Somali’de Fermacu seçimi kaybetti: Afrika’daki siyasi kartlar yeniden karılıyor

Şeyh Mahmud'un Somali’de Cumhurbaşkanı seçilmesi bölge ülkelerinde ne gibi dönüşümler getirebilir?

Somali Cumhurbaşkanı Hasan Şeyh Mahmud, 23 Mayıs Pazartesi günü Mogadişu'daki Villa Somalia’daki devir teslim töreninde selefinden görevin devrini temsil eden sembolik kılıcı aldı (AP)
Somali Cumhurbaşkanı Hasan Şeyh Mahmud, 23 Mayıs Pazartesi günü Mogadişu'daki Villa Somalia’daki devir teslim töreninde selefinden görevin devrini temsil eden sembolik kılıcı aldı (AP)
TT

Somali’de Fermacu seçimi kaybetti: Afrika’daki siyasi kartlar yeniden karılıyor

Somali Cumhurbaşkanı Hasan Şeyh Mahmud, 23 Mayıs Pazartesi günü Mogadişu'daki Villa Somalia’daki devir teslim töreninde selefinden görevin devrini temsil eden sembolik kılıcı aldı (AP)
Somali Cumhurbaşkanı Hasan Şeyh Mahmud, 23 Mayıs Pazartesi günü Mogadişu'daki Villa Somalia’daki devir teslim töreninde selefinden görevin devrini temsil eden sembolik kılıcı aldı (AP)

Mahmud Abdi
Somali'nin başkenti Mogadişu'da eski Cumhurbaşkanı Muhammed Abdullah Fermacu ile yeni Cumhurbaşkanı Hasan Şeyh Mahmud arasında barışçıl olarak gerçekleşen iktidar devri sürecinin başarısı genel bir memnuniyet yaratırken bu değişikliğin, komşu ülkelerin ve Somali'nin çevresinin beklentilerini somutlaştıran göstergelerin ortaya çıktığı bölgesel düzeyde geniş yankıları oldu. Somali'nin siyasi meseleleriyle ilgilenen ülkeler ile Somali arasındaki ilişkilerin ulaştığı gerçekliğin yanı sıra daha önce yakından tanıdıkları bir ismin cumhurbaşkanlığı koltuğuna oturmasının getirebileceği dönüşümler ve varlığının bazı ülkelere sağlayacağı kazanımlar, bazıları için ise neden olacağı kayıplar gibi seçim sürecinin sonuçlarına yönelik farklı tepkiler verildi.

Fermacu yönetimi sırasında bölgesel ilişkiler
Afrika ülkeleri ile Somali ilişkileri, komşu ülkelerin gündemlerinden etkilenmişti. Ancak bu ilişkiler Fermacu’nun iktidarı sırasında bir değişime tanık oldu. Bu değişim, Somali'nin bölgesel siyasi gerçekliği şekillendirmede rol almasını sağladı. Siyaset bilimci Prof. Dr. Hasan Muallim Ahmed, konuyla ilgili değerlendirmesinde, “Afrika ülkelerindeki siyasi değişiklikler, bazı liderler arasında bölgesel düzeyde içeride belirli hedeflere ulaşma hırsının ortaya çıkmasına neden oldu” dedi.
Bunu, Etiyopya, Eritre ve Somali tarafından her birinin siyasi liderlerinin farklı hedefleri olmasına rağmen daha önce benzerine rastlanmayan bölgesel bir ittifakın kurulduğu gelişmelerle ilişkilendiren Ahmed, ittifakın en üst düzeyde iş birliği ve uyumu savunduğunu belirtti. Ahmed, “En üst düzeyde iş birliği ve uyum, Cibuti ve Kenya'nın kendi bölgelerindeki konumlarından dışlanmalarına yol açan ve ters tepmesine rağmen geniş düzeyde kabul gören bir kamusal söylemin parçasıydı. Özellikle Cibuti'de dışlanmışlık duyguları arttı. Bu yeni söylem, Kenya ile Somali arasındaki siyasi gerginliğin tırmanmasına yol açarken, Kenya’yı büyük ekonomik kayıplara uğrattı. Somali, kardeş ülke Sudan’a siyasi ve manevi olarak yaklaşmakta geç kaldı. Bu durum, Somali'nin Mısır’a karşı Etiyopya'ya lehine önyargılı bir tutum sergiliyor gibi görünse de Somali Başbakanı Muhammed Hüseyin Roble Somali ve Mısır arasındaki siyasi soğukluğu düzeltme girişimlerde bulunmasını gerektirdi” şeklinde konuştu.
Cumhurbaşkanının görev süresinin sona ermesi ve değişimin başlaması
Araştırmacı Abdullah Rageh, eski Cumhurbaşkanı’nın görev süresinin sona ermesinin Somali ile bölge ülkeleri arasındaki ilişkilerin seyri üzerindeki etkisine dair değerlendirmesinde, Somali federal hükümetinin dış ilişkiler dosyasıyla uğraşma yöntemlerini değiştirmesi için baskının artmaya başladığını belirtti.
Araştırmacı Rageh, değerlendirmesinde şunları söyledi:
“Başbakan Roble’nin Somali’nin komşu ülkelerle olan ilişkilerin geçmişini sıfırlama çabaları haklı görülebilir. Bunun nedeni, son seçimleri başarılı kılmak amacıyla siyasi arenaya girmesiydi. Aynı zamanda güvenlik dosyası çerçevesinde içeride gerileme yol açan nedenlerin yanı sıra dış ilişkilerle ilgili devlet kurumlarındaki idari kadroların ve uzmanların, özellikle bazı bölge ve Arap ülkeleriyle ilişkili olanların karşılaştığı zorluklara ve engellere karşı dış gerilimlerin azaltılması gerekiyor. Somali devletinin yeniden inşası, kurumların inşası, kadroların güçlendirilmesi ve verimliliklerinin artırılması sürecinin devamı bağlamında tüm komşu, kardeş ve dost ülkelerle ilişkilerde istikrara ve her biri ile yapılan anlaşmalar ve uzlaşılarla elde edilenlerin korunması gerek. İşleri ortak çıkarlardan uzaklaştırabilecek dar görüşlü siyasi çıkarlara yönlendirebilecek orta ve uzun vadede Somali devletine zararı olacak geçici bir siyasi partiden yana görünen tek taraflı siyasi kararlardan uzaklaşılmalı”.

Fermacu’nun yenilgisi ve Şeyh Mahmud’un zaferi
Biriken faktörler, Somali seçimlerinin sonucunu belirlemede önemli bir rol oynadı. Dış ilişkiler dosyası onu etkileyen en önemli faktörlerden biriydi.  Somalili gazeteci Mahmud Musa Hüseyin, eski Cumhurbaşkanı Fermacu’nun görev süresinin son iki yılında, dış ilişkiler dosyasının yönetiminde bir takım olumsuzlukların ortaya çıkmaya başladığı yorumunda bulundu.
Hüseyin, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Somali devletinin Cibuti’de 2008 yılındaki görüşmelerden sonra gelişmeleri ülkedeki gerçekler çerçevesinde ele alırken, devletteki sivil ve düzenleyici kurumların yanı sıra ülkeler ve uluslararası kurumlar gibi dış taraflar arasında iş birliği gerektiren tüm faaliyetler ve alanlarla ilgilenirken sergilediği alışılmışın dışındaki aşamalı, itidalli ve uzlaşmacı yaklaşımdan bir sapma gibi görünen bu gidişat içeridekiler tarafından tehlikeli olarak değerlendirildi. Bir kişinin devletin yüzü olarak kabul etme eğiliminin artması, bir yandan Villa Somalia’nın (Somali Cumhurbaşkanlığı Konutu) vücut bulmuş hali olma, diğer yandan Somali’nin şerefinin koruyucusu olarak cumhurbaşkanın imajını parlatma arzusundan başka hiçbir gerekçesi olmayan kararların verilmesine katkıda bulundu. Belirli iç siyasi gündemlere uygun olarak seçilmiş dış düşmanlıklarla Fermacu, Somali halkı için değerli olan ne varsa hepsinin karşılığı olacak bir hale getirildi. Öyle ki Fermacu’yu eleştirmek ya da davranışlarını yargılamak, Somali devletinin prestijine ve Somalililerin şerefine karşı yapılmış hareket olarak kabul ediliyordu. Fermacu iktidarının eğilimleri, siyasi meselelerle uğraşanların zihinlerinde Somaliler için çok karanlık bir tarihsel dönem olan Somali devletinin kurulduğu dönemlere ait görüntüleri tazeledi. Somali’nin nasıl davranacağı bilinmeyen bir dost ülkeye ve güvenilmez bir müttefike dönüşmesi içeride Fermacu’ya verilen desteğin azalmasına yol açtı. Müttefikleri ve yakın çevresindeki siyasetçiler Fermacu’yu bir bir terk ettiler. Bu da Fermacu’nun cumhurbaşkanlığı yarışındaki sıradan adaylardan biri haline getirdi. Eski Cumhurbaşkanı Hasan Şeyh Mahmud'un yeniden cumhurbaşkanlığına getiren kişiler büyütülmemeli. Çünkü Şeyh Mahmud, hem sakin hem de mantıklı davranan bir isim.”

Değişimin tezahürleri
Şarku’l Avsat’ın Independent Arabia’dan aktardığı analize göre siyaset araştırmacısı Halid Said, Şeyh Mahmud'un seçilmesine verilen tepkileri ve bunun bölge ülkelerinin Somali'deki siyasi gelişmelerden beklediği değişimlere olan yansımalarını değerlendirdi. Said, “Kenya ve Cibuti'nin memnuniyetini bu tanıdık siyasi yüzün zaferini tebrik ettikleri mesajlarda açıkça görebiliyoruz” dedi. Hem Etiyopya Başbakanı Abiy Ahmed'in hem de Tigray Halk Kurtuluş Cephesi (TPLF) liderliğinin aynı anda iki tebrik göndermesi de dikkat çekiciydi. Eritre Cumhurbaşkanı Isaias Afewerki’nin bölgedeki bu siyasi değişim karşısında sessiz kalması ise Somali ve bölge ülkeleri arasındaki ilişkilerin bir sonraki aşamasına ışık tutan sonuçlardan biriydi” ifadelerini kullandı.
Said, değerlendirmesinde şunları söyledi:
“Yeni Cumhurbaşkanı’nın hem Cibuti hem de Kenya ile son yıllarda yaşadıklarda yaşanan gerilimi ve tecridi kırmalarını için çok sıcak ilişkiler kurmayı istediği biliniyor. TPLF liderlerinin tebrikleri, hem Etiyopya hem de Eritre ile güvenlik işbirliği ve ekonomik uyum dosyalarına yönelik Somali baskısının düşüşüne ilişkin beklentilerini ortaya koyuyor. Eritre’nin sessizliği ise özellikle Asmara’nın son zamanlarda Tigray isyancıları ile büyük bir askeri gerilimin yaşanabileceğine dair yaptığı uyarıyla birlikte büyük umutlar bağladığı önemli bir müttefikin kaybından duyulan hayal kırıklığını gösteriyor”.



‘Yeşil Refah’ ve ‘Yeni Gazze’... Gazze Şeridi'ni neler bekliyor?

Gazze Şeridi'nin orta kesimindeki Deyr el-Balah'ta yerinden edilmiş Filistinliler için kurulan çadırlar (AP)
Gazze Şeridi'nin orta kesimindeki Deyr el-Balah'ta yerinden edilmiş Filistinliler için kurulan çadırlar (AP)
TT

‘Yeşil Refah’ ve ‘Yeni Gazze’... Gazze Şeridi'ni neler bekliyor?

Gazze Şeridi'nin orta kesimindeki Deyr el-Balah'ta yerinden edilmiş Filistinliler için kurulan çadırlar (AP)
Gazze Şeridi'nin orta kesimindeki Deyr el-Balah'ta yerinden edilmiş Filistinliler için kurulan çadırlar (AP)

Son iki gündür Gazze Şeridi'ne ilişkin dosyada ‘Yeşil Refah’ ve ‘Yeni Gazze’ gibi yeni isimler öne çıkmaya başladı. Bu gelişme, ABD’nin arabuluculuğu ile Arap ve uluslararası desteğe rağmen İsrail ile Hamas arasındaki ateşkes anlaşmasının ikinci aşamasına geçişin sekteye uğradığı bir dönemde yaşanıyor.

İsrail basınındaki haberlere göre hükümet, ABD’nin kararına boyun eğerek orduya Refah’ın doğusunda ‘Yeşil Refah’ adıyla yeni bir kent kurulmasına yönelik saha çalışmalarına başlaması için izin verdi. İlk hazırlıklar kapsamında ağır iş makinelerinin bölgeye sokularak molozların temizlenmesi ve arazinin düzenlenmesi planlanıyor.

İsrail’in geciktirme girişimleri

İsrail medyasında yer alan bilgilere göre Tel Aviv yönetimi, bu çalışmaların henüz geçiş yapılmamış olan anlaşmanın ikinci aşamasına dahil olduğu gerekçesiyle haftalarca süren bir geciktirme çabasına girişti. Ancak Washington’un artan baskıları sonucunda İsrail, planın bir sonraki etabına yönelik hazırlıkları başlatmak zorunda kaldı.

Bu çalışmalar; işgal altındaki topraklarda Refah’ın doğusunda bir insani bölge ve yeni bir kent inşasını içeriyor. Washington yönetimi, söz konusu adımla Filistinlilere ‘umut şehri’ modelini sunmayı ve ‘Hamas’ın kontrolündeki eski, yıkılmış ve karanlık Gazze’nin’ karşısına ‘yeni, modern ve gelişen bir Gazze’ örneği koymayı hedefliyor.

İsrail, planın ikinci aşamasında atılacak bu tür adımların Refah Sınır Kapısı’nın açılmasına yol açacağı, ayrıca Gazze Şeridi’nin başka bölgelerinden çekilmeyi ve yerlerine uluslararası güçlerin konuşlanmasını gerektireceği gerekçesiyle itiraz etti. Söz konusu ülkeler, İsrail’in taleplerini karşılamanın zorluğu ve bölgedeki işgal koşulları nedeniyle kuvvet göndermeyi reddetti.

Şarku’l Avsat’ın İsrail Kanal 12 televizyonundan aktardığına göre, İsrail’in bu tutumu üzerine Washington yönetimi Tel Aviv’i süreci oyalamakla suçladı ve çok uluslu güce katılmaktan çekilen ülkelerin sorumluluğunu İsrail’e yükledi. Bu baskının ardından İsrail geri adım atarak yeni kentin inşasına başlanmasını kabul etti.

İsrail Kamu Yayın Kuruluşu KAN, İsrail’in ‘gelecek hafta bölgede geniş çaplı moloz temizliği başlatmak üzere ağır iş makinelerini Refah’a sokmaya hazırlandığını’ ve bunun ‘Hamas unsurlarından arındırılmış yeni insani bölgenin oluşturulması’ amacıyla yapıldığını bildirdi.

Silahlı milislerden destek

Habere göre İsrail ordusu, ‘İsrail’le koordineli çalışan silahlı milislere’ atılacak adımlar konusunda bilgi verdi. ABD planına göre bir sonraki aşama, ‘İsrail’in kısmen kontrol ettiği bölgelerde yabancı bir askeri gücün faaliyete geçmesini’ öngörüyor.

i24NEWS ise İsrail ordusunun Refah’ın doğusunda Filistinliler için ‘Yeşil Refah’ adıyla yeni bir kent kurulmasına yönelik geliştirme çalışmalarına fiilen başladığını bildirdi. Kanal, bölgede gelecek hafta kapsamı genişletilecek hazırlıkların sürdüğünü, bunların ‘moloz ve patlayıcı kalıntılarının temizlenmesini’ içerdiğini aktardı.

sdfrt
Gazze Şeridi'nin Refah kentindeki İsrail askerleri (Arşiv – Reuters)

Maariv gazetesinin haberine göre, Refah’ta faaliyet gösteren Yaser Ebu Şebab milisleri, söz konusu yeni kentin bulunduğu bölgede İsrail güçlerinin temsilcileriyle ve ayrıca İsrail’in güneyindeki Kiryat Gat’ta bulunan ABD komuta merkezi adına bölgede bulunan sivil temsilcilerle birlikte görülmeye başladı.

Kabinede itirazlar

Siyasi kaynaklar, İsrail’in bu adımına kabinenin büyük bölümündeki bakanların karşı çıktığını, hatta tepkinin öfkeye dönüştüğünü aktardı. Bakanların, İsrail’in ‘sarı hat üzerinde inşaat yaparak Gazze çevresindeki yerleşimleri tehlikeye atmaması gerektiğini’ savunduğu belirtildi. Bazı sağ görüşlü medya organları haberi ‘utanç’ başlığıyla duyurdu.

Başbakan Netanyahu ise kararını savunarak hazırlık çalışmalarının ‘tünellere büyük miktarda beton dökme ve geniş bölgeleri izole etme’ işlemlerini içerdiğini söyledi. Netanyahu, söz konusu adımların ‘Hamas’ın askeri altyapısını yok etme yönündeki İsrail çıkarlarına hizmet ettiğini’ ifade etti.

gthy
Başbakan Binyamin Netanyahu, Ocak 2025'te İsrail kabine toplantısına başkanlık ediyor. (DPA)

Netanyahu, uluslararası güce katılmaktan vazgeçen Arap ve İslam ülkelerinin tutumunun Katar ve Türkiye’nin çıkarlarına hizmet ettiğini savundu. Bu nedenle İsrail’in ABD yönetiminin taleplerine yanıt vermesi ve Washington’la çatışmaya girmemesi gerektiğini kaydetti.

Filistin Yönetimi ve Hamas’ın itirazları

Filistin Yönetimi, İsrail’in ‘Gazze’yi yeniden inşa’ başlığı altında yürüttüğü çalışmalara karşı çıkıyor. Yönetim, farklı düzeylerde yaptığı açıklamalarda bu dosyadaki rolünü korumakta kararlı olduğunu ve Arap planına desteğini sürdürdüğünü vurguluyor.

Filistin Başbakanı Muhammed Mustafa, perşembe günü bir İtalyan heyetini kabul ederken yaptığı açıklamada, “Gazze Şeridi için bir yeniden imar ve toparlanma planımız var. Bu planın bir icra programı bulunuyor ve Arap ile İslam ülkeleri tarafından benimsendi. Uluslararası toplum da New York Bildirgesi aracılığıyla destek veriyor. Kardeş Mısır’la birlikte Kahire’de bir yeniden imar ve toparlanma konferansı düzenlemek için çalışıyoruz” dedi.

Hamas, söz konusu projeyi ‘İsrail’in ateşkes anlaşmasını açık biçimde ihlal etmesini gerekçelendirmeye yönelik yeni bir aldatmaca’ olarak nitelendirdi. Hareket, yayımladığı açıklamada, “İsrail’in anlaşmayı çiğnediğini ve günlük ihlallerle daha ilk aşamayı ortadan kaldırdığını” belirtti.

Geçtiğimiz salı günü konuya ilişkin bilgi veren Mısırlı bir kaynak, Gazze’nin erken toparlanması ve yeniden inşasına yönelik Kahire Konferansı’nın kasım ayı sonunda yapılmasının planlandığını ancak toplantının erteleneceğini söyledi. Kaynak, “Konferans ay sonunda düzenlenmeyecek; biraz gecikmesi muhtemel. Özellikle şu anda paralel bir çaba yürütülüyor. Görünen o ki ABD, Refah’la ilgili kendi özel girişimini planlıyor” değerlendirmesinde bulundu. Bu açıklama, İsrail’in kontrolündeki bölgelerde oluşturulması öngörülen ‘yeşil bölgeye’ işaret olarak yorumlandı.

Gazze İnsan Hakları Merkezi, ateşkesin başlamasından bu yana geçen 47 günde İsrail tarafından işlenen ihlallerde 350 Filistinlinin öldürüldüğünü açıkladı. Ölenler arasında 130 çocuk ve 54 kadın bulunuyor.

Merkez, aynı dönemde günlük ortalama 11’i aşan 535 ihlal kaydettiğini bildirerek ateşkesin yürürlüğe girdiği ilk andan itibaren ihlallerin sürdüğünü vurguladı.

Açıklamada, İsrail’in insani yardım girişlerini kısıtladığı, günde yalnızca 211 kamyonun geçişine izin verdiği, oysa 600 kamyona izin verildiği yönünde iddialarda bulunduğu aktarıldı. Ayrıca İsrail’in üzerinde mutabık kalınan çekilme haritasına uymadığı ve sivil bölgelere yönelik ateş kontrolünü sürdürerek zaman zaman bölgeye girdiği belirtildi.


İsrail’den Suriye'nin Beyt Cin kasabasına baskın: En az kişi 9 öldü

Golan Tepeleri'nde iki İsrail askeri (Arşiv fotoğrafı - Reuters)
Golan Tepeleri'nde iki İsrail askeri (Arşiv fotoğrafı - Reuters)
TT

İsrail’den Suriye'nin Beyt Cin kasabasına baskın: En az kişi 9 öldü

Golan Tepeleri'nde iki İsrail askeri (Arşiv fotoğrafı - Reuters)
Golan Tepeleri'nde iki İsrail askeri (Arşiv fotoğrafı - Reuters)

Suriye kaynakları, İsrail devriyesinin bölgeye girmesi sonrası çatışma çıktığını; hava saldırılarının ardından yoğun sivil göç yaşandığını bildirdi.

Suriye medyası, Şam’ın güneyindeki Beyt Cin kasabasına düzenlenen İsrail baskının  ve hava saldırısının ayrıntılarını açıkladı. Suriye kaynakları, saldırılarda en az 9 kişinin öldüğünü aktardı.

Suriye’nin “El-İhbariyye” kanalı, kasabanın İsrail savaş uçaklarının yoğun bombardımanına hedef olduğunu, çok sayıda ölü ve yaralı bulunduğunu bildirdi.

Açıklamalara göre olay, İsrail’e ait bir askeri devriyenin bölgeye kara yoluyla girmesi, sakinlerle çatışma yaşanması ve devriyenin geri çekilmesi sonrası hava saldırılarının başlamasıyla tırmandı. Bölge üzerinde İsrail uçaklarının yoğun şekilde uçtuğu belirtildi.

Saldırıların ardından Beyt Cin’de büyük bir sivil göç hareketi yaşandı; çok sayıda kişi çevre kasabalara yöneldi.


Washington milislere: Irak'ta yeriniz yok

Süleymaniye ilindeki Çamçemal yakınlarında füze saldırısının ardından Kormor gaz sahası (Reuters)
Süleymaniye ilindeki Çamçemal yakınlarında füze saldırısının ardından Kormor gaz sahası (Reuters)
TT

Washington milislere: Irak'ta yeriniz yok

Süleymaniye ilindeki Çamçemal yakınlarında füze saldırısının ardından Kormor gaz sahası (Reuters)
Süleymaniye ilindeki Çamçemal yakınlarında füze saldırısının ardından Kormor gaz sahası (Reuters)

aIrak'ın kuzeyindeki Süleymaniye'de bir doğalgaz sahasının insansız hava aracıyla (İHA) bombalanması öfkeli tepkilere yol açtı ve ABD'nin silahlı gruplara uyarıda bulunması ve hükümetin faillerin yakalanması için harekete geçmesiyle sonuçlandı.

Kürdistan Bölgesel Yönetimi'ne göre çarşamba akşamı Dana Gas tarafından işletilen Khor Mor gaz sahasını hedef alan bir İHA saldırısı, elektrik santrallerine gaz arzının tamamen kesilmesine neden oldu. ABD'nin Irak Özel Temsilcisi Mark Savaya, saldırıyı "düşmanca dış amaçlarla hareket eden yasadışı grupları" gerçekleştirmekle suçladı.

Savaya, Bağdat'ı "bu saldırının sorumlularını tespit etmeye ve adalete teslim etmeye" çağırdı ve "tam egemen bir Irak'ta bu tür silahlı gruplara yer olmadığını" vurguladı.

Kürdistan Bölgesi Başbakanı Mesrur ​​Barzani ise Washington'a "sivil altyapıyı korumak için gerekli savunma ekipmanını sağlama" çağrısında bulundu. Barzani, "Bu tür saldırıların faillerinin geçmişte olduğu gibi cezadan kaçmaması gerektiğini" vurguladı.

Saldırıyı henüz üstlenen olmadı ancak Irak yetkilileri dün saldırıyı araştırmak üzere bir komite kurulduğunu duyurdu ve askeri bir sözcü de saldırıda yer alanların "cezalandırılacağına" söz verdi.