Guardian, Suriye'ye operasyon planlarını ve sığınmacıları yazdı: "Erdoğan seçimlerden önce nüfuzunu artırmak istiyor"

Af Örgütü'nden Lynn Maalouf "Bu, Suriyeli mültecilerin durumunun istendiği vakit nasıl araçsallaştırıldığının bir örneği" dedi

2023'te düzenlenmesi planlanan seçimlerden önce Türkiye'de Suriyeli sığınmacıların geri gönderilmesine yönelik söylemler arttı (Reuters)
2023'te düzenlenmesi planlanan seçimlerden önce Türkiye'de Suriyeli sığınmacıların geri gönderilmesine yönelik söylemler arttı (Reuters)
TT

Guardian, Suriye'ye operasyon planlarını ve sığınmacıları yazdı: "Erdoğan seçimlerden önce nüfuzunu artırmak istiyor"

2023'te düzenlenmesi planlanan seçimlerden önce Türkiye'de Suriyeli sığınmacıların geri gönderilmesine yönelik söylemler arttı (Reuters)
2023'te düzenlenmesi planlanan seçimlerden önce Türkiye'de Suriyeli sığınmacıların geri gönderilmesine yönelik söylemler arttı (Reuters)

Birleşik Krallık'ın (BK) önde gelen gazetelerinden Guardian, Türkiye'nin Suriye'ye planladığı yeni askeri operasyonu ve Suriyeli sığınmacıların "güvenli bölgeye" yerleştirilme hedeflerini değerlendirdi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, çarşamba günü yaptığı açıklamada "Güney sınırlarımız boyunca 30 kilometre derinlikte güvenli bölgeler oluşturmak için başlattığımız çalışmaların eksik kısmıyla ilgili adımları atmaya başlıyoruz" demişti.
Perşembe günü düzenlenen Milli Güvenlik Kurulu'nun ardından yapılan açıklamadaysa net bir operasyon planı ya da tarihi açıklanmazken, "Halihazırda icra edilen ve edilecek olan harekatların komşularımızın toprak bütünlüğünü ve egemenliğini hiçbir surette hedef almadığı, milli güvenlik ihtiyaçlarımızın gereği olduğu" belirtilmişti.
Erdoğan, 3 Mayıs'taki açıklamasındaysa 1 milyon Suriyelinin "gönüllü dönüşüyle" ilgili hazırlıkların yapıldığını, şimdiye dek 500 bin Suriyelinin de "güvenli bölgelere" yerleştirildiğini duyurmuştu.
Guardian'daki yazıda, Erdoğan'ın planlanan Suriye operasyonuna paralel şekilde Suriyeli sığınmacıları da bölgeye yerleştireceği, böylelikle "gelecek yılki seçimlerden önce siyasi ve ekonomik nüfuzunu artırmayı hedeflediği" savunuldu.
Haberde, "Türkiye'deki sığınmacı karşıtı söylemlerin arttığı ve uzun süredir ülkede yaşayan bazı Suriyelilerin ülkesine gönderilmesine yönelik hamlelerin siyasi anlamda olumlu karşılandığı bir dönemde, Suriyeli sığınmacıların durumunun Erdoğan'ın avantajına kullanabileceği iç meselelerden biri olduğu" değerlendirmesi yapıldı.
Öte yandan ABD, Türkiye'nin operasyon planlarından "endişe duyduklarını ve askeri harekatın bölgede birçok açıdan olumsuz sonuç doğuracağını" ifade etmişti.
Haberde, operasyon planının İsveç ve Finlandiya'nın NATO üyeliği talepleri ve Türkiye'nin görüşme sürecini bloke etmesinin ardından gerçekleştiği hatırlatılarak, ABD'nin endişelerini dile getirmesine rağmen bu ülkelerin NATO'ya katılması için Ankara'nın desteğine ihtiyaç duyduğu belirtildi.
Avrupa Dış İlişkiler Konseyi'nden Aslı Aydıntaşbaş, Guardian'a açıklamasında "ABD'nin bununla ilgili hassasiyetinin, askerlerinin yer aldığı (Suriye'nin kuzeydoğusundaki) Hasiçi bölgesiyle ilgili olduğunu düşünüyorum. DEAŞ'la savaşta oradaki dengenin bozulmasını istemezler" dedi.

Anadolu Ajansı, 24 Mayıs'ta bu infografiği servis etti

Aydıntaşbaş, "Jeopolitik iklim, Erdoğan'ın taleplerini artırması için daha elverişli hale geldi. Bunun gibi güvenlik endişelerini ana hatlarıyla belirlemek, Ukrayna'daki savaş nedeniyle Batılı devletler tarafından imtiyazlarla sonuçlanabilir" değerlendirmesini yaptı.
BK merkezli Af Örgütü'nün Ortadoğu ve Kuzey Afrika bölge direktörü yardımcısı Lynn Maalouf ise "Erdoğan'ın 1 milyon mülteciyi Suriye'ye geri göndermeyi planladığını açıklaması, seçim öncesi momentumla çok iyi uyuşuyor. Bu, Suriyeli mültecilerin durumunun istendiği vakit nasıl araçsallaştırıldığının bir örneği" ifadelerini kullandı.
Kadir Has Üniversitesi'nden uluslararası ilişkiler uzmanı Soli Özel, "Hükümetin söylediği kadar kapsamlı bir operasyon gerçekleşeceğini düşünmüyorum. Türk askerleriyle YPG arasında doğrudan çatışma ihtimali olduğunu zannetmiyorum" dedi.
İnsan hakları kuruluşu Norveç Göçmen Konseyi'nden Samah Hadid, "Suriyeli mülteciler hâlâ korunma ve barınmaya ihtiyaç duyuyor. Hiçbir hükümet onları zorla geri göndermemeli, doğrudan risk ve güvensiz duruma sürüklememeli" diye konuştu.
Independent Türkçe, Guardian, Reuters



ABD diplomatların Irak'a dönmesine izin verdi

Bağdat'taki ABD Büyükelçiliği (Arşiv)
Bağdat'taki ABD Büyükelçiliği (Arşiv)
TT

ABD diplomatların Irak'a dönmesine izin verdi

Bağdat'taki ABD Büyükelçiliği (Arşiv)
Bağdat'taki ABD Büyükelçiliği (Arşiv)

Amerika Birleşik Devletleri dün yaptığı açıklamada, İran'a askeri saldırılar başlattığı için yaklaşık bir ay önce ülkeden tahliye ettiği diplomatlarının Irak'a dönmesine izin verdiğini duyurdu.

ABD Dışişleri Bakanlığı bu kararın nedenlerini açıklamadı, ancak böyle bir hareket genellikle ABD'nin çatışma riskini düşük gördüğünü gösterir. Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Tammy Bruce dün gazetecilere yaptığı açıklamada “geçici olarak Irak dışında bulunan personelin kademeli olarak hem Bağdat'taki ABD Büyükelçiliğine hem de Kürt şehri Erbil'deki ABD Konsolosluğuna dönmeye başlayacağını” söyledi. Ancak bakanlık Amerikalılara hala Irak'a seyahat etmemelerini tavsiye ettiğini vurguladı.

ABD 22 Haziran'da, Irak'taki zorunlu olmayan personelinin ülkeyi terk etmesini emretti. Bu karar, ABD'nin İran'daki üç nükleer tesisi yoğun ve şiddetli bir şekilde bombalamaya başlamasından saatler sonra alındı. İran, ABD'nin bombardımanına ABD'nin Katar'daki el-Udeyd üssüne füze atarak karşılık verdi ve Trump bu hareketin Tahran ile Washington arasında koordine edildiğini açıkladı.

Diplomatları döndürme kararı, Irak'ın Kürdistan Bölgesi'ndeki petrol sahalarını hedef alan bir dizi insansız hava aracı (İHA) saldırısının ardından geldi.

Geçtiğimiz haftalarda bölgede, kimsenin sorumluluğunu üstlenmediği bir dizi İHA saldırısı yaşandı. KBY ve Bağdat'taki federal hükümet, Kürt sahalarından elde edilen ihracat gelirlerinin kontrolü için rekabet ediyor. Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgiye Irak hükümeti dün, özerk Kürdistan bölgesinden petrol ihracatının yeniden başlatılması için bir anlaşma yapıldığını duyurdu.

Washington'da konuşan ABD'li yetkili, Irak'ın istikrarını ve ekonomik geleceğini tehdit eden Irak petrol sahalarını hedef alan saldırıları kınadı. Bruce, "Irak hükümetinin topraklarını ve tüm vatandaşlarını koruması görevidir" dedi.