Sudan, Etiyopya’nın ‘sınır ihlali’ suçlamalarını şiddetle kınadı

Sudan güvenlik güçleri Komünist Partisi yetkililerini kısa süre gözaltında tuttuktan sonra serbest bıraktı.

Egemenlik Konseyi Başkanı Orgeneral Abdulfettah el-Burhan (AFP)
Egemenlik Konseyi Başkanı Orgeneral Abdulfettah el-Burhan (AFP)
TT

Sudan, Etiyopya’nın ‘sınır ihlali’ suçlamalarını şiddetle kınadı

Egemenlik Konseyi Başkanı Orgeneral Abdulfettah el-Burhan (AFP)
Egemenlik Konseyi Başkanı Orgeneral Abdulfettah el-Burhan (AFP)

Hartum, Sudan’ın Etiyopya’nın uluslararası sınırını ihlal ettiği suçlamalarını şiddetle kınayarak, bu suçlamaların ‘doğru olmayan ve yanıltıcı bilgilere dayandığını’ belirtti. Hartum Etiyopya makamlarına ‘nefret söyleminden ve gerginliği tırmandırıcı açıklamalardan uzak durma’ çağrısı yaptı.
Sudan Dışişleri Bakanlığı, Perşembe günü gece saatlerinde yaptığı açıklamada, Etiyopya Dışişleri Bakanı Demeke Mekonnen’in Çarşamba günü Etiyopya Meclisi’nde Sudan’ın Faşka bölgesiyle ilgili kullandığı ifadelere yanıt verdi.
Bakanlığın açıklamasında, Mekonnen’in sözlerinin ‘doğru olmayan ve yanıltıcı bilgilere dayandığı ve Etiyopya’nın iki ülke arasındaki sınır işaretlerinin belirlendiği 1902 Anlaşması ile 1903 Protokolü’ne ve 18 Temmuz 1972’de iki ülkenin dışişleri bakanları arasındaki karşılıklı mutabakat muhtıralarına aykırı’ olduğu belirtildi.
Sudan Dışişleri Bakanlığı, Mekonnen’in açıklamasının ‘bölgenin nefret söylemi ile gerginliği tırmandırıcı söylemlerden uzak durulmasına, istikrara ve sükûnete ihtiyacı olduğu’ bir dönemde geldiğini kaydetti.
Sudan’ın kendi toprakları ve uluslararası alanda tanınan sınırları üzerindeki egemenliğine vurgu yapılan açıklamada, Sudan’ın kendi sınırları içinde kendi güçlerini yeniden konuşlandırdığı ifade edildi.
Sudan ve Etiyopya halkları arasındaki köklü kardeşlik ilişkileri ve bağlarının derinliğine işaret edilen açıklamada, Etiyopya’ya, ortak sınır komiteleri çalışmalarını en yakın zamanda yeniden başlatma ve iki ülke arasındaki sınır işaretlerini yoğunlaştırmayı tamamlama sürecine ciddi bir şekilde katılma çağrısı yapıldı.

Sudan tarafıyla ortak çalışma sözü
Etiyopya resmi haber ajansı ENA’da yer alan habere göre, Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Demeke Mekonnen, ülkesinin ‘Sudan’ın zor kullanarak işgal ettiği topraklarını geri almak için barışçıl yollar izlediklerini ve iki ülkenin halkları arasındaki derin ilişki münasebetiyle sorunun çözümü için diyalogu tercih ettiklerini’ söyledi.
Sınır sorununa kalıcı bir çözüm üretilmesi için Sudan tarafıyla ortak çalışma sözü veren Mekonnen, ülkesinin ‘kanunu uygulama’ operasyonuyla (Etiyopya Federal Güçleri ile Tigray Halk Kurtuluş Cephesi/TPLF arasındaki savaşı kastediyor) meşgul olduğu sırada Sudan’ın Etiyopya’nın sınırlarını ihlal etmesini esefle karşıladığını söyledi.
Sudan Silahlı Kuvvetleri’ni ‘işgal ettiği’ bölgelerdeki sivilleri göçe zorlama, sivillere ait mülklere zarar verme ve bölgenin demografik yapısını değiştirme girişimiyle suçlayan Mekonnen, tüm bunların kabul edilemez olduğunu vurguladı.
Sudan Silahlı Kuvvetleri, Etiyopya federal ordusu tarafından desteklenen Etiyopyalı milislere karşı düzenlediği askeri operasyonlarla Sudan’ın Faşka bölgesini geri aldı. Bu operasyonlardan önce Faşka yaklaşık çeyrek asır boyunca Etiyopyalıların kontrolündeydi. Faşka bölgesi 1902 yılında iki ülke arasında sınırların çizildiği anlaşmaya göre Kadarif eyaletine bağlı. Etiyopya daha sonra bu anlaşmayı tanımadığını ilan etti. Bu açıklama Sudan’ı Faşka’yı askeri yollardan geri almaya ve sınırları içindeki tüm Etiyopyalıları sınır dışı etmeye sevk etti.

Sudan Komünist Partisi yetkilileri serbest bırakıldı
Öte yandan Sudan Komünist Partisi, Genel Sekreter Muhammed Muhtar el-Hatib ve Merkez Komite Üyesi Salah Mahmud’un dün sabah erken saatlerde serbest bırakıldığını duyurdu. Hatib ve Mahmud Güney Sudan Devleti ve Sudan’ın Kauda kenti ziyareti dönüşünde gözaltına alınmıştı.
Sudan Komünist Partisi, dün resmi Facebook sayfasında yaptığı paylaşımda, güvenlik güçlerinin Sudan Komünist Partisi Siyasi Sekreteri Muhammed Muhtar el-Hatib’i ve Merkez Komite ve Siyasi Büro Üyesi Salah Mahmud’u dün (cuma) sabaha doğru serbest bıraktıklarını bildirdi.
Sudan güvenlik makamları Merkez Komite Üyesi Salah Mahmud’un içinde yer aldığı heyetin ülkeye dönüşünün ardından Hartum Havalimanı’nda Mahmud’u gözaltına aldı. Partinin açıklamasına göre güvenlik güçleri Siyasi Sekreter Muhammed Muhtar el-Hatib’in evine baskın düzenleyerek Hatib’i gözaltına aldı ve bilinmeyen bir yere götürdü.
Komünist Partisi heyeti, 25 Ekim askeri darbesine karşı muhalif bir cephe kurmak amacıyla Güney Sudan’ın başkenti Cuba’da Sudan Kurtuluş Hareketi (SLM/AM) Başkanı Abdulvahid Muhammed Nur ile görüştükten sonra Sudan’da Abdulaziz Hilu liderliğindeki Sudan Halk Kurtuluş Hareketi’nin kontrolü altındaki Kauda kentini ziyaret etti.
Kauda’ya sadece Güney Sudan üzerinden giriş yapılabiliyor. Kauda’nın Sudan ile olan temas noktaları girişlere kapalı. Bunun üzerine parti heyeti Güney Sudan makamlarından izin almadan Cuba’dan Kauda’ya geçti. Heyetin bu adımı, durumu egemenlik ihlali olarak nitelendiren Güney Sudan makamlarında rahatsızlığa yol açtı. Güney Sudan, ülkeyi terk edene kadar heyeti bir otelde soruşturmaya tabi tuttu.



Tunuslu muhalif Şeyma İsa, hapishanede başladığı açlık grevinin dokuzuncu gününde

Siyasi aktivist Şeyma İsa (AFP)
Siyasi aktivist Şeyma İsa (AFP)
TT

Tunuslu muhalif Şeyma İsa, hapishanede başladığı açlık grevinin dokuzuncu gününde

Siyasi aktivist Şeyma İsa (AFP)
Siyasi aktivist Şeyma İsa (AFP)

Tunus ana muhalefet partisi Ulusal Kurtuluş Cephesi (NSFT) üyesi ve siyasi aktivist Şeyma İsa, tutukluluk koşullarını protesto etmek için başladığı açlık grevinde dokuzuncu gününe girdi.

1 Aralık'ta muhalefet tarafından düzenlenen yürüyüşe katılan İsa, devlet güvenliğine karşı komplo kurmak suçundan Temyiz Mahkemesi tarafından verilen bir kararla sivil polisler tarafından gözaltına alındı. Muhalif aktivist, hapishaneye girer girmez açlık grevine başladı.

Şeyma İsa (45), 2023 yılının şubat ayında yakalanmış, gözaltında tutulmuştu ve aynı yılın temmuz ayında serbest bırakılmıştı. Birinci Derece Mahkemesi tarafından 18 yıl hapis cezasına çarptırılan İsa’nın cezası temyiz sonucunda 20 yıla çıkarılmıştı.

İsa'nın yanı sıra aynı davayla bağlantılı olarak NSFT lideri, tanınmış siyasetçi Ahmed Necib eş-Şabi (82) de tutuklandı ve 12 yıl hapis cezasına çarptırdı. Muhalif Avukat Ayaşi Hammami (66) de terör suçlamasıyla beş yıl hapis cezasına çarptırıldı.

İnsan Hakları İzleme Örgütü (HRW) Ortadoğu ve Kuzey Afrika Bölümü Müdür Yardımcısı Bessam Havaci, “Tunus muhalefetinin önemli simalarının tutuklanması, Cumhurbaşkanı Kays Said'in tek başına iktidarına alternatif olan her şeyi ortadan kaldırma planının son adımıdır. Bu tutuklamalarla Tunuslu yetkililer, siyasi muhalefetin çoğunu etkili bir şekilde hapse atmayı başardı” değerlendirmesinde bulundu.

Tunus muhalefeti ve NSFT, 25 Temmuz 2021'de olağanüstü hal (OHAL) ilan edip ardından yeni bir siyasi sistem kurarak geniş yetkilerle iktidarını sürdüren Cumhurbaşkanı Kays Said'in yönetimine karşı çıkıyor ve demokrasinin yeniden tesis edilmesini talep ediyor. Şarku’l Avsat’ın aldığı bilgiye göre buna karşın yetkililer tutuklananları hükümeti devirmeye ve devlet kurumlarını yıkmaya teşebbüs etmekle suçluyor. Muhalefet ise mevcut rejimi tutuklulara karşı siyasi suçlamalar uydurmak ve yargıyı emirlerine boyun eğdirmekle suçluyor.


Hamas, İsrail medyasına konuştu: “Filistin devleti kurulursa silah bırakırız”

İsrail'in 70 binden fazla Filistinliyi öldürdüğü savaşta Hamas, Gazze Şeridi'nin neredeyse yarısını hâlâ kontrol ediyor (AP)
İsrail'in 70 binden fazla Filistinliyi öldürdüğü savaşta Hamas, Gazze Şeridi'nin neredeyse yarısını hâlâ kontrol ediyor (AP)
TT

Hamas, İsrail medyasına konuştu: “Filistin devleti kurulursa silah bırakırız”

İsrail'in 70 binden fazla Filistinliyi öldürdüğü savaşta Hamas, Gazze Şeridi'nin neredeyse yarısını hâlâ kontrol ediyor (AP)
İsrail'in 70 binden fazla Filistinliyi öldürdüğü savaşta Hamas, Gazze Şeridi'nin neredeyse yarısını hâlâ kontrol ediyor (AP)

Hamas, ateşkesin ikinci aşamasına geçilmesini desteklediklerini ve silah bırakmaya açık olduklarını duyurdu.

Adının paylaşılmaması şartıyla Times of Israel'e konuşan Hamas yetkilisi, Filistin devletinin kurulmasını sağlayacak müzakerelerin başlatılması halinde silah bırakacaklarını söylüyor:

Bu zorla veya ültimatomlarla yapılamaz. İsrail iki yıl boyunca Hamas'ı silahsızlandırmak için tüm askeri gücünü kullandı ama işe yaramadı. Silah bırakma meselesi siyasi bir sorunla bağlantılıdır ve bu nedenle siyasi bir çözüm gerektirir.

Yetkili, Filistinlilerin 78 yıllık İsrail işgaline karşı silahlı mücadele hakkının olduğunu belirterek, 1967 sınırlarının esas alınacağı bir Filistin devleti kurulması taleplerini yineliyor.

Gazze savaşının sonlandırılması için ABD öncülüğünde hazırlanan 20 maddelik barış planı 10 Ekim'de devreye girmişti. Anlaşmanın garantörleri arasında Türkiye, Mısır ve Katar var.

Plan kapsamında Hamas'ın silah bırakması ve Gazze'nin geleceğinde söz sahibi olmaması isteniyor. Bunun yerine Gazze Şeridi'nin yönetiminin Filistinlilerin yer alacağı bir teknokratlar komitesine geçici olarak devredilmesi planlanıyor. ABD Başkanı Donald Trump'ın başkanlık edeceği Barış Kurulu'na ek olarak bölgeye Uluslararası İstikrar Gücü (ISF) konuşlandırılması öngörülüyor.

Anlaşmanın ilk aşamasında Hamas ve İsrail arasında rehine takası gerçekleştirilmişti. Ayrıca İsrail askerleri belirlenen "sarı hatta" geri çekilmişti. Haberde, İsrail ordusunun Gazze Şeridi'nin yüzde 53'ünü kontrol ettiği belirtiliyor.

İsrail, Hamas'ın elindeki 28 rehinenin hepsini teslim etmeden ikinci aşamaya geçilmeyeceğini duyurmuştu. Filistinli örgüt şimdiye dek 27 rehineyi İsrail'e gönderdi. Ancak 7 Ekim saldırısında öldürülen İsrailli polis memuru Ran Gvili'nin naaşı hâlâ Gazze'de. Hamas yetkilisi, cesedin yerini bulmak için çalışmaların sürdüğünü söylüyor.

İkinci aşama kapsamında Barış Kurulu üyelerinin belirlenmesi ve Gazze'ye güvenlik gücü konuşlandırılması hedefleniyor. Bu aşamaya geçiş için Hamas'ın silah bırakmayı kabul etmesi gerekli. Bunun ardından İsrail askerleri daha gerideki bir hatta çekilecek.

Trump ikinci aşamaya "çok yakında geçileceğini" söylemiş fakat bir takvim açıklamamıştı. Ocak itibarıyla Gazze'ye ISF askerlerinin gönderilmesi planlanıyor.

Hamas yetkilisi, 7 Ekim 2023'te düzenlenen Aksa Tufanı'nda esir alınan kişileri ilk etapta operasyondan kısa süre sonra bırakmayı düşündüklerini söylüyor.

Ancak İsrail'in saldırıları durdurmaması ve arabulucular tarafından savaşın sonlandırılacağına dair garantiler sunulmaması nedeniyle bu plandan vazgeçtiklerini ifade ediyor.

ABD Başkanı Donald Trump'ın öncülüğünde hazırlanan plana göre ISF, Hamas'ın silahsızlandırılmasında da rol oynayacak.

Öte yandan Hamas yetkilisi, ISF kontrolündeki böyle bir sürece yanaşmayacaklarını belirterek, güvenlik gücü askerlerinin Gazze'de İsrail ordusuyla Filistin halkı arasında "tampon bölge" görevi görmesi gerektiğini savunuyor.

Ayrıca silahsızlanma karşılığında İsrail ordusunun tamamen Gazze'den çekilmesini talep ettiklerini aktarıyor.

7 Ekim 2023'te düzenlenen Aksa Tufanı'nın sonuçlarından pişmanlık duymadıklarını söyleyen Hamas yetkilisi, dünya kamuoyunun İsrail'in gerçek yüzünü görmesini sağladıklarını vurguluyor:

Tarihi değiştirmeyi başardık. Dünya gözlerini açtı, Filistinlilerin yaşadıklarını ve İsrail'in ne suçlar işlediğini gördü.

IDF ve Yahudi yerleşimciler işbirliği yapıyor

Diğer yandan İsrail Savunma Kuvvetleri'nin (IDF), Batı Şeria'daki Yahudi yerleşimcilerle aktif işbirliği yaptığı aktarılıyor.

İsrail'in kamu yayıncısı Kan'ın hazırladığı Zman Emet (Gerçek Zamanlı) programına katılan Tuğgeneral Avi Bluth, ISF'nin "sınır bölgelerinde çiftlikler kurmaları için yerleşimcilerle tam işbirliği içinde hareket ettiğini" söyledi.

Bluth, bu işbirliğinin özellikle geçen yıl temmuzda hızlandırıldığını belirtti.

Independent Türkçe, Times of Israel, Haaretz


Muhammed bin Salman ve eş-Şara Suriye ekonomisini canlandırma çabalarını görüştü

Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Salman, geçen şubat ayında Riyad'da Suriye Devlet Başkanı Ahmed eş-Şara'yı kabul etti (SPA)
Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Salman, geçen şubat ayında Riyad'da Suriye Devlet Başkanı Ahmed eş-Şara'yı kabul etti (SPA)
TT

Muhammed bin Salman ve eş-Şara Suriye ekonomisini canlandırma çabalarını görüştü

Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Salman, geçen şubat ayında Riyad'da Suriye Devlet Başkanı Ahmed eş-Şara'yı kabul etti (SPA)
Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Salman, geçen şubat ayında Riyad'da Suriye Devlet Başkanı Ahmed eş-Şara'yı kabul etti (SPA)

Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Salman bin Abdulaziz, dün Suriye Devlet Başkanı Ahmed eş-Şara'dan telefon aldı.

Prens Muhammed bin Salman ve Ahmed eş -Şara, Suudi Arabistan ve Suriye arasındaki ikili ilişkilerin çeşitli yönlerini ve bu ilişkileri bir dizi alanda güçlendirme fırsatlarını gözden geçirdiler.

İki taraf ayrıca ortak ilgi alanlarına giren konuları ve Suriye'de güvenlik ve istikrarın pekiştirilmesi ile ekonomik toparlanmanın sağlanması çabalarını görüştü.