Bakteriler yılan ve örümcek zehirlerinde yaşayabiliyor

Yılan zehiri içindeki bakterilerin yaşamının gizemi (Shutterstock)
Yılan zehiri içindeki bakterilerin yaşamının gizemi (Shutterstock)
TT

Bakteriler yılan ve örümcek zehirlerinde yaşayabiliyor

Yılan zehiri içindeki bakterilerin yaşamının gizemi (Shutterstock)
Yılan zehiri içindeki bakterilerin yaşamının gizemi (Shutterstock)

Bilim insanları onlarca yıldır yılan zehirinin bakterileri öldürebilen maddeler olan antimikrobiyal maddelerle dolu tamamen steril bir ortam olduğuna inanıyorlardı.
Ancak Birleşik Krallık Northumbria Üniversitesi'nden araştırmacıların önceki gün Microbiology Spectrum dergisinde yayınladıkları yeni bilimsel kanıtlar, durumun böyle olmadığını gösterdi.
Çalışma, bakterilerin yalnızca çeşitli yılan ve örümcek türlerinin zehir bezlerinde hayatta kalamayacağına dair güçlü genetik ve kültürel kanıtlar sağlıyor. Aynı zamanda zehirli olduğu bilinen direnmek için mutasyona uğrayabilir.
Bulgular, yılan ısırığı kurbanlarının, ısırık yoluyla biriken toksinleri tedavi etmek için sadece panzehirlere değil, bu bakterilerin neden olduğu enfeksiyonlar için de tedaviye ihtiyacı olabileceğini düşündürmektedir.
Araştırma sırasında, araştırmacılar beş yılan ve iki tür örümceğin zehirini araştırdılar ve tüm zehirli yılanların ve örümceklerin zehirlerinde bakteri DNA'sı içerdiğini buldular.
Araştırmacılar DNA'larını sıraladıklarında bakteri türlerini açıkça tanımladılar ve toksine direnmek için mutasyonlar ürettiklerini keşfettiler. Bu olağandışı bir durum. Çünkü toksin bir antibiyotik karışımı gibidir, o kadar kalındır ki bakterilerin buna karşı koyamayacağı düşünülmüştür.
Paradoks şu ki, araştırmacılar kara boyunlu kobranın zehirinde buldukları Enterococcus faecalis bakterisini en yüksek zehir konsantrasyonuna koyduklarında, verimli bir şekilde yaşayabildi. Ancak hastaneden izole edilen aynı bakteri türü yaşayamadı.
Northumbria Üniversitesi'nde hücresel ve moleküler bilimler uzmanı olan Doç. Dr. Sterghios Moschos, bu ve diğer bakterilerin zehir içinde yaşama yeteneklerini bir evrim mekanizmasına bağlıyor.
Moskos Şarku'l Avsat'a yaptığı özel açıklamada şunları söyledi; “Başlangıçta, toksin bakterileri öldürür, ancak sürekli maruz kalma onlara mutasyona uğrama ve hayatta kalmalarına yardımcı olan mutasyonlar üretme şansı verir.”
Bu, bakterilerin onlara direnmelerini sağlayan mutasyonlar geliştirdiği antibiyotiklerde olanlara benzer. Moschos “Laboratuvarda, bu bakterilerin zehirdeki antibiyotiğe benzer maddelere karşı nasıl savunduklarına bakabiliriz, antibiyotik toksinlerini bakterilerin artık direnemeyeceği noktaya kadar değiştirebiliriz” dedi.



Sonsuzluk Galaksisi, süper kütleli kara deliklerin gizemine ışık tuttu

Süper kütleli kara deliklerin daha küçük kara deliklerin birleşimiyle oluştuğu düşünülürken, bilim insanları farklı bir teori ortaya atıyor (Temsili/NASA)
Süper kütleli kara deliklerin daha küçük kara deliklerin birleşimiyle oluştuğu düşünülürken, bilim insanları farklı bir teori ortaya atıyor (Temsili/NASA)
TT

Sonsuzluk Galaksisi, süper kütleli kara deliklerin gizemine ışık tuttu

Süper kütleli kara deliklerin daha küçük kara deliklerin birleşimiyle oluştuğu düşünülürken, bilim insanları farklı bir teori ortaya atıyor (Temsili/NASA)
Süper kütleli kara deliklerin daha küçük kara deliklerin birleşimiyle oluştuğu düşünülürken, bilim insanları farklı bir teori ortaya atıyor (Temsili/NASA)

Bilim insanları ilk kez doğrudan bir gaz ve toz bulutunun çökmesi sonucu oluşmuş bir süper kütleli kara delik saptamış olabilir. Sonsuzluk Galaksisi'ndeki bu keşif, evrenin ilk dönemlerine dair merak edilen bir soruya da ışık tutma potansiyeli taşıyor. 

Kara delikler yaşam döngülerinin sonuna gelen büyük kütleli yıldızların süpernova patlamasının ardından kendi üzerine çökmesi sonucu oluşuyor. Süper kütleli kara deliklerse bu daha küçük kara deliklerin zaman içinde birleşmesiyle meydana geliyor.

Öte yandan NASA öncülüğünde geliştirilen James Webb Uzay Teleskobu (JWST), Büyük Patlama'dan sonraki yaklaşık 500 milyon yıl içinde oluşmuş süper kütleli kara delikler keşfediyor. Böyle bir yapının ortaya çıkması için en az 1 milyar yıl geçmesi gerektiğini düşünen gökbilimciler, son yıllarda bu tuhaflığa bir açıklama getirmeye çalışıyor. 

Öne çıkan teorilerden birine göre bazı süper kütleli kara delikler, devasa bir gaz ve toz bulutunun herhangi bir yıldız üretmeden doğrudan kendi üstüne çökmesiyle meydana geliyor olabilir. 

Ancak bilim insanları daha önce bu senaryoyu destekleyen somut bir kanıt bulamamıştı. 

Yale Üniversitesi'nden Pieter van Dokkum liderliğindeki bir araştırma ekibi, Dünya'dan yaklaşık 8 milyar ışık yılı uzaktaki bir galakside bu kanıtı bulmuş olabilir.

cdfvgbh
James Webb Uzay Teleskobu, Sonsuzluk Galaksisi'nde toplam üç süper kütleli kara delik buldu (NASA/Yale Üniversitesi)

JWST'yi kullanarak galaksiyi gözlemleyen bilim insanları, sonsuzluk işaretine benzeyen bir görüntüyle karşılaştı. Bu nedenle Sonsuzluk Galaksisi adını alan gökadanın, iki galaksinin kafa kafaya çarpışması sonucu oluştuğu için bu şekli aldığı düşünülüyor.

Araştırmacılar şaşırtıcı bir şekilde iki galaksinin birleştiği yerdeki gaz bulutunun içinde süper kütleli bir kara delik tespit etti. Kara deliğin, halihazırda beslendiği bu gaz bulutunda oluştuğu tahmin ediliyor.

Hakemli dergi The Astrophysical Journal Letters'ta 15 Temmuz Salı günü yayımlanan makalenin başyazarı van Dokkum "Devasa bir galaksinin çekirdeği dışında bir kara delik bulmak başlı başına olağandışı bir durum ancak daha da sıradışı olan şey, oraya nasıl geldiği" diyerek ekliyor: 

Muhtemelen oraya öylece varmamış, orada oluşmuş. Ve epey yakın bir zamanda. Başka bir deyişle, bir süper kütleli kara deliğin doğuşuna tanıklık ettiğimizi düşünüyoruz, ki bu daha önce hiç görülmemiş bir şey.

Bilim insanları iki galaksinin çarpışması sırasında yoğun bir gaz düğümü oluştuğunu ve burada Güneş'in 1 milyon katı ağırlığında süper kütleli kara deliğin meydana geldiğini tahmin ediyor.

Ekip teorilerini test etmek için kara deliğin hızıyla, onu çevreleyen gaz bulutunun hızını karşılaştırdı. Bunların birbirine yakın olması, kara deliğin orada oluşma ihtimalini güçlendirdi.

Çalışma ayrıca, çarpışan iki galaksinin çekirdeklerinde de aktif süper kütleli kara delikler bulunduğunu ortaya koydu.

Bunun beklenmediğini belirten van Dokkum, çalışmanın bulgularını şöyle değerlendiriyor:

Doğrudan çökme sonucu bir kara delik bulduğumuzu kesin bir şekilde söyleyemeyiz. Ancak bu yeni verilerin, diğer açıklamalardan bazılarını elerken, yeni doğmuş bir kara delik ihtimalini güçlendirdiğini söyleyebiliriz. Verileri incelemeye ve bu olasılıkları araştırmaya devam edeceğiz.

Independent Türkçe, Space.com, IFLScience, The Astrophysical Journal Letters