Hollanda polisi cinayet kurbanını deepfake teknolojisiyle "geri getirdi"

Soruşturma "dünyada ilk" diye niteleniyor

Yetkililer söz konusu videoyu "kalplere dokunmak" için hazırladı (Rotterdam Polis Teşkilatı)
Yetkililer söz konusu videoyu "kalplere dokunmak" için hazırladı (Rotterdam Polis Teşkilatı)
TT

Hollanda polisi cinayet kurbanını deepfake teknolojisiyle "geri getirdi"

Yetkililer söz konusu videoyu "kalplere dokunmak" için hazırladı (Rotterdam Polis Teşkilatı)
Yetkililer söz konusu videoyu "kalplere dokunmak" için hazırladı (Rotterdam Polis Teşkilatı)

Hollanda polisi yıllardır çözülemeyen bir cinayeti aydınlatmak için deepfake teknolojisine başvurdu.
Polis memurları, 2003’te Rotterdam metro istasyonunun otoparkında vurularak öldürülen 13 yaşındaki Sedar Soares'in taklit edildiği bir deepfake videosu hazırladı.
Deepfake, bir fotoğraf ya da videodaki görüntünün yapay zeka ve derin öğrenme (bilgisayarları eğitmek için kullanılan algoritmik öğrenme metodu) kullanılarak değiştirildiği teknoloji anlamına geliyor.
Rotterdam yetkilileri, Soares'in taklit edildiği görüntülerin kullanıldığı soruşturmayı "dünyada ilk" diye niteledi.
Yayımlanan videoda Soares akrabaları, arkadaşları ve eski öğretmenlerinin de yer aldığı bir futbol sahasında yürürken görülüyor ve halkı faili meçhul cinayete dair bildiklerini polise anlatmaya çağırıyor.
Video, Sedar'ın kameraya seslenerek, "Daha fazlasını biliyor musun? O zaman şimdi konuş" demesiyle sona eriyor.

Yetkililer organize bir suç çetesinin metro istasyonunun yakınında çatışmaya girdiğine ve Sedar'ın yanlış zamanda yanlış yerde olduğu için "yeraltı dünyasının kurbanı" olduğuna inanıyor.
Hollanda polisi bu videoyu aslında suç çetesine dair yeni bilgiler toplamak için hazırladı. Görüntülerin geçen hafta ilk kez yayınlanmasının ardından birçok ihbar geldiği ve bir dizi yeni ipucu toplandığı bildirildi.
Ancak bu ipuçlarının doğru olup olmadığı henüz netleşmedi.
Ulusal Suç Soruşturma Ekibi’nden Daan Annegarn, "Yaklaşık 20 yıl sonra yeni tanıklara veya cinayetin faillerine nasıl ulaşıyorsunuz? Kalplere dokunarak" dedi:
"Deepfake kullanımının suç ortamında kalplere dokunabileceğine inanıyoruz."

Etik sorunları beraberinde getiriyor
Deepfake teknolojisi, Hollanda polisinin hazırladığı video gibi iyi amaçlar doğrultusunda kullanılabiliyor.
Ancak aynı teknolojinin sahtecilik, dolandırıcılık ve şantaj amaçlı da kullanılabilmesi etik sorunları beraberinde getiriyor.
Seattle Üniversitesi araştırmacıları 2020’de yayımladıkları bir makalede, "Deepfake’in potansiyel faydaları, potansiyel zararları karşısında gölgede kalıyor" diye yazmıştı:
"Sonuçta, bunlar aldatmayla ilgili. Bu çabanın amacı, gerçeklikten ayırt edilemeyen fanteziler yaratmak."
Independent Türkçe, Futurism, Euronews



1400 yıllık altın kuzgun başı keşfedildi: İnanılmaz bir şey

(Minelab Metal Detectors/Facebook)
(Minelab Metal Detectors/Facebook)
TT

1400 yıllık altın kuzgun başı keşfedildi: İnanılmaz bir şey

(Minelab Metal Detectors/Facebook)
(Minelab Metal Detectors/Facebook)

İngiltere'nin güneybatısındaki Wiltshire'da metal dedektörü kullanan kişiler, yaklaşık 1400 yıl öncesine ait Anglosakson döneminden kalma altın ve lal taşından nadir bir kuzgun başı buldu.

Ayrıca küçük boncuklar ve üçgen lal taşlarıyla süslenmiş altın bir halka veya yüzük de keşfettiler.

Yaklaşık 60 gram ağırlığındaki kuzgun başı, çarpıcı bir lal taşı göz ve "tüylü" kısımlarının hatlarını çizen minik altın kürelerden oluşuyor.

Eserleri ocak ayında bulan iki dedektörcüden biri Paul Gould, bunların MS 7. yüzyıl Anglosakson dönemine tarihlendirildiğini söylüyor.

Kuzgun başının neyi temsil ettiği net değil ancak daha önceki araştırmalar, Cermen ve Viking çağlarında İskandinav tanrısı Odin'le bağlantılı şekilde karanlığı ve ölümü sembolize ettiğini gösteriyor.

Diğer dedektörcü Chris Phillips "Bu hayatta bir kez yapılacak bir keşif: Paul ve ben Sakson altınını keşfettik" diyor. 

İnanılmaz bir şey. Biraz duygusalım.

Ender nesneler halihazırda British Museum'daki uzmanlar tarafından temizlenip işlemden geçiriliyor.

Kuzgun başının sağ tarafında lal taşı bir gözün eksik olduğu tespit edildi ve içinden çıkarılan pislik, başka bir esere takılmış olabilecek küçük iğneleri gözler önüne serdi.

Phillips, uzmanlara atıfla kuzgun başının bir zamanlar bir boynuzdan yapılmış bir kadehin ucuna takılmış olabileceğini söyleyerek "hiçbir şeyin buna benzemediğini" ekliyor.

"Diğer taraf ya hasar görmüş gibi görünüyor ya da bu şekilde olması gerekiyor" ifadelerini kullanıyor.

Parıltılı, yanardöner görünümünü hâlâ koruyor.

Diğer altın ve lal taşı eserin ayrı bir mücevher mi yoksa daha büyük bir mücevherin parçası mı olduğu sorusu da cevapsız.

"Bunun bir yüzüğün parçası mı yoksa başka bir şeyin parçası mı olduğundan emin değiliz, belki de boynuzdan yapılan kadehe takılıydı" diyen Phillips, tüm lal taşlarının sağlam olduğunu da ekliyor.

Bu eserleri tam olarak kimin yaptığı belirsiz olsa da uzmanlar, Anglosakson ya da İskandinav kökenlerine uyduklarını söylüyor.

Daha önce Sutton Hoo ve Staffordshire istiflerinde de bulunan bunun gibi kuş benzeri mücevher parçalarının üzerinde, belirgin lal taşı kakmalı gözler ve gaga şekilleri vardı.

LiveScience'a göre Phillips, "Bölgede yapılacak sonraki araştırmalarda yer almayı umuyoruz ve tüm doğru prosedürleri uygulayarak keşif yapmaya devam edeceğiz" diyor.

Organizatörlerin alandaki metal dedektör çalışmalarını durdurduğu ve Wiltshire'ın irtibat görevlisini bilgilendirdiği bildirildi.

Independent Türkçe