Irak Federal Mahkemesi ‘günlük işleri yürütme hükümeti’ ile ilgili tartışmalara son noktayı koydu

Irak Federal Mahkemesi ‘günlük işleri yürütme hükümeti’ ile ilgili tartışmalara son noktayı koydu
TT

Irak Federal Mahkemesi ‘günlük işleri yürütme hükümeti’ ile ilgili tartışmalara son noktayı koydu

Irak Federal Mahkemesi ‘günlük işleri yürütme hükümeti’ ile ilgili tartışmalara son noktayı koydu

Irak Yüksek Federal Mahkemesi, Ekim 2021’deki genel seçimlerden sonra statüsü ‘günlük işleri yürütme hükümeti’ olarak değişen Başbakan Mustafa el-Kazımi başkanlığındaki hükümetin yetkileriyle ilgili üç aydan uzun süredir devam eden tartışmalara son noktayı koydu.
Irak Anayasası’na göre, ülkeyi yöneten hükümet, parlamento seçim sonuçları ilan edilip meclis başkanı ve yardımcılarının seçilmesinin ardından istifa etmiş kabul edilir. Ancak devletin işleyişinde bir aksaklık yaşanmaması adına yeni hükümet kurulana kadar ülkedeki rutin devlet işlerinin yürümesini sağlar.
Ekim 2021’de düzenlenen genel seçimlerden bu yana Kazımi başkanlığındaki günlük işleri yürütme hükümetinin yaptığı atamalar, görevden almalar, Meclis’e sunduğu kanun tasarıları aylardır tartışma konusu oluyordu. Nitekim Irak Anayasası, günlük işleri yürütme hükümetine Meclis’e genel bütçe tasarısı sunma yetkisi tanımadığı için Kazımi hükümeti de genel bütçe tasarısı yerine geçen hafta ‘Gıda Güvenliği ve Kalkınma İçin Acil Destek’ isimli kanun tasarısı sundu. Irak Meclisi tasarıyı kabul etmeye hazırlanırken, bazı milletvekilleri hükümetin kanun tasarısı sunma yetkisiyle ilgili Federal Mahkeme’ye şikâyet başvurusunda bulundu. Mahkeme günlük işleri yürütme hükümetinin böyle bir yetkiye sahip olmadığına karar verdi. Meclis, bu sefer kanun tasarısı yerine ‘kanun teklifi’ formülüne başvurdu. Nitekim Anayasa günlük işleri yürütme hükümetine ‘kanun teklifi’ sunma izni veriyor. Buna ek olarak Cumhurbaşkanı Berhem Salih ‘günlük işleri yürütme hükümeti’ kavramını açıklaması talebiyle Federal Mahkeme’ye resmi yazı gönderdi.
Salih, gönderdiği yazıda şu ifadeleri kullandı:
 “Yüksek Federal Mahkeme’nin 2022 yılı 121 sayılı kararı, günlük işleri yürütme hükümetinin, tam yetkili doğal hükümetten sınırlı yetkilere sahip hükümete dönüşen hükümet olduğuna işaret etti. Ülkenin karşı karşıya olduğu ve yakın gelecekte karşılaşması muhtemel zorlu krizler doğrultusunda ve özellikle elektrik enerjisi, gıda ve ilacın yanı sıra petrol çıkarma ve güvenliği sağlamak için gereken kaynakların tedarikine ihtiyaç duyulurken, şimdiye kadar 2022 bütçesinin olmadığı da dikkate alınarak, mevcut hükümetin günlük hayatın bu gerekliliklerini ve vatandaşlara temel hizmetleri sağlamak için mali ödenekler tahsis etme ve kararlar alma noktasındaki yetkilerini açıklayabilir misiniz?”
Federal Mahkeme, Salih’in yazısına yanıt olarak yaptığı açıklamada şunları kaydetti:
“Günlük işleri yürütme hükümeti, tam yetkili doğal hükümetten sınırlı yetkilere sahip hükümete dönüşen hükümet anlamına gelir. Bu, iki durumda gerçekleşir: Birincisi, (Anayasa’nın) 61’inci maddesinin 8’nci fıkrasının (a), (b), (c) ve (d) bentlerinin hükümlerine dayanarak Bakanlar Kurulu oluşturulana kadar başbakandan güvenoyu çekildiğinde. İkincisi, Anayasa’nın 64’üncü maddesinin 1’inci fıkrasında belirtilene göre Meclis feshedildiğinde. Bu iki durumda Bakanlar Kurulu istifa etmiş kabul edilir ve kamu kurumlarının düzenli işleyişini ve halka yönelik hizmetlerin sürekliliğini sağlayacak karar ve tedbirleri almayı içeren günlük işleri yürütmeye devam eder. Bunun kapsamına, Irak'ın siyasi, ekonomik ve toplumsal geleceği üzerinde önemli ölçüde etki edecek siyasi sebep ve motivasyon içeren kararlar girmez. Bunun kapsamına, kanun tasarıları önerme, kredi verme, devletin yüksek makamlarına atama yapma veya görevden alma ve bakanlıkları veya daireleri yeniden yapılandırma girmez. Kamu kurumlarının düzenli işleyişi ve halka hizmet sunmaya devam edilmesi; gıda, ilaç, elektrik ve bunların gerekliliklerini yerine getirmeyi ve güvenliği her yönüyle sağlamayı kapsar. Hükümet ve tüm paydaşları bunları temin etmekle yükümlüdür.”
Bu karar, Federal Mahkeme’nin belirlediği çerçevede çalışmalarını sürdürmesi için mevcut hükümete ve gıda güvenliğiyle ilgili kanun tasarısını ‘kanun teklifi’ adı altında yeniden gündeme getiren Meclis’e uzatılmış bir can simidi olarak değerlendiriliyor. Nitekim günlük işleri yürütme hükümetinin ‘kanun tasarısı’ sunma hakkı bulunmuyor.



Lübnan Başbakanı:  İsrail ile barış görüşmelerine henüz başlamadı

Lübnan Başbakanı Nevvaf  Selam (NNA)
Lübnan Başbakanı Nevvaf  Selam (NNA)
TT

Lübnan Başbakanı:  İsrail ile barış görüşmelerine henüz başlamadı

Lübnan Başbakanı Nevvaf  Selam (NNA)
Lübnan Başbakanı Nevvaf  Selam (NNA)

Lübnan Başbakanı Nevvaf Selam, Çarşamba günü yaptığı açıklamada, İsrail ve Lübnan’dan iki sivil temsilcinin katıldığı ateşkesi izleme komitesindeki görüşmelerin henüz “barış müzakeresi” aşamasına gelmediğini belirtti.

Selam, basın mensuplarına yaptığı açıklamada, “Ateşkesi İzleme Komitesi, saldırıların durdurulması ilanının uygulanması için bir forumdur. Henüz barış müzakeresi aşamasına gelmedik” dedi.

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, sivil temsilcinin gönderilmesini, “İsrail ve Lübnan arasında ekonomik iş birliğinin temeli için ilk girişim” olarak nitelendirmişti.

Selam, ekonomik görüşmelerin İsrail ile normalleşme sürecinin bir parçası olacağını ve bunun ancak bir barış anlaşmasını takip etmesi durumunda mümkün olacağını vurguladı. Ayrıca, iki ülke 2002 Arap Barış Planı’na uyarsa “normalleşmenin ardından barış geleceğini” söyledi, ancak bunun şu an için uzak bir hedef olduğunu kaydetti.

Lübnan Başbakanı, ülkesinin Ateşkesi İzleme Komitesi’nin güney Lübnan’daki Hizbullah’ın silahsızlandırılmasını denetlemesine açık olduğunu da ifade etti. Selam, “Komiteye, herhangi bir endişe veya şüphe durumunda sahada doğrulama yapmaya hazır olduğumuzu ilettik. Denetlemeye açığız” dedi.


Refah’ta tünel çatışması: 4 İsrail askeri yaralandı

İsrail'in Gazze Şehri'nin doğusunda düzenlediği hava saldırılarının ardından dumanlar yükseliyor (AFP)
İsrail'in Gazze Şehri'nin doğusunda düzenlediği hava saldırılarının ardından dumanlar yükseliyor (AFP)
TT

Refah’ta tünel çatışması: 4 İsrail askeri yaralandı

İsrail'in Gazze Şehri'nin doğusunda düzenlediği hava saldırılarının ardından dumanlar yükseliyor (AFP)
İsrail'in Gazze Şehri'nin doğusunda düzenlediği hava saldırılarının ardından dumanlar yükseliyor (AFP)

İsrail ordusu, bugün  (Çarşamba) yaptığı açıklamada, Gazze’nin güney  doğusundaki Refah’ta bir tünelden çıkan militanlarla yaşanan çatışmada dört İsrail askerinin yaralandığını duyurdu. Ordudan yapılan açıklamada, yaralılardan birinin durumunun ciddi, üçünün ise orta derecede olduğu belirtildi. Olay sırasında Golani Tugayı’na bağlı bir keşif birimine militanlar tarafından tünelden ateş açıldığı bildirildi. Yaralı askerler tedavi için tahliye edilirken, ailelerine bilgi verildi.

Yerel medyaya göre en az bir militan öldürüldü ve diğerleri için arama çalışmaları sürüyor. Çatışma, İsrail’in Gazze’nin kuzeyinde Kızılhaç aracılığıyla bir rehinenin kalıntılarını teslim almasının birkaç saat sonrasında gerçekleşti.

Gazze’deki kaynaklar, Refah’ta topçu ateşi ve silahlı çatışmaların devam ettiğini bildirerek, bölgedeki güvenlik durumunun istikrarsız olduğunu ortaya koydu.

Başbakan Binyamin Netanyahu, Hamas’ı ateşkes anlaşmasını ihlal etmekle suçlayarak, İsrail’in askerlerine yönelik herhangi bir saldırıya uygun şekilde karşılık vereceğini vurguladı. Netanyahu, “Hamas ateşkes anlaşmasını ihlal ediyor ve ordumuza yönelik terör faaliyetlerine devam ediyor. İsrail, askerlerimize yönelik herhangi bir saldırıya müsamaha göstermeyecek ve buna göre yanıt verecek” dedi.


Gazze'de kış, çocukluğumdaki mutluluğun hatırasını silip süpürdü

Deyr el-Balah'ı geçen hafta sular bastı (AP)
Deyr el-Balah'ı geçen hafta sular bastı (AP)
TT

Gazze'de kış, çocukluğumdaki mutluluğun hatırasını silip süpürdü

Deyr el-Balah'ı geçen hafta sular bastı (AP)
Deyr el-Balah'ı geçen hafta sular bastı (AP)

Çocukluğumdan beri kışı hep çok sevmişimdir. Kara bulutlar gökyüzünü kapladığında ve yağmur damlaları yere düştüğünde, ailem büyükannem ve büyükbabamın evinde toplanırdı. Dedem ateşi yakarken yanına otururdum, babaannem de çaydanlığı ateşe koyardı. Bizim için kış, bir rahatlık mevsimiydi. Hiç üşümezdik.

Gündüzleri kuzenlerimle birlikte sokaklara yayılan su birikintilerinde yalınayak koşar, yağmur bizi tepeden tırnağa ıslatırken duvarların ve ağaçların ardında gizlenerek ghommemeh (saklambaç) oynardık. Annemin hastalanmadan önce içeri girmemiz için bize bağırdığını hatırlıyorum. Geceleri büyükbabam bize 1960'lardaki seyahatlerinde geçen hikayeleri anlatırdı.

Yaşım ilerledikçe kışları arkadaşlarımla daha fazla zaman geçirmeye ve mezun olduktan sonra peşinden gitmeyi umduğumuz hedeflerimiz ve geleceğe dair hayallerimiz hakkında konuşmaya başladım. Bazen Halid, Mahmud ve ben, Muhammed Hamo'nun evinde buluşurduk, artık o bir ölü; huzur içinde yatsın. Bir ateş yakıp en sevdiğimiz içeceği, yani çayı yanan odunların üzerine koyup kağıt oynardık ya da filmler ve TV dizileri izlerdik.

Evdeyken yağmur damlalarının sesi havayı doldurduğunda veya derslerimden bunaldığımda, yağmuru izlemek ve soğuk rüzgarın tadını çıkarmak için yatak odamın balkonuna çıkardım. O balkondan günbatımını izlemek gibi bir alışkanlığım vardı. Kışın manzarayı daha da harika yapan şey, sahil boyunca dönen göçmen kuşların gökyüzünde kısa süreliğine, güzel desenler çizmesiydi.

İsrail'in Gazze'yi istilası, kışla ilgili tüm güzel duygularımı yok etti. Ailem 13 Ekim 2023'te yataklarına örtecek bir şey ya da kışlık kıyafetlerini yanına almaksızın tahliye edildi. Sonrasında birkaç battaniye satın alabildik. Her birinin bize maliyeti yaklaşık 35 dolar oldu. Küçük biraderim ve ben, tek bir battaniyenin altında örtünmek zorundaydık. Birkaç hafta sonra bir okulun arka bahçesinde uyuyorduk. Kışın rüzgarı acımasızca üzerimizden geçti. Soğuktan titreyerek uyanınca sadece hafif yağmurlar yüzünden battaniyemin sırılsıklam olduğunu gördüm. O günden beri kıştan nefret ediyorum.

Binlerce aile bizimkine benzeyen deneyimler yaşadı. Birbirine dikilmiş battaniyelerden oluşan derme çatma küçük bir çadırda 14 kişilik ailesiyle birlikte yaşayan 19 yaşındaki İsmail Abed, birkaç kez sırılsıklam halde uyandı. Aile, hava koşullarından biraz uzaklaşıp soluk almak için komşularının çadırına giderdi.

Bana "UNRWA'dan çadır alana kadar ne zaman yağmur yağsa boğuluyorduk" diyen İsmail, bu çadırı da barınağı olmayan başka bir aile grubuyla paylaşmış:

Bu yeni çadır bizi yağmurdan korudu ama rüzgarın getirdiği keskin soğuk, üzerimizi örtmeye yetecek kadar battaniyemizin olmamasıyla birleşince durum gerçekten dayanılmazdı.

Kendi çadırımızda o kadar kalabalıktık ki ısınmak için ateş yakacak yerimiz yoktu. Kışın yemek pişirmek bile daha zordu. İsrail işgali, Gazze Şeridi'ne girmesini engellediği için yemek pişirecek gazımız yoktu. Yemek pişirmek için ateş yaktığımız yerin üstü örtülü değildi, bu yüzden ne zaman yağmur yağsa ateş sönerdi.

Bir çadırda yaşamak, yiyecekleri sıçanlardan ve hamamböceklerinden saklayabileceğimiz bir buzdolabına veya başka bir güvenli yere sahip olmadığımız için her gün yiyecek alışverişine çıkmamız gerektiği anlamına geliyordu. Pazardaki un veya pirinç gibi temel yiyecekleri eve getirmek için bazen yağmurda iki saate yakın yürümek zorunda kalıyorduk.

Gazze'nin kuzeyindeki dostlarımdan Muhammed Ebu el-Mehza, kış boyunca defalarca yerinden edildi. Aralık 2023'te Muhammed'in ailesi, Gazze'nin batısındaki eş-Şati kampından zorunlu bir şekilde tahliye edilince yağmurda yürüyerek Şeyh Rıdvan mahallesine gitti.

Bana "Ben de dahil tüm ailem ertesi gün hastaydı" dedi:

İlaç o kadar az ki iyileşmemiz için 10 günden fazla süre geçmesi gerekti.

23 yaşındaki Usame Adas, eylülde ailesiyle birlikte Gazze'nin kuzeyinden güneyine tahliye edildi. Güneyde kimseyi tanımıyorlardı, bu yüzden denizden yaklaşık 20 metre uzakta bir çadır kurdular. Sahilden gelen rüzgarlar geceleri iliklere işleyen bir soğuktu, bu yüzden aile kuzeye dönebilecekleri günü bekledi.

Ateşkes ilan edildiğinde Usame evine döndü ve dört katlı binalarının tamamen yıkıldığını gördü. Ailesinin dönüşüne hazırlanmak yerine, hemen güneye yürümek zorunda kaldı ve babasından çadırı kurmak için daha iyi bir yer aramasını istedi. Aile hâlâ güvenli bir sığınağa sahip olamadan, yerinden edilmiş bir halde bekliyor. Deyr el-Balah'ın doğusundaki el-Maşala bölgesindeki yeni çadırları onları yağmurdan daha iyi koruyabilse de rüzgar boşluklardan içeri sızıyor. Usame bana "Bu kış nasıl hayatta kalacağımı bilmiyorum" dedi:

Şiddetli yağmurlar henüz başlamadı ama yine de yağmur şimdiden çadırın içine giriyor.

İlk damlanın düşmesinden beri bu mevsimin bitmesi için dua ediyorum. Kış eskiden sıcaklığın, kahkahanın ve geçici güzelliklerin mevsimiydi ancak artık Gazze'de bir korku, mücadele ve tahammül zamanı haline geldi. Kış artık bir direnç hikayesi anlatıyor: Kökünden koparılan hayatları, her şeye rağmen hayatta kalmayı ve bir gün bu mevsimin eski rahatlığını beraberinde getirip Gazze'nin çocuklarının yağmurda tekrar korkmadan yalınayak koşacağı umudunu...

Independent Türkçe