Dünya Sağlık Örgütü dünya genelinde maymun çiçeği vakalarının artmasını bekliyor

1970 yılında Kongo’da maymun çiçeği hastalığına yakalanan çocuklar (WHO)
1970 yılında Kongo’da maymun çiçeği hastalığına yakalanan çocuklar (WHO)
TT

Dünya Sağlık Örgütü dünya genelinde maymun çiçeği vakalarının artmasını bekliyor

1970 yılında Kongo’da maymun çiçeği hastalığına yakalanan çocuklar (WHO)
1970 yılında Kongo’da maymun çiçeği hastalığına yakalanan çocuklar (WHO)

Dünya Sağlık Örgütü (WHO), önümüzdeki günlerde dünya genelinde maymun çiçeği vakalarının artmasını beklediklerini bildirdi.
WHO tarafından dün yapılan açıklamada, virüsün endemik olmadığı 12 üye ülkeden 92 doğrulanmış vaka ve 28 şüpheli maymun çiçeği vakası bildirildiği ifade edildi.
WHO Salgın Hastalıklar Uzmanı Profesör David Heyman, önümüzdeki günlerde maymun çiçeğinin yayılmasının nasıl sınırlandırılacağı konusunda WHO’nun daha fazla rehberlik ve tavsiye sağlayacağını söyledi.
Heyman, uluslararası bir uzmanlar komitesinin, salgın hakkında neyin araştırılması gerektiğini değerlendirmek, asemptomatik yayılma olup olmadığı, kimin en fazla risk altında olduğu ve farklı bulaşma yolları da dahil olmak üzere halkı bilgilendirmek için video konferans yoluyla toplantı gerçekleştirdiğini bildirdi.
WHO yetkilisi, “Mevcut bilgiler, bir kişiden diğerine virüs bulaşmasının, semptom gösteren vakalarla yakın fiziksel temasta bulunan kişiler arasında gerçekleştiğini gösteriyor” dedi.
Hasta çocuklara bakan ebeveynler ve sağlık çalışanlarının risk altında olduğunu belirtti.
Bu nedenle, bazı ülkeler maymun çiçeği tedavi ekiplerine ilgili bir virüs olan çiçek hastalığı aşılarını aşılamaya başladı.
Maymun çiçeği virüsü, Batı ve Orta Afrika’nın bazı bölgelerinde endemik olan, genellikle hafif bulaşıcı bir hastalık.
Yakın temas yoluyla yayılıyor, bu nedenle kendini izole etme ve kişisel hijyen gibi önlemlerle nispeten daha kolay kontrol altına alınabilir.
Heyman, virüsün endemik olduğu ülkelerin dışına yayılmasının biyolojik olarak mümkün olduğunu, ancak yeni tip koronavirüs karantinaları, sosyal mesafe ve seyahat kısıtlamaları nedeniyle büyük bir salgına yol açmadığını söyledi.
Maymun çiçeği salgınının koronavirüsün ilk günlerine benzemediğini, kolay bulaşmadığını vurgulayan Heyman, “Virüse maruz kaldığından şüphelenenlerin veya kızarıklık ve ateş gibi belirtiler gösterenlerin başkalarıyla yakın temastan kaçınmaları gerek. Aşılar var, ancak en önemli mesaj kendinizi koruyabilmenizdir” diye ekledi.



Diyet haplarının Kutsal Kase'si İştahı ve kas kütlesini etkilemeden yağ yakıyor

GLP-1 iğneleri, kan şekerini, iştahı ve sindirimi düzenleyen doğal bir hormonu taklit ederek çalışıyor. Ancak yeni hap, kaslardaki metabolizmayı tetikliyor (Pexels)
GLP-1 iğneleri, kan şekerini, iştahı ve sindirimi düzenleyen doğal bir hormonu taklit ederek çalışıyor. Ancak yeni hap, kaslardaki metabolizmayı tetikliyor (Pexels)
TT

Diyet haplarının Kutsal Kase'si İştahı ve kas kütlesini etkilemeden yağ yakıyor

GLP-1 iğneleri, kan şekerini, iştahı ve sindirimi düzenleyen doğal bir hormonu taklit ederek çalışıyor. Ancak yeni hap, kaslardaki metabolizmayı tetikliyor (Pexels)
GLP-1 iğneleri, kan şekerini, iştahı ve sindirimi düzenleyen doğal bir hormonu taklit ederek çalışıyor. Ancak yeni hap, kaslardaki metabolizmayı tetikliyor (Pexels)

İştahı veya kas kütlesini olumsuz etkilemeden kan şekerini düşürerek yağ yakımını artıran bir diyet hapı, hastaların ağır yan etkiler yaşamadan zayıflamasını sağlayabilir.

Tip 2 diyabet ve obezite hastaları için geliştirilen potansiyel yeni ilaç tedavisi, tablet şeklinde alınıyor ve Ozempic'le Wegovy gibi GLP-1 iğnelerinden tamamen farklı bir şekilde çalışıyor.

Bu iğneler kan şekerini, iştahı ve sindirimi düzenleyen doğal bir hormonu taklit ediyor. 

Bu enjeksiyonlar bağırsak ve beyin arasındaki açlık sinyallerini etkiliyor ancak sıklıkla iştah kaybına, kas kütlesinde azalmaya ve sindirim sorunlarına neden olarak kişinin daha halsiz veya çökmüş hissetmesine yol açabiliyor.

Ancak yeni ilaç kaslardaki metabolizmayı tetikleyerek daha fazla yağ yakmalarını sağlayarak çalışıyor.

Bu tedavi, hayvanlar üzerinde yapılan araştırmalarda hem kan şekeri kontrolü hem de vücut yapısı üzerinde olumlu etkiler gösterirken günümüzün GLP-1 bazlı ilaçlarla ilişkili yan etkileri sergilemedi.

Karolinska Enstitüsü ve Stockholm Üniversitesi'nden araştırmacıların hakemli dergi Cell'de yayımladığı çalışma, 48 sağlıklı katılımcı ve tip 2 diyabet hastası 25 kişinin yer aldığı ilk klinik denemede, insanların da bu tedaviye iyi yanıt verebildiğini ortaya koydu.

Stockholm Üniversitesi Wenner-Gren Enstitüsü Moleküler Biyobilim Bölümü'nden öğretim üyesi ve çalışmanın yazarı Tore Bengtsson şöyle diyor:

Sonuçlarımız kas kütlesini kaybetmeden metabolik sağlığı iyileştirebileceğimiz bir geleceğe işaret ediyor. Kaslar, tip 2 diyabet ve obezitede önem arz ediyor ve kas kütlesi de beklenen yaşam süresiyle doğrudan ilişkili.

İlaç, araştırmacıların laboratuvarda geliştirdiği β2 (beta) agonisti türü adlı bir maddeye dayanıyor. Beta 2 agonisti ilaçlar genellikle astım tedavisinde kullanılıyor ancak kalp çarıntısı veya titreme gibi yan etkilere yol açabiliyor.

Araştırmacılar oluşturdukları molekülün, kalbi aşırı uyarmadan kaslar üzerinde olumlu bir etki yarattığını söylüyor.

Karolinska Enstitüsü Fizyoloji ve Farmakoloji Bölümü'nde yardımcı doçent olan ve araştırmanın yazarlarından Shane Wright, "Bu ilaç tamamen yeni bir tedavi yaklaşımını temsil ediyor ve tip 2 diyabet ve obezite hastaları için büyük önem taşıyabilir. Maddemiz sağlıklı kilo kaybını teşvik ediyor gibi görünüyor ve ayrıca hastalar iğne yapmak zorunda kalmıyor" diyor.

Araştırmacılar için bir sonraki adım, tedaviyi geliştiren şirket Atrogi AB'nin planlandığı klinik çalışma olacak.

Independent Türkçe