Fanatik Yahudiler Mescid-i Aksa'da İsrail bayrağı açtı

Fotoğraf: DPA
Fotoğraf: DPA
TT

Fanatik Yahudiler Mescid-i Aksa'da İsrail bayrağı açtı

Fotoğraf: DPA
Fotoğraf: DPA

Kudüs İslami Vakıflar İdaresinden yapılan açıklamaya göre, sabah saatlerinde İsrail polisi eşliğinde aralarında aşırı sağcı Milletvekili Itamar Ben-Gvir'in de bulunduğu 1044 fanatik Yahudi yerleşimci Mescid-i Aksa'ya baskın düzenledi.
Baskın düzenleyenler arasında, aşırı sağcı görüşleriyle tanınan fanatik isimlerin de yer aldığı bildirildi.
Bir grup yerleşimci Aksa'nın avlusunda İsrail bayrakları açtı. Buna engel olmaya çalışan Filistinliler ile İsrail polisi arasında arbede yaşandı.
Bir grup Filistinli de Filistin bayrakları açarak yerleşimcileri protesto etti.
Fanatik Yahudi yerleşimcilerin Mescid-i Aksa baskını süresince, İsrail polisi de baskını protesto eden Filistinlilere müdahale etti.
Öte yandan, bazı fanatik Yahudi yerleşimcilerin Aksa'da yere yatarak dini ritüellerini gerçekleştirdiği görüldü.
İsrail polisi ve yerleşimcilerin Mescid-i Aksa'dan çekildiği bildirildi.

Fanatik Yahudilerin provokatif "bayrak yürüyüşü" öncesi gerginlik
İsrail polisi, fanatik Yahudi yerleşimcilerin Doğu Kudüs'te bugün düzenleyeceği "bayrak yürüyüşü" öncesinde sabahın ilk saatlerinden itibaren, Eski Şehir bölgesi ve çevresindeki varlığını artırmıştı.
Sabah namazının ardından Mescid-i Aksa'ya baskın düzenleyen İsrail polisi, içeridekilere müdahale etmişti. Bir grup Filistinli, baskın sırasında Kıble Mescidi'ne sığınmıştı. İsrail polisi, bazı gruplara kauçuk kaplı mermiyle müdahale etmiş ve Kıble Mescidi'nin kapılarını demir zincirlerle kapatmıştı.
Filistinlilere karşı provokatif söylemi ve eylemleriyle tanınan İsrailli aşırı sağcı milletvekili Itamar Ben-Gvir de sabah saatlerinde Mescid-i Aksa'ya baskın düzenlemişti.
Eski Şehir'in kapılarında kontrol noktaları kuran İsrail polisi, burada yaşamayan Filistinlilerin bölgeye girişini engelliyor.

Doğu Kudüs'te aşırı sağcı grupların provokatif "bayrak yürüyüşü"
Aşırı sağcı fanatik Yahudi yerleşimciler, 1967'de İsrail'in Doğu Kudüs'ü işgal etmesi dolayısıyla her yıl mayıs ayında provokatif "bayrak yürüyüşü" düzenliyor.
İsrail yönetiminin, bayrak yürüyüşünün Doğu Kudüs güzergahına izin vermesinin ülke genelinde gerginliği tırmandırmasından endişe ediliyor.
Geçen yılki provokatif yürüyüşte Yahudi yerleşimciler "Araplara ölüm" sloganları atmış, İsrail polisi de bölgedeki Filistinlilere güç kullanarak müdahale etmiş ve onlarca kişiyi yaralamıştı.
Yürüyüş, abluka altındaki Gazze Şeridi'nden fırlatılan roketler ve Kudüs'te çalan sirenlerle yarıda kesilmişti.
İsrail'in Gazze Şeridi'ne 10 Mayıs 2021'de başlattığı ve 21 Mayıs'ta sona eren saldırılarında 250'den fazla Filistinli hayatını kaybetmiş, binlerce Filistinli de yaralanmıştı.

Filistin'den Yahudi yerleşimcilerin Aksa'ya baskın düzenleyerek dini ritüeller gerçekleştirmesine tepki
Filistin Dışişleri Bakanlığından yapılan yazılı açıklamada, İsrail polisi eşliğinde fanatik Yahudi yerleşimcilerin Mescid-i Aksa'ya baskın düzenlemesine tepki gösterildi.
Fanatik Yahudilerin, İsrail polisinin gözleri önünde Mescid-i Aksa'nın avlusunda dini ritüeller gerçekleştirdiğine dikkati çekilen açıklamada, Aksa'da bu eylemlere izin verilmesinin, İsrail yönetiminin, mevcut statükoyu koruyacağı yönündeki iddialarını da yalanlamış olduğu belirtildi.
Aksa'ya düzenlenen baskından, avlularında dini ritüeller yapılması ve bundan doğacak tüm sonuçlardan direkt ve tümüyle İsrail hükümetinin sorumlu olduğu vurgulandı.
Açıklamada ayrıca uluslararası topluma ve ABD yönetimine "sessizliğini bozması, Kudüs ve kutsal değerlere yönelik hukuki ve ahlaki sorumluluğunu üstlenmesi" çağrısı yapılırken, Filistin Dışişleri Bakanlığının Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi, BM İnsan Hakları Konseyi ve Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü'nün de (UNESCO) arasında olduğu uluslararası mecralarda Aksa'ya yönelik ihlallerle ilgili siyasi ve diplomatik çabalarını sürdürdüğü aktarıldı.

İsrail hükümeti: Bayrak yürüyüşünün rotası değişmeyecek
İsrail hükümeti ve güvenlik birimleri, "bayrak yürüyüşünün" Eski Şehir'deki sembolik Şam Kapısı'ndan ve Filistin mahallelerinden geçmesine izin veren rotayı onaylamıştı.
Filistin yönetimi ve direniş grupları ise "bayrak yürüyüşü provokasyonuna" karşı İsrail'ee uyarılarda bulunmuştu.
İsrail Başbakanı Naftali Bennett, dün güvenlik kurumlarından yetkililerle gerçekleştirdiği toplantının ardından yaptığı açıklamasında, "bayrak yürüyüşünün" Doğu Kudüs'teki rotasında değişiklik olmayacağını söylemişti.

Kudüs İslami Vakıflar İdaresinin egemenliği ihlal ediliyor
Mescid-i Aksa, İsrail ile Ürdün arasında 26 Ekim 1994'te imzalanan barış antlaşmasına göre Ürdün Vakıflar, İslami İşler ve Mukaddesat Bakanlığına bağlı Kudüs İslami Vakıflar İdaresinin himayesinde bulunuyor ancak Yahudiler, 2003'ten bu yana İdarenin izni olmadan İsrail'in tek taraflı kararıyla polis eşliğinde kutsal mabede giriyor.
Bu girişleri baskın olarak nitelendiren Kudüs İslami Vakıflar İdaresi, Müslümanların egemenliğinin ihlal edildiğini belirtiyor.

Statükoya göre Aksa'da Yahudiler ibadet edemez
Statükoya göre, fanatik Yahudi yerleşimcilerin Aksa'da ibadet etmesine izin verilmemesi gerekiyor.
Ancak fanatik Yahudiler sık sık İsrail polisi korumasında Aksa'ya baskınlar düzenliyor.



Irak'ta seçimlerin boykotu iktidar koalisyonunu karıştırdı

Bağdat'ta düzenlenen Koordinasyon Çerçevesi toplantısından (X)
Bağdat'ta düzenlenen Koordinasyon Çerçevesi toplantısından (X)
TT

Irak'ta seçimlerin boykotu iktidar koalisyonunu karıştırdı

Bağdat'ta düzenlenen Koordinasyon Çerçevesi toplantısından (X)
Bağdat'ta düzenlenen Koordinasyon Çerçevesi toplantısından (X)

Eski Başbakan Haydar el-İbadi Irak'ta ‘seçim sisteminin reforme edilmesi’ çağrısında bulunurken, Koordinasyon Çerçevesi’nin Mukteda es-Sadr'ın Kasım 2025'te yapılması planlanan seçimleri boykot etme kararına karşı tavır alması bekleniyor.

El-İbadi liderliğindeki Zafer Koalisyonu, seçim sisteminin ‘yolsuzluk’ suçu işleyen kişilerin seçime katılmasını engellemesi gerektiğini bildirdi. Koalisyon tarafından bugün yapılan basın açıklamasında, “Ülkenin karşı karşıya olduğu zorluklar, özellikle de bu tarihi anda, sistemin siyasi tabanını genişletmeyi, herkesi dahil etmeyi ve seçim sürecini yolsuzluğa bulaşmış kişilerden ve manipülatörlerden korumayı gerektiriyor” denildi.

Koalisyon, ‘herhangi bir devletin çöküşünün üstesinden gelmenin, halkın çıkarlarını ve devletin varlığını koruyarak iç siyasi ve sosyal birlikle başarılabileceğini’ vurguladı. Açıklamada, “Ulusal bir reform vizyonu temelinde aday olmamak, çıkarlar nedeniyle başkalarının seçimlere katılmasına izin vermemekten temelde farklıdır” ifadesi yer aldı.

Koordinasyon Çerçevesi’nin ana bileşenlerinden biri olan el-İbadi'nin koalisyonu, Sadr'ın benzer bir açıklama yapmasından bir gün sonra seçimleri boykot ettiğini duyurdu.

 Eski Irak Başbakanı Haydar el-İbadi (X)Eski Irak Başbakanı Haydar el-İbadi (X)

Koordinasyon Çerçevesi'nin pozisyonu

Koordinasyon Çerçevesi, Sadr ve el-İbadi'nin kararları ve bunların bir sonraki parlamentoda Şii temsiliyeti üzerindeki etkileri konusunda hemen bir görüş bildirmedi. Bilgi sahibi kaynaklar, “Sadr ve el-İbadi'nin kararlarını ele alma konusunda Şii meclisi içinde anlaşmazlıklar var” dedi.

Şarku’l Avsat'a konuşan kaynaklar şu ifadeleri kullandı: “Bedir Örgütü lideri Hadi el-Amiri ve Hikmet Hareketi lideri Ammar el-Hekim'in başını çektiği bazı Şii liderlerin durumu kontrol altına alma çabaları var. Yaşananlara uyum sağlamak için uzlaşmacı bir çözüm arayışının yanı sıra Sadr'a seçimlere katılması ve boykotu tersine çevirmesi için davette bulunma ve Bağımsız Yüksek Seçim Komisyonu'nu birkaç günlüğüne adaylık kapısını yeniden açmaya davet etme olasılığı da var… Koordinasyon Çerçevesi içinde farklı görüşler var, ancak Kanun Devleti Koalisyonu lideri Nuri el-Maliki'nin tutumunun Sadr'ı boykotu kırmaya ve seçimlere katılacağını açıklamaya davet etme eğiliminde olduğu dikkat çekiyor.”

Sadr, Kasım ayında yapılması planlanan parlamento seçimlerini boykot etme kararından dönmek için zorlu koşullar öne sürdü.

Sadr X platformundaki hesabı üzerinden yaptığı paylaşımda, “Yolsuzluk var olduğu sürece hiçbir seçime katılmayacağım. Doğruluk ancak kontrolsüz silahların teslim edilmesi, milislerin dağıtılması ve ordunun güçlendirilmesiyle tesis edilecektir” ifadelerini kullandı.

Yerel platformlarda, Sadr Hareketi liderleri ile aralarında Başbakan Muhammed Şiya es-Sudani'nin de bulunduğu Şii liderler arasında seçimlere katılma amacıyla temaslar kurulduğuna dair sızıntılar dolaşıyor.

Şarku’l Avsat'a konuşan siyasi bir kaynak, ‘Sadr Hareketi ile geri dönme olasılıkları konusunda şu ana kadar görüşmelerin durmadığını’ söyledi.

Sadr Hareketi lideri Mukteda es-Sadr (Sadr Hareketi medyası)Sadr Hareketi lideri Mukteda es-Sadr (Sadr Hareketi medyası)

Seçimlerin meşruiyeti

Son dönemde izlenen çeşitli göstergelere göre seçimlerin meşruiyetine ilişkin endişeler bulunuyor. Boykotun kırılgan bir bölgesel ve uluslararası ortamda diğer kesimler tarafından da tekrarlanması, özellikle silah taşıyan ya da geçmişte silah taşımış olanlar başta olmak üzere pek çok Şii gücün, İran'ın hedef alınmasının ardından ABD ve İsrail tarafından hedef alınabilecekleri korkusunu taşımaya devam ettikleri bir dönemde, siyasi sistemin meşruiyetini etkileyebilir.

Aynı bağlamda araştırmacı Seyf es-Saadi Şarku’l Avsat'a verdiği demeçte şu ifadeleri kullandı: “Irak'taki siyasi sınıf, boykot eden çoğunluğun seçimlere katılma güvenini yeniden tesis edecek olgun bir seçim sistemi sunamadı. Bunun nedeni, seçim yasasının her seçim döneminde, oy veren halkın gerekçeleri dikkate alınmaksızın, büyük geleneksel partilerin ölçülerine uyacak şekilde değiştirilmesidir… Sadr Hareketi lideri Mukteda es-Sadr ve iki eski başbakan Haydar el-İbadi ve Mustafa el-Kazımi'nin boykotu, seçimlere giden sürecin ciddiyetinin bir göstergesidir.”

Ancak es-Saadi, ‘seçim bölgesi sistemi, Sainte Lague sistemi ve benimsenen yüzde ile her seçimde sorunlara neden olan sonuç hızlandırma cihazlarına ilişkin doğru istatistiklere dayanan olgun bir yasanın çıkarılması yoluyla Irak'taki seçim sisteminde reform yapılabileceğini’ düşünüyor.