Irak’ta Kürtler arasındaki yakınlaşma, siyasi tıkanıklığın açılmasına zemin sağlayabilir

Eski Başbakan İyad Allavi kapsamlı bir ulusal diyalog çağrısında bulundu

Irak Kürt Bölgesel Yönetimi Başkanı Neçirvan Barzani (Rudaw)
Irak Kürt Bölgesel Yönetimi Başkanı Neçirvan Barzani (Rudaw)
TT

Irak’ta Kürtler arasındaki yakınlaşma, siyasi tıkanıklığın açılmasına zemin sağlayabilir

Irak Kürt Bölgesel Yönetimi Başkanı Neçirvan Barzani (Rudaw)
Irak Kürt Bölgesel Yönetimi Başkanı Neçirvan Barzani (Rudaw)

Irak Kürt Bölgesel Yönetimi (IKBY) Başkanı Neçirvan Barzani, Kürt Bölgesi ve Irak’taki siyasi tıkanıklığın çözümü hususunda bir zemin üzerinde uzlaşıldığını söyledi. Ayrıca Kürdistan Yurtseverler Birliği (KYB) ile Kürdistan Demokrat Partisi (KDP) arasındaki karşıt ‘medya kampanyalarına’ bir son verileceğini kaydetti. Süleymaniye’de KYB Eş Başkanı Bafıl Talabani ile birlikte Kaleçolan Askeri Koleji'nin mezuniyet törenine katılan Barzani, burada yaptığı konuşmada, “Irak ve bölgedeki liderlerle ülkedeki siyasi tıkanıklığı gidermek için temaslarımız devam ediyor. Ülkedeki siyasi tıkanıklığın çözümünde bir zemin üzerinde uzlaştık, çözülemeyecek sorun yok ancak bazen aşılması gereken engeller olabiliyor” dedi.  
Irak’ın güvenliğini önemsediklerini ve IKBY’nin ulusal güvenliğin bir parçası olması gerektiğini vurgulayan Barzani, “Irak'ı korumak bizim için önemli bir meseledir, bunu tüm Iraklıların müşterek görevi olarak görüyoruz. Federal sistem Irak'ın egemenliğini güçlendirmede önemli bir faktördür. Federasyon Irak’ı zayıflatmaz aksine bileşenleri arasındaki ortaklık bağlarını güçlendirir. Irak Anayasası tam olarak bu şuurla yazıldı, anayasanın ruhunun ve tüm hükümlerinin uygulanmasını talep ediyoruz” diye konuştu.  
Peşmerge güçlerinin Irak’ın 2003’teki işgalinin ardından ülkede güvenliğin sağlanmasındaki rolüne değinen Barzani, ‘’Eski rejimin devrilmesinin ardından başkent Bağdat da dahil olmak üzere Irak'ın birçok bölgesinde güvenlik ve istikrar sarsılmıştı. Bu süreçte Peşmerge görevini başarıyla yerine getirerek güvenlik ve istikrarın sağlanmasına katkı sundu. DEAŞ terör örgütüne karşı yürütülen savaşta da Peşmerge, Irak güçlerinin yanında yer aldı ve Kerkük, Diyala gibi şehirlerin korunmasını ve terör örgütünün mağlup edilmesini sağladı. Peşmerge, bu rolünü sürdürmek için eğitimlerine devam edecektir” ifadelerini kullandı.  
Erbil ve Kürt bölgesinin güvenliğini Irak’ın güvenliği ve egemenliğinden ayrı görmediklerini ifade eden Barzani, genel kurmay başkanı, savunma bakanı ile Başbakan Mustafa el-Kazımi’ye, Peşmerge güçlerinin Irak savunma sisteminin bir parçası olmasını öngören anayasa maddelerini uygulamaları çağrısında bulundu. Barzani’nin Süleymaniye ziyareti, KDP ile KYB arasında cumhurbaşkanının kim olacağı hususundaki keskin anlaşmazlıkların gölgesinde gerçekleşti. KYB lideri Bafıl Talabani mevcut Cumhurbaşkanı Berhem Salih’in yeniden seçilmesini isterken, Kürdistan Demokrat Partisi bu pozisyon için eski Dışişleri Bakanı Hoşyar Zebari'yi aday göstermişti. Federal Mahkeme’nin Zebari'nin adaylığını iptal etmesinin ardından, Barzani söz konusu pozisyon için Kürdistan Bölgesi İçişleri Bakanı Reber Ahmed’i aday gösterdi. Ancak KYB’nin de içinde yer aldığı Sadr Hareketi liderliğindeki ittifak KDP’nin adayının parlamento tarafından seçilmesini engelledi. Gözlemcilere göre Barzani’nin Süleymaniye ziyaretinde Bafıl Talabani ile cumhurbaşkanlığı pozisyonu üzerinde bir uzlaşı sağlanabilir.
Bu arada eski Başbakan İyad Allavi Twitter hesabından yaptığı açıklamada, ülkedeki siyasi krizin aşılması için kapsamlı diyalog çağrısında bulundu. Allavi, “Şu anda bir ulusal diyalog konferansı düzenlenmesi için önemli bir fırsat bulunuyor. Irak halkının çektikleri ve yaşadığı zulüm yetmedi mi? insan onuruna yakışır bir hayat yaşamayı hak etmiyor mu? Siyasi güçleri Irak’ın menfaatini her şeyin üstüne koyarak diyalog kurmaya çağırıyorum” ifadelerini kullandı.  



Polis şiddeti iddiası Tunus sokaklarını karıştırdı

Başkent Tunus'ta Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said'in politikalarına karşı düzenlenen protesto gösterisinden bir kare (EPA)
Başkent Tunus'ta Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said'in politikalarına karşı düzenlenen protesto gösterisinden bir kare (EPA)
TT

Polis şiddeti iddiası Tunus sokaklarını karıştırdı

Başkent Tunus'ta Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said'in politikalarına karşı düzenlenen protesto gösterisinden bir kare (EPA)
Başkent Tunus'ta Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said'in politikalarına karşı düzenlenen protesto gösterisinden bir kare (EPA)

Tunus’ta bir adamın polis kovalamacasının ardından ailesinin ifadesine göre kendisine uygulanan şiddet sonucu hayatını kaybetmişti. Reuters'a konuşan görgü tanıkları, Tunus polisi ile bir kişinin uğradığı şiddet sonucu hayatını kaybetmesini protesto eden öfkeli gençler arasında dün gece üst üste ikinci kez çatışmaların çıktığını söylediler.

Tunus’taki bu tür şiddetin karıştığı protesto gösterileri, ülkede 2011 yılındaki Arap Baharı ayaklanmalarını tetikleyen devrimin yıl dönümü yaklaşırken yetkililer arasında protestoların diğer bölgelere de sıçrayabileceği endişesini artırıyor.

Tunus, çeşitli alanlarda artan protestolar ve grevlerin yanı sıra Tunus Genel İşçi Sendikası'nın gelecek ay ülke çapında grev çağrısı yapmasıyla birlikte, siyasi ve sosyal gerilimin tırmandığı bir dönemden geçiyor.

Son haftalarda, binlerce protestocu, ülkenin güneydeki Gabes kentinde hava kirliliğinin başlıca kaynağı olduğunu söyledikleri bir kimya fabrikasının kapatılması talebiyle protesto gösterisi düzenledi.

Öte yandan polis şiddeti sonucu öldüğü iddia edilen adamın yakınları, şahsın ehliyetsiz motosiklet sürerken polis tarafından takibe alındığı, dövüldüğü ve hastaneye kaldırıldığını, ancak daha sonra hastaneden kaçtığını, ancak dün kafasındaki bir kanama nedeniyle hayatını kaybettiğini söyledi.

Olayla ilgili henüz resmi bir açıklama yapılmadı.

Yerel kaynaklar ve basın, Kayravan Valisi’nin durumu yatıştırmak amacıyla, dün hayatını kaybeden kişinin ailesini ziyaret ettiğini ve hangi şartlarda öldüğünü belirlemek ve sorumluları tespit etmek için soruşturma açma sözü verdiğini bildirdi.

İnsan hakları örgütleri, Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said'i muhaliflerini bastırmak için yargı ve polisi kullandığını iddia ediyor. Ancak Cumhurbaşkanı Said, hakkındaki bu suçlamaları kategorik olarak reddediyor.


(Video haber) Avustralya'da Yahudilerin Hanuka Bayramı kutlamaları sırasında silahlı saldırı: En az 10 ölü

Medyada dolaşan bir fotoğrafta saldırının failleri görülüyor.
Medyada dolaşan bir fotoğrafta saldırının failleri görülüyor.
TT

(Video haber) Avustralya'da Yahudilerin Hanuka Bayramı kutlamaları sırasında silahlı saldırı: En az 10 ölü

Medyada dolaşan bir fotoğrafta saldırının failleri görülüyor.
Medyada dolaşan bir fotoğrafta saldırının failleri görülüyor.

Avustralya'nın Sidney kentinde bir plajda Yahudilerin Hanuka Bayramı kutlamaları sırasında meydana gelen silahlı saldırıda en az 10 kişi öldü, çok sayıda  kişi yaralandı. İsrail gazetesi Yedioth Ahronoth'a göre olay sırasında yaklaşık 2 bin kişi panik içinde tahliye edildi ve birçoğu sığınaklara sığındı.

Öte yandan Avustralya polisi tarafından bugün yapılan açıklamada, olay nedeniyle Bondi Plajı'ndan uzak durulması çağrısı yapıldı. Polis daha sonra, silahlı saldırının ardından iki kişinin gözaltına alındığını duyurdu.

Şarku’l Avsat’ın Fransız Haber Ajansı AFP’den aktardığı  habere göre bir görgü tanığı, ‘siyah giysili iki kişinin’ plajda ateş açtığını söyledi.

dfgthy
Avustralya medyasında yayınlanan, saldırganlardan birine ait bir fotoğraf.

Avustralya medyası tarafından yayınlanan saldırganlardan birinin fotoğrafı

Öte yandan İsrail Cumhurbaşkanı Isaac Herzog, saldırıyı ‘Yahudilere yönelik acımasız bir saldırı’ olarak nitelendirerek kınadı.

uı89o
Kurtarma ekipleri, Sidney sahilinde meydana gelen silahlı saldırının ardından yaralı bir kişiyi taşıyor (AP)

Herzog, açıklamasında şunları söyledi:

“Sidney'deki kardeşlerimiz, Bondi Plajı'nda Hanuka'nın ilk mumunu yakmaya giden Yahudilere yönelik acımasız bir saldırıda kötü niyetli teröristler tarafından saldırıya uğradı.”

Görgü tanıkları, kutlamaya katılanların saldırı mahallinden panik halinde kaçtıklarını söylerken yerel medya, silahlı saldırganların olay yerinden kaçtığını ve yetkililerin yoğun bir arama çalışması yürüttüğünü bildirdi.


Hamas: Gazze’ye ve işgal altındaki topraklara her türlü vesayeti reddediyoruz

Gazze şehrinin doğusundaki El-Tuffah mahallesinde yıkılmış bir bina (EPA)
Gazze şehrinin doğusundaki El-Tuffah mahallesinde yıkılmış bir bina (EPA)
TT

Hamas: Gazze’ye ve işgal altındaki topraklara her türlü vesayeti reddediyoruz

Gazze şehrinin doğusundaki El-Tuffah mahallesinde yıkılmış bir bina (EPA)
Gazze şehrinin doğusundaki El-Tuffah mahallesinde yıkılmış bir bina (EPA)

Hamas, bugün (pazar) yaptığı açıklamada, Gazze Şeridi üzerinde her türlü vesayet ve manda uygulamasını reddettiğini duyurdu. Hareket, yayımladığı bildiride, “Gazze’ye yönelik her türlü vesayet ve mandayı reddediyoruz. İşgal altındaki topraklarımızın herhangi bir karışı üzerinde de vesayeti kabul etmiyoruz; zorla yerinden etme girişimleri ve Gazze’nin yeniden mühendisliğine yönelik çabalarla uyumlu adımlara karşı uyarıyoruz” ifadelerini kullandı.

Açıklamada, “Ulusal birliğin sağlanması ve ulusal uzlaşı inşa edilmesi için seferber olunması, işgalin ve onu destekleyenlerin planlarıyla yüzleşmenin tek yoludur” denildi.

Hamas, arabuluculara ve ABD yönetimine de çağrıda bulunarak, İsrail’e baskı yapılmasını, anlaşmanın maddelerini uygulamaya zorlanmasını ve anlaşmaya yönelik süregelen ve sistematik ihlallerinin kınanmasını talep etti.

gth
Trump'ın planına göre Gazze'den çekilmenin aşamalarını gösteren harita (Beyaz Saray)

Öte yandan dün İsrailli yetkililer, ABD yönetiminin Gazze’de savaşı sona erdirmeyi hedefleyen planın ikinci aşamasını şekillendirmek üzere çalıştığını ve çok uluslu uluslararası bir gücün gelecek aydan itibaren Gazze’de göreve başlamasının planlandığını açıkladı.

Şarku’l Avsat’ın İsrail Kamu Yayın Kurumu’ndan (Kan 11) aktardığı habere göre Amerikalı yetkililer bu bilgileri son günlerde yapılan görüşmelerde İsrailli muhataplarına iletti.

ABD planına göre, barış komitesinin başkanlığını Birleşmiş Milletler’in eski Orta Doğu Özel Temsilcisi Nikolay Mladenov’un üstlenmesi, Gazze’de konuşlandırılması öngörülen uluslararası gücün komutasının ise bir ABD’li general tarafından yürütülmesi öngörülüyor.

Amerikalı yetkililere göre söz konusu gücün; güvenlik istikrarının korunması, geçiş sürecinin güvence altına alınması ve askeri operasyonların durmasının ardından Gazze’de yeni siyasi ve idari düzenlemelere zemin hazırlanması gibi görevler üstlenmesi planlanıyor.