Somali: Kıtlığın yol açtığı istikrarsızlık kadınları tehdit ediyor

Somali’de 4,1 milyondan fazla insanın acil gıda yardımına ihtiyacı var

Geçim kaynaklarının kaybı ve gıda güvensizliği nedeniyle kadınlara ve çocuklara yönelik şiddet vakalarında artış yaşanıyor (AFP)
Geçim kaynaklarının kaybı ve gıda güvensizliği nedeniyle kadınlara ve çocuklara yönelik şiddet vakalarında artış yaşanıyor (AFP)
TT

Somali: Kıtlığın yol açtığı istikrarsızlık kadınları tehdit ediyor

Geçim kaynaklarının kaybı ve gıda güvensizliği nedeniyle kadınlara ve çocuklara yönelik şiddet vakalarında artış yaşanıyor (AFP)
Geçim kaynaklarının kaybı ve gıda güvensizliği nedeniyle kadınlara ve çocuklara yönelik şiddet vakalarında artış yaşanıyor (AFP)

Mahmud Abdi
Uluslararası raporlar, kuraklığın şiddet ve ciddiyetinin su kıtlığıyla birlikte Somali’nin geniş bir bölgesinde etkisini gösterdiğine dikkati çekti. Raporlara göre bu durum, sosyal ve ekonomik yapıların yıkımına ve ailelerin yiyecek sağlama yeteneğinin azalmasına yol açtı.
Somalililerin yaşadığı insani felaketin boyutuyla ilgili olarak Entegre Gıda Güvenliği Aşama Sınıflandırılması (IPC) kuruluşu, bu bahar döneminde yayınladığı bir raporda, “Somali genelinde 4,1 milyondan fazla insan veya toplam nüfusun yüzde 26’sı, gıda tüketim açıklarını veya geçim kaynaklarının hızla tükenmesini önlemek için acil insani gıda yardımına ihtiyaç duyuyor. Mevcut durum, 2022’nin ortalarına kadar bir krize veya daha kötü sonuçlara işaret ediyor” ifadelerine yer verdi.
Afrika Boynuzu’nda kuraklıklar ve düzensiz yağışlar şiddetlenirken birçok sivil ve uluslararası kuruluş da ‘kadın ve çocuklara yönelik artan şiddet olayları, kırdan kentlere yoğun göç nedeniyle kadın ve kız çocuklarının koşulları sonucu cinsel saldırı vakalarının artması, tekrarlı zorla yerinden edilme, geçim kaynaklarının kaybı ve gıda güvensizliği’ ile ilgili alarm veriyor.

Kadın ve çocuklar
Kuraklık, Somali’deki kırsal nüfusun hayatında büyük bir aksamaya yol açıyor. Hargeisa şehri yakınlarındaki çiftliğinde yaşayan Edo Musa, yaptığı açıklamada “Kuraklık, su kaynaklarının azalmasına, doğal kaynaklar, göller ya da su depolama göletleri ve nüfusun bağımlılık için kazdığı mevsimsel kuyular olsun, halkın bağlı olduğu tüm stokların tükenmesine neden oluyor. Bu durum ise mahsullerin yetişmemesine ve sürü ölümlerine yol açıyor” dedi.
Musa, “Sonuç olarak erkekler, yumurta, süt ve türevleri gibi temel besin kaynaklarının kıtlığı nedeniyle ailelerine bu ürünleri temin etmek için şehirlere göç etmek zorunda kalıyor. Maddi ve gıda güvenliği azalıyor. Geçim kaynaklarını sağlamak üzere şehirlere göç eden erkeklerin yokluğunda kadınlar ve çocuklar, suçluların saldırılarına karşı savunmasız hale geliyor” şeklinde konuştu.
Edo Musa, “Şehirlerdeki yüksek işsizlik oranları ortasında erkekler, buralarda geçim kaynaklarını sağlayamayabilir ve bu da koşulları daha da kötüleştirebilir. Bu nedenle erkeksiz aileler açlığa ve yetersiz beslenmeye karşı savunmasız hale gelirler. Erkekler geri dönene veya aileleri başka bölgelere ya da şehrin kenar mahallelerine göç etme kararı alana kadar aileler, gerçek bir tehlikededir ve kaderin insafına kalmışlardır” dedi.
000_323N667.jpg
Kuraklık, Somali’de kırsal bölgelerde yaşayanların hayatlarında büyük bir aksamaya yol açıyor (AFP)

Caydırıcılığın olmaması sorunu daha da kötüleştiriyor
Kadın ve aile refahı alanında aktivist Fethiye Muhammed, kilometrelerce sürebilen su arama yolculuklarında kadınlara yönelik saldırıların artmasının nedenlerine değindi. Muhammed, “Su kaynaklarının azalmasıyla birlikte kadınların evlerine su getirmek için yürüdükleri mesafe artıyor. Genellikle engebeli vahşi alanlarda veya çalılar arasında yürüyorlar. Bu da onları, o bölgelerde pusuya yatmış suçluların saldırılarına karşı savunmasız hale getiriyor” ifadelerini kullandı.
Muhammed, “Genel olarak devlet kurumlarının kırsal kesimlerdeki zayıf varlığı ortasında saldırıların failleri kaçabiliyor ve işledikleri suçların sorumluluğundan da uzaklaşabiliyor. Bu durum, konuyla başa çıkmak amacıyla kabile liderlerinden yardım talep edilmesine neden oluyor. Bozulan koşullara daha fazla sorun eklememek ve anlaşmazlığın silahlı ve açık bir çatışmaya dönüşmemesi için tırmanıştan kaçınmak amacıyla çabalar çoğu zaman çözüme ulaşma eğilimindedir. Aynı şekilde geçmişte benzer konularda olduğu gibi Somali tarihi, bir kadının saldırıya maruz kalması sonucu binlerce erkeğin hayatına mal olan ve kırk yıl süren kanlı savaşlarla doludur” dedi.
Şarku’l Avsat’ın Independent Arabia’dan aktardığı habere göre durumun yıkıcı etkilerine de değinen Muhammed, “Kadınların statüsüyle gurur duyan bir toplumuz. Ancak böyle bir sınavla karşı karşıya kaldıklarında kadınların, kabile liderlerinin endişelerinde ikinci sıraya düştüğü açıkça ortaya çıkıyor. Yerleşim alanları, mağdurun ailesini ve yakınlarını, kendilerini etkileyen felakete bakılmaksızın herhangi bir işlem yapmamaya zorlayan kararlara yol açabilir. Aksine mesele, mağduru kendisine saldıran suçluyla evlendirme noktasına ulaşabilir. Kız intihar edebilir ya da sonsuza kadar kaçabilir. Bu da mağduru daha fazla acıya ve sömürüye maruz bırakabilir” şeklinde konuştu.

Olumlu gelenekler
Öte yandan devlet dairesinde çalışan Emira Ali, Somali kabileleri arasındaki dayanışma geleneklerine ve bu geleneklerin ‘aileleri kuraklıktan etkilenen kadın ve kızlara yönelik istismar ve saldırılar için verimli bir ortama dönüşme’ ihtimaline dikkat çekti. Ali, “Somali halkı, dayanışma ve işbirliğine dayalı birbirine bağlı toplumlardan oluşmaktadır. Ancak insani felaketlerin yaygınlaşması ve devam ettiği sürelerin uzamasıyla birlikte, ülkenin dört bir yanına yayılmış erkekler tarafından yönetilen kabile dayanışma ağları üzerindeki baskı artıyor. Bu nedenle Somali toplumları, coğrafi konuma dayalı kadın dayanışma ağlarına ek olarak, kadınlar için başka bir mekanizma tasarladı. Bu mekanizma, etkilenen bölgelerdeki akrabaların çocuklarına bakmakta veya daha büyük kızların küçük bir ücret karşılığında ev içi yardım görevlerini yerine getirmelerini sağlamaktadır” açıklamasında bulundu.
Ali, “Ancak bazı aile bireylerine yönelik sağlıksız bakım ve denetimin ihmal edilmesi durumunda bu uygulamanın olumsuz bir yanı da bulunmaktadır. Bu durum, ev sahiplerinin çalışanlara karşı cinsel istismarına veya haksız sözlü ve fiziksel şiddetine elverişli bir ortam yaratıyor” dedi.
Emira Ali ayrıca, “Ev sahibi ailenin ekonomik düzeyine bağlı olarak bu tür saldırıların olasılığı, bu imkanlarla ters orantılı olarak artmaktadır. Somali şehirlerinde barınma darlığı ve kötü yaşamın neden olduğu pek çok baskı, bu tür saldırıların olasılığını artırmakta ve ev sahiplerinin korku duyması ve ilgili aileye bakma ihtiyacı duymasıyla birlikte söz konusu vakalar azalmaktadır” şeklinde konuştu.



Ukrayna: Rusya ile taviz değil, gerçek barış peşindeyiz

Ukrayna'nın güneydoğusunda Rus araçları ve askerleri (Reuters)
Ukrayna'nın güneydoğusunda Rus araçları ve askerleri (Reuters)
TT

Ukrayna: Rusya ile taviz değil, gerçek barış peşindeyiz

Ukrayna'nın güneydoğusunda Rus araçları ve askerleri (Reuters)
Ukrayna'nın güneydoğusunda Rus araçları ve askerleri (Reuters)

Ukrayna Dışişleri Bakanı Andriy Sibiga, dün Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı'na (AGİT) yaptığı açıklamada, Ukrayna'nın Rusya ile "taviz değil, gerçek barış" istediğini söyledi.

Güvenlik ve insan haklarına odaklanan bir kuruluş olan AGİT, savaş sonrası Ukrayna'da rol oynamayı hedefliyor.

ABD Başkanı Donald Trump, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile ABD elçileri arasında "oldukça iyi" olarak nitelendirdiği görüşmelerin ardından çarşamba günü yaptığı açıklamada, barış görüşmelerine giden yolun şu anda belirsiz olduğunu söyledi.

Sibiga, örgütün yıllık bakanlar kurulu toplantısından önce, "Münih'te gelecek nesillere ihanet edenlerin isimlerini hâlâ hatırlıyoruz" diyerek, "Bu bir daha asla olmamalı. İlkelerden taviz verilmemeli ve uzlaşmaya değil, gerçek barışa ihtiyacımız var" ifadelerini kullandı.

devfdr
Rus askerleri Kursk bölgesindeki Sudzha’da devriye geziyor (Arşiv- AP)

Bakan, görünüşe göre İngiltere, Fransa ve İtalya'nın Adolf Hitler'in o dönem Çekoslovakya olan toprakları ilhak etmesini kabul ettiği 1938 tarihli Nazi Almanyası anlaşmasına atıfta bulunuyordu. Bu anlaşma, tehditkâr bir güçle yüzleşmemenin işareti olarak yaygın olarak kullanılıyor.

Sibiga, ABD'ye barışı sağlama çabalarından dolayı teşekkür etti ve Ukrayna'nın "bu savaşı sona erdirmek için mümkün olan her fırsatı değerlendireceğine" söz verdi. "Avrupa geçmişte çok fazla adaletsiz barış anlaşması imzaladı. Hepsi yeni felaketlere yol açtı" diye ekledi.

Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy dün, ekibinin Amerika Birleşik Devletleri'ndeki toplantılara hazırlandığını ve Trump'ın temsilcileriyle diyaloğun devam edeceğini söyledi.

Amerika Birleşik Devletleri, Kanada, Rusya ve Avrupa ile Orta Asya'nın büyük bir bölümünü içeren 57 üye ülkeyi kapsayan Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı (AGİT), Soğuk Savaş döneminde Doğu-Batı diyaloğu için kilit bir forum olarak ortaya çıktı.

Örgüt son yıllarda, Rusya'nın kilit kararların uygulanmasını engellemesi ve örgütü Batı kontrolü altında olmakla suçlamasıyla sık sık çıkmaza giriyor. Rusya, açıklamasında Ukrayna'nın AGİT gündemine "tamamen hakim olmasından" şikayet etti.


İsrail, Gazze'deki son rehinenin kalıntılarının iadesini görüşmek üzere Kahire'ye heyet gönderdi

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu (Reuters)
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu (Reuters)
TT

İsrail, Gazze'deki son rehinenin kalıntılarının iadesini görüşmek üzere Kahire'ye heyet gönderdi

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu (Reuters)
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu (Reuters)

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun ofisi yaptığı açıklamada, askeri ve güvenlik servislerinden temsilcilerin de aralarında bulunduğu bir heyetin, Gazze Şeridi'nde tutulan son İsrailli rehinenin naaşının iadesini görüşmek üzere dün Mısır'ı ziyaret ettiğini duyurdu.

Ofis tarafından yapılan açıklamada, "Başbakan'ın talimatları doğrultusunda bir heyet Kahire'ye gitti... ve son rehine Ran Gvili'nin derhal iadesini sağlamak amacıyla arabulucularla görüşmelerde bulundu." ifadeleri yer aldı. Açıklamada, "Görüşme sonucunda, çabaların derhal yoğunlaştırılması konusunda mutabakata varıldı" ifadeleri kullanıldı.

frgt
Hamas'ın askeri kanadı Kassam Tugayları'na bağlı savaşçılar, Kızılhaç çalışanlarıyla birlikte, 1 Aralık 2025'te Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Cibaliye mülteci kampının enkazı arasında İsrailli rehinelerin cesetlerini ararken nöbet tutuyor (EPA)

Ateşkes anlaşmasının 10 Ekim'de yürürlüğe girmesinden bu yana İsrail, Filistinli grupların teslimi geciktirdiği yönündeki suçlamalarına rağmen, 20 canlı rehineyi ve Gvili'ninki hariç tüm cesetleri aldı. Hamas, savaştan kalan devasa moloz yığınları nedeniyle cesetlerin kurtarılma sürecinin yavaş ilerlediğini savunuyor.


Tarabin aşiretinden Ebu Şebab'ın öldürülmesi Gazze'de karanlık bir dönemin sonu anlamına mı geliyor?

Yasir Ebu Şebab (Sosyal Medya)
Yasir Ebu Şebab (Sosyal Medya)
TT

Tarabin aşiretinden Ebu Şebab'ın öldürülmesi Gazze'de karanlık bir dönemin sonu anlamına mı geliyor?

Yasir Ebu Şebab (Sosyal Medya)
Yasir Ebu Şebab (Sosyal Medya)

Gazze Şeridi'ndeki Tarabin kabilesi, dün yaptığı açıklamada, üyelerinin her zaman Filistin halkının ve haklı davasının yanında olduğunu ve kabilenin adının, tarihini veya değerlerini temsil etmeyen konulara karıştırılmasına yönelik her türlü girişimi kesin bir dille reddettiğini belirtti.

İsrail kanalı i24NEWS’te yer alan açıklamada, kabilenin "yeminini bozup işgale bulaştığını" söylediği Yasir Ebu Şebab'ın öldürülmesinin, kendileri için "açık ve net bir duruşla kapatmaya çalıştıkları karanlık bir dönemin sonu" anlamına geldiği belirtildi.

Aşiret, "Filistin direnişinin tüm fraksiyonlarıyla tam bir uyum içinde olduğunu ve işgalin gündemine her ne pahasına olursa olsun hizmet eden herhangi bir grup veya milisi reddettiğini" vurguladı.

Aşiret, Gazze'deki tüm aileleri ve aşiretleri birlik olmaya ve "toplumsal veya ulusal yapıya müdahale etmeye çalışan herkesi reddetmeye" çağırarak, "Gazze'de ihanete veya işbirlikçilere yer olmadığını" vurguladı.

Filistin ve İsrail güvenlik kaynakları, İsrail kanalına, Gazze Şeridi'nin güneyindeki merkezi milislerin lideri Yasir Ebu Şebab'ın, liderliğini yaptığı milis gruplarıyla girdiği şiddetli çatışmada aldığı yaraları sonucu hayatını kaybettiğine dair yeni bilgiler aktardı.

Şarku’l Avsat’ın Kanal’ın internet sitesinden aktardığına göre kaynaklar, kavganın aşiret içindeki liderlik, yetki dağılımı ve nüfuz alanlarının paylaşımı konusundaki iç anlaşmazlıkların yanı sıra Ebu Şebab'ın İsrail ile iddia edilen iş birliğinden kaynaklanan artan gerginlik nedeniyle çıktığını belirtti. Kaynaklar, Ebu Şebab'ın bıçaklanma veya silahlı saldırıdan değil, darptan yaralandığını doğruladı.

Kaynaklar, Ebu Şebab'ın İsrail güvenlik güçlerinin yardımıyla acilen Gazze dışına tedavi için nakledildiğini, ancak Beerşeba'daki Soroka Hastanesi'ne kaldırılırken aldığı yaralar nedeniyle yolda hayatını kaybettiğini belirtti. Yardımcısı Gassan el-Dahini'nin milislerin komutasını otomatik olarak devralması bekleniyor.