Geleceğin yiyecekleri: 2050 yılına kadar menümüzde yer alacak az bilinen bitkiler neler?

Dünyada binlerce yenilebilir bitki var (Reuters)
Dünyada binlerce yenilebilir bitki var (Reuters)
TT

Geleceğin yiyecekleri: 2050 yılına kadar menümüzde yer alacak az bilinen bitkiler neler?

Dünyada binlerce yenilebilir bitki var (Reuters)
Dünyada binlerce yenilebilir bitki var (Reuters)

Ukrayna savaşı ve iklim değişikliği krizi, küresel olarak ticareti yapılan bazı ürünlerin gelecekte hayatımızda olmayabileceğini gösterdi.
Şarku’l Avsat’ın BBC’den aktardığı habere göre, İngiliz bilim insanları, 2050 yılına kadar yemek menülerimizde olabilecek az bilinen bitkilerin listesini hazırladı.
Londra’daki Kraliyet Botanik Bahçeleri’nde araştırmacı olan Dr. Sam Pirinon, “Yediğimiz yiyecekleri çeşitlendirmek açlığı hafifletmenin, biyolojik çeşitlilik kaybını ele almanın ve iklim değişikliğine uyum sağlamaya yardımcı olmanın çözümlerinden biri” dedi.
Dr. Pirinon, “Dünya çapında farklı popülasyonlar tarafından tüketilen binlerce yenilebilir bitki türü olduğunu biliyoruz ve burası geleceğin bu küresel zorluklarına yönelik bazı çözümler bulabileceğimiz yer” ifadelerini kullandı.
İngiliz araştırmacıya göre, dünya çapında 7 binden fazla yenilebilir bitkiden sadece 417’si yaygın olarak yetiştiriliyor ve gıda için kullanılıyor.
2050 yılına kadar gıda olarak kullanılabilecek en önemli 4 bitki şunlar;

Pandanus
Pandanus, Pasifik Adaları'ndan Filipinler'e kadar kıyı bölgelerinde yetişen küçük bir ağaçtır. Yaprakları, Güneydoğu Asya'nın çoğunda tatlı ve tuzlu yemeklere belirgin bir tat ve aroma eklemek için kullanılırken, ananası andıran pandanus meyvesinin kendisi çiğ veya pişmiş olarak yenebilir.

Kraliyet Botanik Bahçeleri’nde araştırmacı olan Dr. Marybel Soto Gomez’e göre, pandanus ağacı kuraklık ve kuvvetli rüzgarlar gibi zorlu koşullara dayanabiliyor.
Dr. Gomez, “Bu, aynı zamanda lezzetli olan iklime dayanıklı ve besleyici bir besin. Gıda portföyümüzü kültürel olarak uygun, besleyici ve tüm dünyada zorlu koşullarda yetiştirilebilen gıdaları içerecek şekilde çeşitlendirmek harika olurdu” dedi.

Morama fasulyesi
Morama fasulyesi (Tylosema esculentum), Botsvana, Namibya ve Güney Afrika’nın bazı bölgelerinde mısırla kaynatılarak veya toz haline getirilerek yulaf lapası veya kakao benzeri bir içecek yapmak için kullanılan temel bir baklagil.

Kraliyet Botanik Bahçeleri araştırması, bu baklagillerin ucuz olmaları, protein ve vitamin açısından zengin olmaları ve farklı çevresel koşullara uyum sağlamaları nedeniyle ‘geleceğin gıdası’ olduğunu vurguladı.
Tüm baklagiller yenilebilir değil, ancak uzmanlar hangilerinin yiyecek ve besin sağlayabileceğini görmek için farklı türlerin özelliklerini araştırıyor.

Yabani tahıllar
Otlardan elde edilen tahıllar 10 binden fazla türle büyük bir çeşitliliğe sahip ve yeni gıdalar için birçok potansiyel sunuyor.

Bu tahılların en ünlüsü, kuskus, yulaf lapası ve bazı içecekler yapmak için kullanılan besleyici bir Afrika tahılı olan fonio. Bitki, kuraklık ve zor koşullara dayanıklılığı ile biliniyor.

Sahte muz
Yaygın olarak enset, Etiyopya muzu, Habeş muzu olarak bilinen sahte muz, yalnızca Etiyopya’nın bir bölümünde tüketiliyor.
Bitkinin muz benzeri meyvesi yenmiyor, ancak nişastalı sapları ve kökleri fermente edilebilir, yulaf lapası ve ekmek yapmak için kullanılabilir.
Araştırmalara göre, muz benzeri bu mahsul giderek ısınan dünyada 100 milyondan fazla insanı besleme potansiyeline sahip.



Netflix izleyicileri gizli cevheri övüyor: Cesur Yürek'ten bile iyi

45 yaşındaki Amerikalı aktör Chris Pine, Star Trek serisi ve Wonder Woman gibi yapımlarla da tanınıyor (Netflix)
45 yaşındaki Amerikalı aktör Chris Pine, Star Trek serisi ve Wonder Woman gibi yapımlarla da tanınıyor (Netflix)
TT

Netflix izleyicileri gizli cevheri övüyor: Cesur Yürek'ten bile iyi

45 yaşındaki Amerikalı aktör Chris Pine, Star Trek serisi ve Wonder Woman gibi yapımlarla da tanınıyor (Netflix)
45 yaşındaki Amerikalı aktör Chris Pine, Star Trek serisi ve Wonder Woman gibi yapımlarla da tanınıyor (Netflix)

Tarihi dram meraklılarına, Netflix'in "gizli cevherlerinden" biri olduğu söylenen ve bazı izleyicilerin "Cesur Yürek'ten (Braveheart) bile iyi" diye övdüğü bir yapımı kaçırmamaları tavsiye ediliyor.

İskoçya'nın bağımsızlık savaşlarını konu alan epik film, Robert Bruce'un ülkeyi zafere taşıyan mücadelesini takip ediyor.

Outlaw King adlı yapımın oyuncu kadrosunda Chris Pine, Aaron Taylor-Johnson ve Florence Pugh gibi yıldız isimler yer alıyor. 

"Harika film"

Yönetmen koltuğunda David Mackenzie'nin oturduğu 2018 yapımı film, Vikings ve Game of Thrones gibi büyük ölçekli tarihi dramalara da benzetiliyor.

Netflix, 18 yaş altına uygun olmadığını belirttiği filmin konusunu şöyle özetliyor:

14. yüzyıl İskoçyası'nda Robert Bruce, kraliyet tacını takar ve ülkesinin tekrar bağımsız olması için İngilizlere karşı yılmak bilmeyen bir isyana önderlik eder.

Film, Rotten Tomatoes'da yüzde 63'lük bir beğeni oranına sahip olsa da izleyiciler, tarihi dramayı sonradan keşfederek "kesinlikle olağanüstü" diye nitelendirdi.

Bir izleyici, "Harika film. Chris Pine'ın aksanı, o dönemki soylu karaktere tam oturmuş. Duygusu çok yüksek; baştan sona karakterlerle birlikte hissediyorsunuz" diye yazdı.

Bir başka izleyici Pine'ın performansını överken, "Acımasız, kanlı ve yoğun... Outlaw King sürükleyici bir ortaçağ destanı. Ölçeği çok büyük ama yine de fazlasıyla insani kalıyor. Chris Pine güçlü, sakin ama etkileyici bir kral portresi çiziyor. Savaşlar hikayeyi yer yer gölgede bıraksa da o kadar iyi çekilmiş ki izlemeye değer" değerlendirmesini yaptı.

Başka bir yorumda "Muhteşem! Çok iyi çekilmiş! Senaryo ve oyunculuk harika; manzara ve kostümler ise kusursuz. Detaylara büyük özen gösterilmiş" ifadelerine yer verildi. 

Bir izleyici de "Müthiş bir film... Işığı, dokusu, oyuncu seçimi çok iyi" diye ekledi.

Eleştirmenlerin gözüne girememişti

Öte yandan eleştirmenler film vizyona girdiğinde hem olumlu hem de olumsuz tepkiler vermişti. 

Time Out, "Savaşlar acımasız, dövüşler korkunç ama Outlaw King sinir bozucu biçimde sönük. Sahici ama nadiren dinamik" yorumunu yaparken Washington Post, "Bu bitmek bilmeyen İskoç yaylası çamuru yürüyüşü Oscar değil ancak homurtu ve ıslık hak eder" demişti. 

New York Times ise "Sinemacılar neden tarih anlatmakta ısrar ediyor, yoksa asıl ilgilendikleri kostüm ve savaş mı?" diye sormuştu.

Independent Türkçe, Express, Time Out, Washington Post, New York Times


Tek sezonda fenomen olan dizinin hayranlarına kötü haber

Pluribus'ta Carol Sturka rolündeki Rhea Seehorn'a (solda) Kolombiyalı aktör Carlos-Manuel Vesga (sağda) eşlik ediyor (Apple TV)
Pluribus'ta Carol Sturka rolündeki Rhea Seehorn'a (solda) Kolombiyalı aktör Carlos-Manuel Vesga (sağda) eşlik ediyor (Apple TV)
TT

Tek sezonda fenomen olan dizinin hayranlarına kötü haber

Pluribus'ta Carol Sturka rolündeki Rhea Seehorn'a (solda) Kolombiyalı aktör Carlos-Manuel Vesga (sağda) eşlik ediyor (Apple TV)
Pluribus'ta Carol Sturka rolündeki Rhea Seehorn'a (solda) Kolombiyalı aktör Carlos-Manuel Vesga (sağda) eşlik ediyor (Apple TV)

Vince Gilligan'ın yeni bilimkurgu dizisi Pluribus'un ikinci sezonunu bekleyen hayranların biraz daha sabırlı olması gerekebilir.

Breaking Bad'in yaratıcısı Gilligan, Entertainment Weekly'ye, birinci sezon finalinin ardından hikayeyi aceleye getirmek istemediğini söyledi. 

"Daha hızlı ilerlemek isterdim"

"Üzerinde çalışıyoruz" diyen Gilligan, "Bu iş biraz zaman alıyor. Yapabilsem daha hızlı ilerlemek isterdim" ifadelerini kullandı.

Pluribus'un ilk sezon finali Apple TV'de 24 Aralık'ta izleyiciyle buluşmuştu. 

Dizinin yürütücü yapımcılarından Gordon Smith ise, "Hani zaman çizelgelerinde sonsuza doğru giden bir ok olur ya... Sanırım biz de o okun bir yerindeyiz" diye konuştu.

Better Call Saul'la tanınan Rhea Seehorn'un başrolünde yer aldığı Pluribus, insanların tek bir kolektif zihine dönüşmesine yol açan dünya dışı bir virüse karşı mücadele eden bir yazarı merkezine alıyor. Dizi, bu ayın başlarında Apple TV'nin en çok izlenen yapımı olarak öne çıkmıştı.

Gilligan, bu habere "çok şaşırdığını" belirterek, "İnsanların bu diziye bu kadar olumlu tepki vermesi beni çok mutlu ediyor. Kendimi çok şanslı hissediyorum" dedi.

Yürütücü yapımcılardan Alison Tatlock da "Bu kadar çok insanın bu yolculuğa eşlik etmesi gerçekten çok tatmin edici" ifadelerini kullandı.

"Bu dizinin ilk hayranları biziz"

Öte yandan Pluribus'un popülerliği yaratıcı ekibin çalışma temposunu değiştirmiyor; ikinci sezon çekimlerine ne zaman başlanacağına dair belirlenmiş bir tarih de yok.

Gilligan, "Bu diziyi sevip sahiplenen hayranlara minnettarım ama bizim için en iyi yöntem her zaman kendimizi işe verip hikayeyi içeride kurmak ve olumlu ya da olumsuz tepkilere fazla takılmamak oldu" diye konuştu: 

Biz bu dizinin ilk hayranlarıyız, ilk izleyicileriyiz; bir yandan da kendimizi mutlu etmeye çalışıyoruz.

Gilligan sözlerini, "Hikaye anlatmanın yolu, daha ortada bir izleyici kitlesi yokken bunu nasıl yapıyorsan öyle devam etmek. Bizim için en iyi işleyen yöntem her zaman buydu" diyerek tamamladı.

Pluribus'un ilk sezonu Apple TV'de izlenebiliyor.

Independent Türkçe, Entertainment Weekly, Radio Times


Avengers: Doomsday yıldızı, filmi anlattı: Daha önce hiç yapılmadı

The Night Manager'la da tanınan 44 yaşındaki Britanyalı aktör Tom Hiddleston, Fesatlık Tanrısı Loki rolünde (Disney+)
The Night Manager'la da tanınan 44 yaşındaki Britanyalı aktör Tom Hiddleston, Fesatlık Tanrısı Loki rolünde (Disney+)
TT

Avengers: Doomsday yıldızı, filmi anlattı: Daha önce hiç yapılmadı

The Night Manager'la da tanınan 44 yaşındaki Britanyalı aktör Tom Hiddleston, Fesatlık Tanrısı Loki rolünde (Disney+)
The Night Manager'la da tanınan 44 yaşındaki Britanyalı aktör Tom Hiddleston, Fesatlık Tanrısı Loki rolünde (Disney+)

Tom Hiddleston, Avengers: Doomsday için heyecanı büyütürken, filmin yeni tanıtımında bu kez ekrana onun "kardeşi" damga vuruyor.

Loki'ye hayat veren Hiddleston, Marvel'ın merakla beklenen filmi hakkında GQ'nun Birleşik Krallık edisyonuna konuştu ve yapımı "muazzam" diye niteledi.

"Bence hikayenin merkezindeki fikir kesinlikle müthiş ve okuduğumda beni çok şaşırttı" diyen oyuncu, "Böyle bir şey daha önce hiç yapılmadı" ifadelerini kullandı.

Hiddleston'ın canlandırdığı karakteri en son, Kasım 2023'te sona eren ve henüz yeni sezon onayı almayan Disney+ dizisi Loki'nin ikinci sezonunda görmüştük. Oyuncu, karakteri bıraktığımız noktaya da değindi.

Hiddleston, "Farklı birine dönüşebilmesi, hikayesinin farklı bir sona ulaşabilmesi için yaptığı şeylerle barışması gerekiyordu" dedi ve ekledi: 

Bu da ona kendi hikayesinin yazarlığını üstlenme gücünü verdi.

Röportaj, Loki'nin Marvel Sinematik Evreni'ndeki kardeşi Thor'u canlandıran Chris Hemsworth'ün Avengers: Doomsday'in yeni tanıtımında öne çıktığı döneme denk geldi. 

Sözkonusu tanıtım, Avatar: Ateş ve Kül (Avatar: Fire and Ash) gösterimleri öncesinde sinemalarda ilk kez seyirciyle buluşan ve sonrasında internete düşen birkaç ön izlemeden biri.

Tanıtımda Thor'un şu sözleri duyuluyor: 

Baba... Hayatım boyunca onur, görev ve savaş için her çağrıya karşılık verdim. Ama artık kader bana hiç beklemediğim bir şey verdi: Bir çocuk. Fırtına değmemiş bir can. Yüce babalarımızın gücünü bahşet bana. Bahşet ki bir kez daha savaşabileyim ve bir düşmanı daha yenip eve, kızıma dönebileyim. Savaşçı olarak değil, baba olarak. Tehlikeyi değil sükuneti öğretmek için, hiç bilmediğim bir şeyi. Lütfen baba, duy sesimi.

Loki ve Thor'u uzun zamandır aynı sahnede görmesek de ikilinin Avengers: Doomsday'de yer alacağı doğrulandı. 

18 Aralık 2026'da gösterime girmesi planlanan yapım, yalnızca Marvel'ın ağır toplarını değil, X-Men oyuncularını da bir araya getiriyor. Kadroda ayrıca Fantastik Dörtlü: İlk Adımlar (The Fantastic Four: First Steps) ve Thunderbolts* filmlerinin oyuncuları da yer alıyor.

Hikaye daha sonra 17 Aralık 2027'de gösterime girecek Avengers: Secret Wars'la devam edecek.

Independent Türkçe, Entertainment Weekly, Deadline, GQ