Rekorlar kraliçesi 2. Elizabeth

42 kez dünyayı dolaşan İngiltere Kraliçesi 2. Elizabeth 70 yıldır tahtta.

Kraliçe 2. Elizabeth’in Prens Philip ile evliliği 73 yıl sürdü. (AP)
Kraliçe 2. Elizabeth’in Prens Philip ile evliliği 73 yıl sürdü. (AP)
TT

Rekorlar kraliçesi 2. Elizabeth

Kraliçe 2. Elizabeth’in Prens Philip ile evliliği 73 yıl sürdü. (AP)
Kraliçe 2. Elizabeth’in Prens Philip ile evliliği 73 yıl sürdü. (AP)

Britanya tahtına çıkışının platin yıl dönümünü kutlamaya hazırlanan Kraliçe 2. Elizabeth, 42 kez dünyayı dolaşarak ve 70 yıl Britanya tahtında kalarak birçok rekor kırdı.
Kraliçe 2. Elizabeth 70 yıl 4 aydır İngiltere tahtında oturuyor. Birleşik Krallık’ta bu konudaki bir önceki rekor, 20 Haziran 1837 tarihinden 22 Ocak 1901’de yaşamını yitirinceye kadar, 63 yıl 7 ay 2 gün tahta kalan büyük büyükannesi Kraliçe Victoria’ya aitti.

En yaşlı kraliçe
96 yaşındaki 2. Elizabeth, dünya tarihinde krallık tahtına oturmaya devam eden en yaşlı kraliçe unvanını koruyor.
Sadece iki hükümdar 2. Elizabeth’ten daha uzun süre yönetimde kaldı. Bu iki hükümdardan biri 1643 ve 1715 arasında 72 yıldan uzun bir süre tahta kalan Kral 14. Louis diğeri de 9 Haziran 1946’dan 13 Ekim 2016’ya kadar 70 yıl 4 ay süren Tayland Kralı Bhumibol Adulyadej’di.
2. Elizabeth kraliçe olarak 100’den fazla ülkeyi ziyaret etti. Bu,bir İngiliz hükümdarı için başka alanda kırılan yeni bir rekor oldu.
2. Elizabeth, İngiliz Milletler Topluluğu bölgesi ülkelerine 150’den fazla ziyaret gerçekleştirdi. Bu ülkelerin en çok ziyaret edilen üyesi olan Kanada’yı 22 kez ziyaret ederken en çok ziyaret edilen Avrupa ülkesi de 13 kez ile Fransa oldu. .
Daily Telegraph gazetesinin haberine gre Kraliçe, Kasım 2015’te 89 yaşındayken, yani yurt dışına seyahat etmeyi bırakmadan önce dünyayı ortalama 42 kez dolaştı.
2. Elizabeth’in Birleşik Krallık dışındaki en uzun seyahati Kasım 1953 ile Mayıs 1954 arasında 168 gün sürdü. Bu süre zarfında 13 ülkeyi ziyaret etti.
2. Elizabeth 21’inci doğum gününde, henüz prensesken, “Sizlerin önünde belirtiyorum ki uzun ya da kısa, tüm hayatımı hizmetinize adayacağım” demişti.

21 bin resmi taahhüt
Kraliçe 2. Elizabeth tahta geçmesinden bu yana yaklaşık 21 bin resmi taahhütte bulundu. Yaklaşık 4 bin yasa tasarısına ‘Kraliyet onayı’ verdi. 112 resmi ziyaret çerçevesinde çok sayıda seçkin ismi ağırladı. Bu isimler arasında İmparator Haile Selassie (1954’te), Japon İmparatoru Hirohito (1971’de), Polonya Cumhurbaşkanı Lech Walesa (1991’de) ve ABD Başkanı Barack Obama da (2011’de) yer alıyor.
Buckingham Sarayı’nda, Kraliçe’nin gözetiminde 1,5 milyondan fazla insanın katıldığı 180’den fazla resepsiyon düzenlendi.
Kraliçe, Winston Churchill’den (1952-1955) Boris Johnson’a kadar 14 başbakan gördü. Başbakanlar, haftalık oturumlarda, dönemlerindeki en önemli güncel gelişmeler hakkında kendisine bilgi verdi.
Kraliçe 2. Elizabeth, Harry Truman’dan (1945-1953) günümüzde Joe Biden’a kadar 14 ABD başkanından 13’üyle görüştü. Kraliçe ABD başkanlarından Lyndon Johnson (1963-1969) ile görüşmedi.
Anglikan Kilisesi’nin başı olan ve düzenli olarak dini görevleri yerine getirmesiyle tanınan Kraliçe, resmi ziyaretler sırasında 23. Ioannes (1961), 2. Jean Paul (1980, 1982, 2000), 16. Benedictus (2010) ve Papa Francis (2014) olmak üzere dört papayla görüştü.
Kraliçe, 100 yaşını dolduran kişilere toplam 300 bin, 60’ıncı evlilik yıld önümlerini kutlayan çiftlere ise toplam 900 binden fazla kart gönderdi. 2. Elizabeth’in Prens Philip ile olan evliliği, eşinin nisan 2021’deki ölümüne kadar 73 yıl önce sürdü. Bu aynı zamanda bir İngiliz hükümdarının en uzun evlilik süresi olarak da bir rekoru temsil ediyor.

Çin’i ziyaret eden ilk İngiliz hükümdarı
Kraliçe’nşn ilki 7 yaşında olmak üzere 200’den fazla portresi çekildi.
Kraliçe 2. Elizabeth, 1996’da gerçekleştirdiği ziyaret ile Çin’e giden ilk İngiliz hükümdarı oldu. Ayrıca 16 Mayıs 1991’de ABD Temsilciler Meclisi’ne hitap eden de ilk İngiliz hükümdarıydı.
İlk e-postasını 26 Mart 1976’da Savunma Bakanlığı’na bağlı bir araştırma merkezine yaptığı ziyaret sırasında gönderdi.
1997 yılında, Buckingham Sarayı’nın ilk internet sitesini açtırdı. Twitter’daki ilk paylaşımını 2014’te, Instagram’da da 2019’da yayınladı. Temsili olarak paraşütle atlayan tek kraliçe olan Elizabeth, Londra’daki 2012 Olimpiyatları’nın açılışı için çekilen bir videoda James Bond ile birlikte görülüyor. Kraliçe videoda, Daniel Craig’ın canlandırdığı casusu Buckingham Sarayı’da karşılıyor, daha sonra birlikte helikoptere biniyorlar ve Londra semalarında uçuyorlar. Daha sonra temsili olarak helikopterden olimpiyat stadına atlıyorlar ve gerçekten stada gelen Kraliçe büyük bir coşku ile karşılanıyor.



Harvard araştırması: Uzaylıların yaşamak için gezegene ihtiyacı olmayabilir mi?

Bilim insanları zorlu koşullarda hayatta kalabilecek yaşam formlarını arıyor (Unsplash)
Bilim insanları zorlu koşullarda hayatta kalabilecek yaşam formlarını arıyor (Unsplash)
TT

Harvard araştırması: Uzaylıların yaşamak için gezegene ihtiyacı olmayabilir mi?

Bilim insanları zorlu koşullarda hayatta kalabilecek yaşam formlarını arıyor (Unsplash)
Bilim insanları zorlu koşullarda hayatta kalabilecek yaşam formlarını arıyor (Unsplash)

Bilim insanları hayatta kalmak için bir gezegene ihtiyaç duymayan yaşam formlarının uzayda süzülüyor olabileceğini öne sürdü. 

Evrendeki yaşam arayışı çalışmalarının büyük bir kısmı, hayatın yeşerdiği bilinen tek yerdeki özelliklere odaklanıyor: Dünya. 

Diğer yandan bugüne kadar bulunan yaklaşık 6 bin ötegezegenin çok azı Dünya'ya benzer özellikler sergiliyor. 

Bu nedenle son yıllarda bilinmeyen yaşam formlarına yönelik çalışmalar artıyor. 

Harvard Üniversitesi'nden Robin Wordsworth ve Edinburgh Üniversitesi'nden Charles Cockell, yeni bir çalışmada standart tanıma uymayan ortamlarda ortaya çıkma ihtimali olan yaşam biçimlerini inceledi. 

Ön baskı sunucusu arXiv'de çıkan çalışma, hakemli dergi Astrobiology'de de yayımlanma onayı aldı. 

Bilim insanları fotosentez yaparak hayatta kalan basit organizmaların ekstrem koşullarda, hatta belki de bir gezegene ihtiyaç duymadan yaşama ihtimali olduğunu savunuyor. 

Wordsworth, bilinçli olmayan yaşamın sınırlarını araştırmayı amaçladıklarını söyleyerek ekliyor: 

Gezegenlerin yarattığı kütleçekimin dışında var olan basit yaşam formları önünde herhangi bir fiziksel sınırlama olmadığını gösterebildik ki bu başlangıçta beklediğimiz bir sonuç değildi.

Aslında bu düşünce, ilk başta göründüğü kadar imkansız değil. En azından su ayılarının, uzayın zorlu koşullarında hayatta kalabildiği biliniyor. 

Yaşamı mümkün kılan kütleçekim kuvveti, atmosfer, sıcaklık ve besin kaynağı gibi çeşitli parametreleri inceleyen araştırmacılar, uzayda yaşayacak bu basit organizmaların koruyucu bir zar veya kabuğa gereksinim duyacağını söylüyor.

Bu sayede uzay ortamına karşı iç basınçlarını sağlayabilecekler. Ancak bu basınç farkı çok yüksek olmadığı için mikroskobik organizmaların bunu yapması mümkün görünüyor. 

Ayrıca suyu sıvı halde tutmak için belirli bir sıcaklığa ihtiyaç var. Dünya'da bu atmosferdeki sera gazı etkisiyle mümkün olurken, uzay boşluğundaki küçük bir kolonide böyle bir şey pek beklenemez. 

Fakat bilim insanlarının örnek verdiği gibi Sahra gümüş karıncaları, hangi dalga boylarındaki ışığı emip hangilerini yansıtacaklarını seçerek iç sıcaklıklarını düzenleyebiliyor. Uzaydaki kolonide de benzer bir beceri gelişirse sıcaklığı kontrol edebilirler. 

Üstesinden gelmesi çok daha zor engellerden biriyse hafif elementlerin uçup gitmesi. Koloninin kütleçekim kuvveti olmadan bunu yapmanın bir yolunu bulması gerekiyor. 

Son olarak biyolojik koloninin mümkün olduğunca fazla ışığa erişebilmesi için yıldızının yaşanabilir bölgesinde yer alması lazım. 

Karbon veya oksijen gibi diğer kaynaklara gelince, koloninin bir asteroit gibi sabit bir kaynakla başlaması ve daha sonra çeşitli bileşenleri arasında kapalı bir döngü içinde geri dönüşüm sistemine geçmesi, varlığını uzun vadede sürdürmesini sağlayabilir. 

Bilim insanları bu özelliklere sahip organizmalardan oluşan kolonilerin uzayda var olabileceğini tahmin ediyor. 

Yeni çalışma bu türden canlıların var olduğunu söylemese de evrende yaşam arayışında önemli bir noktaya dikkat çekiyor: Beklenmetik ortamlarda farklı yaşam formları mevcut olabilir ve yapılan araştırmalar bunları da kapsayan işaretleri içermeli.

Indepdendent Türkçe, Space.com, Phys.org, arXiv