Trablus’taki kanlı olaylar silahlı grupların başkent üzerindeki kontrolünü gözler önüne seriyor

Başağa, kendisine verilen desteğin ‘gerekli düzeyde olmaması’ nedeniyle yalnızlaştı.

Başağa hükümetinin başkent Trablus’a girme girişimini engellemeyi başaran Dibeybe hükümetine sadık kuvvetler. (AP)
Başağa hükümetinin başkent Trablus’a girme girişimini engellemeyi başaran Dibeybe hükümetine sadık kuvvetler. (AP)
TT

Trablus’taki kanlı olaylar silahlı grupların başkent üzerindeki kontrolünü gözler önüne seriyor

Başağa hükümetinin başkent Trablus’a girme girişimini engellemeyi başaran Dibeybe hükümetine sadık kuvvetler. (AP)
Başağa hükümetinin başkent Trablus’a girme girişimini engellemeyi başaran Dibeybe hükümetine sadık kuvvetler. (AP)

Libya’da parlamento tarafından görevlendirilen Başbakan Fethi Başağa’nın görevlerini yürütmek üzere başkent Trablus’a girme girişimi ve bunun sonucunda görev süresi sona eren Ulusal Birlik Hükümeti Başbakanı Abdulhamid Dibeybe’ye bağlı gruplar ile Başağa yandaşları arasında çatışmaların patlak vermesi, geniş tepkilere yol açtı. En az bir kişinin ölümü ve çok sayıda kişinin yaralanmasıyla sonuçlanan girişimin ardından şiddetli çatışmalar yeniden sahneye çıktı. Yaklaşık 2 yıllık göreceli sakinliğin ardından Trablus yeniden şiddete tanık oldu. Ayrıca durum, birçok Libyalının ve Libya meseleleriyle ilgilenen tarafların endişelerini artırdı.
Libya arenasında yaşanan gelişmeler uluslararası basının da gündemindeydi. Washington Post gazetesi, Trablus’un tanık olduğu koşulların, ‘savaştan zarar gören ülkedeki durumun kırılganlığını gösterdiğini’ belirtti. Gazeteye göre Başağa’nın geçici hükümet başkanı olarak atanmasından üç ay sonra birkaç bakanıyla birlikte Trablus’a gelişi, Libya’daki rakip yönetimler arasında daha fazla gerginliğe yol açtı. Gazeteye göre ayrıca Libyalı araştırmacı Celil Harşavi, Başağa’nın Trablus’ta kaldığı kısa süre içinde patlak veren şiddetin, Başağa’nın açık başarısızlığını yansıttığını savundu. Harşavi, Dibeybe’nin ‘iyi finanse edilmiş’ silahlı grupların desteğine sahip olduğuna dikkat çekti.
İngiltere merkezli ‘The Guardian’ gazetesi de Başağa’nın, kendisine bağlı milislerin desteğinin istenilen düzeyde olmadığını görmesinin ardından Trablus’ta yalnızca birkaç saat kaldığını yazdı. “Kendisini yalnız buldu ve şehir dışından başka hiçbir destek alamadı” değerlendirmesinde bulunan gazete, yayınladığı haberde şu ifadelere yer verdi:
“Başağa’nın geri çekilmesi, sadece kişisel olarak ona ve uluslararası alanda kendisini birleştirici bir figür olarak gösterme çabalarına zarar vermekle kalmadı, ayrıca Başağa ve arkadaşlarının Trablus’a girme girişimini eleştiren ve onları siyasi intihara meyilli bir grup olarak tanımlayan Dibeybe için de destek teşkil etti.” 
Diğer yandan Birleşmiş Milletler Libya Destek Misyonu (UNSMIL), acil şekilde sahadaki sükunetin ve sivillerin korunması gerektiğini vurguladı. Ayrıca kendini tutma politikasının takip edilmesi ve kışkırtıcı söylemlerin kesilmesi de dahil olmak üzere kışkırtıcı eylemlerden kaçınılması çağrısı yapan UNSMIL, “Çatışma şiddetle değil, diyalog ve müzakere yoluyla çözülür” açıklamasında bulundu. Aynı şekilde ABD’nin Trablus Büyükelçisi Richard Norland da sükunete ihtiyaç duyulduğunu söyledi. Diyaloğun önemine ve seçimlerin yapılmasına yönelik hareket hızına dikkati çeken Norland, ülkesinin ‘azınlıkların ve diğer tüm Libyalı bileşenlerin, devam eden siyasi sürece dahil edilmesine’ destek verdiğini yineledi. ABD Dışişleri Bakanlığı da ‘ciddi endişelerini’ dile getirirken, ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Ned Price, silahlı grupları şiddetten kaçınmaya çağırdı.
Diğer taraftan Libya’daki İngiliz Büyükelçiliği, geçen salı günü Trablus’ta yaşanan olayların, ‘acil olarak kalıcı bir siyasi çözüm bulma gerekliliğini yansıttığını’ ve ‘bu çözüme güç kullanarak ulaşılmaması gerektiğini’ belirtti. Tüm tarafları gerginliği yatıştırmaya ve istikrar ve başarılı seçimler yolunda anlamlı bir diyalog için çalışmaya çağıran Büyükelçilik, Trablus’un ‘siyasi çatışmalara rehin tutulmaması gerektiğini’ vurguladı. Büyükelçilik ayrıca “Şiddet, Libya’nın istikrarını ve refahını baltalamaktan başka bir şey yapmayacaktır” açıklamasında bulundu.
Fransa da aynı tavrı sergileyerek huzursuzluğa karışan tarafları siyasi bir çözüm bulmak için birlikte çalışmaya çağırdı. Libya’daki Alman Büyükelçiliği de sükûnet çağrısında bulunurken, tüm aktörlerin sorumlu davranması gerektiğini söyledi. Alman Büyükelçiliği, “Siyasi çözüme alternatif yok” dedi.
Türkiye de Libya’daki mevcut gelişmeler karşısında duyduğu endişeyi dile getirdi. “Sakinliği korumak ve çatışmalara fırsat vermemek temel önceliklerimizden biridir” vurgusu yapan Türkiye’den yapılan açıklamada “Libya’yı ülke genelinde adil ve özgür seçimlere ulaştıracak yasal adımlara öncelik verilmelidir” ifadeleri kullanıldı. Türkiye ayrıca, tüm taraflara ‘kendilerini tutma, akıllıca davranma ve istikrarı tehlikeye atacak eylemlerden kaçınma’ çağrısı yaparak, “Bu hassas dönemde sorunları diyalog yoluyla çözmek son derece önemlidir” vurgusunda bulundu.  
Diğer yandan Mısır, Libya’da sükunetin korunması ve Libya halkının can, mal ve yeteneklerinin korunması gerektiğini bildirdi. Mısır Dışişleri Bakanlığı, tüm Libyalı tarafları kendilerini tutmaya ve şiddeti körükleyecek herhangi bir adımdan kaçınmaya çağırdı. Bakanlık ayrıca cumhurbaşkanı ve yasama seçimlerinin aynı anda ve gecikme yaşanmadan yapılması için diyalogun kaçınılmaz olduğunu belirtti. Arap Birliği de yeni bir şiddet dalgasının patlak verebileceğine karşı da uyardı.
Cezayir de Libyalı tarafları gerginliğin artmasını önlemeye çağırdı. Cezayir ayrıca  Libya Yüksek Ulusal Seçim Komisyonu Başkanı Imad es-Sayeh’in geçen perşembe günü Cezayir’in Libya büyükelçisi Süleyman Şinnin ve beraberindeki heyet ile görüşmesi sırasında Libya’da özgür seçimlerin gerçekleştirilmesine yönelik desteğini yineledi. Seçim Komisyonu tarafından yapılan açıklamada, toplantıda ‘önerileri destekleme yollarının ve yaklaşan seçimlere ulaşma çabalarının’ ele alındığı belirtildi.
Gözlemciler, Başağa’nın Trablus’tan ayrılmasının ve çatışmaların yoğunlaşmasının ardından sahil kenti Sirte’yi hükümetinin merkezi olarak belirleme kararının, ‘Libyalılara kan enjekte etme’ amacı taşıdığını ve geçici de olsa yeni bir şiddet kapısını kapattığını dile getirdi. Ancak ‘silahlı grupların gücünün boyutunu’ ve ‘devlet kurumlarının birleştirilememesinin siyasi çıkmazdan kurtulma çabalarının önünde büyük bir engel olmaya devam edeceğini’ de açıkça ortaya koymuş oldu.



Lübnan Başbakanı:  İsrail ile barış görüşmelerine henüz başlamadı

Lübnan Başbakanı Nevvaf  Selam (NNA)
Lübnan Başbakanı Nevvaf  Selam (NNA)
TT

Lübnan Başbakanı:  İsrail ile barış görüşmelerine henüz başlamadı

Lübnan Başbakanı Nevvaf  Selam (NNA)
Lübnan Başbakanı Nevvaf  Selam (NNA)

Lübnan Başbakanı Nevvaf Selam, Çarşamba günü yaptığı açıklamada, İsrail ve Lübnan’dan iki sivil temsilcinin katıldığı ateşkesi izleme komitesindeki görüşmelerin henüz “barış müzakeresi” aşamasına gelmediğini belirtti.

Selam, basın mensuplarına yaptığı açıklamada, “Ateşkesi İzleme Komitesi, saldırıların durdurulması ilanının uygulanması için bir forumdur. Henüz barış müzakeresi aşamasına gelmedik” dedi.

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, sivil temsilcinin gönderilmesini, “İsrail ve Lübnan arasında ekonomik iş birliğinin temeli için ilk girişim” olarak nitelendirmişti.

Selam, ekonomik görüşmelerin İsrail ile normalleşme sürecinin bir parçası olacağını ve bunun ancak bir barış anlaşmasını takip etmesi durumunda mümkün olacağını vurguladı. Ayrıca, iki ülke 2002 Arap Barış Planı’na uyarsa “normalleşmenin ardından barış geleceğini” söyledi, ancak bunun şu an için uzak bir hedef olduğunu kaydetti.

Lübnan Başbakanı, ülkesinin Ateşkesi İzleme Komitesi’nin güney Lübnan’daki Hizbullah’ın silahsızlandırılmasını denetlemesine açık olduğunu da ifade etti. Selam, “Komiteye, herhangi bir endişe veya şüphe durumunda sahada doğrulama yapmaya hazır olduğumuzu ilettik. Denetlemeye açığız” dedi.


Refah’ta tünel çatışması: 4 İsrail askeri yaralandı

İsrail'in Gazze Şehri'nin doğusunda düzenlediği hava saldırılarının ardından dumanlar yükseliyor (AFP)
İsrail'in Gazze Şehri'nin doğusunda düzenlediği hava saldırılarının ardından dumanlar yükseliyor (AFP)
TT

Refah’ta tünel çatışması: 4 İsrail askeri yaralandı

İsrail'in Gazze Şehri'nin doğusunda düzenlediği hava saldırılarının ardından dumanlar yükseliyor (AFP)
İsrail'in Gazze Şehri'nin doğusunda düzenlediği hava saldırılarının ardından dumanlar yükseliyor (AFP)

İsrail ordusu, bugün  (Çarşamba) yaptığı açıklamada, Gazze’nin güney  doğusundaki Refah’ta bir tünelden çıkan militanlarla yaşanan çatışmada dört İsrail askerinin yaralandığını duyurdu. Ordudan yapılan açıklamada, yaralılardan birinin durumunun ciddi, üçünün ise orta derecede olduğu belirtildi. Olay sırasında Golani Tugayı’na bağlı bir keşif birimine militanlar tarafından tünelden ateş açıldığı bildirildi. Yaralı askerler tedavi için tahliye edilirken, ailelerine bilgi verildi.

Yerel medyaya göre en az bir militan öldürüldü ve diğerleri için arama çalışmaları sürüyor. Çatışma, İsrail’in Gazze’nin kuzeyinde Kızılhaç aracılığıyla bir rehinenin kalıntılarını teslim almasının birkaç saat sonrasında gerçekleşti.

Gazze’deki kaynaklar, Refah’ta topçu ateşi ve silahlı çatışmaların devam ettiğini bildirerek, bölgedeki güvenlik durumunun istikrarsız olduğunu ortaya koydu.

Başbakan Binyamin Netanyahu, Hamas’ı ateşkes anlaşmasını ihlal etmekle suçlayarak, İsrail’in askerlerine yönelik herhangi bir saldırıya uygun şekilde karşılık vereceğini vurguladı. Netanyahu, “Hamas ateşkes anlaşmasını ihlal ediyor ve ordumuza yönelik terör faaliyetlerine devam ediyor. İsrail, askerlerimize yönelik herhangi bir saldırıya müsamaha göstermeyecek ve buna göre yanıt verecek” dedi.


Gazze'de kış, çocukluğumdaki mutluluğun hatırasını silip süpürdü

Deyr el-Balah'ı geçen hafta sular bastı (AP)
Deyr el-Balah'ı geçen hafta sular bastı (AP)
TT

Gazze'de kış, çocukluğumdaki mutluluğun hatırasını silip süpürdü

Deyr el-Balah'ı geçen hafta sular bastı (AP)
Deyr el-Balah'ı geçen hafta sular bastı (AP)

Çocukluğumdan beri kışı hep çok sevmişimdir. Kara bulutlar gökyüzünü kapladığında ve yağmur damlaları yere düştüğünde, ailem büyükannem ve büyükbabamın evinde toplanırdı. Dedem ateşi yakarken yanına otururdum, babaannem de çaydanlığı ateşe koyardı. Bizim için kış, bir rahatlık mevsimiydi. Hiç üşümezdik.

Gündüzleri kuzenlerimle birlikte sokaklara yayılan su birikintilerinde yalınayak koşar, yağmur bizi tepeden tırnağa ıslatırken duvarların ve ağaçların ardında gizlenerek ghommemeh (saklambaç) oynardık. Annemin hastalanmadan önce içeri girmemiz için bize bağırdığını hatırlıyorum. Geceleri büyükbabam bize 1960'lardaki seyahatlerinde geçen hikayeleri anlatırdı.

Yaşım ilerledikçe kışları arkadaşlarımla daha fazla zaman geçirmeye ve mezun olduktan sonra peşinden gitmeyi umduğumuz hedeflerimiz ve geleceğe dair hayallerimiz hakkında konuşmaya başladım. Bazen Halid, Mahmud ve ben, Muhammed Hamo'nun evinde buluşurduk, artık o bir ölü; huzur içinde yatsın. Bir ateş yakıp en sevdiğimiz içeceği, yani çayı yanan odunların üzerine koyup kağıt oynardık ya da filmler ve TV dizileri izlerdik.

Evdeyken yağmur damlalarının sesi havayı doldurduğunda veya derslerimden bunaldığımda, yağmuru izlemek ve soğuk rüzgarın tadını çıkarmak için yatak odamın balkonuna çıkardım. O balkondan günbatımını izlemek gibi bir alışkanlığım vardı. Kışın manzarayı daha da harika yapan şey, sahil boyunca dönen göçmen kuşların gökyüzünde kısa süreliğine, güzel desenler çizmesiydi.

İsrail'in Gazze'yi istilası, kışla ilgili tüm güzel duygularımı yok etti. Ailem 13 Ekim 2023'te yataklarına örtecek bir şey ya da kışlık kıyafetlerini yanına almaksızın tahliye edildi. Sonrasında birkaç battaniye satın alabildik. Her birinin bize maliyeti yaklaşık 35 dolar oldu. Küçük biraderim ve ben, tek bir battaniyenin altında örtünmek zorundaydık. Birkaç hafta sonra bir okulun arka bahçesinde uyuyorduk. Kışın rüzgarı acımasızca üzerimizden geçti. Soğuktan titreyerek uyanınca sadece hafif yağmurlar yüzünden battaniyemin sırılsıklam olduğunu gördüm. O günden beri kıştan nefret ediyorum.

Binlerce aile bizimkine benzeyen deneyimler yaşadı. Birbirine dikilmiş battaniyelerden oluşan derme çatma küçük bir çadırda 14 kişilik ailesiyle birlikte yaşayan 19 yaşındaki İsmail Abed, birkaç kez sırılsıklam halde uyandı. Aile, hava koşullarından biraz uzaklaşıp soluk almak için komşularının çadırına giderdi.

Bana "UNRWA'dan çadır alana kadar ne zaman yağmur yağsa boğuluyorduk" diyen İsmail, bu çadırı da barınağı olmayan başka bir aile grubuyla paylaşmış:

Bu yeni çadır bizi yağmurdan korudu ama rüzgarın getirdiği keskin soğuk, üzerimizi örtmeye yetecek kadar battaniyemizin olmamasıyla birleşince durum gerçekten dayanılmazdı.

Kendi çadırımızda o kadar kalabalıktık ki ısınmak için ateş yakacak yerimiz yoktu. Kışın yemek pişirmek bile daha zordu. İsrail işgali, Gazze Şeridi'ne girmesini engellediği için yemek pişirecek gazımız yoktu. Yemek pişirmek için ateş yaktığımız yerin üstü örtülü değildi, bu yüzden ne zaman yağmur yağsa ateş sönerdi.

Bir çadırda yaşamak, yiyecekleri sıçanlardan ve hamamböceklerinden saklayabileceğimiz bir buzdolabına veya başka bir güvenli yere sahip olmadığımız için her gün yiyecek alışverişine çıkmamız gerektiği anlamına geliyordu. Pazardaki un veya pirinç gibi temel yiyecekleri eve getirmek için bazen yağmurda iki saate yakın yürümek zorunda kalıyorduk.

Gazze'nin kuzeyindeki dostlarımdan Muhammed Ebu el-Mehza, kış boyunca defalarca yerinden edildi. Aralık 2023'te Muhammed'in ailesi, Gazze'nin batısındaki eş-Şati kampından zorunlu bir şekilde tahliye edilince yağmurda yürüyerek Şeyh Rıdvan mahallesine gitti.

Bana "Ben de dahil tüm ailem ertesi gün hastaydı" dedi:

İlaç o kadar az ki iyileşmemiz için 10 günden fazla süre geçmesi gerekti.

23 yaşındaki Usame Adas, eylülde ailesiyle birlikte Gazze'nin kuzeyinden güneyine tahliye edildi. Güneyde kimseyi tanımıyorlardı, bu yüzden denizden yaklaşık 20 metre uzakta bir çadır kurdular. Sahilden gelen rüzgarlar geceleri iliklere işleyen bir soğuktu, bu yüzden aile kuzeye dönebilecekleri günü bekledi.

Ateşkes ilan edildiğinde Usame evine döndü ve dört katlı binalarının tamamen yıkıldığını gördü. Ailesinin dönüşüne hazırlanmak yerine, hemen güneye yürümek zorunda kaldı ve babasından çadırı kurmak için daha iyi bir yer aramasını istedi. Aile hâlâ güvenli bir sığınağa sahip olamadan, yerinden edilmiş bir halde bekliyor. Deyr el-Balah'ın doğusundaki el-Maşala bölgesindeki yeni çadırları onları yağmurdan daha iyi koruyabilse de rüzgar boşluklardan içeri sızıyor. Usame bana "Bu kış nasıl hayatta kalacağımı bilmiyorum" dedi:

Şiddetli yağmurlar henüz başlamadı ama yine de yağmur şimdiden çadırın içine giriyor.

İlk damlanın düşmesinden beri bu mevsimin bitmesi için dua ediyorum. Kış eskiden sıcaklığın, kahkahanın ve geçici güzelliklerin mevsimiydi ancak artık Gazze'de bir korku, mücadele ve tahammül zamanı haline geldi. Kış artık bir direnç hikayesi anlatıyor: Kökünden koparılan hayatları, her şeye rağmen hayatta kalmayı ve bir gün bu mevsimin eski rahatlığını beraberinde getirip Gazze'nin çocuklarının yağmurda tekrar korkmadan yalınayak koşacağı umudunu...

Independent Türkçe