İsrail, İran’ın silahlarını Lübnan’a nasıl aktardığını açıkladı

İsrail ordusunun Arap Medyası Sözcüsü Avichay Adraee.
İsrail ordusunun Arap Medyası Sözcüsü Avichay Adraee.
TT

İsrail, İran’ın silahlarını Lübnan’a nasıl aktardığını açıkladı

İsrail ordusunun Arap Medyası Sözcüsü Avichay Adraee.
İsrail ordusunun Arap Medyası Sözcüsü Avichay Adraee.

İsrail, üst düzey bir Hizbullah yetkilisini, Şam Havalimanı’na inen sivil uçaklarla İran’dan Lübnan’a silah aktarılması için yeni bir yol açmakla suçladı.
İsrail ordusunun Arap Medyası Sözcüsü Avichay Adraee, 20 Mayıs’ta Twitter üzerinden yaptığı açıklamada, silah transferi rotasını yöneten kişinin, 2020 yılı başlarında Bağdat Havalimanı yakınlarındaki suikasta kurban giden Kudüs Gücü eski komutanı olan Kasım Sülaymani’nin kızı Zeyneb’in eşi Rıza Haşim Safieddin olduğunu belirtti. Rıza Haşim Safieddin, Hizbullah Yürütme Konseyi Başkanı Seyyid Haşim Safieddin’in oğlu ve Hizbullah liderliğinde Genel Sekreter Hasan Nasrallah’tan sonra ikinci komutan olarak kabul ediliyor. Kendisi aynı zamanda Nasrallah’ın teyzesinin oğlu ve Hizbullah’ın İran temsilcisi olan Abdullah Safieddin de Rıza’nın amcası. Bu çerçevede İsrailli Sözcü, baba Safieddin’in, oğlunun İran’dan Hizbullah’a stratejik silah transfer etmesine yardımcı olmak için ‘bu akrabalık bağlarından, yüksek konumundan ve Lübnan devletinin altyapısından’ yararlandığını söyledi.
Adraee açıklamasında şu ifadeleri kullandı:
“Haşim Safieddin, Hizbullah’taki yüksek konumunu ‘kitlelerle iletişim kurmak, Hizbullah’ın Şii nüfusla faaliyetlerini takip etmek, Lübnan’daki önde gelen isimlerle iletişim kurmak ve medya ve iletişim mekanizmalarını yönetmek’ için kullanıyor.”
Sözcü, söz konusu rotanın nasıl yönetildiğini şöyle anlattı:
“Rıza’nın eşi, yani Kasım Süleymani’nin kızı İran’da ikamet ediyor. Rıza, eşini ziyaret bahanesiyle ayda birkaç kez İran’a ziyarette bulunuyor. İran’a yaptığı uçuşların askeri boyutları olduğu artık ortaya çıkabilir. Devrim Muhafızları ile bağlantılı tarafların desteğiyle, babası tarafından yönetilen Yürütme Konseyi’ne ait geniş bir altyapı, kaynak ve aktivist ağı kullanarak, gelişmiş silahların terörist Hizbullah’a transferini koordine etmek için İran’daki ikametini kullanıyor. Gizliliği sağlamak için silahlar, İran’dan Şam Uluslararası Havalimanı’na sivil uçuşlarda taşınıyor. Durum, tıpkı terörist Hizbullah’ın Lübnan devletini ve vatandaşlarını İran’ın çıkarlarına hizmet eden terörist amaçlarla sömürürken yaptığı gibi, sivilleri riske atıyor. İsrail ordusu, Hizbullah’ın İsrail Devleti’nin güvenliğini tehdit etmeye yönelik tüm girişimlerini izlemeye devam edecek. Devletin güvenliğini ve vatandaşlarını korumak için ne gerekiyorsa yapacaktır.”



Küba'dan ABD'ye yaptırım tepkisi: "Soykırım savunucusu"

Ülkeyi sarsan eylemler için "son 60 yılın en büyük yönetim karşıtı protestoları" denmişti (Reuters)
Ülkeyi sarsan eylemler için "son 60 yılın en büyük yönetim karşıtı protestoları" denmişti (Reuters)
TT

Küba'dan ABD'ye yaptırım tepkisi: "Soykırım savunucusu"

Ülkeyi sarsan eylemler için "son 60 yılın en büyük yönetim karşıtı protestoları" denmişti (Reuters)
Ülkeyi sarsan eylemler için "son 60 yılın en büyük yönetim karşıtı protestoları" denmişti (Reuters)

Temmuz 2021'de Havana yönetimine karşı düzenlenen büyük protesto eylemlerinin yankıları sürüyor.

ABD, Devlet Başkanı Miguel Diaz-Canel'in de aralarında bulunduğu Kübalı yetkilileri insan haklarını ihlal ettikleri gerekçesiyle yaptırım listesine aldı. 

Karayipler'deki ada ülkesinin üst düzey yöneticilerine vize kısıtlamaları uygulanacağı da duyuruldu.

ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio, X hesabından yaptığı açıklamada "Temmuz 2021'deki protestolara katılanların haksız bir şekilde gözaltına alınıp işkenceye tabi tutulmasından sorumlu olan ya da bu olaylarda suç ortaklığı yapan" yargı ve cezaevi çalışanlarının da vize kısıtlamalarıyla karşı karşıya kalacağını söyledi. 

54 yaşındaki siyasetçi şu ifadeleri kullandı:

ABD, Küba halkının insan hakları ve temel özgürlüklerini desteklemeyi ve gayri meşru, dikta rejimlerinin yarıküremizde hoş karşılanmadığını net bir şekilde ortaya koymayı sürdürecek.

Devlet Başkanı Miguel Diaz-Canel'le birlikte Küba Savunma Bakanı Álvaro López Miera ve İçişleri Bakanı Lázaro Álvarez Casas'ın da yaptırım listesine alınmasına Havana'dan tepki geldi. 

Dışişleri Bakanı Bruno Rodriguez de X'te açıklama yaparak ABD'nin Küba halkının ya da liderlerinin iradesini ipotek altına alamayacağını vurguladı. 

Küba Dışişleri Bakanlığı'nın ABD'den sorumlu yetkililerinden Johana Tablada ise Rubio'yu "soykırım ve toplu sınırdışı savunucusu" diye niteledi. 

Elektrik kesintileri yüzünden Havana'nın defalarca karanlığa gömülmesinin ardından 11-12 Temmuz 2021'de patlak veren protestolar, tüm dünyanın dikkatini çekmişti. 

Bir kişinin öldüğü eylemlerin bazılarında protestocular devlet binalarına ve kamu malına zarar vermiş, güvenlik görevlilerine ve mağazalara taş atarak saldırmıştı.

Batı medyası, eylemlerin herhangi bir muhalif örgüt tarafından organize edilmediğini bildirirken Küba yönetimi, onlarca yıldır süren ABD yaptırımları ve propagandasını sorumlu tutmuştu.

Yönetim destekçileri, yetkililerle birlikte tepki göstererek muhalif eylemleri bastırmaya çalışmıştı. 

Ekonomik kriz, gıda ve ilaç kıtlığına karşı başlayan gösterilerin ardından ABD merkezli İnsan Hakları İzleme Örgütü'nün aktardığına göre en az 1400 kişi gözaltına alınırken, yaklaşık 700 kişi hapse atılmıştı. 

2022'de Kübalı savcılar, 790 civarında kişinin bu eylemlerle ilgili olarak soruşturulduğunu açıklamıştı.

Davaları takip eden 11J adlı hak örgütü, 554 kişinin protesto gösterileriyle ilgili olarak aldıkları cezayı çektiği bilgisini 2024 sonunda vermişti. Bunlardan bazıları Papa Francis'in talebiyle şartlı tahliyeden faydalandı. Halihazırda hapiste kalan eylemci sayısının 360'la 420 arasında olduğu tahmin ediliyor.  

Independent Türkçe, France 24, AFP, AP