Oxfam araştırması: Pandemi her 30 saatte bir yeni dolar milyarderi yarattı

Araştırmaya göre her 33 saatte bir milyon kişi de 2022'de yoksulluğun pençesine düşebilir

Bir adam ABD dolarını sayıyor (Reuters)
Bir adam ABD dolarını sayıyor (Reuters)
TT

Oxfam araştırması: Pandemi her 30 saatte bir yeni dolar milyarderi yarattı

Bir adam ABD dolarını sayıyor (Reuters)
Bir adam ABD dolarını sayıyor (Reuters)

Birleşik Krallık merkezli yardım kuruluşu Oxfam'ın hazırladığı Acıdan Kâr Elde Etmek (Profiting From Pain) başlıklı yeni rapora göre Kovid-19 pandemisi her 30 saatte bir yeni dolar milyarderi yarattı ve 2022'de milyonlarca kişi aynı hızla yoksulluğa sürüklenebilir. 
Araştırmaya göre gıda ve enerji sektörlerindeki milyarderler servetlerini her iki günde bir milyar dolar artırdı. Bu hızlı zenginleşmenin sebebiyse yaşam için gerekli olan temel ürünlerin maliyetlerinin 2000'lerde fırlaması. 
Rapor, iki yıldır çevrimiçi olarak gerçekleştirilen Dünya Ekonomik Forumu'nun (World Economic Forum) Davos'ta yeniden yüz yüze düzenleneceği sırada kamuoyuyla paylaşıldı.
Dünya liderlerinin 22 ve 26 Mayıs arasında İsviçre'de bir araya geldiği sırada Oxfam yoksullara yardım etmek amacıyla zenginlerin vergilendirilmesi gerektiğini savundu. 

Zenginler kârlarını katlarken, işçilerin ücretleri değişmedi
Yardım kuruluşu, pandeminin yarattığı sıkıntılara artan fiyatların eklenmesi nedeniyle bu yıl 263 milyon kişinin aşırı yoksulluğa sürükleneceğini tahmin ediyor. Bu da her 33 saatte bir milyon kişinin yoksullukla karşı karşıya geleceği anlamını taşıyor. 
Öte yandan pandemi döneminde her 30 saatte bir kişi, yani 573 kişi milyoner haline geldi. 
Oxfam International'ın yöneticilerinden Gabriela Bucher şu ifadeleri kullandı:
"Milyarderler servetlerindeki inanılmaz artışı kutlamak için Davos'a geliyor. Pandemide ve şu anda gıda ve enerji fiyatlarında yaşanan keskin artışlar, basitçe söylemek gerekirse, onlar için bir lütuftu. Aşırı yoksullukla ilgili onlarca yıllık ilerleme şimdi tersine dönüyor ve milyonlarca kişi sadece hayatta kalmak için gereken maliyetlerde karşılaması imkansız artışlarla karşı karşıya."
"Milyarderlerin servetleri artık daha akıllı oldukları veya daha çok çalıştıkları için artmadı. İşçiler daha az ücretle ve daha kötü koşullarda daha çok çalışıyor" diyen Bucher ayrıca şunları dile getirdi:
"Süper zenginler sistemi ceza almadan kendi çıkarlarına göre değiştirdi ve şimdi bunun faydasını görüyor. Özelleştirme ve tekeller yasal düzenlemelerin ve işçi haklarının yok edilmesinin bir sonucu olarak dünya servetinin şoke edici bir kısmına el koyarken nakitlerini vergi cennetlerinde saklıyor. Hepsi de hükümetlerin suç ortaklığıyla gerçekleşiyor." 
Milyarderler Kovid-19 pandemisinin ilk 24 ayında, önceki 23 yılda kazandıkları servetten fazlasını kazandı. Dünya milyarderlerinin toplam serveti artık küresel GSYİH'nin yüzde 13,9'unu oluşturuyor. Bu, 2000'deki yüzde 4,4'lük miktarın üç katına tekabül ediyor. 

"Musk servetinin yüzde 99'unu kaybetse de en zenginler arasında yer alabilir"
Araştırma, tekellerin kontrolü altındaki enerji, gıda ve ilaç sektörlerinde rekor kârlar elde edildiğini ortaya koyuyor. Bununla birlikte işçilerin aldığı ücretler neredeyse hiç değişmedi. 
Son iki yılda gıda ve enerji milyarderlerinin serveti 453 milyar dolar veya her iki günde bir milyar dolar arttı. Dünyanın en büyük enerji şirketlerinden 5'i olan BP, Shell, TotalEnergies, Exxon ve Chevron her saniye 2 bin 600 dolar kâr elde ederken, 62 yeni gıda milyoneri ortaya çıktı. 
Rapor ayrıca dünyanın en zengini Elon Musk'ın servetini 2019'dan bu yana yüzde 699 artırdığını ve servetinin yüzde 99'unu kaybetse bile yine de dünyanın en zenginleri arasında yer alabileceğini belirtiyor. 
Bununla birlikte dünyanın en zengin 10 erkeği, dünyanın en yoksul yüzde 40'ından daha fazla servete sahip. 



İş stresi alkol tüketimini artırıyor: Çalışanların yüzde 64'ü etkileniyor

Fotoğraf: Unsplash
Fotoğraf: Unsplash
TT

İş stresi alkol tüketimini artırıyor: Çalışanların yüzde 64'ü etkileniyor

Fotoğraf: Unsplash
Fotoğraf: Unsplash

Yeni bir araştırmaya göre çalışanların neredeyse üçte ikisi iş kaynaklı stres veya baskılar nedeniyle daha fazla alkol tüketiyor.

Alcohol Change UK'in 2 bin çalışanla yaptığı ankete göre, Birleşik Krallık'ta çalışanların yüzde 64'ü işle ilgili nedenlerden dolayı alkol kullandığını bildirdi. Son 12 ayda artan tüketimin arkasında iş stresi, baskı ve kaygı var.

Her 10 kişiden 4'ü işle ilgili kaygılar nedeniyle alkol tüketimini artırdığını söylerken, katılımcıların yüzde 38'i iş stresiyle başa çıkmak için daha fazla içtiğini belirtti.

Üçte birinden fazlası işyerindeki baskı veya son teslim tarihleri nedeniyle daha fazla içki içerken, yüzde 29'u iş güvensizliği nedeniyle alkol tüketiminin arttığını söyledi.

Alcohol Change UK araştırma grubunun danışmanlık ve eğitim müdürü Jane Gardiner şunları söyledi:

Yaptığımız işler son derece çeşitli olsa da bu araştırma geçen yıl birçoğumuzun işle ilgili stres, kaygı, baskı ve iş güvensizliğini yönetmek amacıyla daha fazla alkol aldığını gösteriyor. Ancak alkol, yetersiz uykudan akşamdan kalmalığa, yüksek tansiyondan depresyona kadar birçok sağlık sorununa yol açarak genel sağlığımıza ve refahımıza ciddi zararlar verebilir. Bazıları için kısa süreli bir rahatlama sağlasa da zaman içinde stres, kaygı ve baskı duygularını daha da kötüleştirmesi ve istesek bile kurtulması zor bir kendi kendini tedavi etme döngüsüne yol açması daha olası.

Alkol Farkındalık Haftası'nın başlangıcı münasebetiyle yayımlanan araştırma, çalışanların işyerinde alkol konusunda önleyici eylem ve eğitim taleplerini ortaya koydu.

Bu yılın teması "Alkol ve iş", çalışma ortamlarının ve baskıların içki içme şeklimizi nasıl etkileyebileceğine ve nasıl daha sağlıklı, daha kapsayıcı işyeri kültürleri oluşturabileceğimize odaklanıyor.

Ankete katılan her 10 çalışandan 8'inden fazlası, işverenlerin işyerinde alkol konusunu ele almada bazı sorumlulukları olduğuna inanıyor. Ancak üçte birinden fazlası işyerinde alkol yerine ruh sağlığı hakkında konuşurken kendini daha rahat hissettiğini söyledi.

Gardiner sözlerini şöyle sürdürdü:

Son yıllarda işyerlerinde ruh sağlığı alanında görülen ilerlemenin bir yansıması olarak, konuşmaları teşvik etmek, şefkat ve desteği artırıp damgalanmayı azaltmak için, çalışanlardan alkol farkındalığı ve eğitimi konusunda bu kadar güçlü bir iştah görmek çok cesaret verici. Olumlu olan şu ki, çalışanlar alkolle ilgili sorunlarda reaktif müdahale yerine önleyici ve proaktif yaklaşımın daha etkili olduğunu kabul ediyor gibi görünüyor. İşte bu tür bir destek, alkolü tabu olmaktan çıkarmaya başlayacak, içki içme alışkanlıklarımızın genel sağlığımız ve refahımız üzerindeki etkisine dair farkındalık yaratacak ve önlenebilir alkol zararlarını daha meydana gelmeden önleyecek.

Independent Türkçe