Hizbullah ‘cumhurbaşkanlığı savaşını’ Rusya'dan mı başlatacak?

Moskova: Hizbullah’ın Suriye’deki varlığı hem askeri hem de siyasi olarak zaruri.

Lazkiye’de bir minibüste asılı olan, Esed, Nasrallah ve Putin’in bir arada göründüğü bir poster. (Reuters)
Lazkiye’de bir minibüste asılı olan, Esed, Nasrallah ve Putin’in bir arada göründüğü bir poster. (Reuters)
TT

Hizbullah ‘cumhurbaşkanlığı savaşını’ Rusya'dan mı başlatacak?

Lazkiye’de bir minibüste asılı olan, Esed, Nasrallah ve Putin’in bir arada göründüğü bir poster. (Reuters)
Lazkiye’de bir minibüste asılı olan, Esed, Nasrallah ve Putin’in bir arada göründüğü bir poster. (Reuters)

Sevsen Muhenna
Hizbullah Genel Sekreteri Hasan Nasrallah, 27 Aralık 2020'de bir televizyon kanalına verdiği röportajda Rusya’nın Suriye'ye askeri müdahalesi konusunun ayrıntılarına ilişkin açıklamalrda bulundu. Nasrallah’a göre, İran Devrim Muhafızları'na bağlı Kudüs Gücü’nün eski Komutanı Kasım Süleymani, Mısır Cumhurbaşkanı Hüsnü Mübarek’in istifasını duyurmasının ertesi günü Beyrut’a geldi. Nasrallah’la görüşen Süleymani, ‘bölgede uygulanmak istenen büyük bir projeyle ilgili endişelerini dile getirdi ve Amerikalıların, Arap Baharı bahanesiyle bölgedeki müttefiklerini değiştirme yoluna gittiğini’ söyledi. Süleymani, ABD’nin Tunus, Mısır ve diğer ülkelerdeki halk hareketlerini yönlendirdiğini ve yakın bir gelecekte, ‘direnişi destekleyen’ ülke ve örgütleri hedef alacağını, Amerikalıların, halkların talepleriyle ilgili olmadıklarını ve İsrail ile ilgili bir ‘hesap tasfiyesine’ girişeceklerini kaydetti. Kasım Süleymani, Şubat 2011’de Suriye Cumhurbaşkanı Beşşar Esed’le görüşerek söz konusu ‘projeye’ karşı uyardı.

Putin Süleymani'ye ‘İkna oldum’ dedi
Hasan Nasrallah, Suriye savaşının başlangıcında Rusların ‘doğrudan askeri müdahalede’ bulunmadığını, bunun yerine Suriye rejimine lojistik ve iletişim konularında yardım ettiğini söyledi. Rusya’nın askeri müdahalesinin savaşın seyrinde son derece kritik olduğunun inkar edilemeyeceğini belirten Nasrallah, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in ilk başlarda askeri müdahale ve sonuçlarını öngöremediği bir maceraya girme konusunda çekimser ve kaygılı olduğunu, İran’ın bu süreçte devreye girdiğini bildirdi. Kasım Süleymani Moskova’ya gitti ve Başkan Putin ve beraberindeki üst düzey siyasi ve askeri yetkililer ile iki saatlik bir görüşme gerçekleştirdi. Süleymani’nin Nasrallah’a bu konuda şunları aktardığı kaydedildi:
“Masaya Suriye haritasını koydum, Suriye ordusu ve destekçilerinin nerelerde konumlandığını, silahlı grupların nerelerde aktif olduğunu gösterdim. Neler yapılabilir, başarı şansı nedir, muhtemel sonuçlar ne olabilir, stratejik bir okuma yaparak anlattım. Putin bana ‘ben ikna oldum’ dedi. Bu oturum ışığı altında (Rusya’nın askeri müdahalesi) karar alındı.”

Rusya’nın Hizbullah’la açık koordinasyonu Halep’te başladı
Kasım 2016'da Hizbullah'a yakın bir medya kuruluşunda şu haber yer aldı;
“Halep şehri, Hizbullah saha komutanları ve Suriye'de bulunan Rus ordusunun subayları arasındaki ilk doğrudan görüşmeye tanık oldu. Toplantı Hizbullah’ın Halep savaşındaki başarılarının ardından Moskova'nın talebi üzerine gerçekleşti. Toplantıda, Suriye’deki güvenlik güçleri arasında daimi bir koordinasyon yapılması kararlaştırıldı.”
Aynı yılın aralık ayında Wall Street Journal gazetesinde Rus askeri uzmanlarına dayandırılan bir haberde, Rus Özel Kuvvetleri’nin Suriye ordusuna yardım etmek ve muhalif liderleri hedef almak için özellikle Doğu Halep’te iki aydır faaliyet gösterdiği belirtildi. Birçok uzmana göre Halep’in muhaliflerin elinden alınmasında en önemli rolü, Kırım’ın 2014’te ilhakında da yer alan Rus Özel Kuvvetleri üstlendi. Halep 2012’den itibaren muhaliflerle rejim güçleri arasında şiddetli çatışmalara tanık olmaktaydı, savaş sürecinde şehrin altyapısı neredeyse tamamen tahrip oldu ve binlerce sivil hayatını kaybetti. Halep’in Rusya ve İran’ın doğrudan desteğiyle rejim tarafından ele geçirilmesi, Suriye iç savaşının dönüm noktalarından birini teşkil etmekteydi. O zamanlar Moskova merkezli olan Cast düşünce kuruluşunun başkanı Ruslan Pukhov, Rus Özel Kuvvetleri’nin kendilerine Amerikan Ordusu Özel Harekât Birlikleri’ni rol model aldığını söyledi.
ABD merkezli The Daily Beast haber sitesi, Suriye’de 200 kişilik savaşçılardan sorumlu bir Hizbullah subayının “Bizler Ortadoğu’da Ruslarla stratejik müttefikleriz. Bize silah sağlıyorlar” ifadelerini aktardı. Lazkiye, Şam kırsalı, Kalemun ve İdlib’de savaşan Hizbullah subayı şunları söyledi:
“Rusya’nın hava operasyonları karadaki savaşın seyrini değiştirdi. İran destekli Hizbullah birlikleri bu sayede karada önemli ilerlemeler kaydetti’’ dedi. Daily Beast’in Hizbullah liderlerine dayandırdığını iddia ettiği haberine göre Ruslar bu süreçte hiçbir ön şart olmaksızın Hizbullah’a doğrudan ağır silah desteğinde bulundu. Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, Aralık 2013'te ülkesinin, Suriye'ye hava savunma sistemleri gönderme konusunda son aşamada olduklarını duyurdu. Bir süre sonra Hizbullah kaynakları, Suriye rejiminden denge bozucu üst düzey silahlar aldıklarını açıkladı.”
Alman Bild gazetesi Nisan 2016’da  üst düzey İsrailli askeri yetkililere dayandırdığı haberinde, Rusya’nın Suriye rejimine sağladığı SA-17 hava savunma sisteminin Hizbullah’ın eline geçtiği iddia edildi. İsrailli yetkililer ayrıca Hizbullah’ın envanterine, Rus yapımı Yakhont seyir füzeleri, İran yapımı, Fatif-110, SS-21, SS-22 ve S-5 dahil olmak üzere farklı tiplerde füze sistemlerini dahil ettiğini bildirdi.

Ruslar Hizbullah'ın savaş tarzını beğeniyor
Aralık 2016'da Youtube üzerinden bir video yayınlayan Hizbullah savaşçısı, beraberindeki Rus Özel Kuvvetleri askerlerini göstererek şunları söyledi:
“Ruslarla ilişkimiz mükemmelden de öte. Ruslar gelip manevra ve taktiklerimizi inceliyor. Arap ordular Amerikalıları görmeye devam etsin, Ruslar savaş tarzımıza ve aramızdaki dayanışmanın gücüne hayran.”
Video kaydında görülen Rus askerlerinin berelerinde Hizbullah’a ait simgelerin yer alması dikkat çekiyordu.
SecDev Grup’ta Ortadoğu uzmanı olan ve Suriye savaşına odaklanan baş analist Alexander Corbay, Ocak 2017'de Hizbullah komutanlarından birinin şu sözlerini alıntıladı:
“Suriye hava güçleri yeterince dakik değil, hedefleri ıskalıyorlar ancak Ruslar bu konuda güvenilir.”
Corbay, Rus ordusunun Hizbullah’ın savaş kabiliyetini beğenmesinin, Fetih Ordusu Komutanı Ebu Ömer Serakib’in İdlib’de kontrol sağlamak amacıyla başlattığı çatışmalar sırasında Hizbullah’ın performansıyla oluştuğunu söylüyor. Bu süreçte muhalifler Halep kuşatmasını kırmak için bir genel saldırı başlatmış, ancak Hizbullah muhaliflerin elinde olan bölgeleri ele geçirebilmeyi başarmıştı. Ebu Ömer Serakib 2016 Eylül ayında kaynağı bilinmeyen bir hava saldırısında öldürülmüştü. Hizbullah yetkilisi Corbay’a “Ruslar bizi sahada gördüğünde duruyor ve hayranlıklarını ifade ediyor. Aynı şeyi Suriye ordusuna karşı sergilemiyorlar” diyor.
Moskova hem saldırı hem de savunmada etkili olan güçlü bir silahlı müttefikin savaşın içinde yer almasının kendisine çeşitli faydalar sağladığını düşünüyor. Corbay, Rus Özel Kuvvetleri’nden hızlı bir şekilde taktikler öğrenen Hizbullah’ın sahadaki varlığının Suriye rejiminin hava saldırılarından daha fazla kazanım sağladığına inanıyor. Hasan Nasrallah Temmuz 2019’da Rusya-İran ilişkilerine değinmiş ve şunları söylemişti:
“Bazı Arap yetkililer ve medya kuruluşları İran ve Rusya’nın Suriye’de karşı karşıya olduğuna dair evhamlar dillendiriyor. Sahada ve siyasi olarak Rusya ve İran arasında büyük bir koordinasyon var. Sürekli toplantı halindeler. İran ve Rusya birbirine hiç olmadığı kadar yakın. Tam bir fikir biliği olmasa da gayet uyumlu hareket ediyorlar.”

Hizbullah ‘cumhurbaşkanlığı savaşını’ Rusya'dan mı başlatacak?
Hizbullah’a yakın medya kaynaklarının da ifade ettiği gibi; 2016 yılında Hizbullah cumhurbaşkanı adayı Mişel Avn’ın seçilebilmesi için yakın ve uzak çevresini ikna girişiminde bulunmuştu. İkna edilenlerin başında Şii müttefiki Emel Hareketi lideri, Meclis Başkanı Nebih Berri ve Hristiyan Marada Hareketi lideri Süleyman Franciye geliyordu. 2022’de ise tarih tekerrür ediyor. Hasan Nasrallah, cumhurbaşkanlığı seçimi için kollarını sıvadı ve müttefikleri Özgür Yurtsever Hareketi (ÖYH) başkanı Cibran Basil ve Marada Hareketi lideri Süleyman Franciye’yi bir araya getirdi. Her ne kadar konunun cumhurbaşkanlığı seçimi olduğu açıkça ifade edilmemiş olsa da başlık içeriğe dair bir izlenim uyandırıyor. Yakında, ‘cumhurbaşkanı adayımız şu kişidir’ ifadesini işiteceğimiz kesin.
Hizbullah, Nasrallah'ın önceden bir nabız yoklaması gerçekleşmesinin ardından, nisan ayında, araları bozuk olan Süleyman Franciye ve Cibran Basil’i bir iftar yemeğine davet etti. Franciye ve Basil, Nasrallah’ın garantörlüğünde uzlaştı. Toplantının ardından Franciye’nin 24 saatliğine Moskova’ya ziyaret gerçekleştirerek Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov ile bir görüşme yapması dikkat çekti. Rusya’ya yakın Lübnan basınında yer alan haberlere göre Franciye Lavrov’a, “Lübnan’ın bir sonraki cumhurbaşkanı ben olacağım, önümüzdeki seçimlerde ittifakımız 67 sandalye alacak” dedi. Lavrov ise misafirine, Lübnan Genelkurmay Başkanı Joseph Avn’ın cumhurbaşkanlığı adaylığı ihtimalini sordu, Franciye bu soruyu yanıtsız bıraktı ve konuyu değiştirerek seçimlerdeki muhtemel başarılar üzerinde durdu. Aynı kaynaklar, Rusların, Ukrayna savaşındaki tutumu nedeniyle Cibran Basil’e öfkeli olduğunu ve ziyaret talebini reddettiğini aktardı.

Rusya, Ukrayna'daki savaşında Hizbullah’tan yardım alıyor mu?
Şarku’l Avsat’ın Independent Arabia’dan aktardığına göre Ukrayna Genelkurmay Başkanlığı geçen mart ayında Rusya'nın Suriye ve Hizbullah savaşçılarından oluşan bin savaşçıyı Ukrayna savaşında kullanmak üzere hazırladığını duyurdu. Açıklamada, ‘Eldeki bilgilere göre Ruslar şimdiden Esed rejimi ve Hizbullah güçlerinden bin gönüllü savaşçıyı istihdam etmek için girişimde bulundu’ denilmişti. Israel Hayom gazetesinde yer alan haberde, Hizbullah’ın yüzlerce savaşçısını Rus ordusu saflarında savaşmak üzere Ukrayna’ya göndermeye hazırlandığı iddia edildi. Haberde, Rus Wagner Grubu yetkilileriyle Hizbullah arasında Lazkiye’de bu hususta bir anlaşmaya varıldığı, bunun üzerine Humus kırsalındaki Kuseyr kasabasında bir ‘silah altına alma’ ofisi açıldığı ileri sürüldü. Söz konusu anlaşmanın karşılığında Rusların Hizbullah’a özel bir şirket aracılığıyla gelişmiş silahlar satma sözü verdiği belirtildi. Haberde yine, 800’e yakın Hizbullah unsurunun Ukrayna’da savaşma üzere hazırlandığı, gruplar halinde sevk edilecekleri ve ilk grubun tam teçhizatlı 200 kişiden oluşacağı ifade edildi. Ayrıca bu savaşçıların her ay 1500 dolara kadar maaş alacağı iddia edildi. Ancak Hasan Nasrallah milis güçlerini Ukrayna’ya göndereceği iddialarını kesin bir şekilde reddetti. Nasrallah şunları söyledi:
"Bugün bazı Arap medya kuruluşlarında Ukrayna Genelkurmay Başkanlığına dayandırılan haberler yayınlandı. Bu kuruluşlara göre üyelerimiz ve askeri uzmanlarımız, kent savaşlarında tecrübeli oldukları için Ukrayna’da Rus ordusu saflarında savaşıyormuş. Normalde yazılı açıklama yaparız ama yeri gelmişken söyleyeyim, bu iddiaları kati bir biçimde reddediyoruz.”
Ancak Rus yetkililer daha önce Ukrayna savaşında yer almak isteyen binlerce Suriyeli gönüllünden söz etmişti. Ukraynalı aktivistler, Rus ordusu saflarında savaşan bir ‘Suriyelinin’ cesedine ait görüntüleri yayınlamış ve maktulün cebinde 200 Suriye lirası bulunduğunu iddia etmişti.



Irak, Ukrayna savaşında "yeni askerler" arıyor

Sosyal medyada paylaşılan bir fotoğrafta, Rusya'ya giderek silahlı kuvvetlere katılan 24 yaşındaki Iraklı bir adamın ailesinin onunla iletişimini kaybettiği görülüyor (AFP)
Sosyal medyada paylaşılan bir fotoğrafta, Rusya'ya giderek silahlı kuvvetlere katılan 24 yaşındaki Iraklı bir adamın ailesinin onunla iletişimini kaybettiği görülüyor (AFP)
TT

Irak, Ukrayna savaşında "yeni askerler" arıyor

Sosyal medyada paylaşılan bir fotoğrafta, Rusya'ya giderek silahlı kuvvetlere katılan 24 yaşındaki Iraklı bir adamın ailesinin onunla iletişimini kaybettiği görülüyor (AFP)
Sosyal medyada paylaşılan bir fotoğrafta, Rusya'ya giderek silahlı kuvvetlere katılan 24 yaşındaki Iraklı bir adamın ailesinin onunla iletişimini kaybettiği görülüyor (AFP)

Irak, Rusya-Ukrayna savaşında yer alan vatandaşlarına yönelik yargılamaları yoğunlaştırdı ve resmi onay olmadan yabancı askeri güçlere katılanlara ceza verileceği uyarısında bulundu.

Yargı Konseyi Başkanı Faik Zeydan, yasanın yabancı çatışmalara katılan herkesi hapis cezasıyla cezalandırdığını teyit ederek, özellikle insan ticareti ve militan devşirme ağlarının suç kapsamına alındığını vurguladı.

Bu durum, Iraklıların yabancı ülkelerde savaşmak üzere askere alınmasıyla mücadele etmek amacıyla kurulan özel bir hükümet komitesinin çalışmalarıyla eş zamanlı olarak ortaya çıktı; askere alınanların sayısı hakkında çelişkili raporlar mevcuttu.

Şarku’l Avsat’ın elde ettiği bilgilere göre basın haberlerinde, Rus güçlerinin saflarında savaşmak üzere yaklaşık 50 bin Iraklının askere alındığı belirtilirken, gayri resmi istatistikler 3 bini Rus ordusunda, 2 bini Ukrayna ordusunda olmak üzere yaklaşık 5 bin savaşçıdan bahsetmekte.

Irak'ta bir mahkeme, Rusya ile birlikte savaşmak üzere savaşçı toplamak suçundan bir kişiyi ömür boyu hapis cezasına çarptırdı.


Hızlı Destek Kuvvetleri, Çad ile olan sınır bölgelerini kontrol ediyor

Darfur Valisi Minni Arko Minawi (Facebook)
Darfur Valisi Minni Arko Minawi (Facebook)
TT

Hızlı Destek Kuvvetleri, Çad ile olan sınır bölgelerini kontrol ediyor

Darfur Valisi Minni Arko Minawi (Facebook)
Darfur Valisi Minni Arko Minawi (Facebook)

Hızlı Destek Kuvvetleri (HDK), Çad ile sınır bölgelerindeki kontrolü tamamladıklarını duyurdu ve oradaki birliklerinin konuşlanmasını gösteren videolar yayınladı; Sudan ordusundan ise resmi bir açıklama yapılmadı.

HDK, operasyonun amacının silahlı grupları ortadan kaldırmak ve Sudan ordusu ile müttefik "ortak güçlerinin" yerel yönetim liderlerine ve sivillere karşı gerçekleştirdiği intikam ve kaos eylemlerini durdurmak olduğunu belirtti. HDK, istikrarı yeniden sağlamak amacıyla bu bölgelerde sivilleri, yolları ve kamu tesislerini güvence altına almak için güçlerin konuşlandırıldığını vurguladı.

Bir diğer gelişmede, Sudan ordusunun Babanusa'daki 22. Piyade Tümeni komutanı Tümgeneral Muaviye Hamad Abdullah'ın ölümü doğrulandı. Aralık ayı başlarında HDK tarafından şehre düzenlenen bir saldırı sırasında öldürüldü. Ordu, komutanının ölümüyle ilgili bir açıklama yapmamış olsa da Kuzey Eyaleti hükümetinin resmi internet sitesinde, askeri vali Abdul Rahman İbrahim'in merhumun ailesine başsağlığı dileklerini ilettiği bildirildi.


Suriye, Uluslararası Terörle Mücadele Koalisyonu ile ortak operasyonda DEAŞ'ın sözde Şam valisini yakaladı

Şam'daki Yermuk Filistinli Mülteci Kampı yakınlarında konuşlanan eski Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esed dönemi askerleri, 2018 (Arşiv - Reuters)
Şam'daki Yermuk Filistinli Mülteci Kampı yakınlarında konuşlanan eski Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esed dönemi askerleri, 2018 (Arşiv - Reuters)
TT

Suriye, Uluslararası Terörle Mücadele Koalisyonu ile ortak operasyonda DEAŞ'ın sözde Şam valisini yakaladı

Şam'daki Yermuk Filistinli Mülteci Kampı yakınlarında konuşlanan eski Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esed dönemi askerleri, 2018 (Arşiv - Reuters)
Şam'daki Yermuk Filistinli Mülteci Kampı yakınlarında konuşlanan eski Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esed dönemi askerleri, 2018 (Arşiv - Reuters)

Suriyeli yetkililer, dün gece, ABD öncülüğündeki Uluslararası Terörle Mücadele Koalisyonu ile birlikte Şam'da ‘titiz bir güvenlik operasyonu’ düzenleyerek terör örgütü DEAŞ’ın önde gelen liderlerinden birini yakaladıklarını duyurdu.

Suriye İçişleri Bakanlığı tarafından yayınlanan açıklamaya göre Şam Kırsalı İç Güvenlik Komutanı Tuğgeneral Ahmed el-Dalati, “Özel birimlerimiz, Genel İstihbarat Servisi ve Uluslararası Terörle Mücadele Koalisyonu ile ortaklaşa titiz bir güvenlik operasyonu gerçekleştirdi” dedi. Operasyon sonucunda örgütün sözde Şam valisi yakalandı.

ABD, geçtiğimiz hafta bir pusuda öldürülen iki Amerikan askerinin intikamını almak için Başkan Donald Trump'ın talimatını yerine getirerek, Suriye’de DEAŞ’a ait olduğu düşünülen yerlere hava saldırıları düzenledi.

Suriye geçtiğimiz ay Uluslararası Terörle Mücadele Koalisyonu’na resmi olarak katıldığını duyurmuş ve Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şara, DEAŞ’ın kalıntılarını ortadan kaldırma çabalarında ABD ile iş birliği yapma sözü vermişti.

Saraya el-Cevad adlı bir terör hücresine mensup bir grup hedef alındı

Öte yandan Suriye'nin kuzeybatısındaki Lazkiye ilindeki İç Güvenlik Komutanı Abdulaziz Hilal al-Ahmed, komutanlığa bağlı özel kuvvetlerin, terörle mücadele birimi ve bir ordu birimi ile ortaklaşa dün sabah Cable kırsalında, Saraya el-Cevad adlı bir terör hücresine yönelik bir güvenlik operasyonu düzenlediklerini açıkladı.

Ahmed, eski rejimin önde gelen yetkililerinden Suheyl el-Hasan’a bağlı hücrenin ‘suikastlar, sahada infazlar ve bombalı saldırılar gerçekleştirdiği, iç güvenlik ve ordu kontrol noktalarını hedef aldığı ve ayrıca yeni yıl kutlamalarını hedef almaya hazırlandığını’ belirtti.

Çatışmanın yaklaşık bir saat sürdüğünü söyleyen Ahmed, çatışma sonucunda hücrenin bir üyesinin tutuklandığını ve diğer üç üyesinin etkisiz hale getirildiğini açıkladı.

Ahmed açıklamasında, güvenlik güçlerinden dört kişinin hafif yaralandığını ve hücre çökertilene kadar çalışmaların devam ettiğini de sözlerine ekledi.