İran’dan suikasta uğrayan Kudüs Gücü subayının intikamını alma sözü

Devrim Muhafızları İsrail'le bağlantılı grupları suçlarken İsrail medyası Hüdayi’yi dünya genelinde Yahudilere yönelik saldırıların organizatörü olarak niteledi.

Hüdayi'nin öldürülmesi İsrail medyasının manşetlerinde yer aldı.
Hüdayi'nin öldürülmesi İsrail medyasının manşetlerinde yer aldı.
TT

İran’dan suikasta uğrayan Kudüs Gücü subayının intikamını alma sözü

Hüdayi'nin öldürülmesi İsrail medyasının manşetlerinde yer aldı.
Hüdayi'nin öldürülmesi İsrail medyasının manşetlerinde yer aldı.

İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi, önceki gün Tahran’da uğradığı silahlı saldırıda yaşamını yitiren İran Devrim Muhafızları'nın Kudüs Gücü’nde görev yapan Albay Hasan Seyyad Hüdayi'nin intikamının kesinlikle alınacağını söyledi. Reisi, Umman'a hareket etmeden önce Mehrabad Havalimanı'nda düzenlediği basın toplantısında, “Şehidimizin intikamının alınması kaçınılmazdır. Suçlulardan intikam alınacağına hiç şüphem yok” dedi.  
Hudai’nin suikasta maruz kalmasını Kudüs Gücü’nün operasyonlarına yönelik bir hamle olarak değerlendiren İran Cumhurbaşkanı sözlerini şöyle sürdürdü:
“Sahada kutsalları koruyan güçlerimizin önünde yenilgiye uğrayanlar, hayal kırıklıklarını bu şekilde göstermek istiyorlar. Güvenlik yetkililerinden bu suçun faillerinin peşine ciddiyetle düşmelerini istedim.”  
İran Devrim Muhafızları (DMO) Sözcüsü Ramazan Şerif, Hüdayi suikastının faillerinin İsrail istihbaratına çalıştığını ve bu ‘korkakça eylemin’ Devrim Muhafızları’nın, İran’ın düşmanlarıyla yüzleşmek konusundaki kararlılığını artırdığını söyledi. Reuters haber ajansının haberine göre Şerif, "Küresel baskıcı sistem ve Siyonizm ile bağlantılı haydutlar ve terörist gruplar, eylemlerinin sonuçlarıyla yüzleşecek" ifadesini kullandı.
İran Silahlı Kuvvetleri Sözcüsü Ebu’l Fazl Şakarci, suikastın tüm boyutlarıyla soruşturulduğunu bildirdi. İran Ulusal Güvenlik Yüksek Konseyi’nin medya kuruluşu Nour News’te yer alan haberde, ‘'Pazar akşamı Tahran’da gerçekleştirilen terör saldırısı, kırmızı çizgilerin hesapsız bir şekilde aşılması anlamına gelir ve bu eylem birçok denklemi değiştirir" ifadesine yer verildi.  
Devrim Muhafızları, belirli bir ülkeye karşı doğrudan bir suçlama yöneltmeden, Hasan Seyyad Hüdayi’nin suikastının sorumluluğunu ‘küresel kibir güçleri’ olarak adlandırdığı yapılara yükledi. Ancak DMO’ya yakın medya kuruluşları suikastın hemen akabinde baş sorumlu olarak İsrail’e işaret etti.  
'Küresel kibir', İran hükümeti tarafından düşman ülkeler için kullanılan bir ifade olarak biliniyor.  
İran Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Said Hatibzade de açıklamasında "İran İslam Cumhuriyeti rejimine karşı güçlü düşmanlıklarını dile getirenler, Devrim Muhafızları’nın bir üyesine suikast düzenleyerek şeytani doğalarını bir kez daha izhar ettiler” dedi. Hüdayi’nin öldürülmesinden saatler sonra yarı resmi İSNA haber ajansında yer alan haberde, Albay Hasan Seyyad Hüdayi’nin, ülke içinde faaliyet gösteren İsrail istihbarat şebekelerinden birinin tespit edilmesine ve üyelerini tutuklanmasına katkı sağladığı kaydedildi. İSNA’nın haberine göre DMO halkla ilişkiler servisinden yapılan açıklamada şu ifadeler yer aldı:
 “Söz konusu şebeke içinde yer alanlar, Siyonist rejimin istihbarat servisinin talimatıyla, kamuya mal olmuş şahsiyetleri kaçırarak özel görevlerle ilgili itiraflar, bilgi ve belgeler almayı hedefliyordu.”
Kudüs Gücü komutanlarından olan Albay Hasan Seyyad Hüdayi, pazar günü Tahran’ın doğusundaki evinin yakınlarında otomobil kullanırken, motosikletli iki saldırganın ateş açması sonucu öldü.  Reisi’nin kendisi hakkında ‘kutsalları koruyanlardan biri’ ifadesini kullanması, Suriye ve Irak’taki kutsal şahsiyetlerin türbelerini koruyan birimler içinde yer aldığını gösteriyor. İran uzun süredir Beşşar Esed rejimine destek vermek amacıyla Suriye’ye gönüllü savaşçılar sevk ediyor. Bu savaşçılar arasında Irak, Afganistan ve Pakistanlı Şiiler de yer alıyor. AFP, İran resmi televizyonunun yayınına atıfla ‘Hudai’nin Suriye’de son derece tanınır bir şahsiyet oluğunu’ aktardı. Devrim Muhafızları’nın halkla ilişkiler birimi telegram hesabında yaptığı yayında, Hudai’nin Kudüs Gücü komutanlarından olduğunu, küçük yaşlarda önce Devrim Muhafızları’na ardından Kudüs Gücü’ne katıldığını bildirdi. İran basınında yer alan haberlerde, Hüdayi’nin direksiyon başındayken öldürüldüğünü gösteren fotoğraflar yayınlandı. Hüdayi’nin yan camlardan gelen ateş sonucu yaşamını yitirdiği görülüyordu. Tahran’da Başsavcı geniş çaplı soruşturma yapılması talimatı verdi.  
2010 yılından bu yana en az altı İranlı akademisyen suikasta maruz kalarak ldü. Bu eylemlerin bazıları bombalı saldırı bazıları da motosikletli kimliği belirsiz kişiler tarafından yapıldı. Saldırıların Tahran’ın nükleer faaliyetlerini kısıtlamaya yönelik olduğu açık. Bu son suikast eylemi, iktidardaki muhafazakâr yönetim için ağır bir darbe anlamına geliyor. Nitekim Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani döneminde İran’ın nükleer faaliyetlerine yönelik saldırıların artmasının ardından ülke içinde ek güvenlik önlemleri alındığı yönünde bir propaganda sergileniyordu. İran'ın nükleer programının mimarı olarak görülen nükleer fizikçi Muhsin Fahrizade’nin Kasım 2020’de Tahran’da suikasta maruz kalmasının ardından, İran içinde bu düzeyde bir suikast ilk defa gerçekleşiyor. İran, İsrail'i nükleer tesislerine çeşitli saldırılar düzenlemek ve İranlı nükleer bilim insanlarını öldürmekle suçluyor. İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi, 18 Nisan’da yaptığı açıklamada, İsrail'in ülkesine en küçük bir saldırısı durumunda dahi İsrail'in kalbini hedef alacaklarını söylemişti. Reisi, "Siyonist rejim, şunu bilmelisiniz ki ulusumuza karşı en ufak bir hamle yaparsanız, silahlı kuvvetlerimiz kalbinizi hedef alacaktır. Tüm hareketlerinizin keskin gözlerden kaçmayacağını bilmelisiniz" demişti.  
İran ve küresel güçler arasından ‘2015 nükleer anlaşmasının’ canlandırılmasına yönelik Viyana’da düzenlenen görüşmeler Tahran’ın Devrim Muhafızları’nın ABD’nin ‘terör listesinden’ kaldırılması talebinde ısrarı nedeniyle uzun süre askıda kalmıştı. ABD Başkanı Donald Trump 2018’de ‘kötü bir anlaşma’ olarak nitelediği nükleer anlaşmadan tek taraflı olarak çekilmiş, bunun üzerine İran aşamalı olarak nükleer anlaşmadaki yükümlülüklerini terk etmeye başlamıştı. İran’ın bu süreçte, uranyum zenginleştirme seviyelerinde bir nükleer silah yapma seviyesine yaklaştığı yönünde endişeler söz konusu.  
İsrail medyasında Hüdayi suikastı ile İsrail istihbarat servislerinin daha önce duyurduğu, bazı ülkelerde engellenen ‘İran’ın suikast planları’ arasında bağ kuruldu. Kanal-13 televizyonunda yer alan haberde, İsrail’in İstanbul Konsolosuna suikast düzenlemek için seçilen Mansur Resuli’nin Hüdayi tarafından gönderildiği iddia edildi. İsrail Kamu Yayın Kuruluşunun (KAN) haberine göre Tel Aviv yönetimi, Hudai’ye düzenlenen suikastın ardından ‘İran'ın yanıt verme olasılığı nedeniyle teyakkuza’ geçti. ‘İsrail'in dünya genelindeki elçilik ve temsilciliklerinde güvenlik alarm durumunun devam ettiği’ kaydedildi. Mossad’ın bağlı olduğu İsrail Başbakanlığı, Hudai suikastıyla ilgili yorum yapmamayı tercih etti. İsrail Maarif gazetesinin haberinde, Hudai’nin 2020’de ABD hava saldırısında öldürülen Kudüs Gücü Komutanı Kasım Süleymani’ye yakın bir isim olduğu ve İsraillilere yönelik bir dizi saldırının içinde yer aldığı iddia edildi. Gazeteye göre Hudai, Afrika, Güney Amerika ve Türkiye’de İsraillilere yönelik saldırıların organizasyonunda yer aldı. Haberde Hudai suikastının Tahran’a bir mesaj verme amacı taşıdığı savunuldu.
Ynet internet sitesi, İsrail'in ‘çatışmayı Suriye'den Tahran'ın kalbine genişletmek için çalıştığını’ savundu. Habere göre Hüdayi ‘İran dışındaki Batılı hedeflere ve muhalif gruplara saldırılar planlayan nispeten gizli bir birim olan Kudüs Gücü'nün 840. Birliği’nde görevli bir subaydı.’  
Jerusalem Post gazetesi, Hüdayi’nin Suriye'ye silah sokulması ve dünya genelinde Yahudilere yönelik saldırıların planlanmasındaki rolüne dair çıkan haberlere atıfta bulundu. İsrail medyası bu ay, İsrail dış istihbarat servisi Mossad’ın İran topraklarında ‘uyuşturucu tüccarı olduğu iddia edilen Mansur Resuli’yi’ İran topraklarında sorguya çekerken kayda aldığı bir video görüntüsünü yayınladı. Mossad’a göre Mansur Resuli, İran Devrim Muhafızları Ordusu’na çalışıyor, Resuli’nin alınan video kaydında İsrailli bir diplomata, ABD’li bir general ve Fransız bir gazeteciye suikast düzenleme planını itiraf ediyor. Resuli Mossad tarafından serbest bırakılmasının ardından İran makamları tarafından gözaltına alındı. İran Tasnim haber ajansı, Resuli’yi kaçıranların yakalandığını duyurdu. İsrailli diplomatik kaynaklar, Resuli’nin itiraflarının ABD Başkanı Joe Biden’ı DMO’yu Yabancı Terör Örgütleri listesinden çıkarma niyetinden vazgeçmeye ikna etmede belirleyici olduğunu savundu.  



Katar, Gazze ateşkes görüşmelerinin yeni turuna ev sahipliği yapıyor

 Filistinli çocuklar, Gazze şehrinin Şeyh Rıdvan mahallesinde bir binanın enkazı arasında hayatta kalanları arayan insanları izliyor. (AFP)
Filistinli çocuklar, Gazze şehrinin Şeyh Rıdvan mahallesinde bir binanın enkazı arasında hayatta kalanları arayan insanları izliyor. (AFP)
TT

Katar, Gazze ateşkes görüşmelerinin yeni turuna ev sahipliği yapıyor

 Filistinli çocuklar, Gazze şehrinin Şeyh Rıdvan mahallesinde bir binanın enkazı arasında hayatta kalanları arayan insanları izliyor. (AFP)
Filistinli çocuklar, Gazze şehrinin Şeyh Rıdvan mahallesinde bir binanın enkazı arasında hayatta kalanları arayan insanları izliyor. (AFP)

Görüşmeler hakkında bilgi sahibi Filistinli bir yetkiliye göre, Hamas ile İsrail arasında ateşkes anlaşmasına varılması ve esirlerin serbest bırakılmasını amaçlayan dolaylı müzakereler bugün Doha'da başlayacak.

AFP'ye konuşan yetkili, “Arabulucular Hamas ile İsrail arasında dolaylı müzakerelerin bugün Doha'da başlayacağı konusunda Hamas'ı bilgilendirdi” dedi. Yetkili, hareketin Halil el-Hayye başkanlığındaki müzakere heyetinin ve teknik personelin ‘şu anda Doha'da bulunduğunu ve ciddi müzakerelere hazır olduğunu’ bildirdi.

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu dün akşam yaptığı açıklamada, Hamas'ın son taleplerini ‘kabul edilemez’ olarak değerlendirirken, Gazze Şeridi'nde bir ateşkes anlaşması sağlamayı amaçlayan dolaylı görüşmeler için pazar günü Katar'a bir müzakere ekibi göndereceğini duyurdu.

Netanyahu'nun ofisinden yapılan açıklamada, “Dün gece Hamas'ın Katar'ın teklifinde yapmak istediği değişiklikler hakkında bilgilendirildik ve bunlar İsrail için kabul edilemez” denildi.

İsrail'in Gazze Şeridi'ne yönelik devam eden saldırılarında bugün şafak vaktinden bu yana 23 Filistinli hayatını kaybetti, çok sayıda kişi de yaralandı. Filistin Enformasyon Merkezi, hayatını kaybedenlerden 12'sinin Gazze şehrinin kuzeyindeki Şeyh Radvan mahallesinden olduğunu ve Şeyh Radvan Kliniği civarındaki iki eve düzenlenen İsrail bombardımanında 20 kişinin de yaralandığını bildirdi.

Gazze Şeridi'ndeki Sağlık Bakanlığı'nın verilerine göre İsrail'in 7 Ekim saldırısına karşılık olarak Gazze Şeridi'nde başlattığı savaşta çoğu sivil en az 57 bin Filistinli hayatını kaybetti.

Görüşmeler hakkında bilgi sahibi iki Filistinli kaynağın AFP'ye verdiği bilgiye göre, ABD'nin önerisi 60 günlük ateşkes ve İsrail'in bir dizi Filistinli mahkûmu serbest bırakması karşılığında Hamas'ın yaşayan İsrailli esirlerin yarısını serbest bırakmasını içeriyor. Hamas cuma günü yaptığı açıklamada, ABD'nin desteklediği Gazze ateşkesi önerisi üzerinde görüşmelere başlamaya hazır olduğunu duyurdu.

ABD Başkanı Donald Trump, Gazze Şeridi'nde 21 aydır devam eden savaşı sona erdirmek için yeni çabalar sarf ediyor. Ayrıca Netanyahu'nun yarın Washington'a gelmesi bekleniyor.

Netanyahu ile anlaşmaya söz veren Trump, İran ile İsrail arasındaki ateşkesten elde edilen ivmeyi harap olmuş Filistin bölgesinde bir ateşkes sağlamak için kullanmayı umuyor.