Rus ayrılıkçıdan Cannes’da Çaykovski çıkışı

Eşcinsel müzisyen ve dindar karısı yüzleşiyor (medya)
Eşcinsel müzisyen ve dindar karısı yüzleşiyor (medya)
TT

Rus ayrılıkçıdan Cannes’da Çaykovski çıkışı

Eşcinsel müzisyen ve dindar karısı yüzleşiyor (medya)
Eşcinsel müzisyen ve dindar karısı yüzleşiyor (medya)

Hovik Habaşyan
75. Cannes Film Festivali’nde Kirill Serebrennikov’un yönettiği, merakla beklenen “Çaykovski'nin Karısı (Tchaikovsky's Wife)” filmi gösterime sunuldu. Putin rejiminden kaçan yetenekli yönetmen Serebrennikov’un bu filmde ülkesinin en önemli kültürel simgelerinden Çaykovski hakkında ne anlatacağı merak konusuydu. Zira filmlerde Çaykovski'nin hayatına dair ayrıntılara pek yer verilmediği biliniyor. Çağdaş Rus sinemasının önemli isimlerinden Serebrennikov, Rusya’da yıllarca ev hapsinde bulunmuş, ardından özgürlüğüne kavuşarak Berlin'de ikamet etmeye başlamıştı. Rus rejimi sebebiyle yaşadığı acıların filmlerine konu olduğu Serebrennikov’un son filmleri geçmişte geçse de şimdiki zaman ile de bir tür diyalog halinde olduğu anlaşılıyor.
Biçim ve içerik açısından muazzam bir film ile karşı karşıyayız. Rus sinema mirasının izini süren, şiirselliği ve duygusallığı içerisinde barındıran bir film. Öyle ki, “Çaykovski'nin Karısı” ile boy ölçüşebilecek filmler nadirdir.

Tutku ve kasvet
Tutkuyu ve kasveti hissettiren bu film, bugünkü dünyanın temellerini atan dönemi yeniden yaşatıyor. 19’uncu yüzyılın sonunda Rusya'da hüküm süren atmosferi aktaran yönetmen, dini nikahlı bir kadının yaşam koşullarını ve boşanmaya karar verdiği taktirde kendisini bekleyen ızdırabı anlatıyor. Sosyal ilişkilerden kaçınan meşhur sanatçı Pyotr İlyiç Çaykovski (oyuncu Odin Biron) ve eşcinsel olmasına rağmen kendisine aşık olan dinine bağlı Antonina Miliukova’nın (Alyona Mikhailova) yalnızca üç ay süren ve iki taraf arasında hiçbir şekilde bir romantizm ve hoşgörünün olmadığı bu çekişmeli evliliğin ayrıntılarına değiniliyor. Yönetmen, karmaşık bir psikolojik ve duygusal meseleyi somutlaştırarak hikayeyi büyük bir sevgi, özen ve şiirsellikle çevreliyor.
Igor Talankin’in 1969 tarihli Sovyet yapımı “Çaykovski” filmi ve yönetmenliğini Ken Russell’in yürüttüğü 1971 tarihli “Yalnız Kalpler (The Music Lovers)” filminde de meşhur müzisyenin hikayesi konu edilmişti. Duygusal çalkantıyı izleyiciye hissettiren Çaykovski'nin Karısı filminin Antonina çevresinde dönen sahneleri ise hafızalarda uzun süre kalacağa benziyor. Saplantıya, deliliğe ve patolojik bir bağlılığa dönüşen olaylar anlatılırken Antonina’nın bakış açısına başvuruluyor.
küçük resim_1.jpg
Kısa süren evlilik (medya)
Filmde Çaykovski bestelerinin yer almaması ise filme başka bir tat veriyor. Zirâ yönetmen, filmin Çaykovski'nin romantik müziğinin görsel bir çevirisi olmasını, melodi yerini görüntülerin almasını istiyor. Vladislav Opelyants’ın muhteşem çekimi, bizi hayal gücümüzün de ötesine götürüyor. Filmi sinematik olduğu kadar tiyatral özellikleri de taşıyor. Tüm bunlar, Fransız Avignon Festivali’nde Çehov'un Kara Keşiş’ini sunacak olan Serebrennikov’un iki sanatı nasıl mezc edeceğini bilen bir tiyatro adamı oluşuna ışık tutuyor.

Gizemli atmosfer
Filmin bir diğer güzelliği ise aslında bazı hususların gizli kalmasında yatıyor. Karakterlerin bazen kendilerini açıklamak için ihtiyaç duyduğu kelimelerdeki eksiklik dahi, yönetmenin gerilim ve halüsinasyonlarla dolu bir kaside sunmasını sağlayan görselliği ön plana çıkarıyor. Söz konusu halüsinasyonlar ise bir hayalin içerisindeymişiz izlenimi veriyor. Çaykovski'nin bir kadını öpmesine dahi engel olan cinsel eğilimleri hakkında hiçbir şey bilmeden salona girenler, kendisini filme kaptırmayabilir. Antonina dahi Çaykovski'nin kız kardeşi böyle bir şeyden bahsedene dek Çaykovski'nin tercihlerinden haberdar değildi. Bir şeyleri ipucuyla söyleme tercihi, içinde pek çok gizemi barındıran ve açıklamanın beklenmediği yönleri ile filmi ortaya koyuyor.
2.jpeg
Eşler arasında sıkıntıların olduğu bir hayat (medya)
Borç batağına saplanmış ve Ortodoks cemaatinde afişe edilmekten korkan Çaykovski'nin bir biyografisi olmadığı gibi onun sanat ve müzik hayatının bir tasviri de olmayan “Çaykovski'nin Karısı” filmi, herhangi bir resmi anlatıya tabi değil. Yönetmen bu konuda “Rusya'da Çaykovski, acı çekmemiş, kişisel bir yaşam sürmemiş uzun boylu bir adam gibi görülüyor. Kişisel hayatı Ruslar tarafından bilinmiyor” ifadelerine başvuruyor.
Sona erdiği sırada bir iktidar metaforuna değinilmesi dolayısıyla filme birkaç politik okuma bırakabiliriz. Eşler arasındaki ilişkinin, yalnızca köleleştirmeyi amaçlayan bir iktidar ilişkisi olması dolayısıyla Rusya'nın kendi halkıyla olan ilişkisine çok benzediğini söyleyenler var.
Aşk ile bağlılık, ilgi ile saplantı, ait olma ile sahip olma arasındaki farklılıkları anlatan “Çaykovski'nin Karısı”, aslında bize bu ilişkinin acımasızlığına rağmen müzisyene nasıl ilham verdiğini gösteriyor. Serebrennikov bu filme Rusya'dan çokça hususu, sinema takıntılarını dahil ederken sonuç ise birden fazla düzeyde göz alıcı.



Sınırsız temiz enerji yolunda çığır açıcı adım

Yeni bir yüksek hızlı kamera, plazma davranışını görüntüledi (Tokamak Energy)
Yeni bir yüksek hızlı kamera, plazma davranışını görüntüledi (Tokamak Energy)
TT

Sınırsız temiz enerji yolunda çığır açıcı adım

Yeni bir yüksek hızlı kamera, plazma davranışını görüntüledi (Tokamak Energy)
Yeni bir yüksek hızlı kamera, plazma davranışını görüntüledi (Tokamak Energy)

Holly Evans @holly_evans98 

Özel olarak inşa edilmiş bir makinede "bir yıldızı yakalamayı" başaran Britanyalı bilim insanları, füzyonu temiz bir enerji kaynağı olarak kullanma yolunda dönüm noktası niteliğindeki ilerlemeyi kutluyor.

Yeni bir yüksek hızlı renkli kameradan yayımlanan ilk görüntülerde, plazmanın parlayan pembe rengiyle oluşan, Dünya'da bir yıldız üretilse ortaya çıkacak olana eşdeğer bir görüntü elde edildi.

Görüntülerde lityum, maddenin onlarca milyon dereceye ulaştığında geçtiği ve enerji verildiğinde kırmızı renkte parladığı hali olan plazmaya bırakılıyor. 

Tokamak Energy şirketinin ST40 olarak bilinen küre şeklindeki makinesinde, maddenin yeşile döndüğü ve ardından manyetik alan çizgilerini takip ederek plazmanın yolunu ortaya çıkardığı görülebiliyor.

ABD Enerji Bakanlığı (DoE) ve Birleşik Krallık Enerji Güvenliği ve Net Sıfır Bakanlığı'nın (DESNZ) ortaklaşa işlettiği Oxford'daki makine, halihazırda füzyon araştırmalarını ilerletmede lityuma odaklanan 52 milyon dolarlık bir yükseltme sürecinden geçiyor.
Görsel kaldırıldı.Tokamak Energy, füzyon araştırmalarını ilerletmek için lityum kullanıyor (Birleşik Krallık Atom Enerjisi Kurumu)

Füzyon oluşturmak için hidrojen atomlarının, plazma haline gelene kadar onlarca milyon dereceye kadar ısıtılması gerekiyor. Madde bu halinde, ısısı nedeniyle herhangi bir katı duvar tarafından tutulamıyor.

Bunun yerine makine, plazmanın dış kenarını stabilize etmek için küçük manyetik bobinler kullanıyor ve madde manyetizmayla hapsediliyor.

Gelecekteki enerji santrallerinde, iki hidrojen formunun (döteryum ve trityum) karışımı, Güneş'in çekirdeğinden daha sıcak olan yüksek sıcaklıklarda kontrollü bir plazma oluşturmak üzere ısıtıldığında bunlar birleşerek helyum oluşturacak ve ortaya çıkan enerji kullanılarak elektrik ve ısı üretilebilecek.

Bu sıcak yakıt plazması, şirkete adını veren "tokamak" adlı bir cihazda güçlü mıknatıslar kullanılarak hapsediliyor.

Bilim insanları, füzyonu mevcut enerji santralleriyle aynı şekilde elektrik ve ısı üretmek için kullanmayı umuyor. Son derece verimli olan füzyon; kömür, petrol veya doğalgaz yakmaktan kilogram başına milyonlarca kat daha fazla enerji üretiyor.

Tokamak Energy Sözcüsü Stuart White, "Oxford'daki genel merkezimizde dünyanın en gelişmiş füzyon enerjisi makinelerinden birini işletmekten büyük gurur duyuyoruz" diyor.

Bu yeni görüntüler, geleceğe çarpıcı bir bakış sunmanın yanı sıra füzyon yoluyla temiz, sınırsız ve güvenli enerji sağlamak için hükümetler ve işletmelerle işbirliği yaptığımız bugünlerde ekibimize paha biçilmez veriler sağlıyor.

Tokamak Energy fizikçisi Laura Zhang da "Renkli kamera, özellikle bu tür deneylerde faydalı. Eklediğimiz gaz halindeki safsızlıkların beklenen yerde yayılıp yayılmadığını ve lityum tozlarının plazma çekirdeğine nüfuz edip etmediğini anında belirlememizi sağlıyor" ifadelerini kullanıyor.

Independent Türkçe,independent.co.uk/tech


Jennifer Lawrence, Robert Pattinson'la çıplak dans ettiği "utanç verici" sahneyi anlattı

Jennifer Lawrence, Lynne Ramsay'nin Geber Aşkım filminde (Black Label Media)
Jennifer Lawrence, Lynne Ramsay'nin Geber Aşkım filminde (Black Label Media)
TT

Jennifer Lawrence, Robert Pattinson'la çıplak dans ettiği "utanç verici" sahneyi anlattı

Jennifer Lawrence, Lynne Ramsay'nin Geber Aşkım filminde (Black Label Media)
Jennifer Lawrence, Lynne Ramsay'nin Geber Aşkım filminde (Black Label Media)

Greg Evans 

Hollywood yıldızı Jennifer Lawrence, Robert Pattinson'la yeni filmleri için bir dans sahnesi çekerken kendilerini "kesinlikle küçük düşürücü" bir noktada bulduklarını söyledi.

İki oyuncu, takdir toplayan İskoç yönetmen Lynne Ramsay'in yönettiği kara komedi-dram filmi Geber Aşkım'da (Die My Love) rol alıyor. Ramsay, ikisinden de rolleri için yorumlayıcı dans dersleri almasını istemiş.

The Graham Norton Show'a katılan Lawrence, "Yönetmen Lynne Ramsay provalar sırasında bize meydan okudu; Robert ve benim birlikte yorumlayıcı dans dersleri almamız gerekiyordu" dedi.

Her ikisi de "kolayca utandığı" için durumu küçük düşürücü bulduklarını itiraf etti. Ancak utanç, setteki ilk günlerinde daha da arttı.

Lawrence, "Sonra çekimlerin ilk gününde Ramsay ne yaptığımızı hatırlayıp hatırlamadığımızı ve bunu çıplak yapıp yapamayacağımızı sordu" diye ekledi.

Kanepedeki diğer konuk ona bununla ilgili sorular sorduğunda Lawrence, "Hayır mı demeliydim? Hepiniz bayağı şoke olmuş görünüyorsunuz" diye espri yaptı.

Başka bir yerde Oscar ödüllü aktrise, oyunculuğa ara verdikten sonra geri dönmenin tuhaf olup olmadığı soruldu. Oyuncu "Biraz ara vermem gerekiyordu, 20'li yaşlarım boyunca çalıştım" dedi.

Geri dönememe ihtimaliyle barışıktım ama sorun olmayacağını düşündüm.

2012'de Umut Işığım'daki (Silver Linings Playbook) rolüyle En İyi Kadın Oyuncu Akademi Ödülü'nü kazanan Lawrence, 7 Kasım'da sinemalarda gösterime girecek yeni filminde doğum sonrası psikoz yaşayan bir kadını canlandırıyor (Türkiye vizyon tarihi belli olmayan Geber Aşkım, halihazırda Filmekimi festivali kapsamında gösterimde).

Filmin mayısta Cannes Film Festivali'nde prömiyer yapmasının ardından Lawrence'ın performansına övgü yağarken Time dergisinden Stephanie Zacharek bunu, oyuncunun kariyerinin en iyi çalışması olarak nitelendirmişti. Zacharek "İnsanın sinemaya gitmesine neden olan türden bir performans; insan ıstırabının en yalın haliyle o kadar sempatik bir bağ kuruyor ki, biraz korkutuyor" diye yazmıştı.

Cannes'da filmi değerlendiren Lawrence, role doğum sonrası "izole olma" deneyimlerini de kattığını belirtmişti. Filmi çekerken hamileliğinin ilk aşamalarındaydı. Lawrence'ın halihazırda sanat simsarı eşi Cooke Maroney'den Cy adında üç yaşında bir oğlu ve ismiyle cinsiyeti henüz kamuoyuna açıklanmayan ikinci bir çocuğu var.

Graham Norton Show'un diğer konukları arasında Bruce Springsteen ve 1982 tarihli Nebraska albümünün yaratılışını konu alan biyografik film Springsteen: Hiçlikten Kurtar Beni'de (Springsteen: Deliver Me from Nowhere) ABD'li rock yıldızını canlandıran aktör Jeremy Allen White da vardı.

ABD'li oyuncu Tessa Thompson'ın da röportaj verdiği programda Florence Welch, grubu Florence And The Machine'le birlikte yeni şarkısı Everybody Scream'i seslendirdi.

Graham Norton Show cuma günleri Birleşik Krallık saatiyle 22.40'ta BBC One'da yayımlanıyor.

 Independent Türkçe, independent.co.uk/arts-entertainment


Deadpool, DC dizisinde oynamak istemiş

(Marvel Studios)
(Marvel Studios)
TT

Deadpool, DC dizisinde oynamak istemiş

(Marvel Studios)
(Marvel Studios)

Greg Evans 

Ryan Reynolds, DC Comics dizisi Peacemaker'ın ikinci sezon finalinde Marvel süper kahramanı Deadpool rolünde kameo yapmak istiyormuş.

*Haberin geri kalanı Peacemaker'ın ikinci sezonu hakkındaki sürprizlerin tadını kaçırabilir*

Yeni sezon resmen onaylandı: Meşhur seri katil yeniden ava çıkıyor

İkinci sezonun son bölümünde, kurgusal devlet kurumuna bağlı ajanlar, Peacemaker'ın (John Cena) Kuantum Açılım Odası'ndaki sonsuz sayıda kapının ardında erişebildiği alternatif boyutları keşfediyor.

Bir sahnede çok sayıda ajanın düşmanca boyutlarda öldürüldüğü ve sonunda "Kurtuluş" adını verdikleri yaşanabilir bir gezegen buldukları görülüyor.

Yönetmen James Gunn, Marvel Sinematik Evreni'nde (MSE) boyutlar arası geçişleriyle tanınan Ryan Reynolds'ın Deadpool karakterinin kapılardan birinin arkasında görünmesini içeren bir sekans fikri olduğunu söyledi

Gunn, Deadline'a "Evet, kapıyı açıp odada Deadpool'u görmelerini istedim" dedi.

Ryan Reynolds'la bunu konuştum ve bunu gerçekleştirmek için çok, çok büyük engeller aşmamız gerekecekti. O yapmak istiyordu.

John Cena Peacemaker'da başrolde (Max)John Cena Peacemaker'da başrolde (Max)

Gunn daha sonra "Şu anda herkesin konuşacağı tek şey diğer odada Deadpool'un olması" diye şaka yaptı.

Bu kameo çizgi roman hayranları için büyük bir haber olurdu fakat DC ve Marvel'ın yapım stüdyoları Warner Bros. ve Disney'in kameoyu onaylama ihtimali epey düşüktü.

Röportajın başka bir yerinde Gunn, yeniden başlatılan DC Evreni'ni (DCU) genişletmeye odaklandığı için Peacemaker'ın üçüncü sezonunu yapmayı planlamadığını söyledi.

"Hayır, bu daha geniş DCU'yla ve bunun gerçekleşeceği diğer hikayelerle ilgili" dedi.

Bu olmayacağı anlamına gelmiyor. Asla asla demek istemiyorum ama şu anda hayır, bu DCU'nun geleceğiyle ilgili. Bu önemli bir karakter.

Ryan Reynolds ve Hugh Jackman, Deadpool ve Wolverine'de (20th Century Studios /Marvel)Ryan Reynolds ve Hugh Jackman, Deadpool ve Wolverine'de (20th Century Studios /Marvel)

Öte yandan Ryan Reynolds şu anda başka bir Deadpool projesinde görev almıyor.

Karakter MSE'deki ilk çıkışını büyük gişe başarısı elde eden 2024 yapımı Deadpool and Wolverine'de yapmıştı. Ancak Deadpool'un bir sonraki büyük MSE grubu filmi olan ve 2026'da yayımlanacak Avengers: Doomsday'de yer alacağı resmi olarak duyurulmadı.

Independent Türkçe, independent.co.uk/arts-entertainment/tv/news