Yemen Başkanlık Konseyi kurtarılan bölgelerde normalleşme kararları aldı

Yemen Başkanlık Konseyi, kurtarılmış bölgelerdeki durumu normalleştirmeye yönelik kararlar üzerinde anlaştı

Dün Aden’de düzenlenen Yemen Başkanlık Konseyi toplantısından bir kare (Saba)
Dün Aden’de düzenlenen Yemen Başkanlık Konseyi toplantısından bir kare (Saba)
TT

Yemen Başkanlık Konseyi kurtarılan bölgelerde normalleşme kararları aldı

Dün Aden’de düzenlenen Yemen Başkanlık Konseyi toplantısından bir kare (Saba)
Dün Aden’de düzenlenen Yemen Başkanlık Konseyi toplantısından bir kare (Saba)

Yemen Başkanlık Konseyi son toplantısında kurtarılan bölgelerdeki durumu ele aldı. Toplantıda kurtarılan bölgelerin özellikle güvenlik ve adalet konularında normalleştirilmesine ilişkin bir dizi karar alındı.
Yemen halkı, yönetimin devredilmesi işlemi hakkında bir dizi kararın çıkmasını beklerken, alının kararların ardından güvenlik ve istikrarı sağlamak için ortak güvenlik ve askeri komite oluşturma kararının çıkarılması bekleniyor.
Yönetimin devredilmesi kararına göre, söz konusu komitenin görevleri arasında, silahlı çatışmaların yaşanmasını engelleyecek, bunun için koşullar oluşturacak politikalar benimsemek, silahlı kuvvetlerin hukuk devleti çerçevesinde tek bir milli komuta yapısı altında bütünleşmesini sağlayacak gerekli adımları atmak, silahlı kuvvetlerdeki bölünmeyi sona erdirmek ve bölünmenin nedenlerini ele almak, tüm silahlı çatışmalara son vermek ve son olarak ordu mensupları ve güvenlik servisleri için ulusal bir doktrinin yanı sıra Başkanlık Konseyi’nin görevlerini belirlemek olacak.
Şarku’l Avsat’ın Yemen resmi haber ajansı SABA’dan aktardığı habere göre, Yemen Başkanlık Konseyi, Cumhurbaşkanı Dr. Reşad Muhammed el-Uleymi başkanlığında, gündemindeki acil konular arasında yerel siyasi, ekonomik ve askeri gelişmeleri tartışmak üzere bir toplantı gerçekleştirildi.
Kaynaklar, söz konusu toplantıya Başkanlık Konseyi Başkan Yardımcısı İdris ez-Zübeydi, Tarık Salih, Abdullah el-Uleymi ve Abdurrahman el-Muharrimi’nin yanı sıra milletvekilleri Sultan el-Arade ve Osman Huseyin Mucella da katıldı. Diğer yandan, Ferec el-Bahseni herhangi bir mazereti olmaksızın toplantıya katılmadı.
Toplantıda, Birleşmiş Milletler himayesinde insani ateşkesin uzatılması için gereklilikler ve Husi milislerin Taiz’e geçişlerinin açılmasına ilişkin anlaşma metnine uyma taahhütlerine bağlılıklarının öneminin yanı sıra hükümet ve Yemen’deki meşru hükümeti destekleyen Arap Koalisyonu tarafından kolaylaştırılan, petrol türevleri gemilerinin vergilerinden çalışanların maaşlarının ödenmesi konusu ele alındı.
SABA, konseyin barışı tesis etme, Yemen halkının acılarını hafifletme ve uluslararası insancıl hukuk kapsamında temel bir hak olarak insan, para ve malların serbest dolaşımı üzerindeki Husi kısıtlamalarına son vermesi konularında, BM ve uluslararası çabalara desteklediğini bir kez daha belirttiğini aktardı.
Diğer yandan, konsey kurtarılan şehirlerde, yargı otoritesinin ve temel hizmetlerin iyileştirilmesi dahil olmak üzere durumların normalleştirilmesi dosyasını ele aldı. Yetkili makamlara, her birinin kendi yetki alanlarındaki çalışmalarının tamamlanmasını hızlandırma çağrısında bulunuldu.
Resmi kaynaklar, toplantıda bu konularla ilgili bir dizi kararın ve ilgili prosedürlerinin onayladığını doğruladı.
Başkanlık Konseyi hala, yönetimin devredilmesi karar metnini oluşturan hukuk Komisyonu tarafından, çalışmalarını düzenleyen bir kararname taslağını yayınlanmasını bekliyor. Taslağın, yönetimin devredilmesi kararından itibaren 45 gün içinde tamamlanması ve kanunla çıkarılması gerekiyor.
Başkanlık Konseyi Başkanı Reşad el-Uleymi, Birleşik Krallık’ın Yemen Büyükelçisi Richard Oppenheim ile pazartesi günü Aden’de yaptığı görüşmede, askeri ve güvenlik kurumlarında ayrıca terörle mücadele konusunda beklenen reformları açıklamıştı.



Şiddetli su kıtlığı, yağışların az olduğu bir dönemin ardından Beyrut'un sıkıntılarını daha da artırıyor

Beyrut sokaklarında su taşıyan bir tanker, 3 Temmuz 2025 (AFP)
Beyrut sokaklarında su taşıyan bir tanker, 3 Temmuz 2025 (AFP)
TT

Şiddetli su kıtlığı, yağışların az olduğu bir dönemin ardından Beyrut'un sıkıntılarını daha da artırıyor

Beyrut sokaklarında su taşıyan bir tanker, 3 Temmuz 2025 (AFP)
Beyrut sokaklarında su taşıyan bir tanker, 3 Temmuz 2025 (AFP)

Beyrut sokakları, Lübnanlıların yıllardır görmediği ciddi bir su kıtlığıyla başa çıkmak için halkın satın aldığı su depolarıyla dolup taşıyor. Bu kıtlık, yağışların rekor düzeyde azalması, kuyuların kuruması ve dağıtım şebekelerinin yıpranmasına bağlı.

Beyrut'un güney banliyösü Burc el-Baracne'deki evinde mutfak eşyalarını özenle yıkayan 50 yaşındaki Rima es-Seba, “Su eskiden her gün geliyordu, ama şimdi üç günde bir geliyor” diyor.

Resmi kurumun su tedarikini kesmesi durumunda es-Seba ailesi, yaşadıkları binanın su depolarına su pompalayan özel tankerlere başvuruyor. Rima, mutfak eşyalarını paslandıran tuzlu suyla depoyu doldurmak için 5 dolar ödediğini belirtiyor. İçme suyunu ise Lübnan'daki çoğu kişi gibi hazır şişelerde satın alıyor.

Ancak sosyal hizmet alanında çalışan Rima es-Seba, bu maliyetlerin sınırlı gelire sahip aile için çok ağır olduğunu belirtiyor. Rima, “Bu parayı nereden bulacağım?” diye soruyor. Ülke, Hizbullah ile İsrail arasındaki savaşın yanı sıra, birçok vatandaşını yoksullaştıran ağır bir ekonomik krizle boğuşuyor.

Lübnanlılar uzun yıllardır su kıtlığına alışkın. Enerji ve Su Bakanlığı'nın Ulusal Su Sektörü Stratejisi metninde belirtildiği gibi, ‘nüfusun yüzde 50'den fazlası düzenli olarak kamu su hizmetlerinden yararlanamıyor’.

Bakanlık, barajlar gibi yüzey depolamanın bu açığı kapatmak için yeterli olmadığını, hükümetin sağladığı suyun yarısının ulusal su şebekelerindeki sızıntılar veya hırsızlık nedeniyle ‘israf edildiğini’ belirtiyor.

Yağışların azalması, krizi daha da kötüleştirdi.

Meteoroloji İdaresi'nin yüzey tahminleri bölüm başkanı Muhammed Kenc, 2024-2025 kışında yağış miktarının ‘çok az’ olduğunu belirterek, bu miktarın gözlemlerin başladığı günden bu yana ‘80 yılın en düşük yağış miktarı’ olduğunu söyledi.

cdfgthy
Beyrut'taki bir kuyu suyu dağıtım tesisinde tankerini dolduran bir adam, 3 Temmuz 2025 (AFP)

Ulusal Su Sektörü Stratejisi’ne göre iklim değişikliği su kıtlığını artıracak. Dünya Bankası ise yılın başında ‘iklim değişikliğinin 2040 yılına kadar kuraklık mevsiminde su miktarını yarı yarıya azaltacağı’ öngörüsünde bulundu.

Kısıtlama

Enerji ve Su Bakanı Joseph Saddi geçen hafta ‘mevcut durumun çok zor’ olduğunu bildirdi.

Su kıtlığı, Beyrut'un farklı bölgelerinde farklılık gösteriyor. Yollar, binaların çatılarında yoğun olarak bulunan su depolarını besleyen tankerlerle dolup taşıyor.

Hükümet geçen ay, su tüketimini azaltmaya teşvik etmek için bir kampanya başlattı ve ülke genelinde kurumuş kaynak ve göllerin fotoğraflarını yayınladı.

Beyrut Kuzey İstasyonları Bölümü Başkanı Zuheyr Kazzi, “33 yıldır buradayım ve bu, Beyrut'a pompaladığımız su miktarı açısından geçirdiğimiz en kötü yıl” dedi.

Beyrut ve Lübnan Dağı Su Tesisleri Teknik Uzmanı Antoine ez-Zağbi, geçtiğimiz temmuz ayında AFP ile yaptığı röportajda, başkentte su kısıtlamasının genellikle yaz mevsiminin bitiminden ve kış mevsiminin başlamasından önce, ekim ve kasım aylarında başladığını açıkladı.

Ancak ez-Zağbi'ye göre bu yıl su sıkıntısı erken başladı. Zira bazı kaynaklarda yağışların azalması nedeniyle su miktarının yüzde 50'si bitti. Ez-Zağbi, aşırı tüketim ve deniz suyunun sızma riskini azaltmak için bazı kuyularda kısıtlamanın haziran ayında başladığını belirtti.

Ez-Zağbi, barajlar da dahil olmak üzere daha fazla depolama tesisine ihtiyaç olduğunu vurguladı.

cf90p
Lübnan'ın Batroun kentindeki bir baraj, 10 Temmuz 2025... Lübnan, yağışların az olduğu bir mevsimden sonra bu yaz şiddetli su kıtlığı çekiyor. (Reuters)

Dünya Bankası geçtiğimiz ocak ayında, Beyrut ve çevresindeki bölgelerde su hizmetlerini iyileştirmek için 250 milyon dolardan fazla bir kredi onayladı.

2020 yılında ise çevre aktivistlerinin biyolojik çeşitlilik açısından zengin bir vadiyi tahrip edebileceği gerekçesiyle, başkentin güneyinde bir baraj inşa etmek için verdiği krediyi iptal etti.

Kuyular

Beyrut'un güney banliyösünde yaşayan 66 yaşındaki emekli memur Ebu Ali Nasreddin, aylardır devletin su şebekesinden su alamadığını söyledi.

“Devletin suyu nerede? Nereye aktarılıyor? Kimse bilmiyor” diyen Nasreddin, yaşadığı binayı besleyen kuyunun da kuruduğunu belirtti. Nasreddin ayrıca, tankerlerin sağladığı suyun fiyatının da günden güne yükseldiğini ifade etti.

Bazı bölgelerde 2 bin litre kapasiteli su tankeri fiyatı 20 dolara ulaşıyor ve bu fiyat, tasarruflu kullanımla 5 kişilik bir ailenin bir haftalık ihtiyacını zar zor karşılıyor.

Küçük kamyonuyla su taşıyan 45 yaşındaki Bilal Selheb, suya olan talebin büyük ölçüde arttığını kaydetti.

“Su durumu çok kritik” diyen Selheb, kuyular kuruduğu veya tuzlu hale geldiği için su temininde zorluk yaşadığını belirtti.

Beyrut'un bazı bölgelerinde kuyular uzun zamandır devlet şebekesinin alternatifi veya tamamlayıcısı olarak kullanılıyordu. Ancak söz konusu kuyuların çoğu eskimiş durumda; bu da boruların hasar görmesine ve suyun tuzluluğunun artmasına neden oluyor.

Lübnan Amerikan Üniversitesi Sürdürülebilirlik Sorumlusu Nedim Faracallah, Beyrut'un iç savaşın (1975-1990) başlangıcından bu yana alan ve nüfus açısından büyük ölçüde genişlediğini, ancak su altyapısının bu büyümeye ayak uyduramadığını ifade etti.

Faracallah, birçok sakinin yasadışı olarak kuyular kazdığını, bunların arasında stratejik yeraltı su rezervlerine ulaşan kuyuların da olduğunu belirterek, “Kuyuların sayısını kimse bilmiyor” dedi.

Faracallah, mevcut krizle birlikte tasarruf ve farkındalık kampanyalarının daha erken başlaması gerektiğini düşünüyor.