile ortaklık kurdu. Bu, okulun her 6 haftada bir hedeflenen etkinlikler ve değerlendirmeler aracılığıyla öğrencilerin ilerlemesini izlemeye başlamasını sağladı.

Akademi Müdürü Joanne Moseley “Bu, işleri biraz iyileştirmeye yardımcı oldu, öğrencilerin ilerlemesini günlük olarak izleyebileceğimizi ve verileri öğretimi geliştirmek için bilinçli kararlar vermek üzere kullanabileceğimizi hayal edin” ifadelerini kullandı.

Eğitim teknikleri

İlk bakışta, öğrencilerin her sözünün kaydedildiği, izlenen bir sınıf fikri tartışmalı hatta ürkütücü bir şey olarak görünebilir ancak bu, bu türdeki ilk deneyim değil. 2019’da Carnegie Mellon Üniversitesi, öğrencilerin durumunu veya bir profesörün öğrencilerden birinin adını söylemeden önce beklediği süre gibi çeşitli ayrıntıları izleyebilen bir sistem geliştirdi. O zamandan bu yana EduSense adı verilen sistem üç üniversitede 45 derslikte test edildi.

Araştırmacı ve Paris’teki Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Teşkilatı’nda yetkili olan Andreas Schleicher, teknolojinin doğru kullanılması halinde öğretmenlerin öğrencilerin ihtiyaçlarıyla daha uyumlu olmalarına yardımcı olabileceğini belirtti. Schleicher “Benim için en önemli şey, öğretmenlerin bu algoritmaların kölesi olmaları değil, tasarımcıları olmalarıdır” ifadelerini kullandı.

Kourani, teknolojiyi okulla iş birliği içinde geliştirdi, yani öğretmenler aslında ‘okuma ve yazma odasının’ tasarımcıları olmuştu.

Kourani, sensörleri okula kurmadan önce, Wesleyan Üniversitesi’nden bir bilgisayar programcısı ile birlikte, teknolojinin çeşitli sesleri fotoğraflama, tanımlama ve kaydetme yeteneğini görmek amacıyla, üniversitenin bilgisayar bilimi laboratuvarında deneysel bir modeli bir aydan uzun süre boyunca test etti.

Şarku’l Avsat’ın Tribune Media’dan aktardığına göre Kourani, öğretmenin örneğin öğrencilerinden sadece iki veya üçünün belirli bir süre içinde kendini ifade edebildiğini fark etmesine yardımcı olabileceğinden, sensörleri başka bir eğitim aracı olarak değerlendirdi. Zira bunun, bazılarının herkesin önünde konuşmaktan çekindiklerini veya derse katılmadıklarını gösterdiğine dikkat çekti.

Son olarak, buradaki ana fikir, söz konusu teknolojinin öğretmenlere kendileri ve öğrencileri hakkında daha fazla bilgi verebileceği ve bunun da daha esnek bir öğrenme ortamı sağlamanın yolunu açabileceğine dayanıyor. Schleicher “Mevcut sınıf ortamları, öğrenciyi yalnızca bir tüketiciye, öğretmeni de bir tür hizmet sağlayıcıya indirgediği için verimsizdir. Geleceğin eğitimcisinin sadece harika bir öğretmen, koç ve akıl hocası değil, aynı zamanda iyi bir veri bilimcisi olması gerektiğine yürekten inanıyorum. Etkili olmak için bu bilgi akımlarını anlamalısınız” dedi.


İsrail Hindistan’dan işçi alımı yapıyor

Bir Hint işçi, 1 Mayıs’ta Mumbai’nin eteklerinde Uluslararası İşçi Bayramı’nda yapım aşamasında olan bir şantiyenin kapısını kapatıyor (EPA)
Bir Hint işçi, 1 Mayıs’ta Mumbai’nin eteklerinde Uluslararası İşçi Bayramı’nda yapım aşamasında olan bir şantiyenin kapısını kapatıyor (EPA)
TT

İsrail Hindistan’dan işçi alımı yapıyor

Bir Hint işçi, 1 Mayıs’ta Mumbai’nin eteklerinde Uluslararası İşçi Bayramı’nda yapım aşamasında olan bir şantiyenin kapısını kapatıyor (EPA)
Bir Hint işçi, 1 Mayıs’ta Mumbai’nin eteklerinde Uluslararası İşçi Bayramı’nda yapım aşamasında olan bir şantiyenin kapısını kapatıyor (EPA)

İsrail, mümkün olduğunca Filistinli olmayan işçilere güvenmeye dayalı yeni politikasını uyguluyor. Tel Aviv bu kapsamda Hindistan hükümetiyle 10 bin Hint işçi almak için bir anlaşma imzaladı.

İsrail’deki Nüfus ve Göç İdaresi, Hindistan’dan getirilen işçilerin çalışkan ve deneyimli olduğunu ve akıcı şekilde İngilizce konuştuğunu söylerken, İsrail’de hemşirelik ve inşaat alanlarında artan çalışan ihtiyacını karşılamasının beklendiğini dile getirdi.

Şarku’l Avsat’ın İsrail medyasından edindiği bilgilere göre işçilerin yarısı inşaat alanında, diğer yarısının da hemşirelik alanında görevlendirilecek.

İSRAİL

İlk aşamada 5 bin işçi, 2 bin 500 inşaat işçisi ve aynı oranda hemşirenin gelmesi planlanırken, işçilerin iki aşama halinde gelmesi bekleniyor.

Bu konudaki anlaşma, birkaç bakanlıktan oluşan bir İsrail heyetinin geçen Mart ayında Hindistan’ı ziyaret etmesinden sonra sağlandı. Öyle ki Hint yetkililerle birlikte bakım ve inşaat sektörlerinde binlerce işçiyi işe almak ve istihdam etmek için bir plan geliştirildi. Eğitim merkezlerini gezen heyet, işçilere gelmeden önce verilen eğitimlerden duydukları memnuniyeti dile getirdi.

İsrail’deki Nüfus ve Göç Bakanlığı sözcüsü, ‘vasıflı işçileri düzgün ve denetimli bir şekilde işe almak’ için gerekli mekanizmaları kurmaya yakında başlamayı beklediklerini söyledi.

Hint işçiler, İsrail’in bel bağladığı ve İsrail pazarında inşaat alanında önemli bir kol oluşturan Filistinli işçilerin yerine alınacak.

İSRAİL

İsrail’de güvenlik olaylarının ve siyasi bir ufkun yokluğunda yaşanan tırmanışın, Filistinli işçilere bağımlılığı ‘karmaşık bir mesele’ haline getirdiği söyleniyor. İşe erişimleri güvenlik durumundan etkilenmeyen işçileri işe almak ‘teşvik edici ve çekici’ bir mesele ve İsrail ekonomisi için oldukça önemli.

Öte yandan Çin’den 3 bin işçi almak üzere İsrail- Çin arasında imzalanan bir anlaşma çerçevesinde bu yılın başında Çinli işçiler, inşaat sektöründe çalışmak üzere İsrail'e akın etmeye başladı.

Bu yıl boyunca İsrail’in Filistinlilere bağımlı olmak istemediği endüstriyel sektörler de dahil olmak üzere çeşitli sektörlerde çalışmak üzere Çin’den yaklaşık 10 bin işçinin alınacağı tahmin ediliyor.

İSRAİL

Geçen onlarca yıl, İsrail’de çalışan Filistinlilerin sayısı arttı. Çünkü Tel Aviv, sorunu başta işçi ihtiyacı ve Filistinliler üzerindeki ekonomik etkisi olmak üzere çeşitli açılardan ele alıyordu ve bu meseleyi siyasi ve ekonomik bir şekilde kullanıyordu. Ama bunu, bir güvenlik şantaj kartına dönüştürdü.

Genel olarak İsrail’de çalışan Batı Şeria’dan 120 binden fazla ve Gazze Şeridi’nden yaklaşık 20 bin işçi var. Ancak Filistinlilere bel bağlamak, daha çok İsrail siyaseti ve güvenlik durumuyla bağlantılı.

İsrail merkezli ‘İşçinin Sesi (Kav LaOved)’ internet sitesine göre son yıllarda İsrail’deki Filistinli işçilerin sayısı, özellikle İsrail’deki Filistinli işçilerin en büyük işvereni olan inşaat sektöründe sürekli artıyor.

İsrail istatistiklerine göre inşaat sektöründe 80 binden fazla Filistinli işçi çalışıyor.

Filistinliler de ekonomileri için büyük ölçüde İsrail’deki işgücüne bağlı. İsrail’deki işçilerin maaş faturası, Filistin topraklarındaki en büyük faturayı oluşturuyor ve Filistin otoritesi çalışanlarının faturasından daha fazla.

Filistin Para Kurumu, yerleşim yerlerinde ve Yeşil Hat’ta resmi çalışma izinleriyle çalışan Filistinli işçilerin maaşlarının aylık 800 milyon şekel (230 milyon dolar) olduğunu tahmin ediyor. Tüm işçilerin ortalama yıllık ücretlerinin ise yıllık yaklaşık 9 milyar şekel (2,5 milyar dolar) olduğu tahmin ediliyor. Filistin otoritesi çalışanlarının aylık maaş bordrosu ise yaklaşık 560 milyon şekel (yaklaşık 160 milyon dolar) tutarında.

Söz konusu sayılar, kaçakçılık yoluyla İsrail’e izinsiz giren kayıt dışı işçileri kapsamıyor. Ancak sayılarının binlerce olduğu tahmin ediliyor.