Olaylı anlaşmanın tarihçesi: Musk, Twitter'ı almaktan vaz mı geçti?

Teknoloji milyarderinin 44 milyar dolarlık teklifinde son durum

Elon Musk'ın, satın alma anlaşmasından sonra Twitter'ın geçici CEO'su olacağı düşünülüyordu (AP)
Elon Musk'ın, satın alma anlaşmasından sonra Twitter'ın geçici CEO'su olacağı düşünülüyordu (AP)
TT

Olaylı anlaşmanın tarihçesi: Musk, Twitter'ı almaktan vaz mı geçti?

Elon Musk'ın, satın alma anlaşmasından sonra Twitter'ın geçici CEO'su olacağı düşünülüyordu (AP)
Elon Musk'ın, satın alma anlaşmasından sonra Twitter'ın geçici CEO'su olacağı düşünülüyordu (AP)

Elon Musk'ın Twitter'ı satın almaya yönelik olaylı girişiminde işler tersine döndü.
İlk başta Musk'ın sosyal medya platformunun tamamını alma talebine olumsuz yaklaşan Twitter yönetimi şu anda şirketi Musk'a satmak için çaba harcıyor.
Dünyanın en zengin insanı unvanlı Musk, satın alma anlaşmasının askıya alındığını öne sürerken, Twitter yönetimi milyarderin bu iddiasını reddediyor ve sürecin ilerlediğini savunuyor.
Independent Türkçe'den Çağla Üren sansasyonel Twitter anlaşmasının zaman çizelgesini ve gelinen son durumu derledi:

Mart 2022: Musk gözünü Twitter'a dikiyor
Tesla ve SpaceX'in CEO'su Musk, ilk olarak mart başında Twitter'da açtığı bir anketle gündeme geldi.

Milyarder bu ankette takipçilerine Twitter'ın ifade özgürlüğünü koruduğuna inanıp inanmadıklarını sordu. 2 milyon katılımcının kabaca yüzde 70'i "hayır" yanıtını verdi.
Teknoloji milyarderinin bu hamlesi takipçiler arasında heyecan yarattı. Twitter kullanıcıları, Musk'ın kendi sosyal medya platformunu kuracağını düşündü.
Bu esnada hiçbir somut açıklamada bulunmayan Musk, mart ayının sonunda Twitter'ın yönetim kurulu üyesi Egon Durban'la şirketin yönetim kuruluna katılmayı gizlice tartışmaya başladı. Bu arada Musk, ocak ayından beri Twitter hissesi satın alıyordu.
27 Mart'ta Twitter yönetim kurulu başkanı Bret Taylor ve CEO Parag Agrawal'la görüşen milyarder, şirketin yönetim kuruluna katılma fikrini onlarla da tartıştı.
Ancak platformdan hisse aldığını nisana kadar kamuoyuna açıklamadı ve ABD Menkul Kıymetler ve Borsa Komisyonu'na (SEC) bildirmedi.

Nisan 2022: Musk platformu adım adım satın alıyor
4 Nisan'da teknoloji milyarderi Twitter hisselerinin yaklaşık yüzde 9,2'sini satın aldığını kamuoyuna açıkladı. 5 Nisan'da artık şirketin en büyük hissedarı olduğu için Twitter yönetim kuruluna alınacağı duyuruldu.
6 Nisan'da Twitter CEO'su ve yönetim kuruluyla çalışmayı dört gözle beklediğini söyleyen Musk, 11 Nisan'da Twitter yönetim kuruluna katılmaktan vazgeçtiğini açıkladı.
14 Nisan'da ise beklenmedik bir hamle yapan milyarder Twitter'ın tamamını satın almak için hisse başına nakit olarak 54,20 dolar ödemeyi teklif etti. Söz konusu teklif totalde 44 milyar dolara denk geliyordu.

Yönetim kurulu Musk'ın teklifine sıcak bakmadı
Öte yandan Twitter'ın yönetim kurulu üyeleri, milyarderin satın alma teklifine ilk başta pek sıcak bakmadı. Hatta bu satın alımı engellemek için "zehir hapı" adı verilen bir planı devreye soktu.
Firmaların çoğunluk hisselerini kaybetmemek için başvurduğu bir plan olan "zehir hapı", hissedarlara indirimli olarak ek hisse satın alma hakkı veriyordu.
Böylelikle firma yönetimi, şirketin tamamen satın alınmasını zorlaştırmayı hedefliyordu.

Musk vaatlerini sıralıyor
Teknoloji milyarderi yönetimin bu adımları karşısında kamuoyuna bazı vaatler üzerinden seslendi. Bu süreçte en öne çıkan söz, ifade özgürlüğü oldu.
"İfade özgürlüğünden korkanların aşırı tepkisi her şeyi açıklıyor" diyen Musk şöyle söyledi:
"İfade özgürlüğü derken sadece yasaya uygun olanı kastediyorum. Yasanın çok ötesine geçen sansüre karşıyım. İnsanlar konuşma özgürlüğünün kısıtlanmasını isterse, hükümetten bu yönde yasalar çıkarmasını talep eder. Bu nedenle yasanın dışına çıkmak halkın iradesine aykırıdır."
Musk'ın bir diğer önemli vaadi ise Twitter'daki bot hesapları yasaklamaktı. Özellikle kripto para paylaşımları yapan bot hesapları hedef alan Musk, bunları engellemek için Twitter'a kimlik doğrulama sistemi getireceğini öne sürdü.

Trump'a uygulanan Twitter yasağını değerlendiren Musk, "Bu, ahlaki açıdan kötü ve aptalca bir karardı. Donald Trump'ı yasaklamak doğru değildi, bu bir hataydı" değerlendirmesinde bulundu (AA)

Teknoloji milyarderi ayrıca, 6 Ocak'taki ABD Kongresi baskınının ardından platformdan atılan eski ABD Başkanı Donald Trump'a yönelik Twitter yasağını kaldıracağını ifade etti. Ancak Trump, şirket yasağı kaldırsa bile Twitter'a dönmeyi planlamadığını duyurdu.

En büyük destek Jack Dorsey'den geldi
Twitter kullanıcıları Musk'ın teklifi karşısında ikiye bölünürken, milyarderin en büyük destekçisi eski Twitter CEO'su ve kurucusu Jack Dorsey oldu.
Platformun Wall Street'ten geri alınması gerektiğini ve aslında kimsenin onu yönetmesini istemediğini söyleyen Dorsey, Musk'ın teklifini bu yolda önemli bir adım olarak değerlendirdi:
"Elon, güvendiğim tek çözüm."

Parayı bulabilecek mi?
Nisan ayının sonlarına yaklaşırken Musk'ın satın alma teklifi tartışılmaya devam ediyordu. Milyarderin nakit 44 milyar doları bulup bulamayacağı da tartışma konusuydu.
Sonunda 20 Nisan'da teknoloji milyarderi, SEC'e bildirimde bulundu ve şirketi satın alabileceğine dair ilk gerçek güvenceyi verdi. Anlaşma için 46,5 milyar dolarlık finansman sağladığını açıkladı.
Milyarder, Morgan Stanley ve diğer finans kurumlarından yaklaşık 25,5 milyar dolarlık borç taahhüdü almıştı. Kendi kişisel servetinden de yaklaşık 21 milyar dolar koymuştu.

Tesla hisseleri çakılıyor
Bundan yaklaşık bir hafta sonra Musk'ın yaklaşık 4 milyar dolarlık Tesla hissesi satması gündeme oturdu. SEC belgelerine göre Musk hisseleri 26-27 Nisan'da satmıştı.
Musk daha sonra Twitter'dan açıklama yaparak ""Bugünden sonra daha fazla Tesla satmayı planlamıyorum" dedi.
Ancak 26 Nisan'da Tesla yüzde 12'yle Eylül 2020'den beri en büyük düşüşü kaydetti.

Twitter anlaşması kabul ediliyor
Musk ve Twitter yönetimi sonunda 25 Nisan'da, 44 milyar dolara Twitter'ı satış anlaşmasını yaptı.
Öte yandan son imzaların atılması ve Musk'ın şirketi devralması için 3-6 ay gerektiği bildirildi. SEC belgelerine göre anlaşmadan vazgeçen tarafın 1 milyar dolar tazminat vermesi kararı da alındı.
Ayrıca anlaşmanın 24 Ekim'e kadar sonuçlanmaması halinde tarafların çekilebileceği ifade edildi. Öte yandan gerekli resmi izinlerin bu tarihe kadar çıkmaması halinde, tarafların imza için süreyi 6 ay daha uzatabileceği belirtildi.
Bu arada Musk, Tesla hisselerinin büyük bir kısmını satmadan Twitter'ı satın alamadığı için mayıs başında üçüncü şahıslardan 6,25 milyar dolarlık yatırım aldı. Yatırımcılar arasında risk sermayesi şirketi Andreessen Horowitz, kripto borsası Binance ve Oracle CEO'su Larry Ellison yer aldı.

Mayıs 2022: İşler karışıyor
Önceki günlerde ise Musk, Twitter'ı satın almak için verdiği teklifin spam ve sahte hesaplar nedeniyle askıya alındığını söyledi.
Musk, Twitter üzerinden yaptığı açıklamada, "Twitter anlaşması spam ve sahte hesapların gerçekten de yüzde 5'in altında olduğunun tespit edilmesi süreci devam ettiği için geçici olarak askıya alındı" dedi.
Twitter mayıs başında ilk çeyrekte reklam için hedef kitle olan hesap sayısının 229 milyonla rekor seviyeye ulaştığını açıklamış ve günlük aktif kullanıcılarının yüzde 5'inden azının sahte ya da spam hesap olduğu tahmininde bulunmuştu.
Ancak teknoloji milyarderi, Twitter, günlük kullanıcılarının yüzde 5'inden daha azının sahte olduğuna dair kanıt elde edene kadar anlaşmanın ilerleyemeyeceğini vurguladı.

Agrawal, şirketi savundu
Twitter CEO'su Agrawal ise şirketinin spam hesaplarla mücadele kabiliyetini savundu. Agrawal, Twitter hesabından yaptığı paylaşımda, her gün mümkün olduğu kadar çok spam hesabını tespit etmeye ve kaldırmaya güçlü bir şekilde teşvik edildiklerini aktardı.
Spam hesapların sofistike ve yakalanması zor olduğuna işaret eden Agrawal, bu hesaplarla mücadelenin "inanılmaz dinamik" olduğunu öne sürdü.

Musk'tan Agrawal'a kaka emojisi
Agrawal, 16 Mayıs'ta Twitter hesabından yaptığı bir dizi paylaşımda sahte hesapların, toplam kullanıcı sayısının yüzde 5'inden az olduğu yönündeki tahminlerini de savundu. 
Musk ise bu savunmaya gülen kaka emojisiyle yanıt verdi ve Twitter'ın tahminlerinden çok daha fazla sahte hesap olduğu iddiasını yineledi. 

 Tesla CEO'su aynı gün Miami'de düzenlenen bir teknoloji konferansına katıldı. Konferansta istenmeyen hesapların Twitter'ın tahminin 4 katı, yani yüzde 20 civarında olabileceğini söyledi. 

"Gizlilik anlaşmasını ihlal etmekle suçlanıyorum"
Teknoloji milyarderi, sahte hesapları tespit için Twitter'ın resmi hesabını takip eden hesaplardan 100'ünü rastgele alıp test edecekleri bir çalışma yapacağını bildirdi ve başkalarını da aynı testi yapmaya davet etti.
Musk daha sonra bunun nasıl yapılacağıyla ilgili bir soruya, Twitter'ın bot hesapları belirlemek için yaptığı testte incelenen takipçi sayısının 100 olduğunu ve kendisinin de sayıyı bu yüzden seçtiğini öne sürdü.
Ancak milyarderin verdiği bu bilgi ortalığı karıştırdı. Zira bu bilgiyi vererek Musk'ın Twitter'ın iç işleyişine dair bilgileri ifşa ettiği ve bunun yasal olmadığı iddia edildi.
İlk açıklamasından birkaç saat sonra bir tweet daha atan Musk, 100 sayısını verdiği için Twitter'ın kendisini gizlilik anlaşmasını ihlal etmekle suçladığını duyurdu.

Twitter kabul etmiyor: "Anlaşma askıda değil"
Twitter'ın üst düzey avukatı Vijaya Gadde'den 19 Mayıs'ta Musk'ın iddialarını yalanlayan bir açıklama geldi. Şirket çalışanlarıyla yaptığı bir toplantıda Gadde, anlaşmanın ilerlediğini ve "askıya alma" diye bir şey olmadığını söyledi.
Bunun yanı sıra SEC'e bu hafta yapılan bir başvuruda da Twitter yönetim kurulunun hissedarları anlaşma lehinde oy kullanmaya çağırdığı ortaya çıktı. Zira anlaşmanın geçerli olması için Twitter hissedarları tarafından onaylanması gerekiyor.
Söz konusu SEC belgesi, Twitter yönetiminin ilk baştaki olumsuz tavrını değiştirdiğini ve platformu satmaya çalıştığını düşündürüyor.
 
Elon Musk'ın teklifinin ardından Titter'ın iş ilanlarına ilgi patladı (Reuters)
Musk, Twitter teklifinden bu yana kaç para kaybetti?
Musk'ın nisanda Twitter'ı satın alma teklifini sunmasından bu yana Tesla hisseleri yüzde 28 düştü. Bu da Musk'ın net servetinden 49 milyar dolar kaybettiği anlamına geliyor. Kaybedilen para 44 milyar dolarlık satın alma teklifinden de fazla.
Bu nedenle bazı analistler, Musk'ın son dönemde tutum değiştirmesinin maddi kaygılardan kaynaklandığını düşünüyor.
Musk'ın Miami'de düzenlenen konferansta daha düşük maliyetli bir anlaşmanın mümkün olduğunu söylemesi de bu düşünceyi destekleyen gelişmelerden oldu. Analistler, milyarderin anlaşma fiyatını yeniden müzakere etmenin ya da şirketi satın almaktan toptan vazgeçmenin yollarını aradığını düşünmeye başladı.
Örneğin, piyasa analisti Dan Ives, Tesla hisselerindeki büyük düşüşün ve genel olarak piyasadaki değer kayıplarının Musk'ın tedirgin olmasına neden olduğunu belirtiyor. 
Ancak Twitter yöneticileri platformun hisse başına 54,20 dolara satılmasını öngören anlaşmanın satış fiyatını yeniden müzakere etmeyeceklerini vurguluyor.

"Musk'ın tehdidi anlamsız"
Kanada'daki Calgary Üniversitesi'nde İşletme Doçenti Anup Srivastava'ya göre Musk'ın spam hesaplarla ilgili tehdidi anlamsız. Zira satın alma teklifi hiçbir zaman platformun abone sayısıyla veya reklam geliriyle ilgili olmadı. Yani bu konular en başından beri gündeme gelmedi.
Srivastava, Musk'ın tutum değişikliğini iki şekilde değerlendiriyor:
Birincisi, son dönemde teknoloji hisselerinde yaşanan erime, Twitter'ın artık ocak ayındaki kadar değerli olmadığı anlamına geliyor.
İkincisi, Tesla'nın hissedarları Musk'ın hamleleriyle sarsıldı. Buna göre milyarderin tüm dikkatini elektrikli araçlar yerine Twitter'a verdiğini gören hissedarlar endişeye kapıldı."
Srivastava, The Conversation'da kaleme aldığı makalede konuyla ilgili şu ifadeleri kullandı:
"Artık muhtemelen Twitter'ın peşinden gitmenin buna değmediğini ve bu anlaşmadan kazanacağından daha fazlasını kaybedeceğini anlamıştır." 
Independent Türkçe, Quartz, CNET, Bloomberg, Fortune, Forbes, The Conversation



Pulitzer Ödülü sahibi Filistinli yazar Musab Ebu Tuha Al-Majalla’ya konuştu: Kullanmama izin verilmeyen tek kelime ‘soykırım’

Filistinli şair ve yazar Musab Ebu Tuha
Filistinli şair ve yazar Musab Ebu Tuha
TT

Pulitzer Ödülü sahibi Filistinli yazar Musab Ebu Tuha Al-Majalla’ya konuştu: Kullanmama izin verilmeyen tek kelime ‘soykırım’

Filistinli şair ve yazar Musab Ebu Tuha
Filistinli şair ve yazar Musab Ebu Tuha

Husam Maruf

Filistinli şair ve yazar Musab Ebu Tuha, The New Yorker'a yaptığı katkılardan dolayı 2025 yılında Gazetecilik Makalesi dalında ABD'nin prestijli ödüllerinden Pulitzer Ödülü'nü kazandığında, bu sadece edebiyat alanındaki yeteneğine yönelik bir ödüllendirme değil, aynı zamanda felaketin merkezinden ve yok oluşun derinliğinden doğan bir sesin hiç vakit kaybetmeden işitilmesiydi. Ebu Tuha, Gazze’nin harap olmuş sokaklarından ABD sürgününün garip sessizliğine, enkazdan ve hayatta kalmaktan doğan bir dil taşıyor. Sözcükleri sempati uyandırmayı değil, bilinmeyi istiyor. Bu durumda onun metinleri metafordan ziyade tarihe düşen kayıttır, yansımadan ziyade kanıttır.

Şarku’l Avsat’ın Al Majalla’dan aktardığı röportaja göre Rahat ya da inziva halinden değil, bitmemiş bir çığlığın kalbinden, artık anı ve keder dışında var olmayan bir vatandan yazan Ebu Tuha’nın İngilizce olarak kaleme aldığı Filistin'in hikayesi halen canlılığını koruyor. Her cevapta, ‘Hayatta kalmak ne anlama geliyor? Hayatta kalmak ve sonra yazmak ne anlama geliyor?’ şeklinde amansız sorular ortaya çıkıyor.

*Şiir yazmaya Arapça başladınız, sonra İngilizceye geçtiniz. Amaç dinleyici kitlesini genişletmek miydi yoksa Arap dünyasından uzaklaşmanın bir sonucu mu?

Ne yazık ki yazdığım dili seçme lüksüne sahip değilim. Bir dilde yazıp diğerinde yazmama amacım, koşullara ve yazmak zorunda kaldığım konuya bağlı.

Gazze'deki soykırım hakkında İngilizce yazdığımda ister askeri ister siyasi ister basın isterse edebi olsun, soykırım uygulayan bir dünyaya hitap ediyorum. Bana ve halkıma karşı yapılan medya ve edebiyat soykırımına içgüdüsel bir yanıt verme ihtiyacından dolayı İngilizce yazıyorum. Elbette bu da dolaylı olarak çok sayıda insana ulaşmayı sağlıyor.

Siyasi ve insani

*İçsel bir yansımadan kaynaklanan yazı ile siyasi bir belge olarak kabul edilen yazı arasındaki fark nedir?

Yazdıklarımı siyasi bir belge olarak tanımlamaktan hoşlanmıyorum. Onu insani bir belge olarak görüyorum, kelimeler dinleyicinin kulağına ya da okuyucunun gözüne girmeden önce çığlık atan ve kan damlayan insani bir acı.

Bana ve halkıma yönelik medya ve edebiyat soykırımına içgüdüsel bir yanıt verme ihtiyacı duyduğumdan İngilizce yazıyorum.

İçsel bir yansımadan kaynaklanan bir şiir, tüm insanlar tarafından paylaşılan hayalleri, düşleri veya korkuları ifade eden bir sanat eseridir. Aile sevgisi, kasırga korkusu, doğum öncesi kaygı, yeni bir yarına duyulan özlem.

cdfgthy
Musab Ebu Tuha bombalanmadan önce Gazze'deki evinde

Yatak odanızın yıkıntıları arasında ya da sokakta kan kaybından ölme ve başıboş köpekler tarafından yenme kâbusu... Tüm bunlar, içsel bir yansımadan değil, öteki tarafından körüklenen bir korkudan kaynaklanır.

*Şiirlerinizden birinde molozların ruhlara kıyasla ağırlığını hicvediyorsunuz. Kara mizahın edebiyattaki rolünü nasıl görüyorsunuz? Bu sözcük sizce hala ruhun ağırlığını ifade edebilir mi?

Kara mizahın, olayları doğrudan ifadelerimizden daha iyi anlamamızı sağladığına inanıyorum. Dünya ve onun siyasi ve hukuki sistemi, yaklaşık seksen yıldır Filistinlilerin haklarını geri vermek bir yana, onları ölüm makinesinden korumakta bile başarısız oldu.

frgt
Gazete Makalesi dalında Pulitzer Ödülü

Sözcük, kurbanı insanlaştırmayı başarırsa ruhun ağırlığının bir kısmını da ifade edebilir. Bir insanı bir sayıya, diğer son dakika haberleri tarafından bir kenara itilen bir son dakika haberine dönüştürmek suçtur.

Tiyatrodan köke

*ABD’ye taşındıktan sonra bir yazar, bir baba, bir Filistinli olarak hayatınızda ne değişti? Eskiden yaşadığınız bir hayatın uzaktan bir anlatıcısı olmaktan korkuyor musunuz?

Soykırım sahnesinden, medya, askeri ve diplomatik yollarla soykırım üreten ve finanse eden bir ülkeye geçmek kolay değil. Buradan dünyaya anlayacağı bir dille, sadece İngilizce değil, edebi ve kültürel bir dille hitap etmek için daha büyük bir sorumluluk hissediyorum. İnsan kendisini her gün eleştiren bir medyaya konuştuğunda bu rolü daha da büyüyor.

Dünya ve onun siyasi ve hukuki sistemi, yaklaşık seksen yıldır Filistinlilerin haklarını geri vermek bir yana, onları ölüm makinesinden korumakta bile başarısız oldu.

Filistinli anne-babaların çocuklarını ve ölümden ölüme kaçarken taşıyabildiklerini taşımalarını izlerken acı çekiyorum. Çocuklarıma bakıyorum ve zamanda geriye giderek ‘Ya Gazze'de kalsaydım? Çocuklarımı nasıl beslerdim? Onları nasıl korurdum? Hayatta olur muyduk?’ diye soruyorum kendime.

*Ailenizi Gazze’den çıkarmaya çalışırken tutuklandınız. Bu deneyim dil, hafıza ve korku ile olan ilişkinizi nasıl etkiledi?

Etkilendim ve özellikle yeni serbest bırakılan tutukluları gördüğümde, açlık, korku ve hastalığın bedenlerini nasıl paramparça ettiğini gördüğümde etkilenmeye devam ediyorum. Onların arasında yüzümü gördüğümde halen kabuslar görüyorum. Bu deneyim dilimi etkiledi. Artık kelimelere çok daha fazla dikkat ediyorum.

fgthy
Filistinli şair Musab Ebu Tuha’nın San Francisco'da çekilen bir fotoğrafı

Medya neden bir Filistinlinin ‘tutuklandığını’ söylerken, gerçekte bir okuldan ya da hastaneden ‘kaçırıldığını’ söylemiyor? Neden bir İsrailli asker olsa bile ‘rehine’ olarak adlandırılırken, bir Filistinli sivil bir doktor olsa bile ‘tutuklu’ olarak adlandırılıyor? Her bir kelimenin siyasi ve insani çağrışımları vardır.

Silinme

Bir keresinde şöyle yazmıştım:

“Dilimden ve ülkemden bahsetmeyen bir kitap... Sanki ben bu toprakların gayrimeşru bir çocuğuyum. Filistin'in haritalardan silinmesiyle nasıl başa çıkıyorsunuz? Bu silinme karşısında yazı ne yapabilir?”

Bu silinmeyle varlığımı ve hikayemi olumlayarak başa çıkıyorum, ancak ne yazık ki bu varoluşa ister mekanlar ister insanlar olarak olsun, gerçeğin silinişi eşlik ediyor. Maalesef bu silinmeyi telafi etmek için yazmak gerekiyor. Hakkında yazdığımız karakterler ve mekanlar sonsuza dek silinirken dergilerle ve ödüllerle onurlandırılıyorlar.

Neden bir İsrailli asker olsa bile ‘rehine’ olarak adlandırılırken, bir Filistinli sivil bir doktor olsa bile ‘tutuklu’ olarak adlandırılıyor?

fgthy
Musab Ebu Tuha, edebi çalışmaları onuruna verilen American Book Ödülü'nü elinde tutarken

Elbette, dünyanın dört bir yanındaki entelektüellerin Filistinlilerle etkileşimi, savaş ve saldırganlık zamanlarında yani genellikle patlama anlarında insan sesine verilen bir tepki olarak görülebilir. Ancak ben, bu etkileşimin sadece zamanla sınırlı olmadığına, Filistin’in hikayesine sirayet edeceğine ve bunun savaşla başlayıp ateşkesle biten bir hikaye değil, radikal bir şekilde ele alınması gereken bir hikaye olduğuna inanıyorum. Bu hikayenin, politikacıların ve karar alıcıların yanında akademisyenlerin ve entelektüellerin de dahil olduğu adaletsiz küresel sistemin sorumlu olduğu bir hikaye olduğuna inanıyorum.

Baskılar

*Batılı ülkelerde yazılarınızı yayına hazırlarken üstü kapalı da olsa editoryal baskılarla karşılaşıyor musunuz? Filistin hikayesinin nasıl anlatılması gerektiğine dair belirli beklentiler var mı?

Tecrübelerime göre kullanamadığım tek kelimenin ‘soykırım’ olduğunu söyleyebilirim. Bunun dışında aklımdaki ve duygularımdaki her şeyi aktardım ve ifade ettim.

Bu dünyada adaletsizliği gören ve bunu dile getiren gerçek yazarlar var, ancak onların sesi yıkımdan zevk alanlardan daha az güçlü.

*Pulitzer Ödülü'nü nasıl aldınız, bunu edebi bir onur olarak mı yoksa hikayenizin sembolik olarak tanınması olarak mı gördünüz?

Hiç şüphesiz ikisi de. Sadece çok zor bir yıl boyunca yayınlanmış yazılarım için değil, aynı zamanda ele aldığım konular için de edebi bir onur bu. Ancak aynı zamanda denemelerimde kullandığım edebi üslubun gücünün ve edebi platformlarda genellikle görmezden gelinen bir ses olan Filistinliler olarak hikayemizin önemli bir şekilde tanınması olarak da görüyorum.

yu78ı
Musab Ebu Tuha’nın kaleme aldığı “Gazze'den Şiirler” kitabının kapağı

*Bu ödüllerin sesinizin gücü için mi yoksa yaranız için mi verildiğini merak ettiniz mi? Gazze'nin çektiği acıları görmezden gelen bir dünyanın kuruluşları tarafından ödüllendirilmenin yarattığı ironiyle nasıl başa çıkıyorsunuz?

Bu kuruluşların, görmezden gelen ve hatta acı çekmemize neden olan bir dünyaya ait olduğu doğru, ancak dünya bu gerçeklikten daha büyük. Bu dünyada adaletsizliği gören ve bunu dile getiren gerçek yazarlar olsa da onların sesi yıkımdan zevk alanlardan daha az çıkıyor. Ama onlar var ve onları gördüğümüzü, bizim sesimizi duyan ve bunu kalbinde ve dilinde taşıyan seslerini duyduğumuzu bilmelerini sağlamalıyız.

*Batılı platformlar sizi kutladığında, kendinizi bağımsız bir Filistinli ses olarak mı görüyorsunuz yoksa ötekinin dilinde ustalaşmış biri olarak mı?

Batı'nın anladığı bir dile hakim olmamın kutlamayla bir ilgisi olduğunu düşünmüyorum. Burada insanlık ve kullandığım edebiyat düzeyi ödüllendiriliyor.