Libya’nın başkentinde silahlı milis grupların hareketliliği sürüyor

Ulusal Birlik Hükümeti Başbakanı Abdülhamid Dibeybe seçimlerin oldukça yakın bir tarihte düzenleneceğini açıkladı.

Dibeybe İçişleri Bakanlığı’na bağlı bir güvenlik biriminin mezuniyet törenine katıldı. (Ulusal Birlik Hükümeti)
Dibeybe İçişleri Bakanlığı’na bağlı bir güvenlik biriminin mezuniyet törenine katıldı. (Ulusal Birlik Hükümeti)
TT

Libya’nın başkentinde silahlı milis grupların hareketliliği sürüyor

Dibeybe İçişleri Bakanlığı’na bağlı bir güvenlik biriminin mezuniyet törenine katıldı. (Ulusal Birlik Hükümeti)
Dibeybe İçişleri Bakanlığı’na bağlı bir güvenlik biriminin mezuniyet törenine katıldı. (Ulusal Birlik Hükümeti)

Libya’da geçici Ulusal Birlik Hükümeti (UBH) yanlısı milislerin başkent Trablus’taki askeri hareketliliği devam ederken, UBH Başbakanı Abdulhamid Dibeybe durumu kontrol altına almak için adımlarını hızlandırdı.
Yerel basın yayın organlarında önceki gün dolaşıma giren görüntülerde 301. Piyade Taburu’nun alarm halinde olduğu görüldü. Tüm mühimmatları Trablus’un güneybatısındaki bir askeri kampta bulunan 301. Piyade Taburu’nun unsurları arasındaki askeri hareketliliğin Dibeybe’nin talimatının ardından geldiği belirtiliyor.
Bazı silahlı milis gruplar başkentin dış mahallelerinde yeniden ortaya çıktı. Bu kapsamda 444. Muharebe Tugayı’na ait silahlı bir konvoy başkentin Selahaddin bölgesinde gövde gösteri yaparken, İstikrarı Destekleme Birimi unsurları Ebu Selim bölgesine yöneldi. Dibeybe’nin görevden aldığı Askeri İstihbarat Dairesi’nin eski Müdürü Usame Cuveyli’ye bağlı Zintan Tugayları ise Es-Sevani bölgesine doğru harekete geçti. Bu askeri hareketlilikler, Libya Başkanlık Konseyi Başkanı ve Libya Ordusu Başkomutanı Muhammed el-Menfi’nin tüm askeri birliklerin hareketini kısıtlama kararına rağmen gözlemlendi.
Trablus’taki güvenlik güçleri, yaptığı açıklamada, 8. Kuvvet Tugayı’na (Navasi) atıfta bulunarak, “Bazı düzensiz güvenlik kurumları güce başvurma ve kamu güvenliğine zarar verme yoluyla siyasi sürece olumsuz bir şekilde müdahale ediyor ve ülkedeki yüksek mercilerin talimatlarına bağlı kalmıyorlar” ifadelerini kullandı. İktidarın barışçıl değişimi ve vatanın yüksek çıkarlarına zarar verilememesi ilkesine saygı duyulmasının önemine vurgu yapılan açıklamada, suç eylemlerine bulaşan taraflara resmi makamlardan çıkan emirlere bağlı kalma çağrısı yapıldı.

‘Seçimler çok yakında olacak’
Dibeybe önceki gün Gençlik Bakanlığı’nın Trablus’ta düzenlediği etkinliğe katıldı. Dibeybe burada yaptığı konuşmada, gençlerin seçimlerin başarılı bir şekilde düzenlenmesindeki rolüne vurgu yaptı. Dibeybe İçişleri Bakanlığı’na bağlı bir güvenlik biriminin mezuniyet törenine ve daha sonra Fizan Kanaat Önderleri ve İleri Gelenleri Forumu’na katıldı. Başbakan Dibeybe Forum’da yaptığı açıklamada, “Seçimler çok yakında olacak ve her ne olursa olsun düzenlenecek” dedi. Temsilciler Meclisi’nin Seçim Komisyonu üzerinde hegemonya kurduğunu söyleyen Dibeybe, Komisyon konusunda sorun yaşanması halinde parlamento ve cumhurbaşkanlığı seçimlerini düzenleme görevini Belediye Seçimleri Merkez Komitesi’ne verme ihtimalinin olduğunu ifade etti.
Dibeybe önceki gün Tarhuna kenti sakinleriyle bir araya gelerek, UBH’nin Tarhuna’da ortaya çıkarılan toplu mezarlara göz yummayacağı sözünü verdi. Başbakan Dibeybe hem belediye hem milletvekili seçimleri olsun önümüzdeki seçimlerin ‘herkesin hedefi’ olması gerektiğini vurguladı. Dibeybe ayrıca Misrata kentinin önde gelen isimlerinden oluşan bir heyetin hükümete ve hükümetin yerel yönetimler konusunda attığı adımları desteklediğini söyledi.
UBH yaptığı açıklamada, Dibeybe’nin Misrata kentinin önde gelen isimlerinden oluşan ve Misrata Belediye Meclis üyelerinin de yer aldığı bir heyeti kabul ettiğini bildirdi. Açıklamaya göre heyet Dibeybe hükümetinin yerel yönetimleri destekleme yolundaki çabalarını desteklediklerini ve takdir ettiklerini belirterek, barışçıl siyasi sürecin korunması, barış ve istikrarın sağlanması, özgür ve tarafsız seçimler üzerinden halka yeniden güven verilmesi konusundaki arzularını dile getirdi. Heyet üyeleri ayrıca hükümetin tüm Libyalılara hizmet etmeye devam etmesi, önemli bir ulusal kazanım olan seçimlerin başarı olması için ciddi bir şekilde çalışması ve seçilmiş bir yasama ve yürütme organını seçmesinin önemine vurgu yaptı.

Trablus Büyükşehir Belediyesi’nden iddialara yalanlama
Öte yandan Trablus Büyükşehir Belediyesi, Başağa hükümetinin başkente girmesinde müdahalesi bulunduğu iddialarını yalanladı. Belediye Sözcüsü, yaptığı açıklamada, belediyenin her türlü siyasi davranışlardan uzak olduğunu ve UBH’nin Yerel Yönetimler Bakanlığı ile koordinasyon halinde olduğunu söyledi. Sözcü, Başağa hükümetinin belediye ile ilgili söylediği yalanlar hakkında Savcılığa başvuruda bulunmak için hazırlık yaptıklarını kaydetti.
Libya Genel Elektrik Şirketi (GECOL) Yönetim Kurulu Başkanı Viam el-Abdeli, Trablus’un batısındaki acil durum istasyonu projesi çalışmalarının son iki gündür istasyon karşısında meydana gelen silahlı çatışmalar nedeniyle geçici süreliğine durdurulduğunu açıkladı. Abdeli, “Ülke içinde tedariki edilmeye ve ihracatçı ülkelerden ithal edilen malzemelerin zarar görmesi nedeniyle arızaları tamir etmenin maliyeti yüksek olacak” ifadesini kullandı.
UBH’nin Adalet Bakanlığı, İstikrarı Destekleme Birimi’ni savundu. Bakanlık önceki gün yaptığı açıklamada, Uluslararası Af Örgütü’nün raporlarında ihlallerin olduğuna ilişkin suçlamalarını ‘kabul edilemez’ olarak nitelendirdi. Bakanlık bu suçlamaların gerçekçi delillerden ve hukuki temellerden yoksun olduğunu ve ilgili örgütün olaylarla ilgili soruşturmaların tamamlanmasını beklemediğini belirtti. Af Örgütü’nü, Libya’nın kanun egemenliğine zarar verme ve adaletin seyrini etkileme konusunda uyaran Bakanlık, yasaları uygulamakla yükümlü tüm mercilerin Libya Ceza Muhakemesi Kanunu’na göre çalıştığını ifade etti.
Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri’nin Libya Danışmanı Stephanie Williams, Norveç Krallığı’nın Libya Büyükelçisi Hilde Klemetsdal ile bir araya geldiğini aktardı. Williams, Twitter hesabından paylaştığı mesajda, Klemetsdal ile Libya’daki son gelişmeleri, Libya Temsilciler Meclisi ile Devlet Yüksek Konseyi arasında kurulan ortak komitenin Kahire’de (bugün sona erecek olan) görüşmelerin ikinci turundaki beklentileri ele aldıklarını yazdı. Williams, “Mevcut koşullarda sahada sükuneti korumanın ve her türlü provokatif eylem ve söylemden kaçınmanın kritik ihtiyacını yineledik” dedi.
ABD’nin Libya Büyükelçisi Richard Norland, Tebu Kongresi Başkanı ile görüşmesinin ardından yaptığı açıklamada, ülkesinin azınlıkların ve ülkedeki tüm bileşenlerin mevcut siyasi sürece katılımına olan desteğini dile getirdi. Norland, Trablus’taki çatışmaların ardından sükunete olan ihtiyaç, diyalogun ve seçimlere doğru hızla ilerlemenin önemi konusunda Kongre Başkanı ile hemfikir olduklarını ifade etti.



Pakistan güçleri ile Afgan Taliban'ı arasında sınırda çatışmalar

3 Aralık 2025'te Afgan sınırına yakın bir bölgede düzenlenen saldırılarda hayatını kaybeden Pakistanlı polis memurlarının cenaze töreni (AFP)
3 Aralık 2025'te Afgan sınırına yakın bir bölgede düzenlenen saldırılarda hayatını kaybeden Pakistanlı polis memurlarının cenaze töreni (AFP)
TT

Pakistan güçleri ile Afgan Taliban'ı arasında sınırda çatışmalar

3 Aralık 2025'te Afgan sınırına yakın bir bölgede düzenlenen saldırılarda hayatını kaybeden Pakistanlı polis memurlarının cenaze töreni (AFP)
3 Aralık 2025'te Afgan sınırına yakın bir bölgede düzenlenen saldırılarda hayatını kaybeden Pakistanlı polis memurlarının cenaze töreni (AFP)

İslamabad ve Kabil'deki yetkililer, çok sayıda kişinin ölümüne yol açan sınır ötesi çatışmadan yaklaşık iki ay sonra, dün Pakistan ve Afgan sınır güçleri arasında yoğun çatışmalar yaşandığını bildirdi. Doğrulanmamış haberlere göre her iki tarafta da can kaybı yaşandı.

Şarku'l Avsat'ın DPA'dan aktardığına göre Pakistanlı bir yetkili ajansa yaptığı açıklamada, topçu ateşi ve diğer silahların kullanıldığı son çatışmaların Pakistan'ın Belucistan eyaleti ile Afganistan'ın Kandahar bölgesi arasında meydana geldiğini söyledi.

Sınırı gözetleyen Pakistan sınır muhafız kuvvetlerinden bir yetkili, "Ateş iki saat sürdü. Yoğun ve şiddetliydi" ifadesini kullandı.

Afgan Taliban hükümetinin sözcüsü, güçlerinin Pakistan tarafından başlatılan ateşe karşılık verdiğini söyledi. Ancak Pakistanlı yetkililer, sınırın diğer tarafındaki sivillere ateş açanların Taliban savaşçıları olduğunu belirtti.

Çatışmalar, Pakistan'ın başkent Kabil de dahil olmak üzere Afganistan içindeki hedeflere düzenlediği hava saldırılarının ardından geçen ekim ayında yaşanan ölümcül çatışmalardan aylar sonra yaşandı. Saldırılarda, sınır ötesi saldırılardan sorumlu olduğu iddia edilen bir milis lideri hedef alınmıştı.

O zamandan beri Katar'ın arabuluculuğunda sağlanan kırılgan bir ateşkes sağlandı.


Kanada, Suriye'yi terörü destekleyen devletler listesinden çıkardı

Suriye Devlet Başkanı Ahmed el-Şara, geçen Eylül ayında Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'nda konuşuyor (Arşiv-Reuters)
Suriye Devlet Başkanı Ahmed el-Şara, geçen Eylül ayında Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'nda konuşuyor (Arşiv-Reuters)
TT

Kanada, Suriye'yi terörü destekleyen devletler listesinden çıkardı

Suriye Devlet Başkanı Ahmed el-Şara, geçen Eylül ayında Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'nda konuşuyor (Arşiv-Reuters)
Suriye Devlet Başkanı Ahmed el-Şara, geçen Eylül ayında Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'nda konuşuyor (Arşiv-Reuters)

Kanada hükümeti, dün yaptığı açıklamada, Suriye'yi terörü destekleyen yabancı devletler listesinden çıkardığını ve Cumhurbaşkanı Beşşar Esed'in devrilmesine yardımcı olan muhalif ittifakın lideri olan Heyet Tahrir el-Şam'ı da terör örgütleri listesinden çıkardığını bildirdi.

Hükümet yaptığı açıklamada, "Bu önlemler, Birleşik Krallık ve ABD de dahil olmak üzere müttefiklerimiz tarafından yakın zamanda alınan kararlarla uyumlu olup, Suriye geçiş hükümetinin Suriye'de istikrarı teşvik etme ve vatandaşları için kapsayıcı ve güvenli bir gelecek inşa etme, bölgesel istikrarı teşvik etmek ve terörizmle mücadele etmek için küresel ortaklarla çalışma çabalarını takip etmektedir" ifadelerine yer verdi.


Trump’ın açıklaması ateşkesi tehlikeye mi attı? 17. Maddeyle Gazze'de fiili bölünme ihtimali masada mı?

Filistinliler, Gazze Şeridi'nin merkezindeki Nuseyrat mülteci kampında kaplarını suyla dolduruyor (AFP)
Filistinliler, Gazze Şeridi'nin merkezindeki Nuseyrat mülteci kampında kaplarını suyla dolduruyor (AFP)
TT

Trump’ın açıklaması ateşkesi tehlikeye mi attı? 17. Maddeyle Gazze'de fiili bölünme ihtimali masada mı?

Filistinliler, Gazze Şeridi'nin merkezindeki Nuseyrat mülteci kampında kaplarını suyla dolduruyor (AFP)
Filistinliler, Gazze Şeridi'nin merkezindeki Nuseyrat mülteci kampında kaplarını suyla dolduruyor (AFP)

ABD Başkanı Donald Trump’ın, Gazze’deki ateşkes anlaşmasının “ikinci aşamasının değiştirileceği” yönündeki kısa ve belirsiz açıklaması, bu değişikliğin ne anlama geldiğine ilişkin soruları gündeme taşıdı.

Uzmanlara göre Trump’ın işaret ettiği değişiklik, anlaşmanın uygulanma biçiminde bir revizyon anlamına geliyor. Buna göre, İsrail’in hâlihazırda yüzde 55’ini kontrol ettiği Gazze’den çekilmesi ve Hamas’ın silahsızlandırılmasına geçilmesi yerine, 17. maddenin devreye alınması söz konusu olabilir. Bu madde, barış planının taraflardan biri kabul etmese bile tek taraflı olarak ilerletilmesine imkân tanıyor.

10 Ekim’de yürürlüğe giren ateşkes anlaşmasındaki 17. madde, Hamas’ın öneriyi geciktirmesi veya reddetmesi halinde, “yardımların genişletilmesi dahil, planın belirtilen unsurlarının, İsrail ordusunun terörden arındırılmış olarak uluslararası istikrar gücüne devrettiği bölgelerde uygulanacağını” düzenliyor.

Geçen ekim ayında Hamas ile İsrail arasında imzalanan “barış belgesi” sadece birinci aşamayla ilgili maddeleri içeriyordu. Bu aşama; ilk ateşkes, İsrail güçlerinin geri çekilmesi, esir takası ve insani yardım girişlerinin kolaylaştırılmasını kapsıyor. Ancak savaş sonrası Gazze’nin yönetimine ilişkin “ikinci aşama” konusunda resmî bir mutabakat sağlanmış değil.

Perşembe günü yaptığı açıklamada Trump, planın ikinci aşamasının “çok yakında değiştirileceğini” söyledi. Açıklama, sürecin tıkanması ve sahadaki ilerlemenin sınırlı kalması nedeniyle endişelerin arttığı bir döneme denk geldi; ancak Trump değişikliğin içeriğine dair ayrıntı vermedi.

Görsel kaldırıldı.
Filistinli bir kadın, İsrail'in Han Yunus'ta düzenlediği bir baskın sonucu akrabalarından birinin öldürülmesine tepki gösteriyor (AFP)

Ahram Siyaset ve Strateji Merkezi İsrail Çalışmaları uzmanı Dr. Said Okaşa, (Saeed Okasha) Trump’ın sözünü ettiği değişikliğin büyük olasılıkla 17. maddeye dayanacağını belirtiyor. Okaşa’ya göre bu adım, “eski Gazze” ve “yeni Gazze” ayrımını güçlendirecek bir fiili bölünmeye kapı aralayabilir. Bu yaklaşımı geçen ay ABD’nin bölge özel temsilcisi Steve Witkoff’un da çeşitli görüşmelerde dile getirdiğini hatırlattı.

Okkaşa, anlaşmanın geçen ay Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi tarafından onaylandığını anımsatarak, Hamas’ın silahsızlanma sürecine yanıt vermemesi gibi gerekçelerle 17. maddenin yeniden devreye sokulmasının mümkün olduğunu söyledi. Uzman, böyle bir senaryonun Gazze’de “ne savaş ne barış” şeklinde sürecek bir çıkmaz yaratabileceğini ifade etti.

Görsel kaldırıldı.
Filistinliler, Cebaliye'de yıkılan binaların enkazı arasında sokaklara kurulmuş çadırların yanından geçiyor (AFP)

Filistinli siyaset analisti Dr. Ayman el-Rakkab da, Trump’ın değişiklik açıklamasının içeriğinin belirsizliğine işaret ederek, “İsrail’in bölgede kalma isteğiyle birleştiğinde, Gazze’nin fiilen ikiye bölünmesi ihtimali güçleniyor” değerlendirmesinde bulundu.

Bu belirsizlik sürerken, Axios haber sitesi Trump’ın 25 Aralık’tan önce Gazze’de barış sürecinin ikinci aşamasına geçileceğini açıklamayı planladığını duyurdu. Habere göre Washington, Gazze’de oluşturulacak yeni yönetim yapısı ve uluslararası istikrar gücünün son hazırlıklarını tamamlıyor. ABD Başkanı’nın, bu adımları görüşmek üzere İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile ay sonundan önce bir araya gelmesi bekleniyor.

İkinci aşamanın önünde ciddi engellerin olduğunu ifade eden Rakkab: “Barış Konseyi ile teknokrat hükümet henüz kurulmadı. Güvenliği devralacak polis gücü ve uluslararası istikrar kuvveti oluşturulmadı. Bu nedenle somut bir hareketin en erken ocak ayında mümkün olabileceğini düşünüyorum” dedi.

Okaşa, yakın vadede İsrail’in kontrolde tuttuğu bölgeyi yüzde 60 seviyesine çıkarmaya çalışabileceğini, ancak anlaşmanın genel çerçevesinde büyük bir tırmanış beklemediğini belirtti.

Geçtiğimiz günlerde Yedioth Ahronoth, İsrail’in yaklaşık iki milyon Filistinliyi sarı çizginin doğusunda İsrail kontrolündeki yeni bölgelere yeniden yerleştirmeyi, Hamas kontrolündeki bölgeleri tamamen sivillerden boşaltmayı ve Hamas unsurlarını bu bölgelerde aşamalı şekilde takip etmeyi içeren bir plan hazırladığını yazmıştı. Şarku’l Avsat’ın  Telegraph gazetesinin Batılı diplomatlara dayandırdığı haberinden aktardığı bilgilere göre ABD planının Gazze’nin kalıcı biçimde ikiye ayrılması riskini barındırdığını bildirmişti.

Mısır Dışişleri Bakanı Bedr Abdulati ise geçtiğimiz günlerde Barselona’da AB Dış Politika Yüksek Temsilcisi Kaja Kallas ile yaptığı görüşmede, Gazze ile Batı Şeria’nın birliğinin korunması gerektiğini vurgulayarak, ayrıntıları tartışılan hiçbir adımın “bölünmeyi pekiştirmesine” izin verilemeyeceğini söyledi. Abdulati, çarşamba günü yaptığı başka bir açıklamada da, “Gazze’nin bölünmesini konuşmak dahi mümkün değildir. Gazze, Doğu Kudüs dâhil olmak üzere, kurulacak Filistin devletinin ayrılmaz bir parçasıdır” dedi.

Uzman Okaşa’ya göre Mısır, hem Gazze’nin bölünmesini hem de anlaşmayı zayıflatacak her türlü değişikliği engellemek için diplomatik çabalarını sürdürecek. Buna karşın, Trump’ın planı etrafındaki belirsizlik nedeniyle önümüzdeki döneme ilişkin tüm senaryolar hâlâ masada.