Rusya ve İsrail arasında Suriye üzerinden Ukrayna mesajlaşması

Suriye'nin kuzeyindeki bir Rus askeri devriyesi (Arşiv - Şarku’l Avsat)
Suriye'nin kuzeyindeki bir Rus askeri devriyesi (Arşiv - Şarku’l Avsat)
TT

Rusya ve İsrail arasında Suriye üzerinden Ukrayna mesajlaşması

Suriye'nin kuzeyindeki bir Rus askeri devriyesi (Arşiv - Şarku’l Avsat)
Suriye'nin kuzeyindeki bir Rus askeri devriyesi (Arşiv - Şarku’l Avsat)

İsrail'in son yıllarda Suriye'ye düzenlediği tüm hava saldırıları önemli olsa da cumayı cumartesiye bağlayan gece düzenlediği saldırının, bir yanda Suriye’nin Ukrayna nedeniyle aralarında gerilimin arttığı Rusya ile bir mesaj kutusuna dönüşmesi, diğer yanda Rusya'nın Suriye'de bıraktığı boşluğu İran'ın doldurma çabası gibi ek bir takım nedenlerden ötürü başka bir boyutu daha vardı.
Rusya, en anlam yüklü mesajını, İsrail'in Suriye'ye hava saldırısı düzenlediği 13 Mayıs’ta verdi. İlk kez Hmeymim Hava Üssü’ndeki gelişmiş S-300 füze sistemi etkinleştirildi ve İsrail savaş uçakları hedef alındı. Aynı zamanda Rusya, 2015 yılı sonlarında Suriye’ye yönelik askeri müdahalesinin ardından Hmeymim Hava Üssü’ne konuşlandırdığı S-300, gelişmiş S-300 ve S-400 hava savunma sistemlerinden birini ilk kez kullandı.
Bu, Tel Aviv’in, Moskova'dan Suriye'deki füze sisteminin kontrolünü elinde bulunduracağı ve S-200 ve daha eski hava savunma sistemlerini kontrol eden Suriye Hava Kuvvetleri'nin komutasına verilmeyeceğine dair bir taahhüt alması nedeniyle önemli bir gelişmedir. Tel Aviv bu sözü Moskova’dan, Eylül 2018 tarihinde Suriye'nin batısında bir Rus savaş uçağının hedef alınmasının ardından Rusya ile İsrail arasındaki geriliminin çözülmesinin ardından aldı.
O halde Moskova neden tutumunu değiştirdi? Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in Ortadoğu ve Afrika Özel Temsilcisi Mihail Bogdanov, hava savunma sisteminin İsrail savaş uçaklarına karşı kullanıldığına dair haberleri neden yalanladı?
Batılı üst düzey bir yetkiliye göre istihbarat raporları, Hmeymim Hava Üssü’ndeki ender görülen bir olayda sistemi çalıştırdığını doğruluyor. Çünkü Rusya, İsrail'e, İran’ın Suriye’deki hedeflerini takip edebilmesinin Moskova'nın kararına bağlı olduğu ve aynı zamanda Ukrayna dosyasıyla ilgili tutumunda bunu göz önünde bulundurması gerektiği mesajını vermek istedi.
Tel Aviv, Rusya’nın Ukrayna’ya savaş açmasının başından bu yana ‘dengeli bir rol’ oynamaya çalıştı ve Kiev'e ‘Demir Kubbe’ adlı hava savunma sistemi tedarik etmeyi reddetti. Ancak savaşın yoğunlaşmasıyla birlikte bir takım siyasi mesajlar verilmeye, gerilimi artıran açıklamalar yapılmaya ve İsrail’in Ukrayna’ya askeri destek verdiğinden, Ukrayna ordusunun yanında İsrailli ‘paralı askerlerin’ ya da uzmanların olduğundan söz edilmeye başlandı. Tüm bunlara diplomatik alandaki bir gerilim eşlik ediyor.
Moskova, Suriye üzerinden Tel Aviv’e bir mesaj gönderdi. İsrail'in özellikle Cuma günü gerçekleştirdiği ve daha öncekilere kıyasla daha geniş ve kapsamlı olan bombardımanının ardından Suriye’de hava saldırılarına verilen yanıt, Rusya’nın Suriye'deki İran hedeflerini takip etme konusundaki kararlılığının bir testi gibi görünüyordu.
İsrail, Cuma günü, Şam kırsalının yanı sıra Suriye’nin orta ve batı kesimlerini hedef alan bombardımanlar düzenledi. Bu bombardımanlar sonucunda Suriyeli subaylardan bazıları hayatlarını kaybetti.
Rus yetkili Bogdanov, Batı ülkelerinin raporlarını yalanlasa da Rusya’nın mesajları yalnızca İsrail'e yönelik değildi. Moskova, Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esed’in ‘Rusya’nın Suriye’de bıraktığı boşluğu doldurması’ için Tahran'a yaptığı ziyaret de dahil olmak üzere son haftalarda yoğunlaşan Suriyeli ve İranlı yetkililer arasındaki karşılıklı ziyaretlerin ardından Şam ve Tahran'a askeri hava hakimiyetinin halen kendisinde olduğunu hatırlatan mesajlar gönderdi. Ayrıca bu mesajlar, Rusya'nın geri çekilmesi ile İran'ın ilerlemesi arasında İsrail'in ‘kırmızı çizgilerine’ bağlı kalmasını da içeriyordu.
Putin, her ne kadar şu sıralar Ukrayna ile meşgul olsa da Suriye'yi ve Suriye’deki aktörleri unutmadığını ve ‘Küçük Rusya’daki büyük savaşında Suriye'yi kendi tarafını genişletmek için kullanmak istediğini söylemek istiyor. Ürdünlü yetkililerin, İran ve İran destekli milislerin boşluğu doldurmak için ilerlemeleri olasılığıyla birlikte Suriye'nin güneyinde Rusya’nın askeri varlığında bir azalma olduğunu fark ettiklerini açıklamalarının hemen sonrasında Hmeymim Hava Üssü’nden Suriye-Ürdün sınırlarında Rus askeri devriyelerinin başlatılması dikkat çekiciydi.
Rusya'nın Türkiye'ye gönderdiği mesajlarda da durum aynı. Hmeymim Hava Üssü’nden havalanan Rus savaş uçakları, Ankara’ya Çanakkale ve İstanbul boğazlarının Karadeniz'e uzanan koridorlarının Rus savaş gemilerine kapatılması kararını ve İsveç ve Finlandiya'nın NATO üyeliği talebiyle ilgili tartışmalarda seçeneklerini değerlendirirken göz bulundurması gerekenleri hatırlatmak için zaman zaman Suriye'nin kuzeyindeki Türkiye’nin nüfuz bölgelerini hedef alıyor.
Putin, şimdiye kadar Suriye'yi Ukrayna'daki aktörlere mesaj göndermek için kullanabildi. Ancak eğer Ukrayna toprakları Rusya ordusu için bir bataklığa dönüşürse, bunun daha ne kadar devam edebileceğini zaman söyleyecek. Tüm bunların etkisi, Rusya'nın derinliklerinde ve Ortadoğu sahnelerinde hissediliyor.



Hamas, İsrail'e baskı yaparak Refah sınır kapısının her iki yönde de açılmasını sağlamaları için arabuluculara çağrıda bulundu

İnsani yardım yüklü bir kamyon, Gazze Şeridi ile Refah sınır kapısının Mısır tarafında izin bekliyor (AFP)
İnsani yardım yüklü bir kamyon, Gazze Şeridi ile Refah sınır kapısının Mısır tarafında izin bekliyor (AFP)
TT

Hamas, İsrail'e baskı yaparak Refah sınır kapısının her iki yönde de açılmasını sağlamaları için arabuluculara çağrıda bulundu

İnsani yardım yüklü bir kamyon, Gazze Şeridi ile Refah sınır kapısının Mısır tarafında izin bekliyor (AFP)
İnsani yardım yüklü bir kamyon, Gazze Şeridi ile Refah sınır kapısının Mısır tarafında izin bekliyor (AFP)

Hamas, arabuluculara ve Gazze'deki Şarm el-Şeyh ateşkes anlaşmasının garantör ülkelerine, İsrail'in anlaşmayı "ihlal etmesini" durdurması ve anlaşmada yer alan taahhütlerini, özellikle de Refah sınır kapısının her iki yönde açılması gibi taahhütlerini yerine getirmesi için ciddi baskı yapmaları çağrısında bulundu.

Hamas Sözcüsü Hazım Kasım, bugün yaptığı açıklamada, İsrail ordusunun "sivilleri hedef alarak, çadırlarını içerideyken yakarak, Şeridin evlerinden geriye kalanları yıkarak ve Refah sınır kapısını kapatmaya devam ederek Gazze Şeridi'ndeki halkımıza karşı katliamlar yapmaya devam ettiğini" söyledi.

Kasım, hareketin ateşkes anlaşmasına bağlı kaldığını belirtti. Anlaşmanın uygulanması kapsamında dün tutuklularından birinin cenazesini teslim ettiklerini kaydeden Kasım, tutuklu değişimini tamamen sonuçlandırmak için çalışmalarına devam edeceklerini ifade etti.

İsrail hükümeti dün, Refah sınır kapısının önümüzdeki günlerde yalnızca Gazze Şeridi'nden ayrılanların Mısır'a seyahat edebilmeleri için açılacağını duyurdu.

Ancak Mısır Devlet Enformasyon Servisi daha sonra bir yetkilinin, İsrail'in Gazze Şeridi'nden çıkış kapısının açılması için Kahire ile iş birliği yapılacağı yönündeki açıklamasını yalanladığını bildirdi.

Resmi kaynak, "Sınır kapısının açılması konusunda anlaşmaya varılması halinde, Trump'ın planında belirtildiği gibi, sektöre giriş ve çıkışlar çift yönlü olarak sağlanacak" ifadelerini kullandı.


Refah Sınır Kapısı ve cephe hattı Gazze meselesini körüklüyor

2023 yılının Kasım ayında Refah Sınır Kapısı’nın Gazze Şeridi tarafındaki Filistinliler (AFP)
2023 yılının Kasım ayında Refah Sınır Kapısı’nın Gazze Şeridi tarafındaki Filistinliler (AFP)
TT

Refah Sınır Kapısı ve cephe hattı Gazze meselesini körüklüyor

2023 yılının Kasım ayında Refah Sınır Kapısı’nın Gazze Şeridi tarafındaki Filistinliler (AFP)
2023 yılının Kasım ayında Refah Sınır Kapısı’nın Gazze Şeridi tarafındaki Filistinliler (AFP)

Refah Sınır Kapısı’nın açılması konusunda Mısır ile İsrail arasında çıkan anlaşmazlık ve aynı cephede Hamas üyesi olduğu sanılan unsurların İsrail güçlerine düzenlediği saldırı, Gazze'de gerginliği yeniden alevlendirdi.

Mısır dün, İsrail'in ‘Refah Sınır Kapısı’nın Filistin tarafından sadece çıkış için açılması konusunda bir anlaşmaya varıldığı’ iddiasını yalanladı. Mısırlı bir yetkili, “Sınır kapısı, eğer anlaşma sağlanırsa, geçiş noktası ABD Başkanı Donald Trump'ın barış planına çerçevesinde her iki yönde de giriş ve çıkış için açılacak” dedi. İsrail hükümetinin Hükümet Faaliyetleri Koordinatörlüğü, sınır kapısının ‘önümüzdeki günlerde, yalnızca Gazze sakinlerinin Mısır'a çıkması için’ açılacağını bildirdi.

Öte yandan sahada silahlı unsurlar, Refah Sınır Kapısı’nda konuşlu İsrail güçlerine tanksavar füzeleriyle saldırdı.

Bir diğer gelişmede, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu liderliğindeki iktidar koalisyonu, Filistin devleti kurulmasını öngören Trump’ın Gazze’deki savaşı sona erdirme planını desteklemekten kaçınmak için, muhalefetin dün İsrail parlamentosu Knesset'te önerdiği oylamayı boykot etti.


Petrol zengini Babnusa'dan sonra HDK’nin yeni hedefi Kadugli mi, el-Ubeyd mi?

Hızlı Destek Kuvvetleri'nin (HDK) Kordofan eyaletindeki el-Ubeyd şehrine düzenlediği saldırının yol açtığı yıkım (Sosyal medya)
Hızlı Destek Kuvvetleri'nin (HDK) Kordofan eyaletindeki el-Ubeyd şehrine düzenlediği saldırının yol açtığı yıkım (Sosyal medya)
TT

Petrol zengini Babnusa'dan sonra HDK’nin yeni hedefi Kadugli mi, el-Ubeyd mi?

Hızlı Destek Kuvvetleri'nin (HDK) Kordofan eyaletindeki el-Ubeyd şehrine düzenlediği saldırının yol açtığı yıkım (Sosyal medya)
Hızlı Destek Kuvvetleri'nin (HDK) Kordofan eyaletindeki el-Ubeyd şehrine düzenlediği saldırının yol açtığı yıkım (Sosyal medya)

İki yılı aşkın süredir devam eden şiddetli çatışmaların ardından Hızlı Destek Kuvvetleri (HDK) geçtiğimiz pazartesi günü, Orta Sudan’daki Batı Kordofan eyaletinin merkezi Babnusa şehrinde, Sudan ordusunun son kalesi olan 22. Piyade Tugayı üzerinde ‘tam kontrol’ sağladığını duyurdu. Bu arada bazı askeri uzmanlar, petrol zenginliği ve süt ürünleri üretimi ile tanınan stratejik şehrin düşmesinin, kuzey ve güneydeki diğer bölgelere yönelik yeni saha kazanımları için bir sıçrama noktası haline gelebileceğini öngörüyor. Olayın üzerinden iki gün geçmesine rağmen Sudan ordusundan resmi bir açıklama gelmezken, orduya yakın platformlarda, şehirdeki birliklerin aynı eyaletteki Heglig bölgesine çekildiği iddiaları paylaşıldı.

Kordofan şehirleri sallantıda

Kordofan’daki büyük şehirler, HDK’nin baskılarının artmasıyla sallantıda. Sudan ordusunun elinde sadece, Batı Kordofan’da Nuhud ve Babnusa’nın düşmesinin ardından Kuzey Kordofan eyaletinin el-Ubeyd ve Um Ruvabe şehirleri ile Batı Kordofan’daki petrol zengini Heglig kaldı. Güney Kordofan eyaletinde ise ordu Kadugli ve Deleng’i kontrol ederken, HDK ed-Dubeybat’ta hakimiyet kurmuş durumda. Diğer yandan HDK’nin müttefiki olan Sudan Halk Kurtuluş Hareketi’nin Abdulaziz el-Hilu kanadı, Güney Kordofan’daki Nuba Dağları’ndaki Kauda şehrini kontrol ediyor.

Babnusa’nın önemi

Batı Kordofan eyaletinde, Doğu Darfur sınırına yakın konumda bulunan Babnusa, başkent Hartum’a yaklaşık 600 kilometre uzaklıkta yer alıyor. Sudan demiryolu ağının en önemli kavşaklarından biri olan şehir, ülkenin batısı ile doğusu ve kuzeyini birbirine bağlıyor. Babnusa, Sudan’ın önde gelen süt fabrikalarına ev sahipliği yapmasının yanı sıra petrol zenginliği ile ekonomik açıdan stratejik bir şehir olarak kabul ediliyor.

dfvg
El-Faşir'in Hızlı Destek Kuvvetleri'nin (HDK) eline geçmesinin ardından şehirden kaçmak zorunda kalan yerlerinden edilmiş Sudanlılar, 26 Ekim 2025 (AFP)

HDK, Babnusa’nın düşüşünün ardından izleyeceği net stratejiyi henüz açıklamamış olsa da, eski Sudan ordusu askerleri olası senaryolar üzerinde değerlendirmelerde bulundu. İsminin açıklanmasını istemeyen eski bir Sudan ordusu subayı, Babnusa’nın hem askeri hem de coğrafi açıdan büyük öneme sahip olduğunu, düşmesinin savaşın gidişatında kritik bir dönüm noktası oluşturabileceğini ve bunun, Güney Kordofan’ın başkenti Kadugli, Deleng ve ordunun hâlâ kontrolünde tuttuğu diğer bölgelerin ele geçirilmesine kapı açabileceğini belirtti. Subay, “HDK, Kuzey Kordofan eyaletinin başkenti el-Ubeyd’i öncelikli askeri hedefleri arasına almış ve sürekli saldırılar düzenlemeye devam etmiştir. Kuvvetlerini stratejik noktalara yaymaları, şehre yönelik bir saldırının her an gerçekleşebileceğini gösteriyor” dedi.

HDK ateşkese uymadı

Kaynak, HDK’nin tek taraflı bir ateşkes ilan etmiş olmasına rağmen buna uymadığını ve 22. Piyade Tugayı’na bağlı askerlerin mevzilerine yönelik saldırılarına devam ederek şehri ele geçirdiğini belirtti. Bu durum, grubun askeri hedeflerinin henüz tamamlanmadığını ortaya koyuyor.

Askeri uzmanlara göre HDK’nin bu bölgeyi ele geçirmesi, ona daha fazla askeri operasyon için iyi bir üs sağlıyor. Uzmanlar, kuvvetlerin müttefiki olan Abdulaziz el-Hilu liderliğindeki Halk Kurtuluş Hareketi’ni destekleyerek, Güney Kordofan eyaletinin başkenti Kadugli’yi ele geçirmeye çalışmasının muhtemel olduğunu belirtiyor. Bu, ordunun eyaletteki önemli bazı kasabaları ele geçirmesinin ardından gelen stratejik bir adım olarak değerlendiriliyor.

Sudan ordusunun eski Genelkurmay Başkan Yardımcısı ve sözcüsü Tümgeneral Muhammed Beşir Süleyman, Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada, Babnusa’nın HDK’nin eline geçmesinin beklenen bir gelişme olduğunu ve kenti kontrol eden tarafın operasyonel manevra alanını büyük ölçüde genişleteceğini söyledi. Süleyman, “Babnusa, petrol zenginliğiyle ekonomik açıdan önemli bir eyalette yer alıyor. Ayrıca demografik yapısı, HDK’nin sosyal tabanlarını oluşturuyor. Bu durum, onlara siyasi bir boyut kazandırıyor; özellikle Darfur bölgesi ile bağlantılı olarak kontrol alanlarını genişletmek ve Kordofan’da savaşçılar için lojistik destek sağlamak amacıyla bir tür geçici yönetim oluşturma stratejisi izliyorlar” ifadelerini kullandı.

efrf
El-Faşir'den gelen Sudanlı mülteciler, Tine Mülteci Kampı (Reuters)

Süleyman, HDK’nin Babnusa’yı ele geçirmesinin, ordunun Kuzey Kordofan eyaletindeki operasyonel ilerleyişine karşı onu daha avantajlı bir askeri konuma getirdiğini, buna rağmen ordunun el-Ubeyd’in batısı ve Nuba Dağları’nda elde ettiği zaferlerin önemini koruduğunu belirtti.

Ordu neye ihtiyaç duyuyor?

Süleyman, ordunun Kuzey ve Batı Kordofan’daki tüm cephelerde operasyonları yönetebilmesi için doğru planlamaya ihtiyaç duyduğunu vurguladı. Bunun, kuvvetler, lojistik destek ve yedeklerin sağlanması gibi büyük askeri kaynakları gerektirdiğini ifade ederek, “Operasyonel başarısızlığa yer yok. Stratejik hedef, Darfur’un yeniden kontrolünü sağlamak” dedi.

Eski asker, HDK’nin Babnusa’yı ele geçirerek başarmayı hedeflediği askeri amaçların başında, Sudan ordusunu Batı Kordofan’daki sosyal tabanlarından uzaklaştırmak olduğunu söyledi.

Süleyman, “Bu bölgeyi kontrol etmek HDK’ye, operasyonlarında asker ve teçhizat tedarikini sürdürme imkânı sunuyor, böylece daha fazla toprak kazanabiliyor, aynı zamanda Darfur’u güvence altına alıyor ve stratejik öneme sahip el-Ubeyd şehrine yönelik operasyonlarını geliştirebiliyor” dedi.

Süleyman ayrıca, HDK’nin kenti ele geçirme çabasının, askeri ve siyasi olarak konumunu güçlendirme, kara hakimiyetini genişletme ve böylece daha güçlü bir müzakere pozisyonu elde etme amacı taşıdığını vurguladı. Bu çerçevede, ABD, Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) ve Mısır’ın dahil olduğu Dörtlü’nün Sudan’da üç aylık bir insani ateşkes sağlama çabaları da devam ediyor.