Cezayir: ‘Birleştirme’ girişimi tutuklu İslamcıların serbest bırakılması taleplerini yeniden gündeme getirdi

Et-Tayyib Zeytuni (Demokratik Ulusal Birlik)
Et-Tayyib Zeytuni (Demokratik Ulusal Birlik)
TT

Cezayir: ‘Birleştirme’ girişimi tutuklu İslamcıların serbest bırakılması taleplerini yeniden gündeme getirdi

Et-Tayyib Zeytuni (Demokratik Ulusal Birlik)
Et-Tayyib Zeytuni (Demokratik Ulusal Birlik)

Cezayir Cumhurbaşkanı Abdulmecid Tebbun’un başlattığı ‘birleştirme’ girişimi sonrasında sadece halk hareketi gösterileri sırasında tutukluların değil İslamcı tutukluların da serbest bırakılması talepleri dillendirilmeye başladı. Hükümeti destekleyen Demokratik Ulusal Birlik Partisi yargının haklarında yolsuzluk suçlamasıyla hüküm verdiği hükümet yetkililerine yönelik zulmün giderilmesi çağrısında bulunurken, Cezayir’de faaliyetleri yasaklı olan İslami Kurtuluş Cephesi militanlarının büyük bir bölümü için serbest bırakma çağrıları yapılıyor.
Tebbun’un politikalarını destekleyen Demokratik Ulusal Birlik Partisi, önceki gün partinin Ulusal Büro toplantısının ardından yaptığı açıklamada, ‘kaynağı belirsiz saçma mesajlarla ilgili verilen hükümlerin durdurulması ve elleri yolsuzluğa ve gasp edilen kamu malına değmemiş kadroların üzerindeki zulmü kaldırarak iade-i itibar yapılması için acil ve kararlı tedbirler alma’ çağrısı yaptı. Parti, açıklamasında yargının haklarında yolsuzluk suçlarından ağır hapis cezaları verdiği ve bir kısmının hâlâ tutuklu olarak yargılanmayı beklediği eski devlet görevlilerine işaret ediyor. Bunların bir kısmı da soruşturmaların sonuçlanmasını bekleyen ve denetimli serbestlikle serbest kalan eski yetkililerden oluşuyor.
Cezayir hükümeti Yolsuzluktan Korunma Kanunu’nda yer alan ‘kaynağı meçhul mesajları’ dikkate alma maddesini kısa süre önce iptal etti. Ancak bu madde uyarınca yıllardır birçok yetkiliye hapis cezası verildi. Birçok işçi örgütü, yüzlerce kamu şirketi yöneticisine rüşvet alma, kredi, banka ve yatırımlarla ilgili yasaları ihlal etme suçlarından verilen hapis cezalarının, bugün görevde olan ve aynı akıbeti paylaşmaktan korkan şirket yöneticilerinin de ‘elini kolunu bağladığını’ belirtiyor. Bu nedenle kamu işlerinin yürütülmesinde bir kafa karışıklığının hakim olduğu ifade ediliyor.
Demokratik Ulusal Birlik Partisi, korkuyla mücadele etmek ve güven mesajları vermek için hükümet yetkilileri üzerindeki zulmün kaldırılmasını ve hakların teslim edilmesini talep etti. Demokratik Birlik Partisi Genel Başkanı ve eski Başbakan Ahmed Ouyahia 2019 yılından bu yana hapiste bulunuyor. Yolsuzluk suçlamasıyla toplamda 30 yıldan fazla ceza alan isimler de var. Demokratik Birlik Partisi’nin mevcut başkanı Tayyib Zeytuni de bir kamu şirketini yönetiyor.
Zeytuni, toplantı sırasında yaptığı konuşmada, “Karmaşık sorunlara ciddi çözümler getirecek, ulusal yapıyı güçlendirecek, dış tehditleri bertaraf edecek, birleştirme üzerinden yeni Cezayir’i inşa edecek, safları birleştirecek ve ortak vatanın evlatları arasında hoşgörü ve dayanışmayı güçlendirecek kapsamlı ulusal diyaloga bağlıyım” ifadelerini kullandı.
Öte yandan, eski bir silahlı grup üyesi olan ve İslamcı kimliğiyle bilinen İsa Layehleh, ‘birleştirme’ girişimini desteklediğini ilan etti. Layehleh, İslamcı hareketin destekçileriyle görüşmesi sırasında yaptığı açıklamada, resmi makamlara 1990’ların ortalarından bu yana uzun hapis cezaları alan İslamcı isimleri serbest bırakma çağrısı yaptı.
Mustafa Gazal isimli şahsın liderlik ettiği ve İslamcıları temsil eden derneğin açıklamasına göre yargının 27 yıl içince haklarında hüküm verdiği İslamcı sayısı toplam 160 kişi. Fakat Adalet Bakanlığı bu sayıyı 90 olarak açıkladı. Bunların çoğu terör davalarından ömür boyu hapis cezası almış isimler. Birçoğu devletin terör suçları işlemekle suçladığı İslami Kurtuluş Cephesi militanlarından oluşuyor. Kurtuluş Cephesi Mayıs 1992’de yargı kararıyla feshedildi.
Kurtuluş Cephesi’nin eski Başkan Yardımcısı Ali bin Hac geçen hafta, ‘birleştirme’ girişimine karşı çekincelerini bildirerek, hükümete düşünce tutuklularını serbest bırakma çağrısı yaptı. Cezayir’de 3 haftadır ‘birleştirme ve el uzatma’ girişimi konuşuluyor. Cezayir resmi haber ajansı, girişimi, Cumhurbaşkanı Tebbun’a dayandırdı ancak detay vermedi. Ancak Cumhurbaşkanı Tebbun geçen hafta Pazar günü Türkiye’ye gerçekleştirdiği resmi ziyaret sırasında ilk kez girişim hakkında konuştu. Tebbun bu girişimle ‘gelecek haftalarda tüm partileri bir araya getirecek bir görüşmeyle güçlü bir iç cephe kurmayı’ kastettiğini söyledi. Tebbun’un sözlerinden anlaşıldığı kadarıyla bu girişim, siyasi görüşlerini dile getirdiği için tutuklanan kesimin serbest bırakılmasıyla ilgili değil.



Irak hükümeti, Hizbullah ve Husileri terör örgütleri listesine dahil etmekten sorumlu yetkilileri görevden aldı

Irak Bakanlar Kurulu toplantısından (INA)
Irak Bakanlar Kurulu toplantısından (INA)
TT

Irak hükümeti, Hizbullah ve Husileri terör örgütleri listesine dahil etmekten sorumlu yetkilileri görevden aldı

Irak Bakanlar Kurulu toplantısından (INA)
Irak Bakanlar Kurulu toplantısından (INA)

Irak hükümeti dün yaptığı açıklamada, yaklaşık iki hafta önce Yemen’deki Husiler ile Lübnan’daki Hizbullah’ı ‘terör örgütü’ olarak sınıflandıran bir kararın yayımlanmasına ilişkin olarak bazı yetkililerin görevden alınmasını içeren yaptırımların onaylandığını duyurdu.

Irak Bakanlar Kurulu, resmî gazetede yayımlanmasının ardından özellikle hükümeti oluşturan ve söz konusu gruplara yakınlığıyla bilinen siyasi çevreler arasında geniş tartışmalara yol açan kararla ilgili kurulan soruşturma komisyonunun tavsiyelerini kabul etti.

Söz konusu sınıflandırmanın, iki grubun mal varlıklarının dondurulmasını da içermesi üzerine hükümet, kararın ‘yanlışlıkla’ yayımlandığını belirtmişti. Başbakan Muhammed Şiya es-Sudani, karardaki hataya ilişkin acil soruşturma başlatılması, sorumluların tespit edilmesi ve ihmali bulunanların hesap vermesi talimatını vermişti.

Hükümetin dün yayımladığı açıklamada, Bakanlar Kurulu’nun, Irak Resmi Gazetesi’nin 17 Kasım 2025 tarihli 4848 sayısında yer alan ve Teröristlerin Mallarının Dondurulması Komisyonu’nun 2025/61 sayılı kararına ilişkin soruşturma komisyonu tavsiyelerini onayladığı belirtildi. Tavsiyeler kapsamında, ilgili bazı yetkililerin görevden alınması ve bazılarının ise başka görevlere atanması gibi idari yaptırımların yer aldığı kaydedildi.

Diğer yandan Irak Ulusal Güvenlik Servisi dün yaptığı açıklamada, komşu bir ülkeden geldiği belirtilen ve DEAŞ terör örgütü bünyesindeki ‘en tehlikeli bomba uzmanlarından biri’ olarak tanımlanan bir kişinin yakalandığını duyurdu.

Irak Ulusal Güvenlik Servisi, Irak Haber Ajansı’na (INA) yaptığı açıklamada, 10 aydan uzun süren takip ve hassas izleme faaliyetlerini içeren nitelikli bir istihbarat operasyonu sonucunda, komşu ülkelerden birinden dönüşünün ardından DEAŞ’ın üst düzey isimlerinden birinin gözaltına alındığını bildirdi. Açıklamada, yakalanan kişinin yüksek derecede tehlikeli unsurlar arasında yer aldığı, adının terör örgütü lider kadrolarına ait listelerde bulunduğu ve 2004 yılından itibaren Bağdat’ta El Kaide unsurları içinde faaliyet göstermeye başladığı belirtildi. Ebu İlya lakabını kullanan şüphelinin, patlayıcı düzeneklerin hazırlanmasında uzmanlaştığı, beş kişiden oluşan bir hücreye liderlik ederek saldırıların gerçekleştirilmesinde rol aldığı kaydedildi.

Soruşturmalarda, söz konusu kişinin patlayıcıların cep telefonlarıyla irtibatlandırılması ve hazırlanmasından sorumlu olduğu, Bağdat’ta faaliyet gösterdiği dönem boyunca 100’den fazla patlayıcı düzeneği teslim ettiği ve başkentin farklı bölgelerini hedef alan terör eylemlerinin doğrudan uygulanmasına katkı sağladığı tespit edildi.


Eski rejimin kalıntıları Yeni Suriye’nin inşasını zorlaştırıyor

Şair ve aktivist Enver Fevzat, pazar günü Suveyda ilinin doğusundaki Busan köyünde evinin önünde öldürüldü (SANA)
Şair ve aktivist Enver Fevzat, pazar günü Suveyda ilinin doğusundaki Busan köyünde evinin önünde öldürüldü (SANA)
TT

Eski rejimin kalıntıları Yeni Suriye’nin inşasını zorlaştırıyor

Şair ve aktivist Enver Fevzat, pazar günü Suveyda ilinin doğusundaki Busan köyünde evinin önünde öldürüldü (SANA)
Şair ve aktivist Enver Fevzat, pazar günü Suveyda ilinin doğusundaki Busan köyünde evinin önünde öldürüldü (SANA)

Suriye’deki yeni yönetim, büyük şehirlerin kalabalık sokakları ile kırılgan, yoksul kırsal kesimler ve Suriye genelindeki yaygın yıkım arasında, önceki dönemin karmaşıklığından kaynaklanan muazzam zorluklarla karşı karşıya.

Beşşar Esed rejiminin düşüşünü günlerce kutlayan mahallelerin göz alıcı görüntüsünün ardında, daha az gürültülü ve daha karmaşık başka bir mücadele sürüyor. Bir güvenlik kaynağına göre bu mücadelede DEaŞ ve göçmenler (yabancı savaşçılar) en önemli zorlukları oluşturuyor.

Ancak bazıları DEAŞ’ı ve genel olarak aşırılığı güvenlik yaklaşımıyla çözülebilecek ‘teknik bir sorun’ olarak görürken, diğerleri ‘asıl sorunun, eğitim veya aile sistemi ya da herhangi bir örgütlü yaşam biçimi olmaksızın, birkaç yıldır normal sosyal bağlamın dışında gelişen devasa bir insan kitlesini absorbe edecek planlar yapmakta yattığını’ düşünüyor.

Zorluk, yıkıma uğrayan bölgeleri yeniden inşa etmek ve geçim kaynakları yaratmak, özellikle de siyasi ve sosyal kimliklerin radikal grupların mirasıyla iç içe geçmiş olduğu ve bu yüzden potansiyel çatışmalar için verimli bir zemin oluşturan İdlib gibi kırsal bölgelerde yatıyor.

ABD, Irak'tan çekilmeden önce Sünni aşiretlerinden oluşan ve el-Kaide'ye karşı savaşan Sahva Silahlı Güçleri deneyimi, radikalizmden etkilenenleri siyasi ve güvenlik yapılarına dönüştürerek Suriye için olası bir model sunarken, militarizasyondan siyasete ve hizipçilikten devletçiliğe geçiş, yeni Suriye'nin karşı karşıya olduğu en büyük zorluk olmaya devam ediyor.


Sudanlı güçler savaşı sona erdirmek için “İlkeler Bildirgesi” imzaladı

Sudanlı güçlerin Nairobi'deki toplantısından bir kare (Şarku’l Avsat)
Sudanlı güçlerin Nairobi'deki toplantısından bir kare (Şarku’l Avsat)
TT

Sudanlı güçler savaşı sona erdirmek için “İlkeler Bildirgesi” imzaladı

Sudanlı güçlerin Nairobi'deki toplantısından bir kare (Şarku’l Avsat)
Sudanlı güçlerin Nairobi'deki toplantısından bir kare (Şarku’l Avsat)

Sudan'daki Sumud İttifakı’nın siyasi ve sivil güçleri, Sudan'daki savaşı sona erdirmek ve İslamcıların rejimini siyaset sahnesinden kalıcı olarak silmek için dün Kenya'nın başkenti Nairobi'de Abdulvahid en-Nur liderliğindeki Sudan Kurtuluş Hareketi (SLM/A) ve Arap Sosyalist Baas Partisi ile ortak bir ‘İlkeler Bildirgesi’ imzaladı. Savaşa karşı çıkan Sudanlı tarafların çoğunluğunu bir araya getiren bu ilk yakınlaşma aylar süren istişarelerin ve görüşmelerin ardından gerçekleşti.

Savaşın derhal sona erdirilmesinin ‘ulusal öncelik olduğu’ vurgulanan bildirgede, savaşan taraflar olan Sudan ordusuna ve Hızlı Destek Kuvvetleri’ne (HDK) geçtiğimiz ağustos ayında Uluslararası Dörtlü (ABD, Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri ve Mısır) tarafından önerilen yol haritasına uymaları için daha fazla baskı uygulanmasının önemine işaret edildi.

İlkeler Bildirgesi’nde savaşan taraflara önerilen üç aylık insani ateşkesin hızla uygulanması, koşulsuz olarak derhal ateşkesin sağlanması ve bunun kalıcı bir ateşkese dönüştürülmesi için çalışılması çağrısı yer aldı.